Konu resmiKitabe Okumaları
Kitâbe Okumaları

Miskinler Tekkesi Kitabesi Cuy: Akarsu, ırmak, çay, dereMaksem: Toplanan suların belirli ölçülere göre şehre taksim edildiği yer, su taksim yeri, maslakÂb-rû: İftihar vesîlesi, övünçDürr-i bahr: parlak inciKulzüm-i zehhâr: Dalgalı denizDâver:  Adâletli ve insaflı hükümdar, hâkim, vezir, vâliGevher-nisâr: Cevher saçanKilk: Kalem, kamış kalemKişver: Memleket, ülkeBahr-i bî-kenâr: Sahili olmayan denizSîrâb: Suya doymuş, suya kanmışBendegân: Kullar, kölelerCûybâr: Nehir, ırmak, akarsuTebâr: Soy, nesilSû-be-sû: Her yana, her yanda, her yönde, her yöne, her tarafa, her tarafta, taraf tarafÂsâr: EserlerBî-şümâr: Sayısız, hadsiz, pek çokVaz’: Ortaya koyma, düzenleme, tedvin etmeKâm-kâr: İsteğine kavuşmuş, devlet ve ikbal sâhibiSülûk: Bir yere veya bir amaca ulaşmak için yola koyulmakKenz: Hazîne, defîneDil-cû: Gönül çekenİbtidâr: Bir işe girişme, başlamaDil-keş: Gönül çekici, gönül cezbediciİbn-i sebîl: YolcuTarh: Bahçelerde çiçek dikmek için ayrılmış, çiçek dikilmiş yerÇeşmesâr: Çeşmesi, pınarı çok olan yerZîbâ: SüslüHoşgüvâr: Lezzetli, tatlıKand: ŞekerTu’m: Yiyecek, azıkGûş eylemek: İşitmek, dinlemek, kulak vermekTeşne: SusamışHummâz: Ekşi, kekremsiNümâyân: Görünen, meydanda olan, ayan, âşikârAtşân: Susamış, susuz, teşneLeyl ü nehâr: Gece ve gündüzTûl-i ömr: Ömür uzunluğuMuammer: Uzun ömürlü etmek, uzun ve mutlu bir ömür sürdürmekŞâhenşeh: Şahlar şâhı, pâdişahlar pâdişâhıKirdigâr: AllahDil-hâh: Gönlün arzu ettiği, gönlün istediği, arzu edilenFeyz-yâb: Feyiz bulucu, feyiz bulanBehredâr: Nasiplendirmek

Osmanlıca DERGİ 01 Ocak
Konu resmiOsmanlıca Yazabiliyorum
Osmanlıca Yazabiliyorum

Allah İçin Sevmek Cenâb-ı Hak, insanın kalbine bütün kâinatı içine alacak kadar büyük bir sevgi yerleştirmiştir. Rabbimiz bu sevgiyi, kendisini sevmemiz ve diğer varlıkları da kendisinin istediği şekilde sevmemiz için vermiştir. Varlıkları, O’nun istediği şekilde sevmeye, “Allah için sevmek” denilir. Bunun ölçüsü de Kuran ve sünnette vardır.  Kısaca Allah için sevmek demek, herhangi bir menfaat veya dünyalık veya akrabalık veya nefsani bir şey için veya başka herhangi bir sebep için değil de; birini sırf mümin olduğu için ve Allah rızasını kazanmak için sevmektir.         Ç Ö Z Ü M         للّٰه ايچون سومك جناب حق، انسانڭ قلبنه  بتون كائناتي ايچنه  آلاجق قدر بيوك بر سوكي يرلشديرمشدر. ربّمز بو سوكي يي، كنديسني سومه مز و ديگر وارلقلري ده  كنديسنڭ ايسته ديگي شكلده  سومه مز ايچون ويرمشدر. وارلقلري، اونڭ ايسته ديگي شكلده  سومه يه ، ”اللّٰه ايچون سومك“ دينيلير. بونڭ أولچوسي ده  قرآن و سنّتده  واردر. قيصه جه  اللّٰه ايچون سومك ديمك، هر هانكي بر منفعت ويا دنيالق ويا اقربالق ويا نفساني بر شي ايچون ويا باشقه  هر هانكي بر سبب ايچون دگل ده ؛ برينى صرف مؤمن اولديغي ايچون و اللّٰه رضاسني قزانمق ايچون سومكدر

Osmanlıca DERGİ 01 Ocak
Konu resmiTarihten Notlar
Tarihten Notlar

قاشيقجي الماسنڭ حكايه سي ١٦٩٩ ييلنده استانبولده اگري قاپي چوپلگنده طولاشان بالديري چيپلاق طاقيمندن بر آدم يووارلاق طاش بولور. بر يايمه جي قاشيقجي يه كيدره ك أوچ تخته قاشيغه دگيشير. قاشيقجي كوتورور، بو طاشي بر قويومجي يه ١٠ آقچه يه صاتار. قويومجي طاشي آرقداشلرندن برينه كوسترير. قيمتلي بر الماس اولديغي آڭلاشيلنجه بريكي صوص پايي ايستر. آرالرنده غوغا چيقار. مسئله قويومجي باشي يه عكس ايدر. قويومجي باشي غوغاجيلرڭ النه برر كيسه آقچه ويره رك طاشي آلير. فقط بو سفر ده اولايي صدر اعظم كوپرولي زاده فاضل احمد پاشا دويار. طاشي كنديسي ايچون صاتڭ آلمه يه حاضرلانيركن، مسئله پادشاهه عكس ايدر. دردنجي محمد بر خط همايون ايله الماسي سرايي همايونه كتيرتير و سراي الماس تراشنه ويريلير. اگري قاپي چوپلگنده بولونان طاش ايشلننجه ميدانه ٤٨ قیراطلق ناديده بر الماس چيقار. قويومجي باشي يه قاپيجي باشيلق رتبه سيله بر كيسه بخشش احصان اولونور. Kaşıkçı Elmasının Hikâyesi 1699 yılında İstanbul’da Eğri kapı çöplüğünde dolaşan baldırı çıplak takımından bir adam yuvarlak taş bulur. Bir yaymacı kaşıkçıya giderek üç tahta kaşığa değişir. Kaşıkçı götürür, bu taşı bir kuyumcuya 10 akçeye satar. Kuyumcu taşı arkadaşlarından birine gösterir. Kıymetli bir elmas olduğu anlaşılınca beriki sus payı ister. Aralarında kavga çıkar. Mesele Kuyumcu başıya akseder. Kuyumcu başı kavgacıların eline birer kese akçe vererek taşı alır. Fakat bu sefer de olayı Sadrazam Köprülüzade Fazıl Ahmet Paşa duyar. Taşı kendisi için satın almaya hazırlanırken, mesele Padişaha akseder. Dördüncü Mehmet bir Hatt-ı Hümayun ile elması Sarayı Hümayuna getirtir ve Saray elmas tıraşına verilir. Eğrikapı çöplüğünde bulunan taş işlenince meydana 48 karatlık nadide bir elmas çıkar. Kuyumcu başıya Kapıcıbaşılık rütbesiyle bir kese bahşiş ihsan olunur. اساس اولان عدالت اون آلتنجي يوز ييل ايچون ف. طووي شویله ديمكده در؛ "بر چوق خريستييان، عدالتي آغير و قرارسز اولان خريستييان أولكه لرنده كي يورتلريني بيراقارق، عثمانلي أولكه لرينه كلوب يرلشييورلردي. اون بشنجي يوز ييل ايچون ف. بابینكر ايسه ؛ "عثمانلي پادشاهنڭ أولكه سنده هركس كندي حالنده . بختيار اولابيليردي. مطلق بر ديني حريت حكم سورردي و كيمسه شو ويا بو اينانجه صاحب اولديغندن طولايي بر كوچلكله قارشيلاشمازدي." ديمكده در. بالذّات پادشاه عدالته اطاعت ايدردي. أوچنجي سلطان مصطفي خان (١٧٥٧-١٧٧٤) بگلربگي سراينى كڭيشلتمك ايسته مشدي. بونڭ ايچون جوارده كي بر طول قادينڭ عرصه سني آلمق لازمدي. قادين عرصه سني صاتمق ايسته مينجه ، پادشاه زورله عرصه يي آلمه يي عقلندن كچيرمدي. فقط سرايڭ اسكيين بر قسمنى ييقديردي و خلقه محسوس بر باغچه حالنه كتيردي. Esas Olan Adalet On altıncı yüzyıl için F. Dowey söyle demektedir; "Birçok Hıristiyan, adaleti ağır ve kararsız olan Hıristiyan ülkelerindeki yurtlarını bırakarak, Osmanlı ülkelerine gelip yerleşiyorlardı. On beşinci yüzyıl için F. Babinger ise; "Osmanlı padişahının ülkesinde herkes kendi hâlinde. Bahtiyar olabilirdi. Mutlak bir dinî hürriyet hüküm sürerdi ve kimse su veya bu inanca sahip olduğundan dolayı bir güçlükle karşılaşmazdı." demektedir. Bizzat padişah adalete itaat ederdi. Üçüncü Sultan Mustafa Hân (1757-1774) beylerbeyi sarayını genişletmek istemişti. Bunun için civardaki bir dul kadının arsasını almak lâzımdı. Kadın arsasını satmak istemeyince, padişah zorla arsayı almayı aklından geçirmedi. Fakat sarayın eskiyen bir kısmını yıktırdı ve halka mahsus bir bahçe hâline getirdi. احانتڭ جزاسز قالماز ١٨. يوز ييلده  سلطان سليمڭ نظام جديداسملي عسكري، ملكي، اداري، تجاري، اجتماعي ايله سياسي تشبّثلري دولته بويوك بر جانليلق كتيرمشدي. آنجق بو طوروم بعض آوروپه أولكه لرينڭ هيچ خوشنه كيتممشدي. بونڭ أوزرينه أولكه نڭ چشيتلي بولكه لرنده چيقارتيلان آياقلانمه لر و صاواشلرله عثمانلي دولتنڭ كليشمه سنه انكل اولونمه يه چاليشيلدي. قباقجي مصطفي عصياني ده بو چاليشمه لردن بر دانه سيدي. بويوك دره چاييرنده طوپلانان ٥٠٠ قدر عاصي استانبوله يورويه رك پادشاهي تختدن اينديرمه يي آماچ ايدينمشدي. ٣. سليم عصيانجيلري طورديرمه يه كوجي اولمه سنه رغمًا مسلمان قاني دوكولمه سني ايسته مديگي ايچون فرمان چيقارتارق نظام جديداوردوسنڭ قالديريلديغني دویوردي. داها صوڭره پادشاهي ده ايسته مييورز دييه باغيران عاصيلر، ٢٩ مايس ١٨٠٧ تاريخنده سلطاني تختدن اينديره رك يرينه ٤. مصطفي خاني تخته كچيرديلر. قباقجي مصطفي ده بو اولايڭ آردندن عثمانلينڭ بويوك نفوذلي دولت آدملرندن بري اولدي. آنجق بر سوره صوڭره يڭيدن ٣. سليمي تخته چيقارمق ايچون اوردوسيله روسجقدن استانبوله كلن علمدار مصطفي پاشانڭ آدملري طرفندن ١٨٠٨ ييلنده بوغازده كي اونده أولديرولدي. İhanetin Cezasız Kalmaz 18. yüzyılda  Sultan Selim’in Nizam-ı Cedid isimli askeri, mülki, idari, ticari, içtimai ile siyasi teşebbüsleri devlete büyük bir canlılık getirmişti. Ancak bu durum bazı Avrupa ülkelerinin hiç hoşuna gitmemişti. Bunun üzerine ülkenin çeşitli bölgelerinde çıkartılan ayaklanmalar ve savaşlarla Osmanlı Devleti’nin gelişmesine engel olunmaya çalışıldı. Kabakçı Mustafa İsyanı da bu çalışmalardan bir tanesiydi. Büyükdere çayırında toplanan 500 kadar asi İstanbul’a yürüyerek padişahı tahtan indirmeyi amaç edinmişti. III. Selim isyancıları durdurmaya gücü olmasına rağmen Müslüman kanı dökülmesini istemediği için ferman çıkartarak Nizam-ı Cedid ordusunun kaldırıldığını duyurdu. Daha sonra padişahı da istemiyoruz diye bağıran asiler, 29 Mayıs 1807 tarihinde sultanı tahttan indirerek yerine IV. Mustafa Han’ı tahta geçirdiler. Kabakçı Mustafa’da bu olayın ardından Osmanlı’nın büyük nüfuzlu devlet adamlarından biri oldu. Ancak bir süre sonra yeniden III. Selim’i tahta çıkarmak için ordusuyla Rusçuk’tan İstanbul’a gelen Alemdar Mustafa Paşa’nın adamları tarafından 1808 yılında Boğaz’daki evinde öldürüldü. چوجق اگيتيمنه دائر فرمان سلطان ٢. محمود خانڭ، أولكه نڭ هر طرفنه كوندرديگي بر فرمانده صاقلي. بو فرمانده شويله دینیيور: ”ديني وجيبه لري أوگرتمك و سچه جگي مسلكڭ بيلكيلرينه صاحب قيلمق بابالرڭ چوجقلرينه قارشي ايلك وظيفه سيدر. نه يازيقكه ، بر زماندن بري بر چوق آنا و بابا بوني اونوتارق، چوجقلريني داها بش آلتي ياشنده قزانچ حرصي ايله صنعت صاحبلرينڭ ‏ياننه چيراق اولارق ويرييورلر ويا باشي بوش بيراقييورلر. چوجقلق چاغنده جاهل قالانلر ايسه ، بلوغ چاغلرنده هم كنديلري ايچون، هم ده مملكت ايچون درد اولويورلر. بو، ايكي دنياده جزايي كركديرن بر احمالدر. سزلره امر ايدييورمكه ، بو فرمان اليڭزه دگديگي آنده ، بولكه ڭزده ٦ ياشنى بيتيرمش نه قدر چوجق وارسه بونلري تثبيت ايديڭز! موجود محله مكتبلري يتمييورسه بنا و خواجه بولارق مكتبسز چوجق بيراقمايیڭز! مكتب چاغنده اولديغي حالده بو چوجقلري ‏يانلرينه آلوب چاليشديرانلرڭ شدّتله جزالانديريلاجقلريني اعلان ايديڭز! آناسز و باباسز اولانلرله ، اوقومه يه كوجي يتمه ينلرڭ تحصيلنى دولتڭ تأمين اده جگني اعلان ايديڭز!. .“   Çocuk Eğitimine Dair Ferman Sultan II. Mahmud Hanın, ülkenin her tarafına gönderdiği bir fermanda saklı. Bu fermanda şöyle deniyor: “Dinî vecibeleri öğretmek ve seçeceği mesleğin bilgilerine sahip kılmak babaların çocuklarına karşı ilk vazifesidir. Ne yazık ki, bir zamandan beri birçok ana ve baba bunu unutarak, çocuklarını daha beş-altı yaşında kazanç hırsı ile sanat sahiplerinin yanına çırak olarak veriyorlar veya başıboş bırakıyorlar. Çocukluk çağında cahil kalanlar ise, bulûğ çağlarında hem kendileri için, hem de memleket için dert oluyorlar. Bu, iki dünyada cezayı gerektiren bir ihmaldir. Sizlere emrediyorum ki, bu ferman elinize değdiği anda, bölgenizde 6 yaşını bitirmiş ne kadar çocuk varsa bunları tespit ediniz! Mevcut mahalle mektepleri yetmiyorsa bina ve hoca bularak mektepsiz çocuk bırakmayınız! Mektep çağında olduğu hâlde bu çocukları yanlarına alıp çalıştıranların şiddetle cezalandırılacaklarını ilân ediniz! Anasız ve babasız olanlarla, okumaya gücü yetmeyenlerin tahsilini devletin temin edeceğini ilân ediniz!..” شاعر و اعمارجيپادشاه ايكنجي سليم، چوق ايي تحصيل كورمشدي. ديوان صاحبي دگرلي بر شاعردي. سليم و سليمي مخلصلريله يازديغي شعرلر چوق بگنيلمكده در. يحيي كمال ”بر بيتي بر ده جامع معموري وار“ دييه أوگمشدر. ”بيز بلبل محرق دم شكواي فراقز. آتش كسيلير كچسه صبا گلشنمزدن“ بيتي، تورك شعرينڭ اڭ كوزل بيتلرندن بري صاييلمقده در. ايكنجي سليم قيصه سورن سلطنت دونمنده ، أونملي شاه اثرلردن صاييلان ادرنه سليميه جامعنی انشا ايتديرمشدر. آياصوفيه جامعنى ياپديرديغي استناد ديوارلريله تحكيم ايتديره رك كونمزه قدر كلمه سني صاغلاديغي كبي، ايكي مناره اكلميش، ‏ياننه ايكي ده مدرسه ياپديرارق كليه حالنه كتيرمشدر. بونلردن باشقه مكّۀ مكرّمه نڭ صويوللرينڭ تعميري، مسجد حرامڭ مرمر قبه لرله تزييني، لفكوشه سليميه جامعي، عزيزافندي تكيه سي كبي اثرلر ده واردر. Şair Ve İmarcı Padişah İkinci Selim, çok iyi tahsil görmüştü. Divan sâhibi değerli bir şairdi. Selim ve Selimi mahlaslarıyla yazdığı şiirler çok beğenilmektedir. Yahya Kemâl “Bir beyti bir de câmi-i mamuru var” diye övmüştür. “Biz bülbül-i muhrık dem-i şekvâ-yı firakız. Ateş kesilir geçse saba gülşenimizden” beyti, Türk şiirinin en güzel beyitlerinden biri sayılmaktadır. İkinci Selim kısa süren saltanat döneminde, önemli şâheserlerden sayılan Edirne Selimiye Camii’ni inşa ettirmiştir. Ayasofya Câmiini yaptırdığı istinat duvarlarıyla tahkim ettirerek günümüze kadar gelmesini sağladığı gibi, iki minare eklemiş, yanına iki de medrese yaptırarak külliye hâline getirmiştir. Bunlardan başka Mekke-i Mükerreme’nin suyollarının tamiri, Mescid-i Harâm’ın mermer kubbelerle tezyini, Lefkoşe Selimiye Câmii, Azîz Efendi tekkesi gibi eserler de vardır.

Ahmet ÇAKIL 01 Ocak
Konu resmiHer Gün Bir Yerden Göçmek Ne İyi
Poster

Osmanlıca DERGİ 01 Ocak
Konu resmiToplumun Mayası Kelimelerdir
Baş Muharrir

طوپلومڭ مايه سي كلمه لردر ايشه  كلمه لردن باشلارم دييوردي، قونفيچيوس. ناصل ديمه سينكه ، ”بر ملّته  او ملّتڭ ديليله  اوينامقدن داها بيوك سوء قصد اولاماز“ دييوردي آلمان شاعر كوته  ده . اويسه  بز، ايلتيشيم چاغنده  مغاره لرده  كورونن رسملي ايلتيشيم دورلرينه  دونمش حاله  كلدك نره ده يسه . بو مع الاسف كلينن آجي طابلو. فقط ديگر طرفدن كوزل كليشمه لر ده  اولمايور دگل. استانبول ملّي اگيتيم مديرلگي ”سوزلك أوزگورلكدر“ اسملي بر پروژه  باشلاتدي. داها چوق كلمه ، داها چوق دوشونجه  و أورتكنلك. داها چوق بزدن كلمه لر، داها چوق ايلتيشيم و تاريخي درينلك. بونلر حقيقتًا كوزل و هيجان ويريجي طوروملر. دتايلريني روپورتاژده  اوقويابيليرسڭز. بو سنه  عين زمانده  ترك ديلي ييلي اعلان ايديلدي. بزي ايلگيلنديرن قسم، كنديمزه  عائد كلمه لره  يوڭلمه  و هر آڭلامده  اطرافمزي بونلرله  طوناتابيلمكدر. تاريخي معظّم بر درينلگمز وار، فقط تركجه  كلمه لرڭ تركجه  قارشيلقلري (!) ايچون لغات قوللانمه يه  مجبور حاله  كلديگمز واقعه در. بو طورومدن عاجلاً قورتولمه مز الزمدر. ايشته  بحثي كچن چاليشمه لر و بونلرله  برلكده  دركيمز و ديگر دستكله ييجي چاليشمه لرله  برلكده  يعني هپ برابر، ال اله  ايسته نيلن نقطه يه  كله بيليرز. بزم خرجمز كلمه لريمزدر. لسانمزدر. عين زمانده  حرفلريمزدر. أوركون و يايغين اگيتيم اولارق، سيويل طوپلوم قورولوشلري و مديه  اولارق، عائله لر و بتون نشرياتلر اولارق بو قونوده  كركلي چاليشمه لرڭ كوڭلدن ياپيلمسي ضروريدر. بز اولابيلمك و كله جگي انشا ايده بيلمك بوڭا باغليدر. دركيمزده  هر زمانكي بولوملر فرقلي و كونجل موضوعلرله  دوام ايتمكده در. هر سويه دن مخاطبڭ استفاده  ايده بيله جگي مختلف متنلر سزلري بكله مكده در. بو آي بلكه  اوقومه  بولومنده  اعداملرله  علاقه لي بلكه  و شيفره لي تلغرافلره  ير ويردك. دقتڭزي چكه جگنى اومويورز. بولمه جه  قسمي ده  كوزل كيدييور. سز اوقويوجيلريمزدن جدّي دونوشلرڭ اولمسي بزلري سوينديرييور. كتابه  اوقومه ده  بو آي مسكينلر تكيه سي كتابه سي سزلرله  اولاجق. هر آي متنلرڭ آردندن ويرديگمز اونلرجه  كلمه  ده  دنيامزده  يريني آلييور. لسانمز، كلمه لريمز و حرفلريمز أوزرينه  ياپيلان بو چاليشمه لر اقسامادن دوام ايده جك ان شاء اللّٰه. هر تعطيل يڭي بر چاليشمه نڭ باشلانغيجيدر. تعطيلده  ده  تعقيبه  دوام… İşe kelimelerden başlarım diyordu, Konfüçyüs. Nasıl demesin ki, “Bir millete o milletin diliyle oynamaktan daha büyük suikast olamaz” diyordu Alman şair Goethe de. Oysa biz, iletişim çağında mağaralarda görünen resimli iletişim devirlerine dönmüş hale geldik neredeyse. Bu maalesef gelinen acı tablo. Fakat diğer taraftan güzel gelişmeler de olmuyor değil. İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü “Sözlük Özgürlüktür” isimli bir proje başlattı. Daha çok kelime, daha çok düşünce ve üretkenlik. Daha çok bizden kelimeler, daha çok iletişim ve tarihi derinlik. Bunlar hakikaten güzel ve heyecan verici durumlar. Detaylarını röportajda okuyabilirsiniz. Bu sene aynı zamanda Türk Dili Yılı ilan edildi. Bizi ilgilendiren kısım, kendimize ait kelimelere yönelme ve her anlamda etrafımızı bunlarla donatabilmektir. Tarihi muazzam bir derinliğimiz var, fakat Türkçe kelimelerin Türkçe karşılıkları (!) için lügat kullanmaya mecbur hale geldiğimiz vakıadır. Bu durumdan acilen kurtulmamız elzemdir. İşte bahsi geçen çalışmalar ve bunlarla birlikte dergimiz ve diğer destekleyici çalışmalarla birlikte yani hep beraber, el ele istenilen noktaya gelebiliriz. Bizim harcımız kelimelerimizdir. Lisanımızdır. Aynı zamanda harflerimizdir. Örgün ve yaygın eğitim olarak, sivil toplum kuruluşları ve medya olarak, aileler ve bütün neşriyatlar olarak bu konuda gerekli çalışmaların gönülden yapılması zaruridir. Biz olabilmek ve geleceği inşa edebilmek buna bağlıdır. Dergimizde her zamanki bölümler farklı ve güncel mevzularla devam etmektedir. Her seviyeden muhatabın istifade edebileceği muhtelif metinler sizleri beklemektedir. Bu ay belge okuma bölümünde idamlarla alakalı belge ve şifreli telgraflara yer verdik. Dikkatinizi çekeceğini umuyoruz. Bulmaca kısmı da güzel gidiyor. Siz okuyucularımızdan ciddi dönüşlerin olması bizleri sevindiriyor. Kitabe okumada bu ay Miskinler Tekkesi Kitabesi sizlerle olacak. Her ay metinlerin ardından verdiğimiz onlarca kelime de dünyamızda yerini alıyor. Lisanımız, kelimelerimiz ve harflerimiz üzerine yapılan bu çalışmalar aksamadan devam edecek inşallah. Her tatil yeni bir çalışmanın başlangıcıdır. Tatilde de takibe devam…

Metin UÇAR 01 Ocak
Konu resmiSözlük Özgürlüktür
Mülâkâtlar

Mülakat: Ömer Faruk YELKENCİ / İstanbul Milli Eğtim MüdürüMülakat Yapan: Metin UÇAR خواجه م ياقين زمانده  “سوزلك أوزكورلكدر” افاده سيله  بر فعاليت باشلاتديڭز. دتايلريني قونوشاجغز، محقّق. بن “سوزلك أوزكورلكدر” افاده سندن باشلامق ايسترم. بونڭله  نه يي قصد ايدييورسڭز، سزدن ديڭله مك ايسترز؟ سوزلك أوزرينه ، قاموس أوزرينه  سويله نيلن چوق سوز وار، كلام كبارلر وار. بونلرڭ اڭ كوزللرندن بر دانه سي جميل مريجڭ “قاموس ناموسدر” افاده سيدر. “سوزلك أوزكورلكدر” افاده سي أوزرندن كيده جك اولورسه ق، كلمه  خزينه ڭز، قاورام بيلكيڭز نه  قدر كنيشسه  او قدر كنيش دوشونه بيليرسڭز. نه  قدر كنيش دوشونويورسه ڭز او قدر أوزكورسڭز، قيصه جه  بو. طولاييسيله  چيقيش نقطه مزي بونڭ أوزرنده  شكللنديردككه  بر طرفدن كلمه  طاغارجغنڭ و قاورام بيلكيسنڭ أونمنه  اورغو ياپييورز، بر طرفدن ده  أوزكورلگڭ نه  اولديغني سويله مش اولويورز. انسانڭ فطرتنه  آيقيري، طوپلوم دگرلرينه  آيقيري ايسته ديگڭز شيئي ياپمقده  أوزكورسڭز آڭلايشنڭ قارشيسنده  طوران بر أوزكورلك آڭلايشنى اورته يه  قويمش اولدق. پروژه ده اصل هدف نه در؟ أوڭجه لكله  بر پروبلم وار أوڭجه  او پروبلمي تثبيت ايتمك كركييور. اورته ده  اوزون زماندر قونوشيلان “بيليم ديلي أورته مييورز” “چوجقلريمز تركجه يي ١٠٠ كلمه يله  قونوشويورلر” “فلسفه  أورته مييورز” وس. طرزنده  طارتيشمه لر وار. حتّی باشقه  بر طارتيشمه  ده  “چوجقلريمز بر يبانجي ديلي أوگرنه مييورلر.” تاريخ پرسپكتيفي ايچنده  ١٠٠ سنه  أوّلنه  كيتديگڭز زمان او دونمده  بر سورو انسان صايابيليرسڭز ادبياتجي، صنعت آدمي، بيليم آدمي، دولت آدمي… بونلر ديلي ده  أوگرنمشلر، دوشونجه  ده  أورتمشلر. او دونمده كي اگيتيم طارتيشمه لرينه  باقييورسڭز، بوكون بزم ٢٠٠٠’لي ييللردن صوڭره  تركيه ده كي اگيتيمجيلرڭ سويله ديگي شيلري احمد مدحت افندي كبي، عائشه  صديقه  خانم كبي انسانلر تا ١٩نجی يوز ييلده  سويله مشلر. بزم اگيتيمجيلريمز بونلري بوكون يڭي كشف ايدييورمش كبي كوندمه  كتيرديلر. ١٠٠ سنه  أوڭجه يه  باقديغڭز زمان فرانسزجه يي، فارسجه يي، عربجه يي چوق قولاي أوگرنوب قونوشابيلمشلر، قوللانابيلمشلر؛ هم ده  چوق اتكيلي بر شكلده  ياپمشلر بوني. تكرار ايده جك اولورسه ق، كنجلريمز ١٠٠ كلمه يله  قونوشويور. اصلنده  يتيشكينلر ده  ١٠٠ كلمه يله  قونوشويور. دوشونجه  أورته مييورز، بيليم أورته مييورز، ايكنجي بر ديل أوگرنه مييورز، بيليم ديلي قورامييورز وس. بونلري دوشونديگمزده  اصلنده  بزم أوزللكله  بللي دونملرده  ديل أوزرنده  ياپيلان اوپه راسيونلردن، أوزرينه  ياپيلان عملياتلردن طولايي بو نقطه يه  كلديگمزي، ديلمزي غائب ايتمك أوزره  اولديغمزي، ديلمزڭ زنكينلگندن اوزاقلاشديغمزي كورويورز. بزم قوللانديغمز، ياشي اللينڭ أوزرنده  اولان انسانلرڭ قوللانديغي كلمه لري چوجقلريمز بيلمدكلري ايچون قوللانامييورلر. أوڭلريني آچمازسه ق أوگرنمه  احتماللري ده  يوق. أويله يسه  بزم تمل آماجمز، بو كلمه  بيلكيسني و قاورام خزينه سني تكرار چوجقلريمزڭ أوڭنه  كتيرمك. بوني ياپابيلمك ايچون اوزون وعده ده  فرقلي چاليشمه لر ياپيلابيلير اما اورته  وعده ده  اسكيدن صاحب اولديغمز، بزم چوجقلغمزده  كنجلگمزده  چوقجه  ياپديغمز فقط شيمديلرده  ترك ايديلمش اولان اصلنده  بر آراشديرمه جي طوري ده  اورته يه  قويان سوزلك اوقومه  آليشقانلغنى چوجقلريمزه  تكرار قزانديرمه مز كركير دييه  دوشوندك. پكي، بوني ناصل قزانديراجغز؟ استانبول كنلنده  كنيش قاپساملي بر چاليشمه  ياپارق، بو نقطه ده  بر فرقنده لق اولوشديرارق سوزلك اوقومه  آليشقانلغنى تكرار چوجقلرڭ كوندمنه  صوقوب سوزلك اوقومه لرينى صاغلاياجغز. بويله جه  كلمه  خزينه لريني و قاورام بيلكيلريني كنيشلته بيله جگمزي دوشوندك. هدفمزي ده  چيقيش نقطه مزي ده  بو شكلده  تعريف ايده بيليرز. بو قونويله  ايلكيلي هدف اولارق قاچ كلمه  اوقوناجق؟ كلمه يي ساده جه  سوزلكدن اوقومق دگل بر ده  كچديگي يرده ، كتاب اوقويارق أوگرنمك كبي چاليشمه لر ده  وارمي؟ يونس امره  ايله  محمد عاكف آراسني آلديغڭز زمان ديل اولارق ده  بر دگيشيم وار اما عاكف، يونس امره نڭ ديلني بيلييور. بزده  او دوامليلق غائب اولديغي ايچون بز داها عاكفڭ ديلني بيلمييورز؛ يونس امره نڭ ديلني ده  بيلمييورز. آماجمز يونس امره  ايله  محمد عاكف آراسنده كي يولي تكراردن برلشديرمك و او يولڭ كونمزه  كلمه سني صاغلامق. ١٩نجی يوز ييلده كي كبي بر عثمانلي تركجه سي قونوشولسون كبي بر نيتمز يوق، بويله  بر شي ممكن ده  دگل. ديل جانلي بر ياپيدر. ذاتًا جاپ جانلي بر يرلرده  طوران او ديله  عائد عنصرلريمزي تكرار حياتڭ ايچنه  اوتورتمه مز كركييور. يونس امره ده كي قاوراملره  كلمه لره  باقديغڭز زمان عشقڭ اودندن بحث ايدر. چوجقلريمز اصلنده  “عشق” كلمه سني ده  بيلمييورلر، “اود” كلمه سني بيلمييورلر. يونس امره ده  چوقجه  قوللانيلان و آناطوليده  قوللانيلان، حالا جانلي اولان كلمه لر شهرڭ كوندمنه  بر تورلي كيره مييور. مثلا يونس امره  ديواننده  ٤١٥٠ فرقلي كلمه  وار، صفحاتڭ لغتجه سنده  آشاغي يوقاري ٢٥٠٠ كلمه  وار. شيمدي صنف سويه سنه  كوره  دگيشن اورانده  بو كلمه لري أوگرنه بيلمه لريني ايستييورز. بونلر أوست هدف. سوزلك أوزكورلكدر پروژه سي ايچنده  تك واسطه مز سوزلك اوقومه  دگل. بو، واسطه لردن بر دانه سي. بيت ازبرله مه ، بيت ازبرلركن ده  اوراده كي كلمه لري أوگرنمه  كبي بيتڭ و اونڭ آلتنه  لغتجه نڭ يازيلي اولديغي كورسللرله  دستكلنن اتكينلكلريمز وار. يينه  صوسيال مديه  أوزرندن برچوق اتكينلك كليشديريلييور. طانينمش يوتیبیرلردن استفاده  ايدييورز. سوزلك اوقومه  آليشقانلغي اولان انته لكتوئللريمزي اوقوللريمزه  چاغيرارق، ‘اونلر ناصل سوزلك اوقوردي’يي أوگرنجيلريمزه  كوسترييورز. طولاييسيله  بتون آراچلري برابر دوره يه  صوقارق و يونس امره دن محمد عاكفه  كيدن يولي چيزه رك. اوندن صوڭره  أوگرنجي ايسته ديگي كيشيلري آلسين، ايسته ديگي اثرلري آلسين؛ هر شيئي أوگرتمه  شانسمز يوق. اگيتيمده  بزم أوگرنجي يه  يول آچمه مز، اشارت طاشلريني كوسترمه مز لازم. اشارت طاشلريني كوستردكدن صوڭره  آرتق بوني كنديلري ياپاجقلردر. بو شكلده  ده  كرك يونس امره  ديواني أوزرندن كركسه  صفحات أوزرندن چوق صاييده  كلمه  و قاورام ايدینه جكلريني دوشونويورز. كنل اولارق هدفلريمز ده  بونلر. اورته اوقوللرده  بو پروژه  قاپسامنده  چوق صاييده  كتابله  أوگرنجيلريمزي بولوشديرمق كبي بر درديمز يوق اما كولتوريمزڭ قلاسيك كوچلي اثرلري وار. اورته اوقوللرده  ٧، ليسه لرده  ١٢ دانه  اثريمزي أوگرنجيلريمزله  طوغري بر شكلده  بولوشديرمق نيتنده يز. قلاسيك اثرلردن كونمزه  ياقين اثرلره  طوغري چوجقلريمزي يوڭلنديروب اورالردن استفاده  ايتمه لريني صاغلاياجغز. أوگرنجيلر اتكينلگه  قاتيلمه  قونوسنده  تمامًا سربستمي اولاجقلر؟ طانيتيم طوپلانتيمزده  ٢٠٠ دانه  اوقولمزڭ مديري واردي اونلره  ناصل ياپاجقلريني تعريف ايتدك. اوقوللريمزده  بو چاليشمه لري ياپمه لري زورونلي اولاجق. ساده جه  آز أوڭجه  ديديگم كبي اسنك طرفي، بز چوجقلره  اشارت طاشلريني كوستره جگز، اونلر كنديلري نه  قدر كليشديريرلرسه  كليشديره جكلر. استانبول سطحنه  يايمه  ايشني بو اويغولامه يي كوردكدن صوڭره  ياپاجغز ان شاء اللّٰه. اميد ايدييورزكه  بو پروژه  استانبول ایله  برلكده  بتون تركيه يه  ياييلير. پروژه نڭ تركيه  كنلنده  اويغولانمسي ايچون بر تكليفڭز اولاجقمي؟ باقانلغمز استانبولده  باشاريلي اولان چاليشمه لري تركيه  كنلنه  يايييور اما شوني سويله مك ايستييورم، أوزللكله  مطلقا بونده  باشاريلي اولوناجغني دوشونويورز و اڭ چوق چوجقلريمزڭ وليلرڭ بوڭا چوق رغبت كوستره جگني دوشونويورز. بونڭ ايچون استانبولڭ بو ايشي بيتيرمه سني بكله مه يه  كرك يوق. ديگر ايللريمز ده  راحتلقله  كندي ايللرنده  باشلاتابيلير. بو براز ده  بو قونويله  ايلكيلي اولمه يه  باقييور. بو آراده  اوقوللرده  عثمانلي تركجه سي سچمه لي درس اولارق اوقوتولیيور و كچديگمز دونمده  ١٧٠بیڭ أوگرنجي بو درسلردن استفاده  ايتديلر. بو پروژه يله  كسيشه جگي نقطه  وارمي، اولورمي ويا بربرينه  ناصل قاتقيسي اولور بويله  بر دوشونجه ڭز اولديمي؟ شيمدي آدي أوستنده  سچمه لي درس اولديغي ايچون بوراده  بر زورلامه  ياپمه  سوز قونوسي اولماز اما أوگرنجيلريمز ديللريني طانيدقجه  داها ده  طانيمق ايسته يه جكدر. ديل ذوقلي بر شيدر، يحيي كمالڭ افاده سيله ، “تركجه م آغزمده  آنامڭ آق سوتي كبيدر” يعني أويله  لذتلي بر شيدر. أوگرندكجه  داها ده  ايسته يه جكلردر. اگيتيم سيستممزڭ اڭ بيوك پروبلمي صيناو مركزلي بر اگيتيم سيستمي اولمسي. بوندن قورتولمدقجه  بعض شيلري ايسته ديگمز كبي ياپمه مز ممكن اولمييور. اما بو چاليشمه  ايله  چوجقلر بونڭ لذتنى آلدقلرنده  داها چوق ايلكيلنمك ايسته يه جكلردر. فقط دستكلنمسي كركييور. مثلا شيمدي بن سزڭ كتيرديگڭز چاليشمه لري كورنجه  چوق موتلو اولدم. چونكه  ملّي اگيتيم مديرلگي اولارق بز سوزلك أوزكورلكدر پروژه سني يوروتوركن بعض شيلري ياپمق زورنده  قالاجغز. بو قونوده  جدّي چاليشمه  يوق مع الاسف. سزڭ ياپديغڭز چاليشمه  چوق سويملي بر چاليشمه ، بونڭله  برچوق شيئي حلّ ايده بيليرز. او يوزدن بز يايينجيلري ده  دعوت ايتمشدك بورايه . بو قونوده  چاليشمه لرڭ ياپيلمسي كركييور؛ بو چاليشمه لر ده  بو آڭلامده  چوق دگرلي. طولاييسيله  بزم بو آتديغمز آديمله  ماتريال اولوشديرابيلدكجه ، اتكينلك اولوشديرابيلدكجه  أوگرنجيلريمز عثمانلي تركجه سنه  داها چوق يوڭله جكلردر، نه لري آڭلايابيله جكلريني كوره جكلردر. أورنگڭ كتابه  نه در بيلمييور، بتون تاريخي اثرلريمزڭ، عبادتخانه  اولانندن طوتڭ دولت دائره لري، تربه لره  وسائره يه  قدر كيملك قارتلري وار أوزرلرنده ، كيملك قارتنى اوقويامييور انسانمز. بوني دده سنڭ، باباسنڭ مزار طاشني اوقويامامق شكلنده  افاده  ايدييورلر. بن داها كنيشلتييورم بوني، بتون بو قدیم ياپيلرڭ كيملك قارتلريني اوقويامييورز. شيمدي بونڭ فرقنه  واراجق مثلا. بو ايلكي اولوشدقدن صوڭره  ده  عثمانلي تركجه سي درسي سچيمنڭ داها چوق اولاجغنى سويله يه بيليرز. اما ياڭليش آڭلاشيلماسين، بوني أوزللكله  افاده  ايده يم؛ بو چاليشمه  عثمانلي تركجه سي درسي مركزلي بر چاليشمه  دگل. بزم ياپديغمز چاليشمه يي ماتماتيكجي ده  ياپابيلير، ياپملي ده . أوگرنجيلريمز آريتمتيگڭ نه  ديمك اولديغني، هندسه نڭ نه  ديمك اولديغني أوگرنمليدر. هندسه نڭ نه  اولديغنڭ ماتماتيكجي أوگرتسين بر زاحمت. هر برانش برچوق شيئي أوگرته بيلير. شوني ده  مراق ايدييورم خواجه م. سوزلك اوقويان بر أوگرنجي سوزلگي بوكونكي تركجه  ايله  يازيلي اولديغي شكليله مي يوقسه  ايكيسنڭ يازيلي اولديغي حاليله مي اوقوياجق؟ بز ايلك اتاپده  عثمانلي آلفابه سي ايله  يازيلوب يازيلمامسني أونمسه مييورز. چونكه  او زمان آماجمزدن اوزاقلاشيرز. بو عثمانلي تركجه سي درسنڭ ايشي، تكنيك بويوت ديديگم او. اونڭله  اوغراشاجقسه  او سويه يه  كلديسه  درسنى سچسين، او درسه  كيتسين. قصدم شو، شمس الدّين سامینڭ قاموس تركيسي كبي دگل ده  فريد دو لي اوغلنڭ عثمانليجه  يازيليشنڭ ده  برابر ير آلديغي بر لغات اولابيليرمي؟ ترجيح ايديله بيلير اما آلفابه  أوزرنده  وقت غائب ايتمك ايسته مييورز. چوق وقت غائب ايتدك ذاتًا بو قونوده . أوگرنجيلريمز كلمه لريمزي أوگرنسينلر. دوشونسه ڭزه  ملّي اگيتيم باقانلغنه  معارف باقانلغي دييه بيلسه ك نه  اولور؟ معارف باقانلغي ديديگڭز زمان، أوگرنجي عرفانڭ نه  اولديغني، عارفڭ نه  اولديغني ده  آڭلاياجق. كنديني طانيمه نڭ نه  ديمك اولديغني، كنديني بيلمه نڭ نه  ديمك اولديغني، كنديني بيلنڭ ربّنى بيله جگني بيله جك. كنديني طانيمق فرقنده لغني، عارف اولمه  فرقنده لغني حسّ ايدن بر أوگرنجي، اونتولوژيق بر مجادله يه  كيره جك، بدنسل اولارق بييولوژيك بر چابه يه  كيره جك. كذا كائناتي، أورني، اوزايي طانيمه يه  چاليشاجق. او زمان بز حالا آيا انسان كوندره مدك، آيا نيه  كيده مدك مسئله سني طارتيشمایاجغز. شيمدي عرفاني بيلمييور چوجق، حكمتي بيلمييور. ادراك نه  ديمكدر بيلمييور. آيدينمز بيلمييور ادراك كلمه سني. انكليزجه ده  cognition  دييه  بر كلمه  وار، اوني بيليش دييه  چويرييور. آرقداشم، بونڭ قارشيلغنده  كونلك حياتده  حالا قوللانيلان، هركسڭ نه  ديمك ايسته ديگني راحتلقله  آڭلاديغي بر كلمه  وار، ادراك وار. أوگرنجيلريمز چوجقلريمز چوق كیچ أوگرنييورلر بونلري. نه دن اگيتيم سورچلرنده  يوق؟ تام ده  روپورتاژڭ باشندن سويله ديگم جانلي كلمه لريمز وار و حالا جاپ جانليلر. يعني سوكي نه  قدر جانلي ايسه ، ادراك ده  او قدر جانلي اما او جانلي يي آلوب قوللانمييورز. بيليش نه در، نه  آڭلاتييور سزه ؟ بيليش ديديگڭده  عقلڭزه  نه  كلييور؟ ذهنمزده  قاورام اولارق بر قارشيلغي اولوشمايور. اما ادراك ديديگمزده  بر مسئله يي بر اولغويي، بر قاورامي درينله مه سنه  قاورامه ، بيلمه ، آڭلامه … غائب ايده جك وقتمز يوق. بر آن أوّل بونلري أوگرتملي يز. اما عثمانلي تركجه سنڭ آلفابه سني عثمانلي تركجه سي درسنده  أوگرتسينلر. بزم ايچون چوق ده  زور دگل بو. يعني جامعده  ايكي آي ياز قورسنه  كيتمش اولان چوجغڭز، بوني بر هفته ده ، اون كونده  راحتلقله  حلّ ايده بيلير. أوگرنجيلريمزڭ، چوجقلريمزڭ كلمه  خزينه سني، قاورام بيلكيسني داها خيزلي ناصل كليشديروب اونلرڭ دوشونجه  دنيالريني زنكينلشديره بيليرز، بويله جه  أوزكورلشمه لرينى صاغلايابيليرز بوني دوشونويورز.  ٢٠١٧ ترك ديلي ييلي اعلان ايديلمسيله  سزڭ بو پروژه ڭز كوزل بر توافق اولمش او زمان دگلمي؟ نيت خيرلي اولنجه  بويله  كوزل شيلر قارشيڭزه  چيقابيلييور. پكي، بو آڭلامده  صوڭ اولارق اوقورلريمزه ، أوگرنجيلريمزه ، وليلريمزه ، مخاطبلريمزه  و دركي اولارق بزه  بو قونوده  نه  كبي توصيه لريڭز اولور؟ بوراده  چوجقلرڭ اگيتيمنه  اڭ چوق وليلرڭ چوجقلريله  برابر اونلرڭ كوندمنده  اولان شيئي اونلرله  برابر ياپمه لري أونملي اولاجقدر. اوقولده  سوزلك اوقويورلرسه  أوده  آننه  بابا ايله  برابر اوقومليدر. بيت ازبرلنييورسه  آننه  بابا چوجغيله  برابر ازبرله ملى. بو اتكينلكلر برابر ياپيليرسه  هم چوجقلرينه ، هم بو پروژه يه ، هم اوقوللرينه  قاتقيسي اولاجقدر. هم ده  ايي بر عائله  اورتامي اولاجق. فقط مع الاسف چوجق بر كوشه ده  درس چاليشير، بابا بر طرفده  تلويزيون ايزلر، آننه  ده  چاي ياپار ديزي ايزلر بر طابلو وار. أوده  آقشاملري چوجقلريله  برابر اونلره  يارديمجي اولمق آدينه ، اونلري دستكله مك آدينه  بو پروژه ده  ير آلان اتكينلكلري برابر ياپمليدرلر. چوجقلرينڭ بيلمدكلري كلمه لري صوردقلرنده  مطلقا و مطلقا سويله مليلر. بيلمييورلرسه  ده  باقوب سويله مليلر. بيلمييورم ديسه م شيمدي عيب اولور، چوجغمه  قارشي محجوب اولاجغم، اڭ اييسي جوابسز بيراقايم، كچيشديره لم طوري طوغري دگل. اوراده  اڭ كوزل طور، بوني بن ده  بيلمييورم هایدي كل برابر باقالم سوزلگه  دييوب، هم ده  يول كوسترمش اولمق. بو شكلده  ديگر درسلر ايچون ده  عين شيئي سويله يه بيليرز اما بو ديلله  ايلكيلي اولديغي ايچون، هركسي ايلكيلنديرن بر شي اولديغي ايچون اونلر ده  كيف آلاجقدر. پروژه  قاپسامنده  مثلا چوجق بيت ازبرلييور. “خلق ايچنده  معتبر بر نسنه  يوق دولت كبي، اولمايه  دولت جهانده  بر نفس صحّت كبي.” شيمدي يتيشكينلرڭ چوغي بلكه  بوني آڭلامايابيلير نه  اولديغني اما آڭلاديغنده  ده  كيف دويار، حظ آلير. بو، اصلنده  ساده جه  بر بيت ازبرله مه  ايشي دگل، عصرلردر بريكديريلن دوشونجه نڭ، فلسفه نڭ، حياته  باقيشڭ أوگرنيلمسي ديمك. او يوزدن وليلريمز ده  بو ايشڭ ايچنه  ديرك كيرمليلر دييه  دوشونويورم. چوق شي أوڭره بيليرز اما بو پروژه يي دستكله مه  باغلامنده ، پروژه نڭ بيله شنلريني أوگرنجينڭ أوه  طاشيمه سنه  مساعده  ايتملي و برابرجه  ياشامليلر اوني. بز ده  او هيجاني ياشايارق ان شاء اللّٰه بو قونوده  المزدن نه  كلييورسه  ياپارق دوام ايتديرمك ايستييورز. بونڭ كنله  ياييلوب كرچكدن بتون أوگرنجيلريمزڭ، بتون انسانمزڭ استفاده  ايتمه سني ده  اميد ايدرك باشلاتديغڭز بو چاليشمادن طولايي سزي تبريك ايدييور، فرقنده لق صاغلاديغڭزدن طولايي تشكّر ايدييورز. اللّٰه راضي اولسون، بن ده  تشكّر ايدييورم ايلكيڭزه . Hocam yakın zamanda “Sözlük özgürlüktür” ifadesiyle bir faaliyet başlattınız. Detaylarını konuşacağız, muhakkak. Ben “Sözlük özgürlüktür” ifadesinden başlamak isterim. Bununla neyi kastediyorsunuz, sizden dinlemek isteriz? Sözlük üzerine, kamus üzerine söylenilen çok söz var, kelam-ı kibarlar var. Bunların en güzellerinden bir tanesi Cemil Meriç’in “Kamus namustur” ifadesidir. “Sözlük özgürlüktür” ifadesi üzerinden gidecek olursak, kelime hazineniz, kavram bilginiz ne kadar genişse o kadar geniş düşünebilirsiniz. Ne kadar geniş düşünüyorsanız o kadar özgürsünüz, kısaca bu. Dolayısıyla çıkış noktamızı bunun üzerinde şekillendirdik ki bir taraftan kelime dağarcığının ve kavram bilgisinin önemine vurgu yapıyoruz, bir taraftan da özgürlüğün ne olduğunu söylemiş oluyoruz. İnsanın fıtratına aykırı, toplum değerlerine aykırı istediğiniz şeyi yapmakta özgürsünüz anlayışının karşısında duran bir özgürlük anlayışını ortaya koymuş olduk. Projede asıl hedef nedir?  Öncelikle bir problem var önce o problemi tespit etmek gerekiyor. Ortada uzun zamandır konuşulan “Bilim dili üretemiyoruz” “Çocuklarımız Türkçeyi 100 kelimeyle konuşuyorlar” “Felsefe üretemiyoruz” vs. tarzında tartışmalar var. Hatta başka bir tartışma da “Çocuklarımız bir yabancı dili öğrenemiyorlar.” Tarih perspektifi içinde 100 sene evveline gittiğiniz zaman o dönemde bir sürü insan sayabilirsiniz edebiyatçı, sanat adamı, bilim adamı, devlet adamı… Bunlar dili de öğrenmişler, düşünce de üretmişler. O dönemdeki eğitim tartışmalarına bakıyorsunuz, bugün bizim 2000’li yıllardan sonra Türkiye’deki eğitimcilerin söylediği şeyleri Ahmet Mithat Efendi gibi, Ayşe Sıdıka Hanım gibi insanlar ta 19. yüzyılda söylemişler. Bizim eğitimcilerimiz bunları bugün yeni keşfediyormuş gibi gündeme getirdiler. 100 sene önceye baktığınız zaman Fransızcayı, Farsçayı, Arapçayı çok kolay öğrenip konuşabilmişler, kullanabilmişler; hem de çok etkili bir şekilde yapmışlar bunu. Tekrar edecek olursak, gençlerimiz 100 kelimeyle konuşuyor. Aslında yetişkinler de 100 kelimeyle konuşuyor. Düşünce üretemiyoruz, bilim üretemiyoruz, ikinci bir dil öğrenemiyoruz, bilim dili kuramıyoruz vs. Bunları düşündüğümüzde aslında bizim özellikle belli dönemlerde dil üzerinde yapılan operasyonlardan, üzerine yapılan ameliyatlardan dolayı bu noktaya geldiğimizi, dilimizi kaybetmek üzere olduğumuzu, dilimizin zenginliğinden uzaklaştığımızı görüyoruz. Bizim kullandığımız, yaşı ellinin üzerinde olan insanların kullandığı kelimeleri çocuklarımız bilmedikleri için kullanamıyorlar. Önlerini açmazsak öğrenme ihtimalleri de yok. Öyleyse bizim temel amacımız, bu kelime bilgisini ve kavram hazinesini tekrar çocuklarımızın önüne getirmek. Bunu yapabilmek için uzun vadede farklı çalışmalar yapılabilir ama orta vadede eskiden sahip olduğumuz, bizim çocukluğumuzda gençliğimizde çokça yaptığımız fakat şimdilerde terk edilmiş olan aslında bir araştırmacı tavrı da ortaya koyan sözlük okuma alışkanlığını çocuklarımıza tekrar kazandırmamız gerekir diye düşündük. Peki, bunu nasıl kazandıracağız? İstanbul genelinde geniş kapsamlı bir çalışma yaparak, bu noktada bir farkındalık oluşturarak sözlük okuma alışkanlığını tekrar çocukların gündemine sokup sözlük okumalarını sağlayacağız. Böylece kelime hazinelerini ve kavram bilgilerini genişletebileceğimizi düşündük. Hedefimizi de çıkış noktamızı da bu şekilde tarif edebiliriz.  Bu konuyla ilgili hedef olarak kaç kelime okunacak? Kelimeyi sadece sözlükten okumak değil bir de geçtiği yerde, kitap okuyarak öğrenmek gibi çalışmalar da var mı?  Yunus Emre ile Mehmet Akif arasını aldığınız zaman dil olarak da bir değişim var ama Akif, Yunus Emre’nin dilini biliyor. Bizde o devamlılık kaybolduğu için biz daha Akif’in dilini bilmiyoruz; Yunus Emre’nin dilini de bilmiyoruz. Amacımız Yunus Emre ile Mehmet Akif arasındaki yolu tekrardan birleştirmek ve o yolun günümüze gelmesini sağlamak. 19. yüzyıldaki gibi bir Osmanlı Türkçesi konuşulsun gibi bir niyetimiz yok, böyle bir şey mümkün de değil. Dil canlı bir yapıdır. Zaten capcanlı bir yerlerde duran o dile ait unsurlarımızı tekrar hayatın içine oturtmamız gerekiyor. Yunus Emre’deki kavramlara kelimelere baktığınız zaman aşkın odundan bahseder. Çocuklarımız aslında “aşk” kelimesini de bilmiyorlar, “od” kelimesini bilmiyorlar. Yunus Emre’de çokça kullanılan ve Anadolu’da kullanılan, hâlâ canlı olan kelimeler şehrin gündemine bir türlü giremiyor. Mesela Yunus Emre divanında 4150 farklı kelime var, Safahat’ın lügatçesinde aşağı yukarı 2500 kelime var. Şimdi sınıf seviyesine göre değişen oranda bu kelimeleri öğrenebilmelerini istiyoruz. Bunlar üst hedef. Sözlük özgürlüktür projesi içinde tek vasıtamız sözlük okuma değil. Bu, vasıtalardan bir tanesi. Beyit ezberleme, beyit ezberlerken de oradaki kelimeleri öğrenme gibi beytin ve onun altına lügatçenin yazılı olduğu görsellerle desteklenen etkinliklerimiz var. Yine sosyal medya üzerinden birçok etkinlik geliştiriliyor. Tanınmış Youtuber’lardan istifade ediyoruz. Sözlük okuma alışkanlığı olan entelektüellerimizi okullarımıza çağırarak, ‘onlar nasıl sözlük okurdu’yu öğrencilerimize gösteriyoruz. Dolayısıyla bütün araçları beraber devreye sokarak ve Yunus Emre’den Mehmet Akif’e giden yolu çizerek. Ondan sonra öğrenci istediği kişileri alsın, istediği eserleri alsın; her şeyi öğretme şansımız yok. Eğitimde bizim öğrenciye yol açmamız, işaret taşlarını göstermemiz lazım. İşaret taşlarını gösterdikten sonra artık bunu kendileri yapacaklardır. Bu şekilde de gerek Yunus Emre divanı üzerinden gerekse Safahat üzerinden çok sayıda kelime ve kavram edineceklerini düşünüyoruz. Genel olarak hedeflerimiz de bunlar. Ortaokullarda bu proje kapsamında çok sayıda kitapla öğrencilerimizi buluşturmak gibi bir derdimiz yok ama kültürümüzün klasik güçlü eserleri var. Ortaokullarda 7, liselerde 12 tane eserimizi öğrencilerimizle doğru bir şekilde buluşturmak niyetindeyiz. Klasik eserlerden günümüze yakın eserlere doğru çocuklarımızı yönlendirip oralardan istifade etmelerini sağlayacağız. Öğrenciler etkinliğe katılma konusunda tamamen serbest mi olacaklar? Tanıtım toplantımızda 200 tane okulumuzun müdürü vardı onlara nasıl yapacaklarını tarif ettik. Okullarımızda bu çalışmaları yapmaları zorunlu olacak. Sadece az önce dediğim gibi esnek tarafı, biz çocuklara işaret taşlarını göstereceğiz, onlar kendileri ne kadar geliştirirlerse geliştirecekler. İstanbul sathına yayma işini bu uygulamayı gördükten sonra yapacağız inşallah. Ümit ediyoruz ki bu proje İstanbul’la birlikte bütün Türkiye’ye yayılır. Projenin Türkiye genelinde uygulanması için bir teklifiniz olacak mı? Bakanlığımız İstanbul’da başarılı olan çalışmaları Türkiye geneline yayıyor ama şunu söylemek istiyorum, özellikle mutlaka bunda başarılı olunacağını düşünüyoruz ve en çok çocuklarımızın velilerin buna çok rağbet göstereceğini düşünüyoruz. Bunun için İstanbul’un bu işi bitirmesini beklemeye gerek yok. Diğer illerimiz de rahatlıkla kendi illerinde başlatabilir. Bu biraz da bu konuyla ilgili olmaya bakıyor. Bu arada okullarda Osmanlı Türkçesi seçmeli ders olarak okutuluyor ve geçtiğimiz dönemde 170.000 öğrenci bu derslerden istifade ettiler. Bu projeyle kesişeceği nokta var mı, olur mu veya birbirine nasıl katkısı olur böyle bir düşünceniz oldu mu?  Şimdi adı üstünde seçmeli ders olduğu için burada bir zorlama yapma söz konusu olmaz ama öğrencilerimiz dillerini tanıdıkça daha da tanımak isteyecektir. Dil zevkli bir şeydir, Yahya Kemal’in ifadesiyle, “Türkçem ağzımda anamın ak sütü gibidir” yani öyle lezzetli bir şeydir. Öğrendikçe daha da isteyeceklerdir. Eğitim sistemimizin en büyük problemi sınav merkezli bir eğitim sistemi olması. Bundan kurtulmadıkça bazı şeyleri istediğimiz gibi yapmamız mümkün olmuyor. Ama bu çalışma ile çocuklar bunun lezzetini aldıklarında daha çok ilgilenmek isteyeceklerdir. Fakat desteklenmesi gerekiyor. Mesela şimdi ben sizin getirdiğiniz çalışmaları görünce çok mutlu oldum. Çünkü Milli Eğitim Müdürlüğü olarak biz sözlük özgürlüktür projesini yürütürken bazı şeyleri yapmak zorunda kalacağız. Bu konuda ciddi çalışma yok maalesef. Sizin yaptığınız çalışma çok sevimli bir çalışma, bununla birçok şeyi halledebiliriz. O yüzden biz yayıncıları da davet etmiştik buraya. Bu konuda çalışmaların yapılması gerekiyor; bu çalışmalar da bu anlamda çok değerli. Dolayısıyla bizim bu attığımız adımla materyal oluşturabildikçe, etkinlik oluşturabildikçe öğrencilerimiz Osmanlı Türkçesi’ne daha çok yöneleceklerdir, neleri anlayabileceklerini göreceklerdir. Örneğin kitabe nedir bilmiyor, bütün tarihi eserlerimizin, ibadethane olanından tutun devlet daireleri, türbelere vesaireye kadar kimlik kartları var üzerlerinde, kimlik kartını okuyamıyor insanımız. Bunu dedesinin, babasının mezar taşını okuyamamak şeklinde ifade ediyorlar. Ben daha genişletiyorum bunu, bütün bu kadim yapıların kimlik kartlarını okuyamıyoruz. Şimdi bunun farkına varacak mesela. Bu ilgi oluştuktan sonra da Osmanlı Türkçesi dersi seçiminin daha çok olacağını söyleyebiliriz. Ama yanlış anlaşılmasın, bunu özellikle ifade edeyim; bu çalışma Osmanlı Türkçesi dersi merkezli bir çalışma değil. Bizim yaptığımız çalışmayı matematikçi de yapabilir, yapmalı da. Öğrencilerimiz aritmetiğin ne demek olduğunu, hendesenin ne demek olduğunu öğrenmelidir. Hendesenin ne olduğunun matematikçi öğretsin bizahmet. Her branş birçok şeyi öğretebilir. Şunu da merak ediyorum hocam. Sözlük okuyan bir öğrenci sözlüğü bugünkü Türkçe ile yazılı olduğu şekliyle mi yoksa ikisinin yazılı olduğu haliyle mi okuyacak? Biz ilk etapta Osmanlı alfabesi ile yazılıp yazılmamasını önemsemiyoruz. Çünkü o zaman amacımızdan uzaklaşırız. Bu Osmanlı Türkçesi dersinin işi, teknik boyut dediğim o. Onunla uğraşacaksa o seviyeye geldiyse dersini seçsin, o derse gitsin. Kastım şu, Şemsettin Sami’nin Kamus-i Türki’si gibi değil de Ferit Develioğlu’nun Osmanlıca yazılışının da beraber yer aldığı bir lügat olabilir mi? Tercih edilebilir ama alfabe üzerinde vakit kaybetmek istemiyoruz. Çok vakit kaybettik zaten bu konuda. Öğrencilerimiz kelimelerimizi öğrensinler. Düşünsenize Milli Eğitim Bakanlığına Maarif Bakanlığı diyebilsek ne olur? Maarif Bakanlığı dediğiniz zaman, öğrenci irfanın ne olduğunu, arifin ne olduğunu da anlayacak. Kendini tanımanın ne demek olduğunu, kendini bilmenin ne demek olduğunu, kendini bilenin Rabbini bileceğini bilecek. Kendini tanımak farkındalığını, arif olma farkındalığını hisseden bir öğrenci, ontolojik bir mücadeleye girecek, bedensel olarak biyolojik bir çabaya girecek. Keza kâinatı, evreni, uzayı tanımaya çalışacak. O zaman biz hala aya insan gönderemedik, aya niye gidemedik meselesini tartışmayacağız. Şimdi irfanı bilmiyor çocuk, hikmeti bilmiyor. İdrak ne demektir bilmiyor. Aydınımız bilmiyor idrak kelimesini. İngilizcede cognition diye bir kelime var, onu biliş diye çeviriyor. Arkadaşım, bunun karşılığında günlük hayatta hala kullanılan, herkesin ne demek istediğini rahatlıkla anladığı bir kelime var, idrak var. Öğrencilerimiz çocuklarımız çok geç öğreniyorlar bunları. Neden eğitim süreçlerinde yok? Tam da röportajın başından söylediğim canlı kelimelerimiz var ve hala capcanlılar. Yani sevgi ne kadar canlı ise, idrak de o kadar canlı ama o canlıyı alıp kullanmıyoruz. Biliş nedir, ne anlatıyor size? Biliş dediğinde aklınıza ne geliyor? Zihnimizde kavram olarak bir karşılığı oluşmuyor. Ama idrak dediğimizde bir meseleyi bir olguyu, bir kavramı derinlemesine kavrama, bilme, anlama… Kaybedecek vaktimiz yok. Bir an evvel bunları öğretmeliyiz. Ama Osmanlı Türkçesi’nin alfabesini Osmanlı Türkçesi dersinde öğretsinler. Bizim için çok da zor değil bu. Yani camide iki ay yaz kursuna gitmiş olan çocuğunuz, bunu bir haftada, on günde rahatlıkla halledebilir. Öğrencilerimizin, çocuklarımızın kelime hazinesini, kavram bilgisini daha hızlı nasıl geliştirip onların düşünce dünyalarını zenginleştirebiliriz, böylece özgürleşmelerini sağlayabiliriz bunu düşünüyoruz. 2017 Türk dili yılı ilan edilmesiyle sizin bu projeniz güzel bir tevafuk olmuş o zaman değil mi? Niyet hayırlı olunca böyle güzel şeyler karşınıza çıkabiliyor. Peki, bu anlamda son olarak okurlarımıza, öğrencilerimize, velilerimize, muhataplarımıza ve dergi olarak bize bu konuda ne gibi tavsiyeleriniz olur? Burada çocukların eğitimine en çok velilerin çocuklarıyla beraber onların gündeminde olan şeyi onlarla beraber yapmaları önemli olacaktır. Okulda sözlük okuyorlarsa evde anne baba ile beraber okumalıdır. Beyit ezberleniyorsa anne baba çocuğuyla beraber ezberlemeli. Bu etkinlikler beraber yapılırsa hem çocuklarına, hem bu projeye, hem okullarına katkısı olacaktır. Hem de iyi bir aile ortamı olacak. Fakat maalesef çocuk bir köşede ders çalışır, baba bir tarafta televizyon izler, anne de çay yapar dizi izler bir tablo var. Evde akşamları çocuklarıyla beraber onlara yardımcı olmak adına, onları desteklemek adına bu projede yer alan etkinlikleri beraber yapmalıdırlar. Çocuklarının bilmedikleri kelimeleri sorduklarında mutlaka ve mutlaka söylemeliler. Bilmiyorlarsa da bakıp söylemeliler. Bilmiyorum desem şimdi ayıp olur, çocuğuma karşı mahcup olacağım, en iyisi cevapsız bırakayım, geçiştirelim tavrı doğru değil. Orada en güzel tavır, bunu ben de bilmiyorum hadi gel beraber bakalım sözlüğe deyip, hem de yol göstermiş olmak. Bu şekilde diğer dersler için de aynı şeyi söyleyebiliriz ama bu dille ilgili olduğu için, herkesi ilgilendiren bir şey olduğu için onlar da keyif alacaktır. Proje kapsamında mesela çocuk beyit ezberliyor. “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.” Şimdi yetişkinlerin çoğu belki bunu anlamayabilir ne olduğunu ama anladığında da keyif duyar, haz alır. Bu, aslında sadece bir beyit ezberleme işi değil, asırlardır biriktirilen düşüncenin, felsefenin, hayata bakışın öğrenilmesi demek. O yüzden velilerimiz de bu işin içine direk girmeliler diye düşünüyorum. Çok şey önerebiliriz ama bu projeyi destekleme bağlamında, projenin bileşenlerini öğrencinin eve taşımasına müsaade etmeli ve beraberce yaşamalılar onu. Biz de o heyecanı yaşayarak inşallah bu konuda elimizden ne geliyorsa yaparak devam ettirmek istiyoruz. Bunun genele yayılıp gerçekten bütün öğrencilerimizin, bütün insanımızın istifade etmesini de ümit ederek başlattığınız bu çalışmadan dolayı sizi tebrik ediyor, farkındalık sağladığınızdan dolayı teşekkür ediyoruz. Allah razı olsun, ben de teşekkür ediyorum ilginize.

Mülakatlar * 01 Ocak
Konu resmi Bir Millete O Milletin Diliyle Oynamaktan Daha Büyük Suikast Olamaz
Okuma Metinleri

بر ملّته  او ملّتڭ ديليله  اوينامقدن داها بويوك سوء قصد اولاماز رجب طيّب ارطوغان / توركيه  جمهوريتي جمهور باشقاني دگرلي مسافرلر قيمتلي بيليم انسانلري سزلري اڭ قلبي دويغولرمله  حسر تله  محبّتله  سلاملييورم. آتاتورك كولتور ديل و تاريخ يوكسك قورومي ايله  تورك ديل قورومي طرفندن دوزنلنن سكزنجي اولوسلر آراسي تورك ديلي قورولتاينڭ باشاريلي كجمه سني ديلييورم. تبليغلري و طارتيشمه لريله قورولتايمزه  قاتقي ويره جك توم بيليم كولتور و ادبيات انسانلريمزه شكرانلريمي صونويورم. ديلمز كيملگمزدر ديلمز كيملگمزدر أوز دييشي ايله اعلان ايتديگمز ٢٠١٧ تورك ديلي ييلنڭ أولكه مزله برلكده آوروپه دن آسيه نڭ درينلكلرينه قدر گڭيش بر جغرافيه ده  قونوشیلان توركجه مز آچيسندن خيرلره وسيله اولمه سني تمنّي ايدييورم. كچمشي ايله بو كونه  آز أوڭجه افاده ايديلدي تورك ديل قورولتايلري ١٩٣٢ ييلندن ١٩٨٢ ييلنه قدر ١٨ كز كرچكلشديريلمشدر. ١٩٨٨ ييلندن بو يانه  ايسه  أوڭجه  اولوسلر آراسي تورك ديلي قونغره سي آردندن ده يينه قورولتاي اولارق بو طوپلانتيلر دوام ايتمكده در. تورك ديلي ايله ايلگيلي بو دوزنلي طوپلانتيلره رغمًا، گجديگمز بر عصر، مع الاسف ديلمز قونوسنده  اڭ چوق صيقينتي چكديگمز، اڭ چوق قوپوش ياشاديغمز بر دونم اولمشدر. آلفابه دگيشيكلگندن صوڭره كي سورجڭ طوغري يوڭتيله ممه سي، عادتا كولتورل بر فلاكته معروض قالمه مزه يول آچمشدر. ديل كبي حياتي بر مسئله نڭ ايده ئولوژيك طارتيشمه لرڭ آراجي حالنه  كتيريلمه سنڭ آجيسني حالا چكييورز. اورته أوگرتيم قوروملريمزه  عثمانليجه  درسلريني قويدق توركيه هر آلانده  اولديغي كبي تورك ديلي قونوسنده ده كچمشي ايله باريشديغي كچمشندن آلديغي كوچله  كله جگي قوجاقلامه يه حاضرلانديغي يڭي بر دونمڭ اشيگنده در. اورته أوگرتيم قوروملريمزه  عثمانليجه  درسلريني قويمه مز بو يوڭده آتيلمش آديملرڭ أورنكلرندن بريدر. يحيي كمال املا ايله ديلڭ دوزلمسي، ديلله ده ذهنلرڭ دوزلمسي آراسنده طوغريدن بر ايليشكي اولديغني سويلويور. بو سلسله يي تعقيب اده جك ديل چاليشمه لرينه احتياجمز اولديغني دوشونويورم. نهاد سامی بنارلي توركجه نڭ سرلري اثرنده ”كتب يكت عربڭدر. كتاب كاتب بنمدر“ دييور. كندي آنادیلنى اڭ طوغري و كوزل شكلده  قونوشامايان بر طوپلوم باشقه لرينه ده قاتقي صاغلاياماز. توركجه يه داها صيقي صاحب چيقمق مجبوريتنده اولديغمز بر دونمدن كجييورز تورك ديلنڭ قونوشولديغي كڭيش جغرافيه ده يوروته جگمز قاپساملي چاليشمه لر ايچنده أوڭجه لكله كندي ديلمزي كليشديرمه يه احتياجمز وار. توركيه نڭ كيدرك درينلشن اولوسلر آراسي ايليشكيلري ايله ايش و اگيتيم ايچون أولكه مزي ترجيح ايدن يبانجيلرڭ صاييلرينڭ هر كچن ييل آرتمسي، توركجه  أوگرتيمي قونوسنده أونملي بر پوتانسييل اورتايه قويمشدر. بر أوزنتيدر كيدييور. كندي ديلمزن زنكينلكلري واركن بو أوزنتيلرله  عادتا - براز آغير اولاجق عما- حيوانلرڭ ياريشدريلديغي معلوم آوروپه ده كي آره نه لري قالقوب سپور صالونلرنده  اسم اولارق قوللانمق پك ده  كبار دگل، شق دگل. بيلييورم، يارين يازيلي و گورسل مديه  بوني آلوب بونڭ أوزرندن بينديره جك؛ وارسين بينديرسين عما بيز طوغريلاري قونوشمه يه  مجبورز. بونلري قونوشامدىغيمز ايچون بدل أودويورز. بونلري قونوشاجغز، هله  هله  سز دگرلي بيليم انسانلريمز، بونلري قونوشمديغي سورجه ، ايشته  گنچ نسللر بونڭ بدلنى فرقلي شكلده  أودويورلر. تكنولوژينڭ توم دنيا ايله برلكده بزي ده بليرلي صينيرلره و ديللره محكوم ايتمه تهديدي قارشيسنده ، توركجه يه داها صيقي صاحب چيقمق مجبوريتنده اولديغمز بر دونمدن كچييورز. توم بو كليشمه لري بر آراده دگرلنديرديگمز تورك ديلي قونوسنده يوروتولن چاليشمه لرڭ أونمنڭ كيده رك آرتديغني كورويورز. بلديه لره سسلنييورم: تابه له لره  دقّت ايدڭ! اسكيدن قرائتخانه واردي بزده ؛ شيمدي باقييورسڭز بونلرڭ اسملري قیلاب  اولمش، قافه تريه اولمش. يا نه كوزل قرائتخانه مز وار. نه در بو قرائتخانه؟ بوراده كتاب اوقو، غزته اوقو، قهوه ڭي ايچ، چايڭى ايچ وس. و بوراده عادتا صحبتله برابر زنكينلش. بيلدكلريڭي قارشي يه سن وير، قارشينڭ بيلدكلريني ده سن آل. اما بونلر يريني نره يه  ترك ايتدي؟ ايشته بو قافه تريه لره ، جليبلره . بزم ديلمز دگل، قیلاب بنم دگلكه بنم اولاني نيه قوللانمييورز؛ بونلري قوللانالم. بلديه لريمزه دييورزكه كلڭ بونلري انكلله يڭ. بتون بو تابه له لري سوكڭ. بو سنڭ حكّڭ اڭ طوغال حكّڭ. نه يه مساعده ايدرسه ڭ اوني آچمق زورونده !قورولتايمزڭ اينانييورمكه بر صوڭوچ بيلديركه سي اولاجقدر بو صوڭوچ بيلديركه سنڭ ايچنده بونلرڭ ير آلمه سنده بويوك فائده وار. توركجه مز، بزم اڭ بويوك كوزللگمزدر تورك ديلنڭ توم دنياده حق ايتديگي يري آلمسي قونوسنده  چوق خيرلي أونملي گليشمه لرڭ مژده جيسي اولديغنه اولاجغنه ده اينانييورم. توركجه دنيانڭ اڭ قدیم اڭ يايغين قونوشيلان و اڭ زنكين ديللرندن بريدر. أوزرنده قونوشولمه يي طارتيشيلمه يي كرچكدن حق ايدن كوكلي بر ديلمز وار. يوسف خاص حاجب قوتادغو بيليكده شويله دييور. ”عقل سوسي ديل، ديل سوسي سوزدر. انسانڭ سوسي يوز، يوزڭ سوسي كوزدر. انسان سوزيني ديل ايله سويلر. سوزي ايي اولورسه يوزي پارلار. انسان، سوزيني، يارادانڭ بزلره اڭ بويوك لطفلرندن بري اولان ديل ايله هجالره، كلمه لره، جمله لره دوكه رك سويلويور. بو باقيمدن حياتي و اشيايي آڭلاملانديرديغمز ديلمز توركجه مز، بزم اڭ بويوك كوزللگمزدر. تورك ملّتي اولارق ميلاددن أوڭجه كي دونمه قدر اوزانان بر يازيلي كولتور كچمشندن، ٢٢٠٠ ييللق كسينتيسز بر دولت كله نگندن، ١٤٠٠ ييلي آشان عالم شمول بر مدنيت بريكيمندن سوز ايدييورسه ق؛ بوني ديلمزه ديل ايله افاده ايتديگمز سوزيمزه سوزلريمز ده نسلدن نسله اقطارديغمز دگرلريمزه بورچلي يز. أويله كه ديل، كولتورڭ و مدنيتڭ كوشه طاشيدر، ديسه ق يريدر. ديليني غائب ايدن بر طوپلومڭ ديگر دگرلريني قورومسي چوق زور، حتّا ممكن دگلدر. بونڭ ايچون كولتورلره و مدنيتلره صالديريلر أوڭجه نردن باشلييور، ديلدن باشلييور. ديلني آلديغي آنده او ملّتي چوكرتييور. گوته  ”بر ملّته او ملّتڭ ديليله  اوينامقدن داها بويوك سوء قصد اولاماز“  دييور. بيز ايشته بويله بر سوء قصده معروض قالمش بر ملّتز. بو صالديري، ديلمزله برلكده اونڭ متمّم جزؤي اولان شخصيتمزي، ملّي قراقتريمزي ده هدف آلمشدر. اونوتولمامه ليدركه  ياشايان بر وارلق اولان ديل هر جانلي كبي امك ايستر، بسلنمك قورونمق ايستر، كليشديريلمك ايستر. اساسًا توركجه نڭ نه اويديروقجه اولارق قارشمزه چيقان صنعي تنفّسلره، نه ده افراط و تفريط علامتي اولان ديگر ديللرڭ قورالسز استيلاسنه احتياجي يوقدر. ديلمزڭ تك احتياجي، اونڭ قيمتنى بيله جك انسانلر و قوروملردر. ديلمزي، ملّي روحمز اولارق كوروب صاحبلنمك مجبوريتنده يز توركجه نڭ قونوشمه، ادبيات و بيليم اولارق يترسزلگندن فقيرلگندن سوز ايدن كيمسه، شايد آرت نيتلي دگلسه، توركجه دن، توركجه نڭ زنكينلكلرندن بي خبر ديمكدر. كچديگمز كونلرده كتبخانه مده اليمه كچن اون جلدلك توركجه سوزلك ٣٠٠.٠٠٠ دن فضله كلمه يي احتوا ايدييور. تورك ديل قورومنڭ توركجه سوزلگنده كي كلمه صاييسنڭ ٦٠٠،٠٠٠ ي كچديگني بيلييورم، بوڭا قارشيلق بوكون دنيا ديلي اولارق يره كوگه  صيغديريلامايان انكليزجه نڭ اڭ كليشمش باصيلي سوزلگي ٢٣٠،٠٠٠  جوارنده كلمه دن اولوشويور. ديگر ديللردن آلينان كلمه لرله بو صايي يي ميليونه قدر چيقارتان يوق دگل. بو طورومده توركجه نڭ عربجه، فارسجه، انكليزجه، فرانسزجه و ديگر ديللرله اولان ايتكيله شيمنى كڭيشلته رك بزم ده رقملر تلفّظ ايتمه مز ممكندر ١٠٠٠  ييل أوڭجه تورك اسمي ايله ١٠،٠٠٠ ه  ياقين كلمه دن اولوشان سوزلگي بولونان بر ديله  يترسز ديمك، بهتانلرڭ اڭ بويوگيدر. بو وسيله يله توركجه نڭ اڭ اسكي ايكي بويوك قايناغندن بري اولان بو اثري كولتوريمزه قزانديران كاشغارلي محمودي رحمتله ياد ايدييورم. ديگر أونملي اثريمز اولان قطادغو بيليك كبي بر خزينه يي بزلره ميراث بيراقان يوسف خاص حاجبي ده عين شكلده رحمتله آڭييورم. يونس امره سوزڭ و ديلڭ أونمنى نه كوزل آڭلاتييور. ”سوزي بيلن كيشينڭ يوزيني آغ ایده بر سوز. سوزي پيشيروب ديينڭ ايشني صاغ ایده بر سوز. سوز اولا كيسه صاواشي. سوز اولا بيتيره باشي. سوز اولا آغیلي آشي بال ايله ياغ ایده بر سوز.“ يونس امره دن كور اوغلي يه، يحيي كمالدن نجيب فاضله قدر توركجه مزڭ كوزللكلريني بزه اولاشمه سنه وسيله  اولان توم سوز اوسته لريني، كوڭل ايرلريني قلم و كلام اربابنى منّتله ياد ايدييورم. دگرلي مسافرلر، مرحوم علي فؤاد باشگيل خواجه توركيه توركجه سني، هر كلمه سنده اصيل بر ملّتڭ اڭ آز ١٠٠٠ ييللق تاريخنڭ بريكديرديگي معنا و خاطره لر بولونان لسان شكلنه كيرمش ملّي روحمز اولارق تعریف ايدر. بيليمده، تكنولوژيده، اقونوميده، صنايعده، تجارتده و هر آلانده معاصر مدنيتلر سويه سنڭ أوزرينه چيقمق ايچون مجادله ايدركن، ديلمزي، ملّي روحمز اولارق كوروب صاحبلنمك مجبوريتنده يز. توركجه مزه صاحب چيقاجغز هر قونوده اولديغي كبي، مدنيت مجادله سنده ده أوڭده اولانڭ أوڭجي اولانڭ مفهوملري، افاده لري باصقين چيقار. بيلكي صاياري سز كشف ايتمشسه ڭز، اوڭا دائر مفهوملر سزڭ ديلڭزله شكللنير، تسجيللنير. سياستده، اقونوميده، بيليمده أورتديگڭز كوروشلر، دوشونجه لر، مفهوملر سزڭ ديلڭزله يايغينلاشير. مثلا ابن خلدونڭ ٦٥٠ ييل أوڭجه افاده ايتديگي ”عصبيه، عمران، دعوت، عدالت، ملك“ كبي مفهوملر، بوكون ده  صوسيال بيليملرڭ تمل مفهوملري آراسنده در. ديلمزله ايلكيلي بعض كونجل صيقينتيلري طارتيشيركن، بو كنل، عمومي منظره يي كوز آردي ايتمه ملي يز. كره سل دوزيده فعاليت كوسترن تكنولوژي فيرمه لرينڭ توركجه يي كورمزدن كلمه لري ويا أوزنسز شكلده قوللانمه لري طبيعيكه هپمزي أوزويور. حالبوكه بز هنوز بيلكي صايارلرده حرف و املا اشارتلرينڭ يرلري توركجه يه كوره دوزنلنمش اولان ف قلاويه قوللانيمنى دخي يايغينلاشديرابيلمش دگلز. قلاسيك اولارق قبول كورن ادبي اثرلرڭ يترنجه ايلكي كورمديگندن، اونلرڭ عيارنده يڭي اثرلر أورتيله مديگندن شكايت ايتمييورمي يز؟ صوسيال مديه مجرالرنده، تله ويزيون ديزيلرنده  كنچلريمزڭ كندي آرالرنده توركجه نڭ نفاستنه و زنكينلگنه آيقيري بر چوراقلغڭ حكم سورديگندن مضطرب دگلمي يز؟ كنديمزڭ يتري قدر أونم ويرمديگي توركجه قونوسنده باشقه لرينڭ حسّاسيت كوسترمه سني بكله يه مه يز. ديلمزله برلكده ملّي روحمزڭ ده ضعيفلادىغي كرچگنى قبول ايتمه لي و بو قونوده كي تدبيرلري اوڭا كوره هپ برلكده آلملي يز. ديلمزڭ زنكينلكلرينڭ تمامنى قوجاقلايان بر آڭلايشله توركجه مزه صاحب چيقاجغز. Receb Tayyib ERDOĞAN / Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Değerli misafirler kıymetli bilim insanları sizleri en kalbi duygularımla hasretle muhabbetle selamlıyorum Atatürk Kültür dil ve tarih yüksek kurumu ile Türk dil kurumu tarafından düzenlenen Sekizinci Uluslararası Türk Dili Kurultayının başarılı geçmesini diliyorum. Tebliğleri ve tartışmalarıyla kurultayımıza katkı verecek tüm bilim kültür ve edebiyat insanlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Dilimiz Kimliğimizdir Dilimiz Kimliğimizdir özdeyişi ile ilan ettiğimiz 2017 Türk dili yılının ülkemizle birlikte Avrupa’dan Asya’nın derinliklerine kadar geniş bir coğrafyada konuşulan Türkçemiz açısından hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Geçmişi ile bu güne az önce ifade edildi Türk dil kurultayları 1932 yılından 1982 yılına kadar 18 kez gerçekleştirilmiştir. 1988 yılından bu yana ise önce Uluslararası Türk dili kongresi ardından da yine kurultay olarak bu toplantılar devam etmektedir. Türk dili ile ilgili bu düzenli toplantılara rağmen, geçtiğimiz bir asır, maalesef dilimiz konusunda en çok sıkıntı çektiğimiz, en çok kopuş yaşadığımız bir dönem olmuştur. Alfabe değişikliğinden sonraki sürecin doğru yönetilememesi, adeta kültürel bir felakete maruz kalmamıza yol açmıştır. Dil gibi hayati bir meselenin ideolojik tartışmaların aracı haline getirilmesinin acısını hala çekiyoruz. Ortaöğretim Kurumlarımıza Osmanlıca Derslerini Koyduk Türkiye her alanda olduğu gibi Türk dili konusunda da geçmişi ile barıştığı geçmişinden aldığı güçle geleceği kucaklamaya hazırlandığı yeni bir dönemin eşiğindedir. Ortaöğretim kurumlarımıza Osmanlıca derslerini koymamız bu yönde atılmış adımların örneklerinden biridir. Yahya Kemal imla ile dilin düzelmesi, dille de zihinlerin düzelmesi arasında doğrudan bir ilişki olduğunu söylüyor. Bu silsileyi takip edecek dil çalışmalarına ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Nihat Sami Banarlı Türkçenin Sırları eserinde “Ketebe yektübü Arab’ındır. Kitap kâtip benimdir” diyor. Kendi anadilini en doğru ve güzel şekilde konuşamayan bir toplum başkalarına da katkı sağlayamaz. Türkçeye Daha Sıkı Sahip Çıkmak Mecburiyetinde Olduğumuz Bir Dönemden Geçiyoruz Türk dilinin konuşulduğu geniş coğrafyada yürüteceğimiz kapsamlı çalışmalar içinde öncelikle kendi dilimizi geliştirmeye ihtiyacımız var. Türkiye’nin giderek derinleşen uluslararası ilişkileri ile iş ve eğitim için ülkemizi tercih eden yabancıların sayılarının her geçen yıl artması, Türkçe öğretimi konusunda önemli bir potansiyel ortaya koymuştur. Bir özentidir gidiyor. Kendi dilimizin zenginlikleri varken bu özentilerle adeta -biraz ağır olacak ama- hayvanların yarıştırıldığı malum Avrupa’daki arenaları kalkıp spor salonlarında isim olarak kullanmak pek de kibar değil, şık değil. Biliyorum, yarın yazılı ve görsel medya bunu alıp bunun üzerinden bindirecek; varsın bindirsin ama biz doğruları konuşmaya mecburuz.  Bunları konuşamadığımız için bedel ödüyoruz. Bunları konuşacağız, hele hele siz değerli bilim insanlarımız, bunları konuşmadığı sürece, işte genç nesiller bunun bedelini farklı şekilde ödüyorlar. Teknolojinin tüm dünya ile birlikte bizi de belirli sınırlara ve dillere mahkûm etme tehdidi karşısında, Türkçeye daha sıkı sahip çıkmak mecburiyetinde olduğumuz bir dönemden geçiyoruz. Tüm bu gelişmeleri bir arada değerlendirdiğimiz Türk dili konusunda yürütülen çalışmaların öneminin giderek arttığını görüyoruz. Belediyelere Sesleniyorum: Tabelalara Dikkat Edin! Eskiden kıraathane vardı bizde; şimdi bakıyorsunuz bunların isimleri clup olmuş, kafeterya olmuş. Ya ne güzel kıraathanemiz var. Nedir bu kıraathane? Burada kitap oku, gazete oku, kahveni iç, çayını iç vs. ve burada adeta sohbetle beraber zenginleş. Bildiklerini karşıya sen ver, karşının bildiklerini de sen al. Ama bunlar yerini nereye terk etti? İşte bu kafeteryalara, clublere. Bizim dilimiz değil, club benim değil ki benim olanı niye kullanmıyoruz; bunları kullanalım. Belediyelerimize diyoruz ki gelin bunları engelleyin. Bütün bu tabelaları sökün. Bu senin en doğal hakkın. Neye müsaade edersen onu açmak zorunda! Kurultayımızın inanıyorum ki bir sonuç bildirgesi olacaktır bu sonuç bildirgesinin içinde bunların yer almasında büyük fayda var. Türkçemiz, Bizim En Büyük Güzelliğimizdir Türk dilinin tüm dünyada hak ettiği yeri alması konusunda çok hayırlı önemli gelişmelerin müjdecisi olduğuna olacağına da inanıyorum. Türkçe dünyanın en kadim en yaygın konuşulan ve en zengin dillerinden biridir. Üzerinde konuşulmayı tartışılmayı gerçekten hak eden köklü bir dilimiz var. Yusuf Has Hacip Kutadgu Bilig’te şöyle diyor. “Akıl süsü dil, dil süsü sözdür. İnsanın süsü yüz, yüzün süsü gözdür. İnsan sözünü dil ile söyler. Sözü iyi olursa yüzü parlar. İnsan, sözünü, Yaradanın bizlere en büyük lütuflarından biri olan dil ile hecelere, kelimelere, cümlelere dökerek söylüyor. Bu bakımdan hayatı ve eşyayı anlamlandırdığımız dilimiz Türkçemiz, bizim en büyük güzelliğimizdir. Türk milleti olarak Milat’tan önceki döneme kadar uzanan bir yazılı kültür geçmişinden, 2200 yıllık kesintisiz bir devlet geleneğinden, 1400 yılı aşan âlem şümul bir medeniyet birikiminden söz ediyorsak; bunu dilimize dil ile ifade ettiğimiz sözümüze sözlerimiz de nesilden nesile aktardığımız değerlerimize borçluyuz. Öyle ki dil, kültürün ve medeniyetin köşe taşıdır, desek yeridir. Dilini kaybeden bir toplumun diğer değerlerini koruması çok zor, hatta mümkün değildir. Bunun için kültürlere ve medeniyetlere saldırılar önce nerden başlıyor, dilden başlıyor. Dilini aldığı anda o milleti çökertiyor. Gothe “Bir millete o milletin diliyle oynamaktan daha büyük suikast olamaz” diyor. Biz işte böyle bir suikasta maruz kalmış bir milletiz. Bu saldırı, dilimizle birlikte onun mütemmim cüzü olan şahsiyetimizi, milli karakterimizi de hedef almıştır. Unutulmamalıdır ki yaşayan bir varlık olan dil her canlı gibi emek ister, beslenmek korunmak ister, geliştirilmek ister. Esasen Türkçenin ne uydurukça olarak karşımıza çıkan suni teneffüslere, ne de ifrat ve tefrit alameti olan diğer dillerin kuralsız istilasına ihtiyacı yoktur. Dilimizin tek ihtiyacı, onun kıymetini bilecek insanlar ve kurumlardır. Dilimizi, Milli Ruhumuz Olarak Görüp Sahiplenmek Mecburiyetindeyiz Türkçenin konuşma, edebiyat ve bilim olarak yetersizliğinden fakirliğinden söz eden kimse, şayet art niyetli değilse, Türkçeden, Türkçenin zenginliklerinden bihaber demektir. Geçtiğimiz günlerde kütüphanemde elime geçen on ciltlik Türkçe sözlük 300.000’den fazla kelimeyi ihtiva ediyor. Türk Dil Kurumunun Türkçe sözlüğündeki kelime sayısının 600.000’i geçtiğini biliyorum, buna karşılık bugün dünya dili olarak yere göğe sığdırılamayan İngilizcenin en gelişmiş basılı sözlüğü 230.000 civarında kelimeden oluşuyor. Diğer dillerden alınan kelimelerle bu sayıyı milyona kadar çıkartan yok değil. Bu durumda Türkçenin Arapça, Farsça, İngilizce, Fransızca ve diğer dillerle olan etkileşimini genişleterek bizim de rakamlar telaffuz etmemiz mümkündür. 1000 yıl önce Türk ismi ile 10.000’e yakın kelimeden oluşan sözlüğü bulunan bir dile yetersiz demek, bühtanların en büyüğüdür. Bu vesileyle Türkçenin en eski iki büyük kaynağından biri olan bu eseri kültürümüze kazandıran Kaşgarlı Mahmut’u rahmetle yâd ediyorum. Diğer önemli eserimiz olan Kutadgu Bilig gibi bir hazineyi bizlere miras bırakan Yusuf Has Hacib’i de aynı şekilde rahmetle anıyorum. Yunus Emre sözün ve dilin önemini ne güzel anlatıyor. “Sözü bilen kişinin yüzünü ağ ede bir söz. Sözü pişirip diyenin işini sağ ede bir söz. Söz ola kese savaşı. Söz ola bitire başı. Söz ola ağılı aşı bal ile yağ ede bir söz.” Yunus Emre’den Köroğlu’ya,  Yahya Kemalden Necip Fazıl’a kadar Türkçemizin güzelliklerini bize ulaşmasına vesile olan tüm söz ustalarını, gönül erlerini kalem ve kelam erbabını minnetle yâd ediyorum. Değerli misafirler, merhum Ali Fuat Başgil Hoca Türkiye Türkçesini, her kelimesinde asil bir milletin en az 1000 yıllık tarihinin biriktirdiği mana ve hatıralar bulunan lisan şekline girmiş milli ruhumuz olarak tarif eder. Bilimde, teknolojide, ekonomide, sanayide, ticarette ve her alanda muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkmak için mücadele ederken, dilimizi, milli ruhumuz olarak görüp sahiplenmek mecburiyetindeyiz. Türkçemize Sahip Çıkacağız Her konuda olduğu gibi, medeniyet mücadelesinde de önde olanın öncü olanın mefhumları, ifadeleri baskın çıkar. Bilgisayarı siz keşfetmişseniz, ona dair mefhumlar sizin dilinizle şekillenir, tescillenir. Siyasette, ekonomide, bilimde ürettiğiniz görüşler, düşünceler, mefhumlar sizin dilinizle yaygınlaşır. Mesela İbnu Haldun’un 650 yıl önce ifade ettiği “asabiye, ümran, davet, adalet, mülk” gibi mefhumlar, bugün de sosyal bilimlerin temel mefhumları arasındadır. Dilimizle ilgili bazı güncel sıkıntıları tartışırken, bu genel, umumi manzarayı göz ardı etmemeliyiz. Küresel düzeyde faaliyet gösteren teknoloji firmalarının Türkçeyi görmezden gelmeleri veya özensiz şekilde kullanmaları tabii ki hepimizi üzüyor. Hâlbuki biz henüz bilgisayarlarda harf ve imla işaretlerinin yerleri Türkçeye göre düzenlenmiş olan F klavye kullanımını dahi yaygınlaştırabilmiş değiliz. Klasik olarak kabul gören edebi eserlerin yeterince ilgi görmediğinden, onların ayarında yeni eserler üretilemediğinden şikâyet etmiyor muyuz? Sosyal medya mecralarında, televizyon dizilerinde gençlerimizin kendi aralarında Türkçenin nefasetine ve zenginliğine aykırı bir çoraklığın hüküm sürdüğünden muzdarip değil miyiz? Kendimizin yeteri kadar önem vermediği Türkçe konusunda başkalarının hassasiyet göstermesini bekleyemeyiz. Dilimizle birlikte milli ruhumuzun da zayıfladığı gerçeğini kabul etmeli ve bu konudaki tedbirleri ona göre hep birlikte almalıyız. Dilimizin zenginliklerinin tamamını kucaklayan bir anlayışla Türkçemize sahip çıkacağız.

Osmanlıca DERGİ 01 Ocak
Konu resmiHüsn-i Hat Çalışmaları
Hüsn-i Hat Çalışmaları

Bu sayımızda öğrendiğimiz harflerden “Be”nin diğer harflerle birlikte nasıl yazılacağını göreceğiz. Harfleri yazarken, daha önce öğrendiğimiz başlama ve bitiş şekillerini unutmayalım.

Mesut HIZARCI 01 Ocak
Konu resmiMümin Bir Yılan Deliğinden İki Defa Isırılmaz
Deyimlerimiz ve Hikayeleri

مؤمن بر ييلان دليگندن ايكي دفعه  ايصيريلماز افنديمز عليه السّلام، مكّه لي بر شاعر اولان عمر ابن عبد اللّٰه الجماخي، بدر غزوه سنده  اسير آلينوب رسول  اللّهڭ حضورينه  كتيريلديگي زمان، بويون بوكوب: ”سن ده  بيلييورسڭكه ، بنم فديه  ويره جك مالم ملكم يوق؛ چولوغي چوجغي حدندن فضله  فقير بر آدمم. شايد لطف ايدر بني سربست بيراقيرسه ڭ، سوز ويرييورم آرتيق عليهڭده  بولونماياجغم“ ديدي. رسول  اللّه صلّي اللّه عليه و سلّم كنديسني سربست بيراقنجه ، اوني مدح ايدن بر ده  قصيده  سويله دي. ايرته سي ييل مشركلر احد غزوه سنه  حاضرلانيركن، حضرت پيغمبره  سوز ويرديگي ايچون بو صواشه  قاتيلماياجغني افاده  ايتدي؛ فقط كنديسنه  وعد ايديلن مادي امكانلره  طايانامايوب صواشه  قاتيلدي. حتّی مشركلري مسلمانلرله  صواشمه يه  تشويق ايدن شعرلر سويله دي. اما بو صواشده  يينه  مسلمانلره  اسير دوشدي. باغيشلانمسي ايچون ديل دوكمه يه  باشلاينجه ، رسول  اللّه افنديمز: ”مؤمن بر ييلان دليگندن ايكي دفعه  ايصيريلماز“ بويوردي و بوينني اورديردي. مؤمن دقّتلي و اويانيق انساندر. كنديسنه  حيله  ياپان، طوزاق قوران، كنديسني اويونه  كتيرمك ايسته ينلرڭ اويوننه  كلمز. دقّتسزلك ويا تدبيرسزلك سببيله  بر دفعه  آلداتيلسه  بيله ، فراستنى قوللانارق ايكنجي دفعه  عين طوزاغه  ياقه لانماز. مؤمن، حليم سليم بر انساندر. كركديگنده  قارشيسنده كيني باغيشلار، ياپيلان قصورلري بيوتمز. اما بري كنديسني قانديرمه يه  قالقار، او ده  بوني فرق ايدرسه ، بو دفعه  اسلامڭ عزّتنى قوريمق ايچون بو حيله كاري باغيشلاماز، اوڭا حدينى بيلديرير.  Efendimiz Aleyhisselam, Mekkeli bir şair olan Amr İbni Abdullah el-Cümahî, Bedir Gazvesinde esir alınıp Resûlullah’ın huzuruna getirildiği zaman, boyun büküp: “Sen de biliyorsun ki, benim fidye verecek malım mülküm yok; çoluğu çocuğu haddinden fazla fakir bir adamım. Şayet lütfeder beni serbest bırakırsan, söz veriyorum artık aleyhinde bulunmayacağım” dedi. Resûlullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem kendisini serbest bırakınca, onu metheden bir de kaside söyledi. Ertesi yıl müşrikler Uhud Gazvesine hazırlanırken, Hz. Peygambere söz verdiği için bu savaşa katılmayacağını ifade etti; fakat kendisine vaad edilen maddî imkânlara dayanamayıp savaşa katıldı. Hatta müşrikleri Müslümanlarla savaşmaya teşvik eden şiirler söyledi. Ama bu savaşta yine Müslümanlara esir düştü. Bağışlanması için dil dökmeye başlayınca, Resûlullah Efendimiz: “Mümin bir yılan deliğinden iki defa ısırılmaz” buyurdu ve boynunu vurdurdu. Mümin dikkatli ve uyanık insandır. Kendisine hile yapan, tuzak kuran, kendisini oyuna getirmek isteyenlerin oyununa gelmez. Dikkatsizlik veya tedbirsizlik sebebiyle bir defa aldatılsa bile, ferasetini kullanarak ikinci defa aynı tuzağa yakalanmaz. Mümin, halim selim bir insandır. Gerektiğinde karşısındakini bağışlar, yapılan kusurları büyütmez. Ama biri kendisini kandırmaya kalkar, o da bunu fark ederse, bu defa İslâm’ın izzetini korumak için bu hilekârı bağışlamaz, ona haddini bildirir.

Osmanlıca DERGİ 01 Ocak
Konu resmiSultân Vahideddin’den Orduya Nutuk
Biliyor muydunuz?

سلطان وحید الدیندن اوردويه  نطق سلطان ٥نجی محمد رشادڭ وفاتنڭ آردندن ٣ تمّوز ١٩١٨ كوني قرداشي و ولي عهدي محمد وحید الدین عثمانلي تختنه  كچمشدر. ايوب سلطان تربه سنده كي قيليچ مراسمنڭ آردندن تخته  اوتوران صوڭ عثمانلي پادشاهي سلطان ٦نجی محمد وحید الدین، ايلك ايش اولارق ئولكه نڭ درت بر ياننده  جبهه لرده  صواشمقده  اولان عثمانلي اوردوسنه  و طونانمه سنه  بر نطق ايراد ايتمشدر. بو نطق، عثمانلي دولتنڭ صواشڭ صوڭ آننه قدر مجادله دن واز كچمديگني كوسترمكده در. ١نجی جهان حربنڭ صوڭلرينه  ياقلاشيلديغي بر دونمه  دنك كلن صوڭ پادشاهڭ تخته  كچيشي، مقدّراتي دگيشديرميه جكدي. تمللري سوگوتده  آتيلان و عمري يدي عصره ياقلاشان بر چنار آغاجي و عدالت أوزره  قورولي بيوك بر مدنيت، تاريخ صحنه سنده كي يريني آلمق أوزره يدي. ”نه  ياپسه لر بوش، كوگلردن كلن بر قرار واردر“ سوزينڭ اڭ چوق ياقيشديغي طوروملردن بري ياشانمقده يدي. او سببله  اهل توكّله  هر زمانكي كبي غيرتله  برلكده ، نتيجه يه  ده  راضي اولمق دوشمشدي. Sultan 5. Mehmed Reşâd’ın vefatının ardından 3 Temmuz 1918 günü kardeşi ve veliahdı Mehmed Vahideddin Osmanlı tahtına geçmiştir. Eyüb Sultan türbesindeki kılıç merasiminin ardından tahta oturan son Osmanlı Padişahı Sultan 6. Mehmed Vahideddin, ilk iş olarak ülkenin dört bir yanında cephelerde savaşmakta olan Osmanlı ordusuna ve donanmasına bir nutuk irad etmiştir. Bu nutuk, Osmanlı Devletinin savaşın son anına kadar mücadeleden vazgeçmediğini göstermektedir. 1. Cihan Harbinin sonlarına yaklaşıldığı bir döneme denk gelen Son Padişah’ın tahta geçişi, mukadderatı değiştirmeyecekti. Temelleri Söğüt’te atılan ve ömrü yedi asra yaklaşan bir çınar ağacı ve adâlet üzere kurulu büyük bir medeniyet, tarih sahnesindeki yerini almak üzereydi. “Ne yapsalar boş, göklerden gelen bir karar vardır” sözünün en çok yakıştığı durumlardan biri yaşanmaktaydı. O sebeple ehl-i tevekküle her zamanki gibi gayretle birlikte, neticeye de razı olmak düşmüştü. Matbûât Müdîriyetine Ordu ve donanmama Ecdâd-ı izâmımın eserine tevfîken Resûlullâh Efendimizin alemdârları Ebâ Eyyûb’el-Ensârî hazretlerinin türbe-i mübârekelerinde emîrü’l-mü’minîn Ömer’ül-Fâruk hazretlerinin kılınçlarını mücâhid-i fî sebîlillâh vezîrim Seyyid Ahmed eş-Şerîf es-Sünûsî yediyle kuşandım. Bu vesîle-i hasene ile de berrî ve bahrî erkân-ı ümerâ ve zâbitân ve efrâd-ı askeriyemiz taraflarından hakkımda gösterilen âsâr-ı ihlâs ve muhabbetden cidden mütehassis oldum. Osmanlılara Hazret-i Ömer’in büyük evsâfını nakl etmiş olan bu mukaddes kılıncı taşıyan Ecdâd-ı izâmım cesîr Osmanlı ordu ve donanmalarının başında Kelîmetullâh’ı i’lâ ile şimdi (10) üzerinde yaşadığımız kıymetli memleketleri feth ederek bize mîrâs bırakdılar. İşte bu gün yine (11) dîn uğrunda ve ecdâdımızın vedîası olan kıymetdâr topraklarımızın ve Osmanlılık (12) şânının muhâfazası zımnında harb ediyoruz. Ben tevfîkât-ı Sübhâniye’ye güvenerek (13) eslâf-ı izâmımın yolunda sebâta azm etdim. Mübârek vatanımız için şimdiye kadar (14) pek çok mezâhime katlanmış ve lehü’l-hamd ihrâz olunan muvaffakiyetlerle bunun maddî ve ma’nevî (15) mükâfâtına nâil olmağa başlamış olan siz asker evlâdlarım maksada vâsıl oluncaya kadar (16) fedâkârlıkda dâim olunuz. Da’vâmız mukaddes ve meşrû’ ve hak yolunda çalışanlara nusret-i (17) İlâhiye mev’ûddur. Sizi her yerde Cenâb-ı Hakk’ın tevfîkât-ı Samedâniyesine tevdî’ (18) eder ve cümlenize selâm eylerim. (19) Mehmed Vahideddin

Arif Emre GÜNDÜZ 01 Ocak
Konu resmiKelimelerin Kökenlerine Yolculuk
Kelimelerin Kökenkerine Yolculuk

سوكيلي اوقورلر، ياز موسمي چوقدن باشلادى. اوقوللر تعطيل. خلقمز تعطيل وسيله سيله  فرقلي يرلره  سياحتلر ياپييور. بو نه دنله  بز ده  ايسته دككه ، بو صاييمزده  بعض شهرلريمزڭ اسملرينڭ نره لردن كوكن و قايناق آلديغني سزلرله  پايلاشالم. ايشته  ايلك شهريمز ”آطه بازاري“ Sevgili okurlar, yaz mevsimi çoktan başladı. Okullar tatil. Halkımız tatil vesilesiyle farklı yerlere seyahatler yapıyor. Bu nedenle biz de istedik ki, bu sayımızda bazı şehirlerimizin isimlerinin nerelerden köken ve kaynak aldığını sizlerle paylaşalım. İşte ilk şehrimiz “Adapazarı” ADAPAZARI: Sakarya ilinin şehir merkezi olan Adapazarı, Orhan Gazinin kumandanlarından Konur Alp tarafından “Tığcılar” ismiyle köy olarak kuruldu. Sonradan Sakarya’nın iki kolu arasında bir ada durumunda olduğu için Adaköy (Ada Karyesi), dendi. Bu mıntıkada Pazar kurulduğundan dolayı da “Adapazarı” ismi dile yerleşti. ÇANAKKALE: Marmara ve Ege denizlerini birleştiren Boğaz’daki şehir ve kasabaların en büyüğü olan bu yerleşim yeri aynı zamanda şehir merkezidir. Boğazın doğu kıyısında ve en dar yerinde kurulmuştur. Osmanlıların Çanakkale’yi fethinden önce buraya “Dardanellos” adı verilmişti. Fatih Sultan Mehmet Han, Çanakkale’nin Anadolu topraklarında bir kale yaptırdı. Bu sebeple şehre “Kale-i Sultani” ismi de verilmiştir. Son asırlara kadar bu isimle anılan şehir, bu kalenin çanağa benzemesinden dolayı ”Çanakkale“ ismiyle anılmıştır. İSTANBUL: Dünya üzerinde 3 imparatorluğa başkentlik eden tek şehir olan İstanbul, tarihi boyunca değişik isimlerle anıldı. MÖ. 658 yılında Megara Kralı Byzas tarafından kurulduğundan bu şehre kurucusundan dolayı “Bizantion” adı verilmiştir. Roma İmparatoru Marcus Avrelius döneminde imparatorun manevi babasının adıyla “Antion” olarak anıldı. Bizans İmparatoru Konstantin bu şehri yeniden kurunca buraya kendi adını verdi. Şehre “Konstantin” veya “Konstanpolis” adı verildi. Müslümanlar bu şehre “Konstantiniye” demişlerdir. Daha sonra “Konstanpolis”in kısaltılmış şekli olan “Stin- Polis” deyimi kullanıldı. Türkler burayı alınca Müslüman şehir anlamında “İslambol” adını verdiler. Şehir Osmanlı döneminde “Dersaadet, Deraliyye, Mahrusa-i Saltanat, İstanbul, İslambol, Darü’s-saltanat-ı Aliyye, Asitane-i Aliyye, Darü’l-Hilafetü’l Aliye, Payitaht-ı Saltanat, Dergâh-ı Mualla, Südde-i Saadet” gibi çok farklı isimlerle anıldı. AFYONKARAHİSAR: Şifalı kaplıcaları, kaymak şekeri ve haşhaşı ile tanınan şirin bir ilimizdir. Selçuklular bu bölgeyi fethedince, sarp kayalar üzerinde yükselen kaleye izafeten “Karakale” anlamında “Karahisar” demişlerdir. Kalenin etrafındaki şehrin ismi Karahisar olmuştur.  Türkler, Anadolu’da pek çok yere “Karahisar” ismi verildiğinden, burasının isminin diğerlerinden ayırt edilmesi için Selçuklu beylerinden Sahib Ataoğlu’na izafeten “Karahisar-ı Sahib” denmiştir. Cumhuriyet devrinde bölgede yetişen haşhaştan elde edilen Afyon’dan dolayı ismi “Afyonkarahisar” olmuştur. DİYARBAKIR: Hz. Ömer’in halifeliği döneminde bölgenin fethi ile görevlendirilen İyaz Bin Ganem ve Halid bin Velid gibi  ‘Sahâbe-i Kirâm’dan olmak üzere sekiz bin kişilik bir orduyla bu şehir fethedildi. Halk, İslâm Ordusu’nun müşfikliğine hayran kalarak İslâm’ı seçti. Müteakiben, yöredeki Rebia Araplarının en büyük kolu “Bekir bin Vâil” kabilesinin bu havalide yaşadığından dolayı bölgeye ”Diyar-ı Bekr” adı verildi. Bu isim zamanla ’Diyarbekir’e dönüştü ve asırlar boyu kullanıldı… 1937 de Bakanlar Kurulu kararı ile şehrin ismi ‘Diyarbakır’ oldu! Diyarbakır’ın eski adı “Amid” veya “Amed”dir. ANKARA: İslam kaynaklarına göre Ankara’nın adı “Enguru” olarak geçer. Kimilerine göre Ankara sözü Farsça “Üzüm” anlamına gelen “Engür” den, ya da Yunanca’da ‘koruk’ anlamına gelen “Aguirada”dan türemiştir. Frig dilinde ise “Ank” “engebeli, karışık arazi” anlamına gelir. Şehrin diğer isimleri; Ankyra, Ankura, Ankuria, Angur, Engürlü, Engürüye, Angare, Angera, Ancora ve son olarak “Ankara” şeklini almıştır. KOCAELİ: Orhan Gazi döneminde bu bölgeyi fetheden “Akçakoca” isimli kumandanın eliyle fethedildiğinden dolayı buraya Kocaeli denilmiştir. ELAZIĞ: ilk yerleşim yeri “Harput” diye anılan şehir 1834 yılında Mezre denilen ovalık bir yerde kuruldu. 1862 yılında buraya padişah Abdülaziz Han’ın şerefine “Mamuret- ül- aziz” ismi verildi. Daha sonra halk ağzında Elaziz olarak kısaltılan isim, 1937 yılında Elazığ’a dönüştürüldü.

Mirza AKMESCİDLİ 01 Ocak
Konu resmiİhanetin Cezası İdamdır
Belge Okumaları

Osmanlı Devleti’nde meşru yönetime karşı yapılan isyanlar İslam fıkhında siyasi bir kavram şeklinde bağy suçu sayılmış, umumi huzuru bozacak ve memlekette anarşi çıkaracak her eylem bu kategoriye dâhil edilmiştir. Devlete isyan anlamında kullanılan bağy suçunun cezası, günümüz Avrupa ceza hukuku dışarıda bırakılırsa, tarih boyunca hep idam olmuştur. Osmanlı hukukçuları devlete veya padişaha yapılan her türlü isyanı, emirlere itaatsizliği bu çerçevede ele almıştır. İsyan suçunun karşılığının idam olduğu birçok fetvada açıklanmış, yönetimde bu cezaya özel bir isim olarak siyaseten katl adı verilmiştir. Bununla birlikte haksız yere bir insanı öldürmenin cezası, İslam hukukunda olduğu gibi Osmanlı hukuk sisteminde de kısas olarak kabul edilmiş ve uygulanmıştır. Bir insanı öldürmek Kur’an-ı Kerim’in ifadesiyle bütün insanları öldürmek gibidir. Dolayısıyla bu kadar ağır bir suçun cezası ancak kendi cinsinden olabilir. Buna göre bir cinayet suçunu devletin affetmesi ölenin hakkına tecavüzdür. Suçu affetme yetkisi sadece ölenin yakınlarına ait bir haktır. O halde kurulu devlet nizamına karşı ayaklanan ve bunun yanında birçok masum insanın hayatına kastedenlerin cezasının idam olması tabiidir. Aşağıdaki belgelerde de, diğer sayısız örneklerinde olduğu gibi Osmanlılarda bu tarz olaylara karşı idam hükmünün icra edildiğini görmekteyiz. Birinci vesikamız Ermeni isyanlarıyla ilgilidir. Osmanlı Devletini parçalama projelerinden biri olan ve ilki 1890 yılında Erzurum’da başlayan Ermeni bağımsızlık ayaklanmaları zamanla ülke coğrafyasının birçok yerine sıçramıştır. Osmanlı hükümeti ise bu olaylar karşısında hukuk çerçevesinde hareket etmiş, bir suç söz konusu olduğunda adli süreci takip etmiştir.  Adliye ve Mezahib Nezaretinden Sadarete gönderilen 6 Mart 1901 tarihli belgede, Ermenileri ayaklandırmaya çalışan ve cinayetle yargılanan Donabetyan Dikran isimli şahsın idamına, diğer dört kişinin ise beşer yıl süreyle kalebentlik cezasıyla cezalandırılmasına hükmedilmiştir. İkinci belge ise, Kosova Valisi Hüseyin Hüsnü tarafından, 19 Haziran 1909 tarihinde şifreli bir surette Dâhiliye Nezaretine gönderilen telgraftır. Telgrafta, Kosova’da yer alan Yakova ve İpek şehirlerindeki bazı şahısların işledikleri cinayetlerden dolayı tutuklanarak idamlarına karar verildiği ve bu hükmün icra edilmesiyle bölgedeki halkın hem intikamının alınmış olacağı hem de devletin adalet sistemine güven hâsıl olarak asayişin sağlanacağı bildirilmiştir. Burada ayrıca, telgrafta dikkatimizi çeken şifreli yazışmalara da temas etmek istiyoruz. Yapılan mahrem yazışmalarda gizliliğin korunması amacıyla kimyevi sıvıların yanı sıra farklı işaretlerin kullanıldığı da görülmüştür. Özellikle telgrafla yapılan şifreli haberleşmelerde harf ve kelimelere göre şifrelemeler oldukça sık kullanılmıştır. Harfli düzende, kelimeleri oluşturan her bir harfe iki veya üç haneli bir sayı karşılığı verilmiştir. Kelimelerin şifrelendiği düzende ise, incelediğimiz belgede de görüleceği üzere, her bir kelimeye ve eklere karşılık bir sayı grubu verilmiştir. Telgrafların cetvelli kısmında yer alan kelime ve grup kutucukları, kaç kelime grubunun ve kelimenin olduğunu göstermektedir. Harflerin veya kelimelerin şifrelendiği sayıların çözülü olduğu kitapçıklara, anahtar anlamında Miftah denilmiş ve bu Miftahlar, güvenliği artırmak amacıyla belirli aralıklarla değiştirilmiştir. İzin alınmadan kimseye verilmemesi istenen Miftah defterlerinden bazıları Başbakanlık Osmanlı arşivlerinde mevcuttur. Arşivlerdeki şifreli telgrafların birçoğu şifreleri çözülmüş olarak yer almakta, deşifre edilmemiş bazı şifreler ise araştırmacıların gayretini beklemektedir. Y__A___RES__00111_00032_002_001 Devletin Asayişini Bozanlara İdam Cezası Talebine Dair Belge Adliye ve Mezâhib Nezâreti Mahkeme-i Temyîz Baş Müddeʻî-i Umûmîliği 738 Huzûr-ı sâmî-i hazret-i sadâret-penâhîye 1- Maʻrûz-ı çâker-i kemîneleridir ki, 2- Devlet-i Aliyye’nin âsâyiş ve emniyet-i umûmiyesini ihlâle ve tebaʻa-i sâdıkayı iğfâle teşebbüs itmiş olmalarından dolayı cinâyetle ithâm olunan 3- eşhâsdan Donabetyan Dikran’ın iʻdâmına ve Serkis ve Mıgırdıç ve Nezor ve Mardiros’un beşer sene kalʻabend idilmelerine ve Begos ve Tavid’in 4- cünha ile mahkûmiyetlerine ve Artin’in berâatine dâir Maraş Sancağı Bidâyet Mahkemesinden virilen 25 Eylül sene 315 tarihli iʻlâmın iʻdâm hükmü ile 5- kalʻabendlik cezasının tasdîkini ve Begos ve Tavid haklarında olan cünha hükmü ile Artin’e âid berâat cihetinin baʻzı esbâb-ı kânûniyeden dolayı 6- nakzını hâvî mahkeme-i temyîz cezâ dâiresinden iʻtâ kılınan 15 Teşrîn-i Sânî sene 316 tarihli ve üç bin yüz seksen bir numaralı iʻlâmın sûreti nakz olunan 7- cihetler üzerine muʻâmelât-ı mukteziye-i kânûniyenin icrâsı zımnında evrâk-ı müteferriʻasıyla maʻan Haleb Müddeʻî-i Umûmîliğine irsâl kılındığı gibi iʻdâm hükmünden dolayı 8- aslı dahi atebe-i ulyâ-yı hazret-i hilâfet-penâhîye arz olunarak her ne vechile emr ü fermân-ı hümâyûn-ı cenâb-ı mülûkâne şeref-müteʻallik buyurulur ise hükm-i 9- celîli infâz olunmak üzere leffen huzûr-ı sâmî-i cenâb-ı sadâret-penâhîlerine takdîm kılınmış olmağın ol bâbda emr ü fermân hazret-i men lehü’l-emrindir. Fî 15 Zi’l-kaʻde sene 318 ve Fî 21 Şubat sene 316 Adliye Nâzırı (İmza) DH_ŞFR__00415_00071_001_001/002  Asker Katillerinin İdamına Dair Telgraf           Fî 6 Haziran sene 325 Numûne-1 Jurnal numarası   Devlet-i Aliyye-i Osmâniye Posta ve Telgraf Nezâreti Derʻaliyye Mutavassıt merkez Sevk numarası 141 Telgrafnâme Üsküb Mahrec merkezi İrsâl tarihi   Devlet muhâberât-ı telgrafiyeden dolayı hiç mes’ûliyet kabûl eylemez Atâ Keşîde iden me’mûr İrsâl sâati 12     Ahz iden me’mûr Sevk me’mûru     Ahz tarihi ve sâati Mahallî numarası Kelimât Grub Mahallî tarihi Sâat Dakika Rûz veya şeb Tarîk İşârât-ı mahsûsa 1141 75 169   12     Resmî     Dâhiliye Nezâret-i Celîlesine Yakova’da irâe olunan satvet-i hükûmetin te’sîri bir daha unutulmamak ve hüsn-i netîce istihsâl idilmek üzere on bir nefer askerle doksan bir mazlûmun kâtil ve mecrûhu ve birçok hanelerin ihrâkı ile hânumân söndürmüş olan ve geçenlerde derdest idilüb el-yevm Dersaâdet’de mevkûf bulunan Yakovalı Bayram Daflan ve Müslim Velik’le kezâlik birçok sabî ve sıbyânı hânelerinde ihrâk ve katl ve ifnâ iden Yakova’da mevkûf cânî İsmail Marik ve beş kişinin kâtili olduğunu kendü lisânıyla iʻtirâf eyleyen İpek’in Zalice Karyesinde Yusuf Tahir’in ibreten li’s-sâirîn salben iʻdâmlarına müsâade buyurulduğu halde bunların zulüm ve teʻaddiyâtından kan ağlayan erbâb-ı nâmûsun intikâmı hükûmetçe alındığından dolayı ahâlîce hükûmetin icrââtına iʻtimâd-ı tâm hâsıl olacağı ve fî-mâ-baʻd kan görmek âdet-i sakîmesinin devâmına bedel ahâlînin icrâât-ı hükûmete intizâr ve inkıyâd ideceği icrâât-ı vâkıʻa erbâb-ı hıyânete dehşet virerek istirâhat-ı umûmiye te’mîn eyleyeceği beyânıyla îcâbının icrâsı zımnında muktezî irâde-i seniyyenin sürʻat-i istihsâli Yakova’da Mitroviçe Fırkası kumandanı Cavid Paşa ve İpek mutasarrıfı Hakkı Bey tarafından müştereken alınan telgrafnâmede izbâr idilmiş ve işʻâr-ı vâkiʻin tervîci hâlen ve maslahaten ehemm ve elzem bulunmuş olmakla sûret-i işʻâra nazaran îcâbının îfâ ve irâde-i seniyyesinin istihsâline delâlet ve muʻâvenet buyurulması müsterhamdır fermân. Fî 6 Haziran sene 325 Gündüz Kosova Vâlîsi Ferîk Hüseyin Hüsnü Âdet-i sakîme: Yanlış gelenekAdliye ve Mezâhib Nezâreti: Önceden Müslümanların yargılandığı Şer’iyye Mahkemeleri Adliye Nezareti’ne, azınlıkların mezhep ve imtiyaz işlemleri ise Hariciye Nezareti’ne bağlıydı. 1880’den sonra azınlık işlemleri de Adliye Nezareti’ne bağlanmış ve bu kurumun ismi Adliye ve Mezâhib Nezareti olmuştur.Ahz: AlmaAtebe-i ulyâ: Yüce eşik Bidâyet Mahkemesi: Günümüzde Asliye Hukuk MahkemesiCelîl: Yüce, yüksekCünha: Suç, kabahatÇâker: Kul, köleDelâlet: Yol göstermekDerdest: Elde etmek, yakalamakEhemm: Ön önemliEl-yevm: BugünElzem: En gerekliEmr ü fermân-ı hümâyûn-ı cenâb-ı mülûkâne: Padişahın emir ve fermanıEvrâk-ı müteferri‘a: Birbirine bağlı evraklar, eklerFî-mâ-ba‘d: Bundan böyle, bundan sonraHânumân: Ev barkHazret-i men lehü’l-emr: Emir sahibi olan yüce kişiİbreten li’s-sâirîn: Başkalarına ibret olarakİcrâât-ı vâkı‘a: Gerçekleşen icraatİfnâ: Yok etmekİhrâk: Yakmakİ‘lâm: Resmi karar yazısıİnfâz: Bir hükmü yerine getirmeİnkıyâd: Boyun eğme, itaat etmeİntizâr: Ümit ederek beklemekİrâe: Görmekİrsâl: Göndermekİstihsâl: Elde etmekİş‘âr: Yazıyla bildirmeİzbâr: YazmaKal‘abend: Kale dışına çıkması yasak, fakat kale içinde serbest olan hükümlüKemîne: Aciz, hakirKeşîde: Çekmek (telgraf)Kezâlik: Bunun gibiLeffen: Ek olarakMa‘an: BirlikteMahrec: Çıkış yeriMaslahaten: Fayda yönüyleMecrûh: Yaralı (burada yanlış olarak “yaralayan” anlamında kullanılmış)Mevkûf: TutukluMu‘âmelât-ı mukteziye-i kânûniye: Gerekli kanuni işlemlerMu‘âvenet: YardımMuhâberât: HaberleşmelerMutavassıt: AracıMüdde‘î-i umûmî: Kamu adına dava açan, savcıMüsterham: İstirham olunmuş, rica edilmişNakz: Hükmün bozulmasıRûz: GündüzSabî (c. Sıbyân): Küçük çocukSadâret-penâh: Vezirliğin sığınağı, sadrazamlık makamıSalben: AsılarakSâmî: YüceSatvet: Ezici kuvvet ve kudretSür‘at-i istihsâli: Hızlı şekilde elde edilmesiŞeb: GeceŞeref-müte‘allik: Şerefle bağlı bulunmakTe‘addiyât: Saldırılar, zulümlerTeba‘a-i sâdıka: Devlete sadık olan vatandaşlar, Ermeni milleti için kullanılmıştır.Tervîc: Değerini artırma, kabul ettirmeVechile: ŞekildeZımnında: Maksadıyla

H. Halit ATLI 01 Ocak
Konu resmiBulmaca
Bulmaca

Aşağıdaki tabloda her satırda harfler karışık olarak verilmiştir. Her satırdaki bu harflerden anlamlı birer kelime üreterek sağ taraftaki boş kutulara yazalım. Boş kutuların sağ tarafında kelimenin kaç harf olduğu yazılmıştır. Yani satırlarda fazladan harfler de bulunmaktadır. Boş kutular bittikten sonra o sütundaki kelimeleri yukarıdan aşağıya bir satır üzerinde yazdığınızda bir cümle oluşacaktır. Cümle, Konfüçyüs’e ait sözdür. Bu cümleyi 25 Temmuz’a kadar mektup@osmanlicadergi.com posta adresine gönderiniz. Doğru cevabı gönderenler arasında yapılacak kur’a ile ilk beş takipçimize “İslam Medeniyetinin Osmanlı Yorumu” kitabı hediye edilecektir.             C E V A P          

Osmanlıca DERGİ 01 Ocak