Konu resmiKelimelerin Kökenlerine Yolculuk
Kelimelerin Kökenkerine Yolculuk

Sevgili Osmanlıca dostları, bugün sizinle günlük dilde kullandığımız pek çok kelimenin kökenlerine yeni bir yolculuk yapmaya çalışacağız. Çok iyi biliyorsunuz ki, kelimelerin asli yapılarını bilmek dilimizi daha iyi anlamamıza ve tanımamıza kapı açıyor. Özellikle geçmişini, tarihi serüvenini bildiğimiz her kelime, dilimizi zenginleştirerek daha bilinçli konuşmamızı sağlıyor. Kıymetli dostlar bu ay kökenlerine yolculuk yapacağımız ilk kelimemiz “banka” سوكيلي عثمانليجه  دوستلري، بوكون سزڭله  كونلك ديلده  قوللانديغمز پك چوق كلمه نڭ كوكنلرينه  يڭي بر يولجيلق ياپمه يه  چاليشاجغز. چوق ايي بيلييورسڭزكه ، كلمه لرڭ اصلي ياپيلريني بيلمك ديلمزي داها ايي آڭلامه مزه  و طانيمه مزه  قاپي آچييور. أوزللكله  كچمشنى، تاريخي سرووننى بيلديگمز هر كلمه ، ديلمزي زنكينلشديره رك داها بيلينچلي قونوشمه مزي صاغلايور. قيمتلي دوستلر بو آي كوكنلرينه  يولجيلق ياپاجغمز ايلك كلمه مز ”بانقه “ BANKA: Günümüzde fâizle para alıp veren, iskonto, kambiyo, kredi işleriyle uğraşan, ticari muameleler yapan kuruluşlara bu isim veriliyor. Aslı “banco” olan bu kelime İtalyancadan dilimize geçmiştir. “Banko” “masa, tezgâh” anlamına gelmektedir. 12. Yüzyılda İtalya’da masalar, tezgâhlar kurarak para ticareti yapan kişiler üzerinden bu kelime ortaya çıkmıştır. Bu kişilere de “banker” denilirdi. PAHA: Bu kelimenin aslı Farsçadır. Değer, kıymet, fiyat manasındaki Farsça “behâ” kelimesinden değişerek günümüze gelmiştir. Kelime önce “bahâ” sonra da “pahâ” şeklini almıştır. Ecdadımız bu kelimeyi değeri ölçülemeyecek kadar kıymetli olan şeyleri ifade etmek için “Paha biçilmez” deyiminde kullanmış. Bir şeyin karşılığının büyüklüğünü ifade etmek için “ne pahasına olursa olsun” derken bu kelimeye aslında olmayan, çok farklı bir mana zenginliğini yüklemiştir. ÇERÇEVE: Farsça kökenli olan bu kelime iki kelimenin izdivacından oluşmuş birleşik bir kelimedir. Aslı “çar - çube”dir. “Çar” dört demektir. “Çube” ise “ağaç, çomak, çubuk” anlamındadır. Yani dört tane ağaç çubuğun birleşmesinden oluşan şeye çerçeve denmiştir. GÂVUR: Bu kelime Arapça “kâfir” kelimesinin zamanla değişmesi sonucunda “gâvur” şeklinde dilimize yerleşmiştir. Halk dilinde Müslüman olmayan kimse için, özellikle de Hristiyanlar için söylenir. Tanzimat fermanıyla bu tabirin kullanılması yasaklanmış ve kullananlar hakkında cezai işlem uygulanmıştır. Bir müddet sonra “Gâvura gâvur denilmeyecek” şeklinde garip bir ifade ile bu yasak toplumda yaygınlaştırılmaya çalışılmıştır. ÇİRKİN: Farsçada “çirk” “pis, kirli” manasındadır. Bu kelime dilimize geçince zamanla “çirkin” şeklinde telaffuz edilmeye başlanmıştır. Ayrıca bir mana kayması olarak da “güzel” kelimesinin zıddı olarak dilde yerini almıştır. Bu gün “kötü” kelimesinin yerine de kullanılabilen bu kelime tamamen Türkçeleşmiştir. ZERZEVAT: Bu kelimenin aslı Farsçadan gelmektedir. Farsçada “sabze (sebze)” kelimesine çoğul eki olan “at” eki eklenmesiyle Osmanlı döneminde önce “sebzevât” olarak telaffuz edilmiştir. Türlü gibi, sebze yemeklerine konulan (patlıcan, bamya, soğan, domates gibi) malzemeleri ifade eden bu kelime zaman içinde “zerzevat” şeklinde dilimize yerleşmiştir. TENEŞİR: Bu kelime Farsça “ten-şūy” birleşik kelimesinden dilimize geçmiştir. Farsça beden anlamındaki “ten” ve yıkayan kişi manasındaki “şuy” kelimelerinin bir araya gelmesi ile oluşmuştur. Ölüyü yıkayan kimselere denirdi. Günümüzde ise ölünün bedeninin yıkandığı tahta veya beton yere deniliyor.

Mirza Ayhan İNAK 01 Ocak
Konu resmiOsmanlı'da Tanzim Satış Uygulaması
Belge Okumaları

Kelime anlamı azami kıymet ve fiyat demek olan narh, terim olarak, kamu yararını gözetmek şartıyla piyasadaki mal ve hizmetlere konulan tavan fiyat sınırlaması şeklinde tanımlanabilir. Allahu Teâlâ’nın alışverişle ilgili emirleri, Resulullah Aleyhisselam’ın serbest piyasaya yani alıcı ve satıcının hür iradesine müdahaleyi hoş görmeyen söz ve davranışları; âlimler tarafından, narhın bütünüyle yasaklanmadığı, kamu zararının tüketici lehine önlenmesi adına adil yöneticilerce fiyat sınırlaması yapılmasının caiz hatta bazı durumlarda vacip olduğu şeklinde yorumlanmıştır. Ancak narhın karaborsayı daha da teşvik ettiğini savunan, bu yüzden de narha menfi bakan âlimler de olmuştur. Osmanlı Devleti, Klasik Dönem ekonomi politikasında toplumun ihtiyaçlarını karşılamayı önceleyen kurallar getirmiştir. Bundan dolayı, ihtiyaç maddelerinin stoklanıp karaborsacılığa neden olduğu, piyasada aşırı fiyat artışıyla halkın sıkıntıya düştüğü durumlarda narha bir çözüm yöntemi olarak sıklıkla başvurmuştur. Uygulamalara bakıldığında savaş, kıtlık, tabii afet gibi olağanüstü hâllerin dışındaki durumlarda da piyasalara tavan fiyat sınırlaması getirildiği görülmektedir. Bahar ayında ilk kuzu kesimi et fiyatlarının, mevsimler süt mamulleri ve sebze fiyatlarının, buğday harman vakti de ekmek fiyatlarının tespitinde belirleyici olmuştur. Gıda maddelerine hangi tarihlerde ne kadar narh konulacağı gerek fermanlarda gerekse ihtisâb kanunnamelerinde ayrıntılarıyla zikredilmiştir. İlk ihtisâb kanunnamesi Sultan II. Bayezid zamanında 1502 yılında yürürlüğe girmiş; böylece hayvan ürünleri, sebze-meyve, tuz, ekmek, tarım, orman, sanayi ve tekstil ürünlerinin satış, kalite ve fiyatlarına bir standart getirilmiştir. Narhların tespit ve uygulanmasında birinci dereceden kadı sorumlu olmasına rağmen, çarşı pazarlarda bir nevi zabıtalık görevi yapan ve piyasayı iyi bilen muhtesib bu işin uzmanı sayılırdı. Narh konulurken esnaf ve üreticinin de fikri alınır, esnaf temsilcileriyle üretim ve kâr konusunda istişare yapılırdı. Kanunen esnafın hakkı olan kâr, ihtisâb kanunnamelerinde “onu on bir” veya “onu on bir buçuk” şeklinde %10 - %15 aralığında belirlenmiş, ancak özellikle ithal ürünlerde kâr marjı esnek bırakılmıştır. Narh sistemi 19. yüzyıla kadar kadıların kontrolünde devam etmiş, 1826 yılında kurulan İhtisâb Nezareti zabıta, güvenlik ve esnaf denetimi hususlarında yetkili kurum olmuş, 1854 tarihinden itibaren Şehremaneti’nin kurulmasıyla narh belediyenin sorumluluğuna verilmiştir. Bu tarihten birkaç yıl sonra da ekmek haricinde diğer ihtiyaç maddeleri üzerindeki narh uygulaması kaldırılmış ve fiyatların belirlenmesi serbest piyasa koşullarına bırakılmıştır. Ancak belirli durumlarda, mahallî idare ile merkezî yönetim arasındaki yazışmalar sonrasında ve Bakanlar Kurulunun vereceği onayla bir tavan fiyat sınırlaması yapılmıştır ki, aşağıda inceleyeceğimiz vesikalar da bunu göstermektedir. Bu sayımızdaki belge grubu Dâhiliye Nezareti İdare-i Umumiye Ekleri fonundan alınmıştır. 22 Nisan-11 Aralık 1917 tarih aralığında yapılan ve I. Dünya Savaşı yıllarına denk gelen bu yazışmalardan çıkaracağımız sonuçlar, günümüzdeki tanzim satış uygulamasına benzer tespitler yapmamıza yardımcı oluyor. Her ne kadar yazışmalarda tanzim satışlara yönelik bir karar çıkmamışsa da; belediyelerin iç piyasadaki fayda-zarar dengesinin gözetilmesi kaydıyla kendilerine verilen yetki ile üreticilerden ürün satın alabildiğini, bu ürünleri ihtiyaç sahipleri için belirli bir fiyattan piyasada satabildiğini, böylece piyasanın dengelenmesine yardımcı olduğunu belgelerden öğrenebiliyoruz. 1. Vesika 1 numaralı vesika, Hudâvendigâr Vilayetinden çıkmıştır. Hudâvendigâr ismi I. Murad’ın unvanı olup hükümdar manasındadır. Orhan Gazi Bursa’yı fethettiğinde bu şehri sancak olarak Şehzade Murad’a vermiş, sonrasında da Bursa, civarıyla birlikte Hudâvendigâr olarak anılmıştır. 1841 yılına kadar Anadolu eyaletinin sancağı olan Hudâvendigâr, bu tarihte merkezi Kütahya olmak üzere eyalet/vilayet yapılmış, sonraları vilayetin merkezi Bursa olmuştur. İşte bu vilayet yönetimi 22 Nisan 1917 tarihinde Dâhiliye Nezaretine hitaben, şehirlerarası yazışmalarda alttan üste yazılan bir tahrirat kaleme almıştır. Yazı, tahriratın elkabına uygun olarak “Maʻrûz-ı çâker-i kemîneleridir” şeklinde başlamaktadır. Bursa tüccarları, mesafenin yakın ve nakliyatın kolay olması sebebiyle buradaki yiyecek ve gıda maddelerini köylerden toplayarak İstanbul’a nakletmektedir. Bu nedenle Bursa’daki gıda fiyatlarında anormal artışlar meydana gelmekte hatta bazen vilayet içerisinde yiyecek yokluğu çekilmektedir. Buna çare olmak üzere valilik, yerli halkın ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla gıda maddelerinin %30’unun şehir içinde kalmak üzere ihracının yasaklanmasını ve belediyelerce bu maddelerin satın alınarak makul fiyattan halka dağıtılmasını talep etmektedir. Tahrirat, “ol bâbda…” şeklinde uygun bir hitapla bitirilmiş, vesikanın altına tarih ve imza atılmıştır. 2 numaralı vesika, Dâhiliye Nezaretinin Hudâvendigâr Vilayetine sekiz gün sonra yani 30 Nisan’da yazdığı cevabi yazıdır. Şehirlerarası üst makamdan alt makama doğru yazılan vesikalara şukka denilmektedir. Tanzimat sonrası dönemde şukka elkabları sadeleştirilmiş, “Devletlü/Atûfetlü efendim hazretleri” gibi elkablar kullanılmıştır. Belgemiz müsvedde olduğu için hangi elkabın kullanıldığını göremiyoruz. Ancak yine son dönemlerde görülen hülasa/özet başlığına rastlayabiliyoruz. Nezaretin valiliğe verdiği cevaba göre; evvela halka dağıtılacak gıda maddelerinin listesi yapılmalı ve bunların tavan fiyatları belirlenmelidir. Sonrasında sadrazamın başkanlığında nazırlardan oluşan ve Osmanlı hükümetini niteleyen Meclis-i Vükelâ’dan onay alınmalıdır. Ardından serbest ticaret kurallarını ihlal etmemek kaydıyla belediyelerin listedeki gıda maddelerini alarak halka satmasına izin verilebilecektir. Vesikamız müsvedde olduğu için son tarafta tarih ve mührü göremiyoruz. Hudâvendigâr Vilayetinden Dâhiliye Nezaretine Tahrirat (22 Nisan 1917) Hudâvendigâr Vilâyeti / Mektûbî Kalemi / Aded / Umûmî 11227 / Husûsî 195 Hüve Dâhiliye Nezâret-i celîlesi cânib-i âlîsine (1) Maʻrûz-ı çâker-i kemîneleridir (2) Vilâyetin İstanbul’a civâr olması ve gidüp gelmenin kolay ve vesâit-i nakliyesinin diğer yerlerden muntazam ve sehîl bulunması hasebiyle (3) dâhilinde me’kûlâta âid ne kadar mahsûl ve erzâk var ise köylere varıncaya kadar dağılan çerçiler vâsıtasıyla cümlesi toplatdırılup (4) İstanbul’a nakl idilmiş ve nakl idilmekde bulunmuş olduğu cihetle erzâk ve eşyâ-yı mezkûre fîâtında burada büyük bir terakkî (5) ve baʻzen İstanbul’daki fîâtından daha yüksek bir fîâta bâliğ olduğu ekseriyâ görülmekdedir. Meselâ bugün İstanbul’da (6) zeytûnyağının kıyyesi altmış guruş olduğu hâlde Brusa’da yetmiş iki guruşdur. (7) Yine Brusa sabun iʻmâl iden fabrikalara mâlik olduğu hâlde burada sabun fîâtı İstanbul’dan daha yüksek (8) olduğu içün tüccâr oradan buraya sabun göndermekde ve buradaki fark-ı fîâtdan istifâde itmekdedir. (9) Bu kesret-i ihrâcdan dolayı baʻzen vilâyetin ihtiyâcı olan erzâk ve me’kûlâtı bulmak da kâbil olamamakda ve halk büyük (10) bir ihtiyâc ve müzâyaka içinde kalmakdadır. Bunlara meydân kalmamak ve bîçâre halk nihâyeti gelmeyen müterakkî fîât ile ihtiyâcları (11) olan erzâk ve me’kûlâtı tedârik idemeyecek ahvâle maʻrûz bulundurulmamak içün vilâyet dâhilinden hârice çıkarılacak (12) bi’l-umûm me’kûlât ve erzâkın fîât-ı muʻayyenesi üzerinden yüzde otuzunun ihrâcına müsâʻade olunmayarak vilâyet dâhilindeki (13) ihtiyâc içün alıkonulmasına ve belediyelerce mübâyaʻa idilerek ahâlîye İzmir’de olduğu gibi tevzîʻ ve fürûhtuna müsâʻade buyurulması temenniyâtıyla (14) takdîm-i taʻzîmât eylerim efendim. Ol bâbda emr ü fermân hazret-i veliyyü’l-emrindir. Fî 29 Cemâdiye’l-âhire sene 1335 ve fî 22 Nisan sene 1333 Hudâvendigâr Vâlîsi / Hakkı (DH_İ_UM_EK_00045_00009_002) 3. Vesika 3 numaralı belgede tekrar Hudâvendigâr Vilayetinden, 30 Nisan tarihli Dâhiliye şukkasına yazılan bir cevabı okuyoruz. 21 Mayıs tarihli tahriratta, Bursa merkez ve ilçe kazaların ihtiyacının bir an önce görülmesi için Meclis-i Vükelâ’nın kararına yardımcı olacak bir listenin ek olarak gönderildiği bildirilmiştir. 4 numaralı vesikada transkripsiyonunu verdiğimiz cetvelde, belediyece satın alınıp halka dağıtılması lazım gelen gıda maddelerinin listesi verilmiştir. Listede tereyağı ve zeytinyağı fiyat olarak önde gelmekte, en ucuz ürünler arasında da üzüm ve patates yer almaktadır. Hudâvendigâr Vilayetinden Dâhiliye Nezaretine Tahrirat (21 Mayıs 1917) Hudâvendigâr Vilâyeti / Mektûbî Kalemi / Umûmî 12101 / Husûsî 317 10415 numerolu ve 30 Nisan 1333 târîhli İdâre-i Umûmiye-i Dâhiliye Müdîriyetinden muharrer emirnâme-i devletleri cevâbıdır. Hülâsa-i meâl: Vilâyet ihtiyâcâtının tehvîni içün belediyece mübâyaʻa ve tevzîʻine lüzûm görülen mevâdd-ı gıdâiye cedvelinin takdîmine dâir Dâhiliye Nezâret-i celîlesi cânib-i âlîsine (1) Maʻrûz-ı çâker-i kemîneleridir(2) Brusa ve mülhakâtı ihtiyâcâtının tehvîni zımnında Brusa Belediyesince taʻyîn olunan fîât ile mübâyaʻa ve ahâlîye tevzîʻine şiddetle lüzûm (3) görülen mevâdd-ı gıdâiye ve havâic-i sâire envâʻını müşʻîr bir kıtʻacedvel leffen takdîm kılınmağla bu bâbdaki Meclis-i Vükelâ karârının (4) mülhakâta da şâmil olmak üzere sürʻat-i istihsâl ve teblîğine müsâʻade buyurulması istirhâmıyla takdîm-i taʻzîmât eylerim efendim. (5) Olbâbda emr ü fermân hazret-i veliyyü’l-emrindir. 29 Receb 1335 ve 21 Mayıs 1333Hudâvendigâr Vâlîsi / Hakkı(DH_İ_UM_EK_00045_00009_005) 5. Vesika 5 numaralı vesika, Dâhiliye Nezaretinin Hudâvendigâr Vilayetine 10 Haziran tarihinde yazdığı karşı cevap yazısıdır. Müsveddesini okuduğumuz şukka bu kez Nazır Talʻat Paşa imzasıyla kaleme alınmıştır. Şukkada, belediyeler tarafından yürürlüğe konulması gereken narh uygulamasının olumsuz yan etkilerinden bahsedilmektedir. Buna göre, narh konulan tüketim maddeleri tüccarlar tarafından gizlenerek ya da diğer mahallere taşınarak piyasadan toplattırılmakta, bu da ihtiyaç sahiplerinin daha çok mağdur olmasına sebebiyet vermektedir. Bir önceki ekte gönderilen belirli gıda maddelerine ait tavan fiyatlar piyasanın epeyce altında olduğundan, bu ürünlerin de piyasadan kaldırılması veya gizlenmesi ihtimali söz konusudur. Daha önce bu tecrübe yaşandığı için bu konuda vilayet uyarılmış ve fiyatların tekrar gözden geçirilmesi talep edilmiştir. Dâhiliye Nezaretinden Hudâvendigâr Vilayetine Şukka (10 Haziran 1917) Dâhiliye Nezâreti İdâre-i Umûmiye-i Vilâyât Müdîri Târîh-i tebyîzi: 10 Haziran sene minhu 10 Haziran sene [1]333 Nâzır Vekîli Talʻat Paşa’dan Hudâvendigâr Vâlîsi Hakkı Bey’e Hülâsa: Brusa ve mülhakât belediyelerince vazʻ itdirilmek istenilen narhlar hakkında (1) 21 Mayıs sene [1]333 târîhli ve 317 numerolu tahrîrât-ı aliyyeleri cevâbıdır. Dâhil-i memleketde mevcûdu tenâkus iden mevâdd (2) ve eşyâya narh vazʻı bunların gizlenmek veya hemcivâr mahallere kaçırılmak sûretiyle ortadan gâib olması ve fazla fîâtıyla istîfâ-yı ihtiyâc idenlerin de mahrûmiyetlerini (3) müeddî olduğu bi’t-tecrübe sâbit olmuş olmasına binâen bu husûsda fevka’l-âde iltizâma dikkat ve ihtiyât idilmesi îcâb ideceğinden (4) vilâyet belediyesince aʻzamî olmak üzere vazʻ idilmek istenildiği mürsel cedvelde görülen fîâtlar râyic-i hâzıra nazaran (5) dört beş derece dûn bulunmakla bu fîâtlar üzerinde narh vazʻ idilmeğe ibtidâr olununca mevâdd-ı mezkûrenin (6) ortadan kaldırılması emsâli delâletiyle muhtemel bulunduğundan bu mahzûra mahal kalmamak üzere keyfiyetin bi’l-etrâf tedkîk ve teemmülüyle (7) mütâlaʻa-i aliyyelerinin inbâsı teblîğ olunur efendim. (DH_İ_UM_EK_00045_00009_003) Kelimeler: Aʻlâ: YüceAliyye: YüceArîza: Alt makamdan üst makama yazılan yazıBâliğ: Yetişmiş, ulaşmışBer-vech-i peşîn: Peşin olarakBeyʻ: SatmakBi’l-etrâf: Etraflıca, ayrıntılıBi’t-tecrübe: Tecrübe ileBüber: BiberCânib: TarafÇâkerî: KölelikÇerçi: Seyyar satıcıDelâlet: İşaret, delil olmakDombay: Dişi mandaDûn: UzakEdnâ: En düşük, en aşağıEvsat: OrtaEvvel emirde: İlk önceFahîmâne: İtibar sahibine yakışır şekildeFürûht: SatmakHavâ: Boş, beyhude, heba (metindeki anlamıyla)Havâic: İhtiyaçlarHemcivâr: Komşuİʻâşe: Geçindirmek, beslemekİbtidâr: Bir işe süratle başlamakİcrâ-yı îcâb: Gerekenin yapılmasıİhtiyât: Tedbirlilikİltizâm: Gereklilikİnbâ: Haber vermeİstîfâ-yı ihtiyâc: İhtiyacı karşılamakİstihsâl: Elde etmek, üretmekİttihâz: Edinmek, kabullenmekKâbil: MümkünKesret: ÇoklukKıyye: Okka, 1282 gramLeffen: Ek olarakMaʻrûz-ı çâker-i kemîne: Aciz kölenin arzıMe’kûlât: Yenilecek gıda maddeleriMevâdd-ı gıdâiye: Gıda maddeleriMevzûʻa: Konulmuş olanMinhu: Ondan, metinde aynı tarih anlamındaMuʻayyen(e): Belirli, belirlenmişMuharrer: YazılmışMukarrer: Kesin, kararlaştırılmışMübâyaʻa: Satın almakMüeddî: Sebep olanMülhakât: Bir merkeze bağlı olan yerlerMüşʻîr: Haber veren, bildirenMüterakkî: Yükselmiş, artmışMüzâyaka: Sıkıntı, darlıkNarh: Yiyecek maddelerine belediyenin koyduğu sabit fiyatNisbet-i muʻayyene: Belirlenmiş oranRâyic-i hâzıra: Bir şeyin o anki değeriSâlifü’z-zikr: Zikri geçen, yukarıda bahsedilmiş olanSâmî: YüceSehîl: KolaySîsâm: SusamŞâmil: KaplayanTahrîrât: Resmî yazıTaʻzîmât: Hürmet ve tazimlerTeemmül: Etraflıca düşünmekTehvîn: KolaylaştırmaTekrîmât: Hürmet ve tazimlerTenâkus: NoksanlaşmakTerakkî: Artmak, yukarı çıkmakTesviye: Ödemek (metindeki anlamıyla)Tevzîʻ: Pay vererek dağıtmakVazʻ: KoymakVeliyyü’l-emr: Emir sahibi olan kişiVesâit: VasıtalarZımnında: Maksadıyla

H. Halit ATLI 01 Ocak
Konu resmiBaruthane
Biliyor muydunuz?

Baruthane, devletin barut ihtiyacını karşılamak üzere muhtelif şehirlerde kurulmuş olan fabrikalara verilen isimdir. Baruthaneler, Osmanlı Devleti’nin harp sanayiinin önemli birer unsuru konumundaydılar. Baruthaneler, çarhhane, havuz, sergi, soba, kalhâne, silindirhâne ve kalburhâne gibi bölümlerden meydana gelmekteydiler. Osmanlı coğrafyasında başta İstanbul olmak üzere, İzmir, Gelibolu, Selanik, Belgrad, Budin, Kahire ve Bağdat gibi şehirlerde baruthaneler mevcuttu. İstanbul’da muhtelif tarihlerde, muhtelif mevkilerde baruthaneler kurulmuştur. Bunlardan ilki, fethin ardından Atmeydanı’na yakın Güngörmez Tekkesi’nin yanında kurulmuştu. Bu baruthane, 1490 senesinde düşen bir yıldırım sebebiyle infilak etmiştir. Diğer bir baruthane ise Sultan II. Bayezid devrinde Kağıthane Deresi kıyısına inşa edilmişti. Bu baruthanede ayda 300 kantar barut imal ediliyordu. Sultan 4. Mehmed devrinde donanmanın takviye edilmesi üzerine Şehremini Semtinde bir baruthane inşa edilmiştir. Günümüzde binaları hala ayakta olan Bakırköy Baruthanesi’nin yapımına ise 1698 senesinde başlanmıştır. 1841’de yeni inşa edilen binalarla genişletildi. Sultan 3. Selim döneminde Küçükçekmece Gölü’nün kuzeyine Azadlu Baruthanesi kurulmuştur. Bakırköy Baruthanesi’nin çarhlarının at gücüyle döndürülmesine karşılık Azadlu Baruthanesi’nde çarhlar su gücüyle döndürülmekteydi. İmal edilen ürün barut olunca baruthanelerde zaman zaman patlamalar olmakta ve çalışanlardan hayatını kaybedenler ve yaralananlar olduğu gibi, baruthane binaları da zarar görmekteydi. Ayrıca kimi zaman da baruthane binalarının yenilenmesi gerekiyordu. İşte İstanbul Baruthanesi’nin böyle bir tamiratı için, Baruthane Nazırı ve Mimar Ağanın görevlendirildiğini ve gerekli meblağın Defterdar tarafından karşılanacağını 18 Ağustos 1809 tarihli belgeden anlayabiliyoruz. باروتخانه ، دولتڭ باروت احتياجنى قارشيلامق أوزره  مختلف شهرلرده  قورولمش اولان فابريقه لره  ويريلن اسمدر. باروتخانه لر، عثمانلي دولتنڭ حرب صنايعنڭ أونملي برر عنصري قونومنده يديلر. باروتخانه لر، چرخ خانه ، حوض، سركي، صوبه ، قالخانه ، سيليندير خانه  و قالبور خانه  كبي بولوملردن ميدانه  كلمكده يديلر. عثمانلي جغرافيه سنده  باشده  استانبول اولمق أوزره ، ازمير، كليبولي، سلانيك، بلغراد، بودین، قاهره  و بغداد كبي شهرلرده  باروتخانه لر موجوددي. استانبولده  مختلف تاريخلرده ، مختلف موقعلرده  باروتخانه لر قورولمشدر. بونلردن ايلكي، فتحڭ آردندن آت ميدناننه ياقين كونكورمز تكيه سنڭ ياننده  قورولمشدي. بو باروتخانه ، ١٤٩٠ سنه سنده  دوشن بر ييلديريم سببيله  انفلاق ايتمشدر. ديگر بر باروتخانه  ايسه  سلطان ٢نجی بايزيد دورنده  كاغدخانه  درسي قييسنه  انشا ايديلمشدي. بو باروتخانه ده  آيده  ٣٠٠ قنطار باروت اعمال ايديلييوردى. سلطان ٤نجی محمد دورنده  طونانمه نڭ تقويه  ايديلمسي أوزرينه  شهراميني سمتنده  بر باروتخانه  انشا ايديلمشدر. كونمزده  بنالري حالا آياقده  اولان باقيركوي باروتخانه سنڭ ياپيمنه  ايسه  ١٦٩٨ سنه سنده  باشلانمشدر. ١٨٤١’ده  يڭي انشا ايديلن بنالرله  كنيشلتيلدي. سلطان ٣نجی سليم دونمنده  كوچكچكمجه  كولنڭ قوزينه  آزادلي باروتخانه سي قورولمشدر. باقيركوي باروتخانه سنڭ چرخلرينڭ آت كوجيله  دونديرولمه سنه  قارشيلق آزادلي باروتخانه سنده  چرخلر صو كوجيله  دونديرولمكده يدي. اعمال ايديلن أورون باروت اولنجه  باروتخانه لرده  زمان زمان پاتلامه لر اولمقده  و چاليشانلردن حياتنى غائب ايدنلر و ياره لانانلر اولديغي كبي، باروتخانه  بنالري ده  ضرر كورمكده يدي. آيريجه  كيمي زمان ده  باروتخانه  بنالرينڭ يڭيلنمسي كركييوردى. ايشته  استانبول باروتخانه سنڭ بويله  بر تعميراتي ايچون، باروتخانه  ناظري و معمار آغانڭ كورولنديريلديگني و كركلي مبلغڭ دفتردار طرفندن قارشيلاناجغني ١٨ آغستوس ١٨٠٩ تاريخلي بلكه دن آڭلايابيلييورز. Belge no: Devlet Arşivleri Başkanlığı, C.AS, 926/40051-2 Tarih: 7 Receb 1224 (18 Ağustos 1809) (1)Hû (2)İzzetlû Defterdâr Efendi (3)zikr olunan sundurmanın lüzumu kadar (4)… mimar ağa ma’rifetiyle ba’de’l-keşf ta’mîrine himmet (5)ve mübâderet eyleyesin (6)buyuruldu (7)fî 7 Receb sene 1124 (8)Takrîr-i kullarıdır ki (9)İstanbul Baruthânesinin dâhilinde mahzenlerin mâbeyninde vâki’ bundan akdem baruthâne nâzırı esbak saâdetlû Râgıb Paşa Hazretleri (10)ma’rifetiyle müceddeden inşâ olunan bir aded sundurmanın tahtında ve odun üzerleri ve fişenk sandıkları üzerleri … ile …  (11)ve ba’zen muhâlif havalarda barut vürûdu ve i’tâsı husûslarında derakab mahzenlere naklinde suûbet ve sundurma-i mezkûre vaz’ında (12)suhûlet derkâr ve herhâlde lüzûm ve muktezâsı derkâr ise de fi’l-asl inşâsında adem-i ihtimama mebnî mâil-i hedme ve bir eyyâm dahî (13)ihmâl olunsa külliyen hedm olunacağı ma’lûm-ı devletleri buyuruldukda sundurma-i mezkûr atûfetlû baruthane nâzırı efendi (14)hazretleri ma’rifeti ve izzetlû mi’mâr ağa ma’rifetiyle keşf ve ta’mîr olunmasıçün fermân-ı âlîleri ısdâr buyurulması bâbında fermân (15)devletlû inâyetlû sultânım hazretlerinindir (16)(imza) (17)İzzetlû mi’mâr ağa (18)ber-mûcib-i fermân-ı âlî keşf ve i’lâm eyleyesin

Arif Emre GÜNDÜZ 01 Ocak
Konu resmiEl Yazılarıyla Meşhurlar
El Yazılarıyla Meşhurlar

Yücel Özkaya tarafından neşredilen* 3. Selim’in imparatorluk hakkındaki bazı hatt-ı hümayunları makalesinde geçen bir belgeyi bu ay sizlerle paylaşıyoruz. Halkın hakkına riayet edilmesi hususundaki belge aşağıda verilmiştir. Kaim-i makam Paşa Göreyim seni bundan böyle ibadullahın umuruna dikkat idesin. Hiçbir maslahat gerü kalmasın. Dikkat idesin ibadullahtan bana dua aldırasınız. Herkesin hakkı hak olup adalet olsun. Saye-i hümayunumda ibadullah rahat etsün. Ben de dua-yı hayırla yad olayım. Bir murad-ı hümayunum budur. Gayrı bir matlubum yoktur. Cihanda benim böyle cedd-i murad-ı hümayunum ve emr-i hümayunum üzere hareket idesin, göreyim seni. Kelimeler: Kaim-i makam: Kaymakamİbadullah: Allah’ın kullarıUmur: İşlerMaslahat: İş, husus, meseleSaye-i hümayun: Padişahın himayesiMatlub: İstek *http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/19/1150/13507.pdf

Caner AKYURT 01 Ocak
Konu resmiHüsn-i Hat Çalışmaları
Hüsn-i Hat Çalışmaları

Harf ve kelime çalışmalarına devam ediyoruz. Silik harflerin üzerinden geçerken dikkatle yazmaya ve acele etmemeye çalışalım. Elinizin alışması ve yazınızın güzelleşmesi için bu dikkat ve sabır önemli olacaktır.

Mesut HIZARCI 01 Ocak
Konu resmiOsmanlıdan Yemek Tarifleri
Osmanlıdan Yemek Tarifleri

Türk Dolması Uskumru balığı tertibi üzere içi hazır edip balığın karnını ve kulaklarını çıkardıktan sonra ba’de etini koyup soğana katıp toz biber, tarçın, fıstık ile bir miktar domates koyup doldurmalı ve tavada yahut fırında pişirmeli ba’de limon yahut portakalı dilim dilim edip dizmeli ve tavada kızartıp tabağa aldıktan sonra bu tertibi kullanmalı. Kavun Baklavası Yağlanmış tepsinin içine ince açılmış baklava yufkalarının arasına kaşık ile ezilmiş tatlı kavunu döşemeli, yağ vererek fırına vermeli. Fırından çıkardıktan sonra biraz soğutup şekerini dökmeli. Baklalı Pilav Suriye’nin meşhur pilavıdır. Suret-i tabhı[1]: Beş altı baş büyük soğanı rendeden geçirdikten sonra bir kepçe dolusu tereyağında pembe renk alıncaya kadar kavurmalı. İçine yarım okka biraz kabuğuyla beraber ayıklanmış taze iç baklayı koyup üzerine bir kepçe su ilave ederek harlı ateşte pişirmeli. Baklalar yumuşamaya başladıkda[2] içine kuşbaşı doğranmış yağlı kuzu etini ilave etmeli ve iyice pişirmeli. Üzerine pirincin iki misli su ve kifayet edecek miktarda[3] tereyağı, tuz, biber koyup kaynadıkda pirinci salmalı. Pişirip demlendirmeli. Üzerine bahar, biber ekip yoğurt ile sofraya arz etmeli[4]. Hünkarî[5] Tarhana Çorbası Bir kıyye[6] has francala[7] ekmek içi ile yüz dirhem[8] torba yoğurdu taş dibekte[9] döküp hal ettikten sonra öylece sabaha kadar durmalı. Sabahtan bir tencereye koyup azar azar et suyu vererek ve karıştırarak pişirmeli ve ba’de[10] yağda kızarmış ufak ekmek atmalı. [1] Pişirme şekli[2] Başlayınca[3] Yetecek kadar[4] Servis etmeli[5] Padişaha mahsus[6] Okka: 1283 gramlık eski bir ağırlık ölçüsü birimi[7] Has undan yapılan beyaz, yumuşak ekmek, has ekmek[8] Okkanın dört yüzde birine eşit eski bir ağırlık ölçüsü birimi[9] Taştan veya ağaç kütüğünden yapılmış, çok büyük ve geniş hava[10] Sonra

Osmanlıca DERGİ 01 Ocak
Konu resmiBir Milletin Tarih Şuuru*
Okuma Metinleri

بر ملّتڭ تاريخ شعوري wبتون چاغداشلاشمه ، ايلرله مه  ادّعالرينه  رغمًا صوڭ دورده  علمده ، فكرده ، صنعتده  دنيا چاپنده  ايز بيراقان و اثر ويرن چوق آز انسان يتيشديره بيلدي بو أولكه . كچمشڭ كناهلري، كوتولنمسي أوزرينه  انشا ايديلن رتوريك أوزگون، چيغير آچان اقول اولوشديران بينلرڭ يتيشمه سنه  يتمدي. كچديگمز كون غائب ايتديگمز يوز ييللق بر چنار، خليل اينالجق تاريخجي اولارق بو قيصير دونكويي بوزانلردن بريدي. عثمانلي تاريخجيلگنده  يڭي بر ديسيپلين، باقيش كتيريركن تيتيزلگي و چاليشقانلغي ايله  اوريانتاليست عثمانلي قورغوسني بوزدي. خليل اينالجقڭ تاريخجيلگي، عثمانلي تاريخجيلگنه  قاتقيسي، علم آدمي اولارق اشغال ايتديگي يره  دائر آلانده  سوز صاحبي اولانلرڭ سويله يه جكلري أونملي. كوز ياشي دوكمكدن چوق وارديغي صوڭوچلر نه  اولورسه  اولسون حقيقت پشنده  قوشان بر علم آدمنڭ درستلگي، چاليشقانلغي هركس ايچون أورنك اولملي. تاريخي ساده جه  صواشلره  و اقتدار مجادله سنه  اينديرگه ين، عثمانلي يي آوروپه  مركزلي باقيش آچيسيله  دنيانڭ پريفريسنه / قییسنه  ايتن آڭلايشه  قارشي نطق آتارق جواب ويرمه يي دڭه مدي. علم آدمنه  ياقيشير جدّيت و درستلكده  حقيقتڭ پشنه  دوشرك طوغري يي، بيلگي و بلگه  ايله  تيزيني صاووندي. خليل اينالجقڭ تاريخجيلگنى أونملي قيلان ساده جه  تيتيزلگي، بلگه لري اورته يه  چيقارمسي دگل البته. الده  ايتديگي بيلگيلره  طايانارق تاريخه ، طوپلومه  بتون اولارق ياقلاشمسي و بورادن تئوريك / نظری بر زمينه  صيچرامه يه  چاليشمسيدي. بر صوسيال بيليمجي ياقلاشيميله تاريخي يوروملركن قورا مسال / نظریه چرچوه  كليشديرمه يه  چاليشمش، وار اولان تزلرله  يوزلشه بيلمشدي. بر كره سنده  تاريخ وقفنڭ دوزنله ديگي ”تاريخجينڭ موطفاغي“ باشلقلي طوپلانتيده  ياپديغي وَبَرْ الشديريسي تام ده  بو يوڭني اشارت ايدييوردي. استانبولڭ پلانلانمه سنده  تجاري آلانه ، اداري و مسكون بولگه لرڭ ناصل بيلينچلي بيچيمده  أورگوتلنديگني، بونڭ اقونوميك، كولتورل بويوتلريني آچيقلامشدى. و ”اسلام شهرينڭ هيچ بر فورمولاسيوني يوقدر“ ديين وَبَري الشديره رك ”اگر عثمانلي تاريخنى بيلمييورسه ڭز وَبَرْ كبي تملسز قونوشورسڭز“ ديركن عادتا طوقونولمازلق قازانان بر صوسيولوغ ايله  بيلگيسنڭ أوز كوگني ايله  حسابلاشمه يه  كيرمشدي. تاريخ ياقلاشيمنى آڭلاتديغي باشقه  بر طوپلانتيده  (بيليم - صنعت وقفنده) ”علم آدمنڭ كوروي قارشيلاشديغي، بولديغي حقيقت نه  ايسه  اوني اولديغي كبي آچيقلامقدر. آنجق هانگي حقيقتڭ پشنده  اولديغي، هانگي قونويي چاليشاجغني سچمك ده  تاريخجينڭ ترجيحي. آراشديراجغي قونونڭ سچيمنده  دنيا كوروشي، سياسي طوري دوره يه  كيرر اما ساحه يه  اينديكدن صوڭره  ايسه  حقيقت نه  ايسه آچيقلامق علم آدمنڭ ناموسيدر.“ استانبولڭ بر اسلام شهري اولارق آڭلامي أوزرينه  دقّت چكه رك عثمانلي بريكيمنڭ بو شهره  قزانديرديغي آڭلام أوزرنده  تيتيزلكله  طوروردي. يينه  بو طوپلانتيده  آلديغم نوطلره  كوز آتاركن بر علم آدمنڭ تاريخ شعورينڭ نه آڭلامه  كلديگني فرق ايتمه مك الده  دگل. استانبولڭ قارشي قارشي يه  بولونديغي ”بيلينچلي و ماسكه لي چابه لر“ قارشيسنده  تاريخ بيلينجنه  اورغو ياپان خواجه  ”تاريخمزي آشاغيلامق ايچون اوغراشان“ و ”صوسيال بر موده  حالنه  كلن قوزموپوليتيزم“ڭ پانزهرينى وجيز بر شكلده  ديله  كتيرمشدي: تاريخ بر ملّتڭ شعوريدر. ”بنم چوجقلغمده  عثمانلي سلطانلري بو ملّتڭ قانني درت قطعه ده  هبا ايتمش مستبدلر اولارق أوگرتيليردي.“ قورولوش دونمنده  أونملي عثمانلي دولت آدملري ايچون ياپديغي تثبيت ده  توم عثمانلي تاريخنه  دائر ازبرلري بوزاجق نيته لكده  …”ايلك دونم وزيرلرڭ تمامي علمادر. علما اولماسه يدي ايمپراطورلق قورولامازدي. پادشاهلرڭ آرقه سنده  عقللي، دولت تجربه سي اولان وزيرلر واردي.“ بو بيلگي ايله  أولكويي برلشديرن سياسي اراده  خراب حالده  دور آلديغي استانبولي يڭيدن قوراركن اسلام مدنيتنڭ اڭ پارلاق أورنكلرندن برينى يشرته جكدر. بو سايه ده دركه ، بر اسلام شهري اولارق استانبولده  روم و يهوديلر وارلقلريني سورديره بيله جك، آياصوفيه  حالا آياقده  طورابيله جكدر. عثمانلينڭ سوركلي اولارق تعيين ايتديگي بر آياصوفيه  معماري اولماسه  بو معبد بيله  چوقدن چوكمشدي.“ تاريخده  نسنللكله  قوزموپوليتزمي قاريشديران، آوروپه  مركزلي تاريخ و مدنيت اوقومه سني اساس آلوب كندي تاريخنى ازبرلر أوزرينه  قورغولايان غرب زده  ايله  تملسز شانلي تاريخجيلك و آناقرونيزمنه  دوشن آيدينلرڭ آلاجغي چوق درس وار. چونكه  اينالجقڭ دييمي ايله  ”تاريخ بر ملّتڭ شعوريدر.“ Bütün çağdaşlaşma, ilerleme iddialarına rağmen son devirde ilimde, fikirde, sanatta dünya çapında iz bırakan ve eser veren çok az insan yetiştirebildi bu ülke. Geçmişin günahları, kötülenmesi üzerine inşa edilen retorik özgün, çığır açan ekol oluşturan beyinlerin yetişmesine yetmedi. Geçtiğimiz gün kaybettiğimiz yüzyıllık bir çınar, Halil İnalcık tarihçi olarak bu kısır döngüyü bozanlardan biriydi. Osmanlı tarihçiliğinde yeni bir disiplin, bakış getirirken titizliği ve çalışkanlığı ile oryantalist Osmanlı kurgusunu bozdu. Halil İnalcık'ın tarihçiliği, Osmanlı tarihçiliğine katkısı, ilim adamı olarak işgal ettiği yere dair alanda söz sahibi olanların söyleyecekleri önemli. Gözyaşı dökmekten çok vardığı sonuçlar ne olursa olsun hakikat peşinde koşan bir ilim adamının dürüstlüğü, çalışkanlığı herkes için örnek olmalı. Tarihi sadece savaşlara ve iktidar mücadelesine indirgeyen, Osmanlı'yı Avrupa merkezli bakış açısıyla dünyanın periferisine iten anlayışa karşı nutuk atarak cevap vermeyi denemedi. İlim adamına yakışır ciddiyet ve dürüstlükte hakikatin peşine düşerek doğruyu, bilgi ve belge ile tezini savundu. Halil İnalcık'ın tarihçiliğini önemli kılan sadece titizliği, belgeleri ortaya çıkarması değil ebette. Elde ettiği bilgilere dayanarak tarihe, topluma bütüncül yaklaşması ve buradan teorik bir zemine sıçramaya çalışmasıydı. Bir sosyal bilimci yaklaşımıyla tarihi yorumlarken kuramsal çerçeve geliştirmeye çalışmış, var olan tezlerle yüzleşebilmişti. Bir keresinde Tarih Vakfı'nın düzenlediği “Tarihçinin Mutfağı” başlıklı toplantıda yaptığı Weber eleştirisi tam da bu yönünü işaret ediyordu. İstanbul'un planlanmasında ticari alana, idari ve meskun bölgelerin nasıl bilinçli biçimde örgütlendiğini, bunun ekonomik, kültürel boyutlarını açıklamıştı. Ve “İslam şehrinin hiçbir formülasyonu yoktur” diyen Weber'i eleştirerek “Eğer Osmanlı tarihini bilmiyorsanız Weber gibi temelsiz konuşursunuz” derken adeta dokunulmazlık kazanan bir sosyolog ile bilgisinin özgüveni ile hesaplaşmaya girmişti. Tarih yaklaşımını anlattığı başka bir toplantıda (Bilim-Sanat Vakfı'nda) “İlim adamının görevi karşılaştığı, bulduğu hakikat ne ise onu olduğu gibi açıklamaktır. Ancak hangi hakikatin peşinde olduğu, hangi konuyu çalışacağını seçmek de tarihçinin tercihi. Araştıracağı konunun seçiminde dünya görüşü, siyasi tavrı devreye girer ama sahaya indikten sonra ise hakikat ne ise açıklamak ilim adamının namusudur.” İstanbul'un bir İslam şehri olarak anlamı üzerine dikkat çekerek Osmanlı birikiminin bu şehre kazandırdığı anlam üzerinde titizlikle dururdu. Yine bu toplantıda aldığım notlara göz atarken bir ilim adamının tarih şuurunun ne anlama geldiğini fark etmemek elde değil. İstanbul'un karşı karşıya bulunduğu “bilinçli ve maskeli çabalar” karşısında tarih bilincine vurgu yapan Hoca “tarihimizi aşağılamak için uğraşan” ve “sosyal bir moda haline gelen kozmopilitizm”in panzehirini veciz bir şekilde dile getirmişti: Tarih bir milletin şuurudur. “Benim çocukluğumda Osmanlı sultanları bu milletin kanını dört kıtada heba etmiş müstebitler olarak öğretilirdi.” Kuruluş döneminde önemli Osmanlı devlet adamları için yaptığı tespit de tüm Osmanlı tarihine dair ezberleri bozacak nitelikte… “İlk dönem vezirlerin tamamı ulemadır. Ulema olmasaydı imparatorluk kurulamazdı. Padişahların arkasında akıllı, devlet tecrübesi olan vezirler vardı.” Bu bilgi ile ülküyü birleştiren siyasi irade harap halde devraldığı İstanbul'u yeniden kurarken İslam medeniyetinin en parlak örneklerinden birini yeşertecektir. Bu sayededir ki, bir İslam şehri olarak İstanbul'da Rum ve Yahudiler varlıklarını sürdürebilecek, Ayasofya hâlâ ayakta durabilecektir. Osmanlı'nın sürekli olarak tayin ettiği bir Ayasofya mimarı olmasa bu mabed bile çoktan çökmüştü.” Tarihte nesnellikle kozmopolitizmi karıştıran, Avrupa merkezli tarih ve medeniyet okumasını esas alıp kendi tarihini ezberler üzerine kurgulayan garbzede ile temelsiz şanlı tarihçilik ve anakronizmine düşen aydınların alacağı çok ders var. Çünkü İnalcık'ın deyimi ile “Tarih bir milletin şuurudur.” *Akif Emre / 30 Tem 2016, Cumartesi / Yeni Şafak

Osmanlıca DERGİ 01 Ocak
Konu resmi"Bahar Yeniden Başlamanın Adıdır"
Poster

Osmanlıca DERGİ 01 Ocak
Konu resmiBiz Ölülerimizle Birlikte Yaşarız
Baş Muharrir

بز ئولولريمزله  برلكده  ياشارز يحيي كمالڭ مادريد بيوك ایلچيلگمزي ياپديغي ييللرده  نفوسمز ١٤ - ١٥ ميليون قدرمش. بر وسيله  ايله  كنديسنه  ئولكه مزڭ نفوسي صوريلديغنده : ”تركيه نڭ نفوسي ٥٠ ميليوندر“… دييه  جواب ويرمش. اوراده  بولونلر بو جوابه  شاشيرمشلر و حيرتله : ”بو ناصل اولور!“ ديمشلر. بونڭ أوزرينه  يحيي كمال شو ايضاحي ياپمش: ”بونده  شاشيلاجق نه  واركه ؟ بز ئولولريمزله  برلكده  ياشارز.“ شيمديلرده  مزارلريمز -منظره سي كوزل ده  اولسه - كوروش آلانمزڭ طيشنده  چوغونلقله . آنجق قدیم اولانلر يعني نفوسڭ چوغني تشكيل ايدنلرڭ بزي كنديمزه  باغلايان يازيله  آياقده  طورانلري -شكر كه- خارج. يحيي كمالڭ ياپديغي اورغويي شو نقطه دن ده  كوره بيليرمي يز، بو طرفدن باقديغمزده . اوت، بزه  عائد اولان پك چوق شيئه  يبانجيلاشدق. چوغندن قوپدق. كنديمزله  يعني تاريخمزله ، كولتوريمزله ، كچمشمزله  ايلتيشيم قوراماز حاله  كلدك. نه  واركه  مزار طاشلري ده  اولسه ، بز بوراده يز دييورلر. وارلقلريله  بزه  كوبكلي تپه دن أوڭجه  قوتلي مساژلر ويرييورلر. و ماضيدن خبر ويرنلر اولارق دييورلركه ، سز بزمله  برابر ياشييورسڭز. سزلر بزلرڭ وارثلريسڭز. بزده  اولاني ايلری يه  كوتوره جك و بونڭله  داها ده  ايلرله يه جك اولانلرسڭز. صاقين ميراث يدي اولمايڭ. بزي كورڭ، بيلڭ، طانييڭ و بزدن اصلا قوپمايڭ! اوت، انسانلر و طوپلوملر كچمشلريله  برابر ياشارلر. كسينتيسز و أوزرينه  بنا ايدرك ايلرلرلر زمان شريدنده . كچمشده  قالمق دگلدر بوندن مقصد. زيرا قوپوقلقلر هم كچمشه  هم ده  كله جك آدينه  صيقينتيليدر. اوقڭ ايلری يه  كيتمسي يايڭ كريلمسيله  اولور. نه  قدر كريليرسه  ده  او قدر ايلری يه  كيدر. بز كنديمزده  درينلشدكجه  داها شعورلي، داها نيته لكلي، داها ايلری يه  نفوذ ايده بيلير اولابيليرز. طولاييسيله  برابر ياشامه  امكاننه  صاحب اولديغمز او اشارتلري قورو برر طاش كورمك طوغري اولماز. مزار طاشيدر دييوب كچمك هيچ اولماز. اگر أويله  اولسه يدي، كيمسه  مزار طاشنڭ أوزرينه  شجره سني دوكمزدي، أويله  دگلمي؟ دركيده  نه لرمي وار؟ بن سزي طوتمايايم! Yahya Kemal’in Madrit Büyükelçiliğimizi yaptığı yıllarda nüfusumuz 14 - 15 milyon kadarmış.Bir vesile ile kendisine ülkemizin nüfusu sorulduğunda: “Türkiye’nin nüfusu 50 milyondur…” diye cevap vermiş. Orada bulunlar bu cevaba şaşırmışlar ve hayretle: “Bu nasıl olur!” demişler. Bunun üzerine Yahya Kemal şu izahı yapmış: “Bunda şaşılacak ne var ki? Biz ölülerimizle birlikte yaşarız.” Şimdilerde mezarlarımız -manzarası güzel de olsa- görüş alanımızın dışında çoğunlukla. Ancak kadim olanlar yani nüfusun çoğunu teşkil edenlerin bizi kendimize bağlayan yazıyla ayakta duranları -şükür ki- hariç. Yahya Kemalin yaptığı vurguyu şu noktadan da görebilir miyiz, bu taraftan baktığımızda. Evet, bize ait olan pek çok şeye yabancılaştık. Çoğundan koptuk. Kendimizle yani tarihimizle, kültürümüzle, geçmişimizle iletişim kuramaz hale geldik. Ne var ki mezar taşları da olsa, biz buradayız diyorlar. Varlıklarıyla bize Göbekli Tepeden önce kuvvetli mesajlar veriyorlar. Ve maziden haber verenler olarak diyorlar ki, siz bizimle beraber yaşıyorsunuz. Sizler bizlerin varislerisiniz. Bizde olanı ileriye götürecek ve bununla daha da ilerleyecek olanlarsınız. Sakın miras yedi olmayın. Bizi görün, bili, tanıyın ve bizden asla kopmayın! Evet, insanlar ve toplumlar geçmişleriyle beraber yaşarlar. Kesintisiz ve üzerine bina ederek ilerlerler zaman şeridinde. Geçmişte kalmak değildir bundan maksat. Zira kopukluklar hem geçmişe hem de gelecek adına sıkıntılıdır. Okun ileriye gitmesi yayın gerilmesiyle olur. Ne kadar gerilirse de o kadar ileriye gider. Biz kendimizde derinleştikçe daha şuurlu, daha nitelikli, daha ileriye nüfuz edebilir olabiliriz. Dolayısıyla beraber yaşama imkânına sahip olduğumuz o işaretleri kuru birer taş görmek doğru olmaz. Mezar taşıdır deyip geçmek hiç olmaz. Eğer öyle olsaydı, kimse mezar taşının üzerine şeceresini dökmezdi, öyle değil mi? Dergide neler mi var? Ben sizi tutmayayım!

Metin UÇAR 01 Ocak
Konu resmiBir İlk: Merkezi Osmanlı Türkçesi İmtihanı
Okuma Metinleri

İsmail Hakkı Kasapoğlu | Samsun Gençlik ve Spor İl Müdürü بر ايلك: مركزي عثمانلي تركجه سي امتحاني ٢٠١٨ ييلنده  كليشديريلن بر پروژه  ايله  ق.ي.ق. و خيرات وقفي آراسنده  پروطوقول امضالاندي. بو سوزلشمه يه  اويغون اولارق ده  ق.ي.ق. يورتلرنده  عثمانليجه  ياريشمه سي ترتيب ايديلدي. بو مواجهه ده  يورتلرده  ستانت آچيلمش و سمينرلر ويريله رك عثمانلي تركجه سي ياريشمه  پروغرامي طانيتيملري نتيجه سنده  قيدلر آلينمشدر. ايكي هفته  كبي قيصه  بر سوره ده  تركيه نڭ ٨١ ولايتندن و قوزي قبريس ترك جمهوريتندن ٣٩٦٦٠ قيد آليندي. باش اورولرڭ تماملانمه سنڭ آردندن، ياريشمه يه  قاتيلاجق توم أوگرنجيلره  ٢٤ ساعتلك عثمانلي تركجه سي قورسلري ويريلدي. ايسته ين أوگرنجيلره  قورس ساعتلرينڭ طيشنده ده  بره بر امتحانلره حاضرلق چاليشمه لري ياپيلدي. خيرات وقفنڭ ١٤٠٠ كوڭللي خواجه سنڭ اگيتيم ويرديگي كنجلر، ٢٨ نيسان ٢٠١٨ تاريخنده  - تركيه ده  بر ايلك اولمه  أوزللگي طاشييان- ايل مركزلرنده مركزي عثمانليجه  امتحاننه  كيرديلر. ٨٥٠٠ أوگرنجينڭ قاتيلديغي امتحاندن ١٧٧ برنجي چيقدي. كوزل اولان شوكه  بو أوگرنجيلرڭ چوغي تاريخ، ادبيات، الهيات كبي بولوملردن دگلدي. ٢٤ آرالق ٢٠١٨ ده  ايسه  ١٧٧ برنجي ايله  ياپيلان ياري فينال امتحاننده  ايلك ١٠ ايل برنجيسي بليرلندي. بوڭا كوره  آغري، آنقره، آنطاليه، چوروم، دڭزلي، دياربكر، العزيز، قونيه ، سيواس و صامسون ايللرندن ياريشمه يه كيرن أوگرنجيلر ايلك اونه  كيرن أوگرنجيلر اولديلر. آيريجه  خيرات وقفنڭ كوڭللي، اوزمان خواجه لرينڭ بيوك بر غيرت كوستره رك ويرمش اولديغي قورسلر، ملّي و معنوي دگرلر آچيسندن ده  اولدقجه  ويريملي بر نتيجه يي كنجلره  قازانديرمش اولدي. ق.ي.ق.‘لي كنجلر عثمانليجه  ياريشييور تركيه  فينالي، ٤ مارت ٢٠١٩ تاريخنده  آنقره ده  كنجلك و سپور باقانلغي قونفرانس صالوننده  كرچكلشديريلدي. فينال، صحنه  ياريشمه سي شكلنده  كرچكلشه رك، بو قاته غوريده  يينه  بر ايلك اولمه  أوزللگنى طاشيدي. اورتاق صوريلر و ريزيقو مرحله لري اولمق أوزره  ايكي آيري بولومدن اولوشان ياريشمه ده ، برنجي اتاپده  ٦ صوري، ايكنجي اتاپده  هر أوگرنجي يه  ٣ صوري اولمق أوزره  طوپلام ٣٦ سؤال صوريلدي. فينالده ، صامسون كنجلك و سپور ايل مديرلگندن سودا نور كوزل برنجي، آنقره  كنجلك و سپور ايل مديرلگندن داود قره لي ايكنجي، العزيز كنجلك و سپور ايل مديرلگندن فاطمه  جرن أوچنجي اولدي. ق.ي.ق.‘لي كنجلر عثمانليجه  ياريشييور صحنه  فينالنده، برنجي اولان أوگرنجي يه  ٥ بيڭ، ايكنجي اولان أوگرنجي يه  ٤ بيڭ و أوچنجي اولان أوگرنجي يه  ٣ بيڭ ليره  پاره  أودولي ويريلدي. آيريجه  ايلك بشه  كيرن أوگرنجيلره  قدس و بالقانلر كزيسنه  قرعه سز قاتيلمه  حقّي، ياري فينالده  هر ايلده  ايلك اوچه  كيرن أوگرنجيلره  ايسه  بر ييللق عثمانليجه  دركيسي آبونه لگي؛ سورچ ايچريسنده  اگيتيملره  قاتيلان ١٨ بيڭ أوگرنجي يه  عثمانليجه مئاللي قرآن كريم هديه  ايديلدي. بو قاپسامده  ق.ي.ق.، ٦٢٣ ييل حكم سورن عثمانلي دولتنڭ تاريخي و كولتورل ميراثنى كنج قوشاقلره آقتارابيلمك، ملّي كولتور و حافظه يه  اولاشمق ايچون يورتلرده  عثمانلي تركجه سي قورسلري دوزنلييور. ٢٠١٣ ييلندن بو يانه  دوزنلنن قورسلرده ، ٤٠ بيڭ أونيورسيته لي كنجڭ عثمانلي تركجه سني أوگرنديگي قيد ايديلدي. بو ييل ده  ايكنجيسي دوزنلنن ”ق.ي.ق.‘لي كنجلر عثمانليجه  ياريشييور“ تَمالي پروژه  ايله  ٤٥٥٣٨ أوگرنجينڭ قاتيلديغي قورسلرده ، أوگرنجيلرڭ ملّي كولتورڭ تملنى اولوشديران اثرلري اوقوياجق و آڭلاياجق سويه يه  كله جگي أوڭجه كي چاليشمه لر أوزرندن دگرلنديريلديگنده  اوزاق كوزوكمييور. عين هيجان ايله  قورسلرڭ دوام ايتديگي و أوگرنجيلرڭ بو ييل ده  أوڭجه لكله  چار يك فينال، آردندن ياري فينال، داها صوڭره ده  فينال امتحاننه  حاضرلانمه يه  باشلاديلر بيله . شيمديدن بو دونمده كي ياريشمه يه  قاتيلاجق كنجلريمزه  باشاريلر ديلييورز. بختلري خيرلي و آچيق اولسون. آيريجه  بويله  ملّي و معنوي دگرلري كنجلره  قزانديران بر اتكينلگڭ ياپيلمه سنه  وسيله  اولان كنجلك و سپور باقانلغمز ايله  خيرات وقفنه تشكّر ايدرز. 2018 yılında geliştirilen bir proje ile KYK ve Hayrat Vakfı arasında protokol imzalandı. Bu sözleşmeye uygun olarak da KYK yurtlarında Osmanlıca yarışması tertip edildi. Bu muvacehede yurtlarda stant açılmış ve seminerler verilerek Osmanlı Türkçesi yarışma programı tanıtımları neticesinde kayıtlar alınmıştır. İki hafta gibi kısa bir sürede Türkiye’nin 81 vilayetinden ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden 39.660 kayıt alındı. Başvuruların tamamlanmasının ardından, yarışmaya katılacak tüm öğrencilere 24 saatlik Osmanlı Türkçesi kursları verildi. İsteyen öğrencilere kurs saatlerinin dışında da birebir imtihanlara hazırlık çalışmaları yapıldı. Hayrat Vakfı’nın 1400 gönüllü hocasının eğitim verdiği gençler, 28 Nisan 2018 tarihinde -Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşıyan- il merkezlerinde merkezi Osmanlıca imtihanına girdiler. 8500 öğrencinin katıldığı imtihandan 177 birinci çıktı. Güzel olan şu ki bu öğrencilerin çoğu tarih, edebiyat, ilahiyat gibi bölümlerden değildi. 24 Aralık 2018 de ise 177 birinci ile yapılan yarı final imtihanında ilk 10 il birincisi belirlendi. Buna göre Ağrı, Ankara, Antalya, Çorum, Denizli, Diyarbakır, Elazığ, Konya, Sivas ve Samsun illerinden yarışmaya giren öğrenciler ilk 10’a giren öğrenciler oldular. Ayrıca Hayrat Vakfı’nın gönüllü, uzman hocalarının büyük bir gayret göstererek vermiş olduğu kurslar, milli ve manevi değerler açısından da oldukça verimli bir neticeyi gençlere kazandırmış oldu. KYK’lı gençler Osmanlıca yarışıyor Türkiye Finali, 4 Mart 2019 tarihinde Ankara’da Gençlik ve Spor Bakanlığı Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Final, sahne yarışması şeklinde gerçekleşerek, bu kategoride yine bir ilk olma özelliğini taşıdı. Ortak sorular ve riziko merhaleleri olmak üzere iki ayrı bölümden oluşan yarışmada, birinci etapta 6 soru, ikinci etapta her öğrenciye 3 soru olmak üzere toplam 36 sual soruldu. Finalde, Samsun Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nden Sevdanur Güzel birinci, Ankara Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nden Davut Karalı ikinci, Elazığ Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nden Fatma Ceren üçüncü oldu. KYK’lı gençler Osmanlıca yarışıyor sahne finalinde, birinci olan öğrenciye 5 bin, ikinci olan öğrenciye 4 bin ve üçüncü olan öğrenciye 3 bin lira para ödülü verildi. Ayrıca ilk 5’e giren öğrencilere Kudüs ve Balkanlar gezisine kurasız katılma hakkı, yarı finalde her ilde ilk 3’e giren öğrencilere ise bir yıllık Osmanlıca Dergisi aboneliği; süreç içerisinde eğitimlere katılan 18 bin öğrenciye mealli Osmanlıca Kur’an-ı Kerim hediye edildi. Bu kapsamda KYK, 623 yıl hüküm süren Osmanlı Devleti’nin tarihi ve kültürel mirasını genç kuşaklara aktarabilmek, milli kültür ve hafızaya ulaşmak için yurtlarda Osmanlı Türkçesi kursları düzenliyor. 2013 yılından bu yana düzenlenen kurslarda, 40 bin üniversiteli gencin Osmanlı Türkçesini öğrendiği kaydedildi. Bu yıl da ikincisi düzenlenen “KYK’lı Gençler Osmanlıca Yarışıyor” temalı proje ile 45.538 öğrencinin katıldığı kurslarda, öğrencilerin milli kültürün temelini oluşturan eserleri okuyacak ve anlayacak seviyeye geleceği önceki çalışmalar üzerinden değerlendirildiğinde uzak gözükmüyor. Aynı heyecan ile kursların devam ettiği ve öğrencilerin bu yıl da öncelikle çeyrek final, ardından yarı final, daha sonra da final imtihanına hazırlanmaya başladılar bile. Şimdiden bu dönemdeki yarışmaya katılacak gençlerimize başarılar diliyoruz. Bahtları hayırlı ve açık olsun. Ayrıca böyle milli ve manevi değerleri gençlere kazandıran bir etkinliğin yapılmasına vesile olan Gençlik Ve Spor Bakanlığımız ile Hayrat Vakfı’na teşekkür ederiz.

İsmail Hakkı KASAPOĞLU 01 Ocak
Konu resmiSultanü’ş-Şuarâ: Baki
Okuma Metinleri

سلطان الشعرا: باقي ٧ نيسان ١٦٠٠ تاريخنده  حقّڭ رحمتنه  قاوشان ديوان ادبياتنڭ أوڭده  كلن اسملرندن شاعر باقي، ١٥٢٦ سنه سنده  استانبولده  دنيايه  كلدي. اصل آدي محمود عبدالباقيدر. فقير بر عائله ده  دنيايه  كلن عبدالباقينڭ باباسي مؤذّندي. اوقومه يه  و أوگرنمه يه  اولان مراقنى عائله سنه  اثبات ايدنجه  عائله سندن مدرسه  اگيتيمي ايچون اذن آلمه يي باشاردي. مدرسه ده  دونمڭ أونملي عالملرينڭ ديزينڭ ديبنده  اگيتيم آلدي. مدرسه  طلبه لگي دونمنده  شعره  اولان ايلگيسي كيت كيده  آرتمش، أوڭلي شاعر ذاتينڭ استانبولده كي دكّاننه  كيدوب شعرلريني اوڭا تنقيد ايتديرمشدر. بويله جه  خطالريني كيدرمش، عين زمانده  ذاتينڭ بيلگي و بريكيملرندن فايده لانارق كنديسني كليشديرمشدر. مدرسه  اگيتيمنڭ آردندن بر سوره  مدرّسلك ياپارق طلبه  يتيشديرمشدر. اوڭي آرتمه يه  باشلامش، پادشاهڭ قولاغنه  قدر كيتمشدر. كه  صوڭره دن قانوني سلطان سليمان طرفندن استانبوله  كتيريلمشدر. قانوني سلطان سليمان بوڭا بناءً، ”ياپديغڭ أوچ اصابتلي ايشي صاي ديسه لر، بري محقّق شاعر باقي يي استانبوله  كتيروب انسانلغه  قزانديرمه مدر“ ديمشدر. باقي، اڭ أونملي اثرلريني قانوني دونمنده  ويرمش، اڭ اتكيلي چاليشمه لرينى بو دونمده  سوردیرمشدر. يينه  بو دونمده  كنديسنه  ”سلطان الشعرا“ عنواني ويريلمشدر. شهرتي و اثرلري آناطولي و روم ايلي يي آشوب آذربيجان، ايران و عراقدن حجازه ، نهايت هند سرايلرينه  قدر ياييلمشدر. *** بر كره سنده، ديوان ادبياتنڭ اڭ چوق غزل أورنگي ويرن شاعري محبّي- قانوني سلطان سليمان، باقي يه  سيڭيرلنوب بروسه يه  سورولديگي يوڭنده كي فرماننى بر شعرله  ديله  كتيرمشدر؛ باقي بد / عزم بلند / بروسه يه رد / نفي ابد (باقي كوتو آدم / يوكسك قرارم اودركه  / مملكتي اولان بروسه يه  كوندريلسين / بر داها ده  كوزم كورمه سين) سلطان الشعرا باقي، بو فرماني دويار دويماز پك چوق سوديگي قانوني سلطان سليمانڭ بو فرماننه  بناءً دوداقلرندن بر درتلك چيقار. بو درتلك، اطرافنده كيلر طرفندن قلمه  آلينمشدر: ”نه اولا كيم نفي ابد عزم بلند اولونسه اي باقي بيله سڭكه  جهان ملكي دگل سليمانه  باقي  شاها ! عزمنده  اثبات تهوّر ايتدڭ امّا  بوڭا فاني دنيا ديرلر، نه  سن باقي نه  بن باقي“ (أوزمه  كنديڭي، نه  اولوركه  سلطانڭ يوكسك قراري سنڭ آستانه دن، سلطانڭ يانندن اوزاقلاشديريلمه ڭ يوڭنده  اولسه (بوندن بر شي چيقماز!) / دنيا سليمان ايچون صوڭسز دگلدر / پادشاهم! قراريڭزده  -صيقلقله  واقع اولديغي أوزره - جلالڭز، غضبڭز پك صريح بيچيمده  كورولويور امّا! / اونوتمايڭكه  بو دنيا كچيجيدر، بڭا قالمديغي كبي، سزه  ده  قالماز.) بو درتلگي دويان قانوني سلطان سليمان، سورگون فرماننى كري آلمش و مرحوم باقي استانبولده  قالمشدر. بو اولايدن ٣٤ سنه  صوڭره  ٧ نيسان ١٦٠٠’ده  استانبولده  وفات ايتمشدر. *** قانوني سلطان سليمانڭ سكتوارده  ئولومي (ايلول ١٥٦٦) أوزرينه  دائما حمايه سني كورديگي بو بيوك سلطانه  دويديغي صميمي باغليلغنى، دويديغي أوزونتويي و اونڭ يوجه  شخصيتنى ديله  كتيرن أوڭلي ”قانوني مرثيه سي“ني يازمشدر. باقينڭ قانوني سلطان سليمان دونمنده  حاضرلاديغي ديواننده  ٢٧ قصيده ، ٢ تركيب بند، ١ ترجيع بند، ٧ تخميس، ٦١٩ غزل، ٢٤ قطعه ، بر تاريخ و ٣٨ مفرد ير آلير. چويريلري و ديني قونولرده  اثرلري ده  واردر. سلطان ٢نجی سليم دونمنده  صدر اعظم صوقوللي محمد پاشانڭ قورومسي آلتنه كيرن باقي، سراي طوپلانتيلرينه  چاغريلمه يه  باشلاندي. سلطان ٣نجی مراد دونمنده  ده  موقعني قورودي. سليمانيه  مدرّسي اولدي. سومه ينلرينڭ چشيتلي اويونلريله  بر سوره  كوزدن دوشدي و ادرنه يه  سورولدي. بر دونم مدينه  و مكّه  قاضيلقلري ياپدي. ١٥٨١ سنه سنده  استانبوله  دوندي. ١٥٨٤ سنه سنده  ده  استانبول قاضيسي اولدي. ١٥٩١ سنه سنده  روم ايلي قضيعسكرلگي كوروينه  كتيريلدي. ١٦٠٠ سنه سنده  استانبولده  ارتحال ايتدي و ربّنه  يورودي. ادرنه قاپي مزارلغنده  مدفوندر. 7 Nisan 1600 tarihinde Hakk’ın rahmetine kavuşan Divan Edebiyatı’nın önde gelen isimlerinden Şair Baki, 1526 senesinde İstanbul’da dünyaya geldi. Asıl adı Mahmud Abdülbaki’dir. Fakir bir ailede dünyaya gelen Abdülbaki’nin babası müezzindi. Okumaya ve öğrenmeye olan merakını ailesine ispat edince ailesinden medrese eğitimi için izin almayı başardı. Medresede dönemin önemli âlimlerinin dizinin dibinde eğitim aldı. Medrese talebeliği döneminde şiire olan ilgisi git gide artmış, ünlü şair Zati’nin İstanbul'daki dükkânına gidip şiirlerini onun tenkîd ettirmiştir. Böylece hatalarını gidermiş, aynı zamanda Zati’nin bilgi ve birikimlerinden faydalanarak kendisini geliştirmiştir. Medrese eğitiminin ardından bir süre müderrislik yaparak talebe yetiştirmiştir. Ününü artmaya başlamış, Padişahın kulağına kadar gitmiştir. Ki sonradan Kanuni Sultan Süleyman tarafından İstanbul'a getirilmiştir. Kanuni Sultan Süleyman buna binaen, “Yaptığın üç isabetli işi say deseler, biri muhakkak şair Baki’yi İstanbul’a getirip insanlığa kazandırmamdır” demiştir. Bâkî, en önemli eserlerini Kanuni döneminde vermiş, en etkili çalışmalarını bu dönemde sürdürmüştür. Yine bu dönemde kendisine “Sultanü’ş-şuarâ” unvanı verilmiştir. Şöhreti ve eserleri Anadolu ve Rumeli’yi aşıp Azerbaycan, İran ve Irak’tan Hicaz’a, nihayet Hint saraylarına kadar yayılmıştır. *** Bir keresinde, divan edebiyatının en çok gazel örneği veren şairi Muhibbi-Kanuni Sultan Süleyman, Baki’ye sinirlenip Bursa'ya sürüldüğü yönündeki fermanını bir şiirle dile getirmiştir; Baki bed / Azm-i bülend / Bursa’ ya red / Nefy-i ebed (Bâkî kötü adam / Yüksek kararım odur ki / Memleketi olan / Bursa’ya gönderilsin, bir daha da gözüm görmesin) Sultanü'ş-şuarâ Bâkî, bu fermanı duyar duymaz pek çok sevdiği Kanuni Sultan Süleyman'ın bu fermanına binaen dudaklarından bir dörtlük çıkar. Bu dörtlük, etrafındakiler tarafından kaleme alınmıştır: “N’ola kim nefy-i ebed azm-i bülend olunsa ey Bâkî  Bilesin ki cihan mülkü değil Süleyman’a bâkî  Şaha! Azminde isbât-ı tehevvür ettin amma  Buna fâni dünya derler, ne sen bâkî ne ben bâkî” (Üzme kendini, ne olur ki Sultan’ın yüksek kararı senin Âsitâneden, Sultan’ın yanından uzaklaştırılman yönünde olsa (bundan bir şey çıkmaz!) / Dünya Süleyman için sonsuz değildir. / Padişahım! Kararınızda –sıklıkla vaki olduğu üzere- celâliniz, gazabınız pek sarih biçimde görülüyor amma! / Unutmayın ki bu dünya geçicidir, bana kalmadığı gibi, size de kalmaz.) Bu dörtlüğü duyan Kanuni Sultan Süleyman, sürgün fermanını geri almış ve merhum Bâkî İstanbul'da kalmıştır. Bu olaydan 34 sene sonra 7 Nisan 1600’de İstanbul'da vefat etmiştir. *** Kanuni Sultan Süleyman’ın Zigetvar’da ölümü (Eylül 1566) üzerine daima himayesini gördüğü bu büyük sultana duyduğu samimi bağlılığını, duyduğu üzüntüyü ve onun yüce şahsiyetini dile getiren ünlü “Kanuni Mersiyesi”ni yazmıştır. Baki’nin Kanuni Sultan Süleyman döneminde hazırladığı divanında 27 kaside, 2 terkib-i bend, 1 terci-i bend, 7 tahmis, 619 gazel, 24 kıta, bir tarih ve 38 müfred yer alır. Çevirileri ve dini konularda eserleri de vardır. Sultan 2. Selim döneminde Sadrazam Sokollu Mehmed Paşa'nın koruması atlına giren Bâkî, Saray toplantılarına çağrılmaya başlandı. Sultan 3. Murat döneminde de mevkiini korudu. Süleymaniye Müderrisi oldu. Sevmeyenlerinin çeşitli oyunlarıyla bir süre gözden düştü ve Edirne'ye sürüldü. Bir dönem Medine ve Mekke kadılıkları yaptı. 1581 senesinde İstanbul'a döndü. 1584 senesinde de İstanbul Kadısı oldu. 1591 senesinde Rumeli Kazaskerliği görevine getirildi. 1600 senesinde İstanbul'da irtihal etti ve Rabbine yürüdü. Edirnekapı mezarlığında medfundur.

Osmanlıca DERGİ 01 Ocak
Konu resmiOsmanlıca Yazabiliyorum
Osmanlıca Yazabiliyorum

İstikamet, her işte doğruluk üzere bulunmak, adaletten ve doğruluktan ayrılmayıp din ve akıl çerçevesi içinde yürümek demektir. Din ve dünya görevlerini olduğu gibi yapmaya çalışan bir Müslüman, tam istikamet sahibi bir insandır. Böyle bir insan toplumun en önemli bir azası sayılır.                    Ç Ö Z Ü M          استقامت، هر ايشده  طوغريلق أوزره  بولونمق، عدالتدن و طوغريلقدن آيريلمايوب دين و عقل چرچوه سي ايچنده  يورومك ديمكدر. دين و دنيا كورولريني اولديغي كبي ياپمه يه  چاليشان بر مسلمان، تام استقامت صاحبي بر انساندر. بويله  بر انسان طوپلومڭ اڭ أونملي بر اعضاسي صاييلير.  

Osmanlıca DERGİ 01 Ocak
Konu resmiKitabe Okumaları
Kitâbe Okumaları

Yer: Ebulvefâ Camii Haziresi, Fatih, İstanbulKimlik: Mustafa Ağa Hâlâ dergâh-ı âlî yeniçeri ağasının baş- çukadârı Ahmed Ağa’nın oğlu merhûm Mustafa Ağa rûhiçün el-Fâtiha Sene 1156 Gurre-i ZA (Zilkade)   ١. حالا دركاه ٢. عالي يڭيچري ٣. آغاسنڭ باش ٤. چوقداري احمد ٥. آغانڭ اوغلي ٦. مرحوم مصطفي ٧. آغا روحيچون ٨. الفاتحه  ٩. سنه  ١١٥٦ ١٠. غرّۀ ذا Yer: Bali Süleyman Ağa Camii Haziresi, Silivrikapı, Fatih, İstanbulKimlik: Neş’et Ağa Lâ mevcûde illâ Hû Beni kıl mağfiret ey Rabb-i Yezdân bi-hakk-ı ism-i aʻzam-ı kitâb-ı Sübhân devletlü ismetlü Âdile Sultân aliyyetü’ş-şân hazretlerinin baş kapu gulâmı ve tarîkat-ı aliyye-i Nakşibendiyye’den saʻâdetlü Neş’et Ağa hazretlerinin rûh-ı tayyibeleri içün Fâtiha Fî 9 Receb sene 1328   ١. لا موجود  الّا هو ٢. بني قيل مغفرت ٣. اي ربّ يزدان ٤. بحقّ اسم اعظم ٥. كتاب سبحان ٦. دولتلو عصمتلو ٧. عادله  سلطان عالية الشان ٨. حضرتلرينڭ باش قپو غلامي ٩. و طريقت عاليۀ نقشبنديه دن ١٠. سعادتلو نشأت آغا حضرتلرينڭ ١١. روح طيّبه لري ايچون فاتحه  ١٢. في ٩ رجب سنه  ١٣٢٨   Kelimeler Lâ mevcûde illâ Hû: Allah’tan başka varlık yokturYezdân: AllahBi-hakk-ı ism-i aʻzam: En büyük ismin hakkı içinKitâb-ı Sübhân: Her eksiklikten münezzeh olan Allah’ın kitabıDevletlü: Dünyada ve ahirette bahtı açık ola kimse; yüksek rütbelilerin unvanıİsmetlü: Namuslu, temiz; hanım sultanlara verilen unvanAliyyetü’ş-şân: Şanı yüceBaş kapu gulâmı: Zenci hadımağalarının defterini tutan, sarayın hizmetlilerinden biriAliyye: YüceTayyibe: TemizDergâh-ı âlî: Yüce kapılar demek olup padişahın sarayı anlamında kullanılırBaşçukadâr: Başçuhadâr; padişahın maiyetindeki ayak hizmetinde bulunan çuhadarların amiriGurre: Ayın ilk gün

Osmanlıca DERGİ 01 Ocak
Konu resmiBahar Yaz*
Osmanlı Tıbbından

Metnin Transkripsiyonu Evvel bahârda, balgam makhûr olur ve bedende kaçuk olur. Bu ayda fazla hacâmat ve cimâ’ ve tenkiye-i dimâğ itmek ve kıy ve gargara itmek eyüdür ve gıda bu ayda latîf etler ve latîf taâmlar ve nîm yumurta yimek eyüdür. İhtirâz gerektir galîz taâmlardan ve beyazdan ve ekşilerden ve balıktan. İkinci bahar: Bu ayda dem şâd ve mizac kavî olur. Bu ayda gıdâ, ayran ve muvâfık yağlı taâmlar ve münâsib taze şeyler yimek ve cimâ‘ itmek nâfi‘dir. İhtirâz gerektir tuzlu taâmlardan ve kuru nesnelerden ve cümle acılar ağû olur, mûzırdır. Ahîr bahar: Bu ayda safra hareket ider. Taâmı az yiyeler. Çok yimekden safrâvî ve demevî illetler hâsıl olur. Kuzu etleri ve yaş meyveler yimek nafi’dir. İhtirâz gerektir sığır etinden ve galîz taâmlardan ve tuzlulardan ve cima‘dan riyâzet itmek münâsibdir. Evvel yaz: Bu ayda safra hareket üzere olur. Gıdâ, oğlak eti ve taze balık ve taze yoğurd ve taze meyveler ve kuş etleri yimek ve sabah soğuk su içmek eyüdür. İhtirâz gerektir cima‘dan ıssi otlardan misk ve anberden. Orta yaz: Bu ayda kan zayıf ve ahlât tahlîl ve taklîl olur. Bu ayda latîf gıdâlar ve kuş etleri yimek ve açıla sovuk su ve sovuk şerbetler ve sovuk meyveler nâfi‘dir. İhtirâz gerektir cimâ‘dan ve ıssî otlardan ve galîz taâmlardan. Son yaz: Bu ayda ahlât tahlil ve taklîl ider ve kesret-i zükkâm ve enva‘-ı emrâz-ı muhtelîfe zuhûr ider. Bu ayda gıdâ enâr denkli taâm ve kabak kalyesi ve latîf ot eşleri yiyeler ve gül suyu sürüneler. Riyazetten ve hamamdan ve müshilâttan hazer ideler. Metnin Güncel Çevirisi Bahar ve Yaz Aylarında Beslenme Ve Sağlık İlkbaharın başlangıçında, vücutta balgam az olur ve beden de gevşeklik oluşur. Bu dönemde iltihaplı sinüsleri boşalttırmak, kusarak safra çıkarmak, gargara yapmak, hacamat yapmak ve halvette olmak sağlık açısından önem arzeder. Ayrıca temiz gıdalar ile beslenmek, kırmızı et çeşitleri ve yarı pişmiş yumurta yemek de önemlidir. Katı yiyeceklerden, balık yemekten, beyaz ve ekşilerden kaçınmak gereklidir. Bahar mevsiminin ortasında kan hareketli ve vücut dinç olur. Bu dönemde taze sebze ve meyveler, yağlı yiyecekler ile ayran gibi içecekler de önemlidir. Tuzlu ve acı gıdalar ve baharatlar ile beslenmek bu dönemde çok sakıncalı ve zararlıdır.. İlkbahar mevsiminin son döneminde vücutta safra çoğalır. Bu dönemde çok yemek, safra ve kana bağlı hastalıklara sebebiyet verebileceğinden zararlıdır. Kuzu eti ve yaş meyveler yemek fayda verir. Katı ve tuzlu yiyeceklerden, sığır etinden ve halvetten uzak durmak gerektir. Yaz başlangıcında safra yine hareketli olur. Oğlak eti, balık, taze yoğurt ve meyveler ile kuş etlerinden yemek ve sabahları soğuk su içmek faydalıdır. Sıcak tabiatlı yeşilliklerden ve sebzelerden yemek ve halvetten sakınmak önemlidir. Kokulardan misk ve anber kullanılmamalıdır. Yaz mevsiminin orta dönemlerinde kan dolaşımı zayıflar ve vücuttaki hıltlar azalır. Temiz gıdalarla beslenmek ve kuş etlerinden yemek faydalıdır. Aç iken soğuk şerbetler ve su içmek, soğuk mizaçlı meyveler yemek çok fayda verir. Sıcak tabiatlı sebzeler, katı yiyecekler ve halvetten sakınmak gerektir. Yaz aylarının son döneminde vücutta hıltlar yine az ve zayıf olur. Nezle ve gribal enfeksiyonlar ile çeşitli hastalıklar çoklukla bu dönemde ortaya çıkar. Nar ve kabak gibi mevsimsel yiyecekler ile taze ve kokulu yeşillikler yemek önemlidir. Gül suyu ile kokulanmak şifalıdır. Ayrıca ishal edici ilaçlardan ve bitkilerden uzak durmak gerektir. Kelimeler: Makhûr: AzalmışTenkiye-i dimâğ: Sinüzit ve iltihabın boşalttırılmasıKıy: KusmukNîm: Az pişmişİhtirâz: Kaçın-makGalîz: KatıTaâm: YemekŞâd: HareketliAğû: ZehirTahlil: Boşalt-makTaklîl: Azalt-makZükkâm: NezleEmrâz: HastalıklarEnar: NarMüshilât: İshal edici ilaçlarHazer: Sakın-mak, çekin-mek  *(Kaynak: Hülâsatü’l-Ebdân, Süleymaniye Kütüphanesi, nr. 5538, vr. 12b-13a)

Mesut BUDAK 01 Ocak
Konu resmiBulmaca
Bulmaca

Merhaba Arkadaşlar!Eskilerin lügaz dedikleri bilmeceleri, kendi yazı ve kelime bilgisiyle sizlerle paylaşıyoruz. Her bir lügazın çözümünü aşağıda numaralandırılmış alanlardaki boşluklara yazmanızı istiyoruz. Numaralı alanlara gelen harfleri de numara sırasına göre aşağıdaki satıra yazıp Osmanlı Türkçesine çeviriniz. Cevabı 25 Nisan’a kadar [email protected] posta adresine gönderenler arasından seçilecek 5 kişiye Osmanlıca “Hz. Peygamberin (sav) Hayatı ”nı hediye ediyoruz.                Ç Ö Z Ü M        

Osmanlıca DERGİ 01 Ocak
Konu resmiTarihten Notlar
Tarihten Notlar

عكّا ده  طورديرولماسه يدم جزّار احمد پاشا، ١٧٧٥’ده  عكّا محافظلغنه، قيصه  بر سوره  صوڭره ده  وزيرلك ويريله رك صيدا بگلربگلگنه  كتيريلدي. لبنان، اردن و فلسطينده كي قاريشيقلقلري ياتيشديردي. بو باشاريلري سببيله  شام بگلربگلگنه آتاندي. ناپوليون بونا پارت قوموته سنده كي فرانسز اوردوسي ١٧٩٨’ده  مصري اشغاله  باشلاينجه، عثمانلي دولتي جزّار احمد پاشادن بولگه ده  ييغيناق ياپمه سني ايسته دي. بو آراده  بونا پارت ده، العريش، غزّه  و يافه يي اشغال ايتمش، مارت ١٧٩٩’ده  عكّا أوڭنه  كلمشدي. آنجق، ايكي آيدن فضله  سورن قوشاتمه، عثمانلي طونانمه سي و نظام جديد اوردوسندن دستك كورن جزّار احمد پاشانڭ كوچلي صاوونمه سي قارشيسنده  باشاريسزلقله  صوڭوچلاندي. ناپوليون، ٢١ مايس ١٧٩٩’ده  عكّادن چكيلمك زورنده  قالدي. جزّار احمد پاشانڭ قارشيسنده  ايلك يڭيلگيسني ياشايان ناپوليون: ”عكّاده  طورديرولماسه يدم، بتون طوغويي اله  كچيره بيليردم!“ سوزيني سويله مشدر. جزّار احمد پاشا ايسه  ١٨٠٤’ده  ئولومنه  قدر عكّا بگلربگلگي كوروينى يوروتمشدر.  Akka’da Durdurulmasaydım Cezzar Ahmet Paşa, 1775’de Akka muhafızlığına, kısa bir süre sonra da vezirlik verilerek Sayda beylerbeyliğine getirildi. Lübnan, Ürdün ve Filistindeki karışıklıkları yatıştırdı. Bu başarıları sebebiyle Şam beylerbeyliğine atandı. Napolyon Bonapart komutasındaki Fransız ordusu 1798’de Mısır’ı işgale başlayınca, Osmanlı Devleti Cezzar Ahmet Paşa’dan bölgede yığınak yapmasını istedi. Bu arada Bonapart da, el-Ariş, Gazze ve Yafa’yı işgal etmiş, Mart 1799’da Akka önüne gelmişti. Ancak, iki aydan fazla süren kuşatma, Osmanlı donanması ve nizam-ı cedid ordusundan destek gören Cezzar Ahmet Paşa’nın güçlü savunması karşısında başarısızlıkla sonuçlandı. Napolyon, 21 Mart 1799’da Akka’dan çekilmek zorunda kaldı. Cezzar Ahmet Paşa’nın karşısında ilk yenilgisini yaşayan Napolyon: “Akka’da durdurulmasaydım, bütün doğuyu ele geçirebilirdim!” sözünü söylemiştir. Cezzar Ahmet Paşa ise 1804’de ölümüne kadar Akka beylerbeyi görevini yürütmüştür. عكّا ده  طورديرولماسه يدم جزّار احمد پاشا، ١٧٧٥’ده  عكّا محافظلغنه، قيصه  بر سوره  صوڭره ده  وزيرلك ويريله رك صيدا بگلربگلگنه  كتيريلدي. لبنان، اردن و فلسطينده كي قاريشيقلقلري ياتيشديردي. بو باشاريلري سببيله  شام بگلربگلگنه آتاندي. ناپوليون بونا پارت قوموته سنده كي فرانسز اوردوسي ١٧٩٨’ده  مصري اشغاله  باشلاينجه، عثمانلي دولتي جزّار احمد پاشادن بولگه ده  ييغيناق ياپمه سني ايسته دي. بو آراده  بونا پارت ده، العريش، غزّه  و يافه يي اشغال ايتمش، مارت ١٧٩٩’ده  عكّا أوڭنه  كلمشدي. آنجق، ايكي آيدن فضله  سورن قوشاتمه، عثمانلي طونانمه سي و نظام جديد اوردوسندن دستك كورن جزّار احمد پاشانڭ كوچلي صاوونمه سي قارشيسنده  باشاريسزلقله  صوڭوچلاندي. ناپوليون، ٢١ مايس ١٧٩٩’ده  عكّادن چكيلمك زورنده  قالدي. جزّار احمد پاشانڭ قارشيسنده  ايلك يڭيلگيسني ياشايان ناپوليون: ”عكّاده  طورديرولماسه يدم، بتون طوغويي اله  كچيره بيليردم!“ سوزيني سويله مشدر. جزّار احمد پاشا ايسه  ١٨٠٤’ده  ئولومنه  قدر عكّا بگلربگلگي كوروينى يوروتمشدر. Her Yol İstanbul’a Çıkar Bütün yollar Roma’ya çıkar sözü, zannedilir ki İtalya’nın baş şehri Roma için söylenmiştir. Kast edilen Roma, Konstantinapol yani İstanbul’dur. Nasıl mı? Bizans imparatoru, Roma imparatorluğunun başkenti yapmak ve yeni bir şehir için 324 yılında kolları sıvar. Altı yıl süren faaliyet sonunda ortaya bir şehir çıkar. Nova Roma (Yeni Roma) adı verilir. Bir gün baş mimar şöyle der: “Majeste! Burası dünyanın merkezi haline getirilmelidir. Bunun için önce, halen Kudüs’te muhafaza edilen ve İsa tarafından dokunulduğu için mukaddes sayılan ‘milion’ isimli bir taş vardır. Bu taşın getirilip yıkıntı halinde bulunan tapınağın (o sırada henüz Ayasofya yoktur) karşısına yerleştirilmesi uygun olur. Taşın olduğu yer dünyada (0/sıfır) noktası sayılmalı ve bütün mesafeler bu noktadan itibaren ölçülmelidir.” Öyle de olur. Onun için, “bütün yollar Roma’ya çıkar” sözü, Nova Roma (yeni Roma), yani Konstantinapol, yani İstanbul için söylenmiştir. Milion taşı, Ayasofya’nın karşısında pek de fark edilmeden, 1683 yılından beri durmaktadır.   شرطلره  تسليم اولما! سلطان ايكنجي محمد هنوز يدي ياشلرنده  ايكن خواجه سي ملّا آق شمس الدين قولاغنه  اگيلدي و باشارينڭ اڭ أونملي قورالنى فيصيلدادي: ”هدفنى تثبيت ايتمليسڭ.“ أوڭجه  هدف بليرلندي: قسطنطينيه  مطلقا فتح ايديله جكدر. آق شمس الدين هدف تثبيتندن صوڭره سني ده  سويله دي: ”طاغ نه  قدر يوكسك اولورسه  اولسون، يول اونڭ أوزرندن كچر. سن طاغ اولمه يه  هوسلنمه، اصلا غرورلانما؛ يول اول كه ، هركس سنڭ أوزرڭدن كچركن، سن طاغلرڭ بيله  أوزرندن كچه سڭ.“ ”خواجه م، يا شرطلر الويريشلي اولمازسه ؟“ دييه  صوردي. آق شمس الدين هيچ طوراقسامدن جواب ويردي: ”شرطلره  تسليم اولمازسه ڭ شرطلر دگيشير، سڭا تسليم اولورلر. چوق چاليشير، چوق دعا ايدر و چوق ايسترسه ڭ اللّٰهڭ رحمتي تجلّي ايدر، رحمت تجلّي ايتديگنده  نيجه  اولمازلر تحقّق ايدر (كرچكلشير).“ و كوني كلنجه، چوجق ياشنه  باقمدن بيزانسڭ فتحنى دوشونمه يه  باشلادى. Şartlara Teslim Olma Sultan ikinci Mehmet henüz yedi yaşlarında iken hocası molla Akşemseddin kulağına eğildi ve başarının önemli kuralını fısıldadı: “Hedefini tespit etmelisin.” Önce hedef belirlendi: Kostantiniye mutlaka fethedilecektir. Akşemseddin hedef tespitinden sonrasını da söyledi: “Dağ ne kadar yüksek olursa olsun, yol onun üzerinden geçer. Sen dağ olmaya heveslenme, asla gururlanma; yol ol ki, herkes senin üzerinden geçerken, sen dağların bile üzerinden geçesin.” “Hocam, ya şartlar elverişli olmazsa?” diye sordu. Akşemseddin hiç duraksamadan cevap verdi: “Şartlara teslim olmazsan şartlar değişir, sana teslim olurlar. Çok çalışır, çok dua eder ve çok istersen Allah’ın rahmeti tecelli eder, rahmet tecelli ettiğinde nice olmazlar tahakkuk eder (gerçekleşir).” Ve günü gelince, çocuk yaşına bakmadan Bizans’ın fethini düşünmeye başladı.

Ahmet ÇAKIL 01 Ocak