Konu resmiKitabe Okumaları
Kitâbe Okumaları

Meriç Köprüsü Kitabesi / Edirne Ziver Efendi tarafından tertip ve ta’lik hat ile yazılan köprü kitabesi 1254 (m.1838) tarihinde köşküne yerleştirilmişti. İstiklal Savaşında Yunanlılar köprü kitabesini yok ettiler. Yeni köprü kitabesi, ta’lik üstadı Necmeddin Oktay tilmizlerinden (talebe) Mustafa Uğur tarafından 1966 (h.1386) yılında eski örneğine göre yeniden yazılmış, taşçı ustası tarafından İstanbul’da kabartma şeklinde mermer üzerine işlenmiş ve köprüye konmuştur. Tuğra  / Edirne Çeşme Kitabesi  / Edirne Rum ilinin âb-ı rûyı Mustafa el-HoreştevîYapdı bu havzı giderken hacca ızz ü şân ileGeldi bâ-tevfîk-ı Bârî yazdı tarihin(i) nazîr,Oldı ihyâ tekye-i vâlâ bu şadırvan ileSene 1163 روم ايلینڭ آب رويي مصطفي الخورشتویياپدي بو حوضي كيدركن حجّه  عز و شان ايله كلدي باتوفيق باري يازدي تاريخن نظيراولدي احيا تكيۀ والا بو شادروان ايله سنه  ١١٦٣ Mezar Taşı  / İstanbul El-Bâkî Hüve’l-BâkîAllah yolunda öldürülenlere ölüler demeyin. Muhakkak onlar diridirler.Cenâb-ı Hak, Malezya’dan gelip burada şehîd düşen Ammar’ın, îmâna Kur’ân’a, husûsan Risâle-i NûraHizmet edenlerin ruhlarına ve âlem-i berzahtaki nurcu kardeşlerinin ruhlarına binlerle rahmet veSevâb-ı âhiret ve meyve-i Cennet ihsân eylesin. Âmîn.Ahmed Ammâr bin Ahmed Azzâm                   الباقي هوالباقياللّٰه يولنده  ئولديریلنلره  ئولولر ديمه يڭ. محقّق اونلر ديريدرلر.جناب حقّ، مالزيه دن كلوب بوراده  شهيد دوشن عمّارڭ، ايمانه  قرآنه ، خصوصًا رسالۀ نوره خدمت ايدنلرڭ روحلرينه  و عالم برزخده كي نورجي قرداشلرينڭ روحلرينه  بيڭلرله  رحمت وثواب آخرت و ميوۀ جنّت احسان ايله سين. آمين.احمد عمّار بن احمد عزّام

Osmanlıca DERGİ 01 Ocak
Konu resmiTarihten Notlar
Tarihten Notlar

رزقڭ مجبوريتي زاهدڭ بري “هركسڭ رزقي اللّٰهدن كلير” حديثنڭ معناسني آڭلامق ايستييوردي. باشني آلوب چوللره  دوشدي بر كنارده  ياتوب اويودي. كندي كندينه : “باقالم رزقم ناصل كله جك؟” دييوردي. ديركن بر كروان يولني غائب ايتدي، كله  كله  او زاهدڭ ياتديغي يره  كلديلر. او زاهدي ياتييور كورنجه ، بريسي: “بو آدم نه دن بويله  يولڭ ایزڭ اوغرامديغي بو يرده  ياتييور، قورتدن، دشماندن قورقمييورمي؟ ئولومي يوقسه  ديريمي؟” ديدي. كروانده كيلر اونڭ ياننه  وارديلر، زاهد باقالم نه  اولاجق دييه  هيچ سسنى چيقارمدي. نه  وجوديني اويناتدي نه  كوزيني آچدي. كروانده كيلر بوني كورنجه : “بو زواللي آچلقدن ئولوم درجه سنه  كلمش” ديديلر. اكمك و ييمك كتيرديلر. زاهد ديشلريني اييجه  صيقدي. آدملر بيچاق كتيروب ديشلرينڭ آراسنه  صوقارق زورله  آغزينى آچديلر. چوربه يي آغزينه  دوكه رك ييمكلري زورله  آغزينه  طيقيشديرديلر. الله بر انسانه  رزقنى بويله  زورله  ده  اولسه  ويرر، اگر كيشي قاچسه  كيتسه  رزقي ده  اونڭ آرقه سندن اوني تعقيب ايدوب اوني مطلقا بولور. Rızkın Mecburiyeti Zahidin biri “Herkesin rızkı Allah’tan gelir” hadisinin manasını anlamak istiyordu. Başını alıp çöllere düştü bir kenarda yatıp uyudu. Kendi kendine: “Bakalım rızkım nasıl gelecek?” diyordu. Derken bir kervan yolunu kaybetti, gele gele o zahidin yattığı yere geldiler. O zahidi yatıyor görünce, birisi: “Bu adam neden böyle yolun izin uğramadığı bu yerde yatıyor, kurttan, düşmandan korkmuyor mu? Ölü mü yoksa diri mi?” dedi. Kervandakiler onun yanına vardılar, zahit bakalım ne olacak diye hiç sesini çıkarmadı. Ne vücudunu oynattı ne gözünü açtı. Kervandakiler bunu görünce: “Bu zavallı açlıktan ölüm derecesine gelmiş” dediler. Ekmek ve yemek getirdiler. Zahit dişlerini iyice sıktı. Adamlar bıçak getirip dişlerinin arasına sokarak zorla ağzını açtılar. Çorbayı ağzına dökerek yemekleri zorla ağzına tıkıştırdılar. Allah bir insana rızkını böyle zorla da olsa verir, Eğer kişi kaçsa gitse rızkı da onun arkasından onu takip edip onu mutlaka bulur. مجوهرله  امتحان ياپان پادشاه غزنه لي سلطان محمود بر كون ديوانه  كيتديگنده  بتون مملكت بيوكلرينڭ اوراده  طوپلانمش اولدقلريني كوردي. بگلريني و وزيرلريني دڭه مك ايسته دي. بر مجوهر چيقارارق وزيرينه  اوزاتدي: “بو ناصل بر مجوهر، دگري نه  اولابيلير؟” دييه  صورنجه  وزير: “بو چوق قيمتلي بر مجوهردر، يوز اشك يوكي آلتين ايدر” ديدي. پادشاه: “بو مجوهري قير” ديدي. وزير: “افنديم، ديدي. بن بوني ناصل ياپابيليرم، بن پادشاهمڭ اييلگنى ديله ين بر كيشي يم، اگر قيرارسه م، بو سزه  كوتولك اولور” ديدي. پادشاه وزيرڭ بو داورانيشنى تقدير ايتدي و اوڭا چوق دگرلي شيلر هديه  ايتدي. پادشاه بر مدّت قونوشدقدن و بو بحث اونوتولدكدن صوڭره  عين مجوهري پرده جينڭ النه  ويردي و: “بونڭ بر مشتريسي چيقسه  عجبا بوڭا نه  ويرر” ديدي. پرده جي: “بو مجوهر ئولكه نڭ ياريسي دگرنده در” ديدي. پادشاه اوڭا ده : “بو مجوهري قير، پارچه لا” ديدي. پرده جي: “اي سلطانلرڭ سلطاني بوني قيرمق چوق يازيق اولاجق، بويله  دگرلي بر مجوهر آنجق سزڭ كبي اشسز بر پادشاهه  لايقدر، اوني قيرمق اولماز. بوني ياپمق پادشاهه  و خزينه سنه  دشمانلق اولور” ديدي. پادشاه پرده جينڭ بو سويله دكلريني ده  چوق بگندي اوڭا ده  چوق دگرلي هديه لر ويردي. براز صوڭره  مجوهري باشقه  برينه  ويردي، او ده  بڭزر شيلر سويله دي. پادشاه اوڭا ده  دگرلي هديه لر ويردي. بويله لكله  برچوق كيشي يي صينايان پادشاه صوڭنده  صادق بنده سي عياذي چاغيردي اوڭا ده  مجوهري ويره رك دگرينى صوردي صوڭره  ده : “قير بوني” ديدي. عياذ هيچ دوشونمدن مجوهري پارام پارچه  ايتدي. اطرافنده كيلر آجيديلر: “اي عياذ نه  ياپدڭ أويله  دگرلي مجوهره  قييليرمي، بو پادشاهڭ خزينه سنه  و پادشاهه  خيانتدر، ناصل ياپدڭ بوني؟” ديديلر. عياذ شويله  ديدي: “پادشاهه  كرچكدن سوكي باغيله  باغلي اولان ايچون پادشاهڭ امرندن و آرزوسندن داها دگرلي بر شي اولاماز” ديدي. Mücevherle İmtihan Yapan Padişah Gazneli Sultan Mahmud bir gün divana gittiğinde bütün memleket büyüklerinin orada toplanmış olduklarını gördü. Beylerini ve vezirlerini denemek istedi. Bir mücevher çıkararak vezirine uzattı: “Bu nasıl bir mücevher, değeri ne olabilir?” diye sorunca vezir: “Bu çok kıymetli bir mücevherdir, yüz eşek yükü altın eder” dedi. Padişah: “Bu mücevheri kır” dedi. Vezir: “Efendim, dedi. Ben bunu nasıl yapabilirim, ben padişahımın iyiliğini dileyen bir kişiyim, eğer kırarsam, bu size kötülük olur” dedi. Padişah vezirin bu davranışını takdir etti ve ona çok değerli şeyler hediye etti. Padişah bir müddet konuştuktan ve bu bahis unutulduktan sonra aynı mücevheri perdecinin eline verdi ve: “Bunun bir müşterisi çıksa acaba buna ne verir” dedi. Perdeci: “Bu mücevher ülkenin yarısı değerindedir” dedi. Padişah ona da: “Bu mücevheri kır, parçala” dedi. Perdeci: “Ey sultanların sultanı bunu kırmak çok yazık olacak, böyle değerli bir mücevher ancak sizin gibi eşsiz bir padişaha layıktır, onu kırmak olmaz. Bunu yapmak padişaha ve hazinesine düşmanlık olur” dedi. Padişah perdecinin bu söylediklerini de çok beğendi ona da çok değerli hediyeler verdi. Biraz sonra mücevheri başka birine verdi, o da benzer şeyler söyledi. Padişah ona da değerli hediyeler verdi. Böylelikle birçok kişiyi sınayan padişah sonunda sadık bendesi Eyaz’ı çağırdı ona da mücevheri vererek değerini sordu sonra da: “Kır bunu” dedi. Eyaz hiç düşünmeden mücevheri paramparça etti. Etrafındakiler acıdılar: “Ey Eyaz ne yaptın öyle değerli mücevhere kıyılır mı, bu padişahın hazinesine ve padişaha hıyanettir, nasıl yaptın bunu?” dediler. Eyaz şöyle dedi: “Padişaha gerçekten sevgi bağıyla bağlı olan için padişahın emrinden ve arzusundan daha değerli bir şey olamaz” dedi. تورك عدالتي بيوك و اوزون عمرلي دولتلر أوستون عدالتله  قائمدر. ظلم أوزرينه  قورولمش دولت و ايمپراطورلقلر ده  اولمش ايسه  ده  عمرلري قيصه  سورمشدر. كنديسنه  مخصوص خصوصيتلري، بالخاصّه  كندي طيشنده كي دينلره  طانيدیغي چوق كنيش حقلر، داها طوغري بر افاده  ايله  ديگر دينلرڭ ايشلرينه ، عبادتلرينه  و عادتلرينه  هيچ قاريشمامقله  أوزللك كوسترن تورك عدالتي چوق يوكسك مزيتلره  صاحب بر عدالتدر. اون آلتنجي يوز ييل ايچون ف. دووَی شويله  ديمكده در؛ “برچوق خرستيان، عدالتي آغير و قرارسز اولان خرستيان ئولكه لرنده كي يورتلريني بيراقارق، عثمانلي ئولكه لرينه  كلوب يرلشييورلردي.” اون بشنجي يوز ييل ايچون ف. بابینكَر ايسه ؛ “عثمانلي پادشاهنڭ ئولكه سنده  هركس كندي حالنده . بختيار اولابيليردي. مطلق بر ديني حريت حكم سورردي و كيمسه  شو ويا بو اينانجه  صاحب اولديغندن طولايي بر كوچلكله  قارشيلاشمازدي” ديمكده در. بالذّات پادشاه عدالته  اطاعت ايدردي. أوچنجي سلطان مصطفي خان (١٧٥٧-١٧٧٤) بگلربگي سراينى كنيشلتمك ايسته مشدي. بونڭ ايچون جوارده كي بر طول قادينڭ عرصه سني آلمق لازمدي. قادين عرصه سني صاتمق ايسته مه ينجه ، پادشاه زورله  عرصه يي آلمه يي عقلندن كچيرمدي. فقط سرايڭ اسكيين بر قسمنى ييقديردي و خلقه  مخصوص بر باغچه  حالنه  كتيردي. Türk Adaleti Büyük ve uzun ömürlü devletler üstün adaletle kaimdir. Zulüm üzerine kurulmuş devlet ve imparatorluklarda olmuş ise de ömürleri kısa sürmüştür. Kendisine mahsus hususiyetleri, bilhassa kendi dışındaki dinlere tanıdığı çok geniş haklar, daha doğru bir ifade ile diğer dinlerin islerine, ibadetlerine ve âdetlerine hiç karışmamakla özellik gösteren Türk adaleti çok yüksek meziyetlere sahip bir adalettir. On altıncı yüzyıl için F. Dowey söyle demektedir; “Birçok Hıristiyan, adaleti ağır ve kararsız olan Hıristiyan ülkelerindeki yurtlarını bırakarak, Osmanlı ülkelerine gelip yerleşiyorlardı.” On beşinci yüzyıl için F. Babinger ise; “Osmanlı padişahının ülkesinde herkes kendi hâlinde. Bahtiyar olabilirdi. Mutlak bir dinî hürriyet hüküm sürerdi ve kimse su veya bu inanca sahip olduğundan dolayı bir güçlükle karşılaşmazdı” demektedir. Bizzat padişah adalete itaat ederdi. Üçüncü Sultan Mustafa Hân (1757-1774) beylerbeyi sarayını genişletmek istemişti. Bunun için civardaki bir dul kadının arsasını almak lâzımdı. Kadın arsasını satmak istemeyince, padişah zorla arsayı almayı aklından geçirmedi. Fakat sarayın eskiyen bir kısmını yıktırdı ve halka mahsus bir bahçe hâline getirdi. يول كنارينه  ديكن اكن آدم آدمڭ بري بر يولڭ كنارينه  ديكنلر اكدي. ديكنلر بويويوب كليشنجه  يولدن كچنلري راحتسز ايتمه يه  باشلادى. كلوب كچنلر: “بو ديكنلري سوك، انسانلري راحتسز ايتمه سينلر” ديمه يه  باشلاديلر. فقط آدم بونلري دويويور، فقط آلديرمييوردي. بر كون اللّٰهڭ بر وليسي اوڭا: “مطلقا بو ديكنلري سوك.” ديدي. آدم اعتراض ايتمه دي. “اوت، مطلقا بر كون سوكرم” ديدي. آدم ها بره  يارين يارين ديدكجه  ديكنلر بويويوب قوتلنييوردى. ولي، آدمه : “اي وعدنده  طورمايان آدم، سوك شو ديكنلري بو ايشي سورونجه مه ده  بيراقما” ديدي. آدم: “باباجغم، بر خيلي كون وار، بوكون اولمازسه  يارين، بر كون مطلقا بو ايشي ياپاجغم” ديدي. اللّٰهڭ وليسي بونڭ أوزرينه  شو سوزلري سويله دي: “سن، هپ يارين دييه رك بو ايشي ایرته لييورسڭ، فقط شوني بيلكه  هر كچن كون او ديكنلر بويويوب كوچلنييور، ديكنلري سوكه جك اولان سن ايسه  كوچ قوت غائب ايدييورسڭ، ديكنلر كون كچدكجه  كنجلشييور سنسه  اختيارلييورسڭ.” Yol Kenarına Diken Eken Adam Adamın biri bir yolun kenarına dikenler ekti. Dikenler büyüyüp gelişince yoldan geçenleri rahatsız etmeye başladı. Gelip geçenler: “Bu dikenleri sök, insanları rahatsız etmesinler” demeye başladılar. Fakat adam bunları duyuyor, fakat aldırmıyordu. Bir gün Allah’ın bir velisi ona: “Mutlaka bu dikenleri sök.” dedi. Adam itiraz etmedi. “Evet, mutlaka bir gün sökerim” dedi. Adam ha bire yarın yarın dedikçe dikenler büyüyüp kuvvetleniyordu. Veli, adama: “Ey vadinde durmayan adam, sök şu dikenleri bu işi sürüncemede bırakma” dedi. Adam: “Babacığım, bir hayli gün var, bugün olmazsa yarın, bir gün mutlaka bu işi yapacağım” dedi. Allah’ın velisi bunun üzerine şu sözleri söyledi: “Sen, hep yarın diyerek bu işi erteliyorsun, fakat şunu bil ki her geçen gün o dikenler büyüyüp güçleniyor, dikenleri sökecek olan sen ise güç kuvvet kaybediyorsun, dikenler gün geçtikçe gençleşiyor sense ihtiyarlıyorsun.” أوڭجه  كندي چيزكيڭي اوزات أوگرتمن صنفده كي ذكي فقط قيصقانج أوگرنجي يه : “نيچون آرقداشلريڭي چكه مييور، اونلرڭ ياپدقلريني بوزوب غوغا ايدييورسڭ؟” دييه  صوردي. أوگرنجي، بر سوره  دوشوندكدن صوڭره ، “چونكه  اونلرڭ بني كچمه لرينى ايسته مييورم” ديدي. “اڭ ايي بن اولملي يم.” أوگرتمن، ماصه سندن قالقدي، النه  بر پارچه  تباشير آلدي و يره  ١٥ جم. اوزونلغنده  بر چيزكي چكدي، قيصقانج أوگرنجي يه  باقارق، “بو چيزكي يي ناصل قيصالتيرسڭ؟” ديدي. أوگرنجي بر سوره  بو چيزكي يي اينجه له يوب ايچنده  چيزكي يي برچوق پارچه يه  بولمك ده  اولان برقاچ جواب ويردي. أوگرتمن، جاوبلري قبول ايتمه دي و يره  ايلكندن داها اوزون بر چيزكي چكدي. “شيمدي برنجي چيزكي ناصل كورونويور؟” دييه  صوردي. أوگرنجي اوتانا صيقيلا، “داها قيصه ” دييه رك باشني أوڭه  اگدي. أوگرتمن بو جواب أوزرينه  أوگرنجيسنه  اونوتمامسي كركن شو أوگوديني ويردي: “بيلگيڭي و يته نكلريڭي آرتيرارق كندي چيزكيڭي اوزاتمه ڭ، رقيبڭڭ چيزكيسني بولمه يه  چاليشمه ڭدن داها اييدر.” Önce Kendi Çizgini Uzat Öğretmen sınıftaki zeki fakat kıskanç öğrenciye: “Niçin arkadaşlarını çekemiyor, onların yaptıklarını bozup kavga ediyorsun?” diye sordu. Öğrenci, bir süre düşündükten sonra, “Çünkü onların beni geçmelerini istemiyorum” dedi. “En iyi ben olmalıyım.” Öğretmen, masasından kalktı, eline bir parça tebeşir aldı ve yere 15 cm. uzunluğunda bir çizgi çekti, kıskanç öğrenciye bakarak, “Bu çizgiyi nasıl kısaltırsın?” dedi. Öğrenci bir süre bu çizgiyi inceleyip içinde çizgiyi birçok parçaya bölmek de olan birkaç cevap verdi. Öğretmen, cevapları kabul etmedi ve yere ilkinden daha uzun bir çizgi çekti. “Şimdi birinci çizgi nasıl görünüyor?” diye sordu. Öğrenci utana sıkıla, “Daha kısa” diyerek başını öne eğdi. Öğretmen bu cevap üzerine öğrencisine unutmaması gereken şu öğüdünü verdi: “Bilgini ve yeteneklerini artırarak kendi çizgini uzatman, rakibinin çizgisini bölmeye çalışmandan daha iyidir.”

Ahmet ÇAKIL 01 Ocak
Konu resmiHüsn-i Hat Çalışmaları
Hüsn-i Hat Çalışmaları

Harf ve kelime çalışmalarına devam ediyoruz. Silik harflerin üzerinden geçerken dikkatle yazmaya ve acele etmemeye çalışalım. Elinizin alışması ve yazınızın güzelleşmesi için bu dikkat ve sabır önemli olacaktır.

Mesut HIZARCI 01 Ocak
Konu resmiOsmanlıca Yazabiliyorum
Osmanlıca Yazabiliyorum

Affetmek En Başta Kendinize Yaptığınız İyiliktir Bir lise öğretmeni bir gün derste öğrencilerine bir teklifte bulunur: “Bir hayat deneyimine katılmak ister misiniz?” Öğrenciler tereddütsüz kabul ederler. “O zaman bundan sonra ne dersem yapacağınıza söz verin. Yarın hepiniz birer plastik torba ve beşer kilo patates getireceksiniz.” Öğrenciler bu işten pek bir şey anlamamışlardır. Ama ertesi sabah hepsinin sıralarında patatesler ve torbalar hazırdır. Kendisine meraklı gözlerle bakan öğrencilere şöyle der öğretmen: “Şimdi, bugüne dek affetmeyi reddettiğiniz her kişi için bir patates alın. O kişinin adını o patatesin üzerine yazıp torbanın içine koyun.” Bazı öğrenciler torbalarına üçer beşer tane patates koyarken bazılarının torbaları neredeyse ağzına kadar dolmuştur. Öğretmen, “Peki şimdi ne olacak?” der gibi bakan öğrencilere ikinci açıklamasını yapar: Bir hafta boyunca nereye giderseniz gidin bu torbaları yanınızda taşıyacaksınız. Yattığınız yatakta, bindiğiniz otobüste, okuldayken sıranızın üstünde, hep yanınızda olacaklar. Aradan bir hafta geçmiştir. Öğretmenleri sınıfa girer girmez, denileni yapmış olan öğrenciler şikâyete başlarlar: “Hocam bu kadar torbayı her yere taşımak çok zor!” “Hocam patatesler kokmaya başladı!” “Vallahi insanlar tuhaf bakıyor artık bana!” “Hem sıkıldık, hem yorulduk!” Öğretmen gülerek öğrencilerine şu dersi verir: Görüyorsunuz ki, affetmeyerek asıl kendinizi cezalandırıyorsunuz. Kendinizi, ruhunuzda ağır yükler taşımaya mahkûm ediyorsunuz. Affetmeyi karşınızdaki kişiye bir ihsan olarak düşünüyorsunuz. Hâlbuki affetmek en başta kendinize yaptığınız bir iyiliktir.               Ç Ö ZÜ M       عفو ايتمك اڭ باشده  كنديڭزه  ياپديغڭز اييلكدر بر ليسه  أوگرتمني بر كون درسده  أوگرنجيلرينه  بر تكليفده  بولونور: ”بر حيات دڭه يمنه  قاتيلمق ايسترميسڭز؟“ أوگرنجيلر تردّدسز قبول ايدرلر. ”او زمان بوندن صوڭره  نه  دیرسه م ياپاجغڭزه  سوز ويرڭ. يارين هپڭز برر پلاستيك طوربه  و بشر كيلو پاتاتس كتيره جكسڭز.“ أوگرنجيلر بو ايشدن پك بر شي آڭلامامشلردر. اما ايرته سي صباح هپسنڭ صيره لرنده  پاتاتسلر و طوربه لر حاضردر. كنديسنه  مراقلي كوزلرله  باقان أوگرنجيلره  شويله  دير أوگرتمن: ”شيمدي، بوگونه  دك عفو ايتمه يي ردّ ايتديگڭز هر كيشي ايچون بر پاتاتس آلين. او كيشينڭ آدينى او پاتاتسڭ أوزرينه  يازوب طوربه نڭ ايچنه  قويڭ.“ بعض أوگرنجيلر طوربه لرينه  أوچر بشر دانه  پاتاتس قوياركن بعضیلرينڭ طوربه لري نره ده يسه  آغزينه  قدر طولمشدر. أوگرتمن، ”پكي شيمدي نه  اولاجق؟“ دير كبي باقان أوگرنجيلره  ايكنجي آچيقلامه سني ياپار: بر هفته  بوينجه  نره يه  كيدرسه ڭز كيدڭ بو طوربه لري يانڭزده  طاشيياجقسڭز. ياتديغڭز ياتاقده ، بينديگڭز اوتوبوسده ، اوقولده يكن صيره ڭزڭ أوستنده ، هپ يانڭزده  اولاجقلر. آرادن بر هفته  كچمشدر. أوگرتمنلري صنفه  كيرر كيرمز، دينيلني ياپمش اولان أوگرنجيلر شكايته  باشلارلر: ”خواجه م بو قدر طوربه يي هر يره  طاشيمق چوق زور! ” “خواجه م پاتاتسلر قوقمه يه  باشلادى!” “واللّٰه انسانلر تحف باقييور آرتيق بڭا!” “هم صيقيلدق، هم يورولدق!“ أوگرتمن كوله رك أوگرنجيلرينه  شو درسي ويرر: كوریيورسڭزكه ، عفو ايتميه رك اصل كنديڭزي جزالانديرييورسڭز. كنديڭزي، روحڭزده  آغير يوكلر طاشيمه يه  محكوم ايدييورسڭز. عفو ايتمه يي قارشيڭزده كي كيشي يه  بر احسان اولارق دوشونیيورسڭز. حالبوكه  عفو ايتمك اڭ باشده  كنديڭزه  ياپديغڭز بر اييلكدر.

Osmanlıca DERGİ 01 Ocak
Konu resmiAkıncılar
Okuma Metinleri

آقينجيلر آقينجيلر، عثمانلي اوردوسنڭ خفيف سواري برلكلري آراسنده ، اڭ أوڭه  چيقانيدر. آقينجي برلكلرينڭ ايلك تشكيلي، عثمان غازي يه  قدر كيتمكده در. عثمان غازينڭ سلاح آرقداشي غازي كوسه  محالڭ ايلك آقينجي برلگنى قورديغي تخمين ايديلمكده در. كوسه  محال، اصلنده  طوغو رومانڭ حدود قلعه  بگلرندن بريدي. بر محاربه ده  عثمانليلره  اسير دوشدي. عثمان غازي، اونڭ ييگيتلگنى كوره رك سربست بيراقدي. بوندن صوڭره  عثمان غازي ايله  كوسه  محال آراسنده  باشلايان دوستلق، كوسه  محالڭ مسلمان اولمسي و عبد اللّٰه آدينى آلمسي ايله  دوام ايتمشدر. زمانله  عثمان غازينڭ اڭ ياقين سلاح آرقداشي و وفاكار دوستلرندن بري اولمشدر. اورخان بك زماننده  ايسه ، كوسه  محالڭ آقينجي برلكلرينڭ ياني صيره  دائمي پياده  و سواري عسكري برلكلر تشكيل ايديلمشدر. سلطان ١نجی مراد دونمنده ، يڭيچري اوجاغي قورولمشدر. آقينجيلرڭ بر اوجاق حالنه  كتيريلمه سنده  ايسه ، غازي أورنوس بگڭ پايي بيوكدر. آقينلر، ياز آيلرنده  آقينجيلر، دواملي اوردو برلكلري دگللردي. روم ايليده  سرحد بويلرينه  ياقين يرلرده  اقامت ايدرلردى. اكثريتله  ياز آيلرنده ، دشمان طوپراقلرينه  آقينلر ياپارلردي. دولتدن معاش آلمازلردي. تجهيزاتلريني و سلاحلريني كنديلري تأمين ايدرلردى. دشمان طوپراقلرينه  ياپدقلري آقينلرده  الده  ايتدكلري غنيمتلرله  كچينيرلردي. آقينجي اولابيلمك ايچون، كوچلي و كنج اولمق، امام ويا كوي كتخداسني ويا درست برينى كفيل كوسترمك كركيردي. آقينجيلرله  ايلكيلي بيلگيلر آقينجي دفترلرنده  طوتولوردي. بو دفترلرڭ بر أورنگي باغلي اولدقلري سرحد قاضيلغنده ، بر أورنگي ده  مركزده  بولونوردي. آقينجي بگلري استانبولڭ اوناييله  آتانيرلردي. آقينجي بگلگي اوزون سوره  محال، أورنوس، طرخان و مالقوچ اوغلي عائله له لرنده  قالمشدر. أورنوس بگه  باغلي اولانلر آرناؤدلقده ، طرخان اوغوللري موره ده، محال اوغوللري صوفيه ده  و مالقوچ اوغوللري ايسه  سلستره  طولايلرنده  بولونورلردي. كشف فعاليتلري آقينجي برلكلرينڭ اڭ أونملي وظيفه لري، صاواش زماننده  اصل اوردودن برقاچ كونلك مسافه ده  أوڭدن كيدرك كشف فعاليتلرنده  بولونمقدي. اوردونڭ كچه جگي يول، كچيد و كوپرولري امنيته  آلارق، دشمانه  ياپيلاجق يارديمه  انكل اولورلردي. ياقه لادقلري اسيرلردن آلدقلري بيلكيلري اڭ قيصه  زمانده  اصل اوردويه  ايلتيرلردي. آقينجيلرڭ ياپديغي أوچ چشيت آقين واردي: يوز كيشيدن آز آقينجيله  ياپيلانه  چته  ويا پوترا، يوزدن فضله  كيشيله  ياپيلانه  حراميلك، بالذّات آقينجي قومانداننڭ اداره سي آلتنده  ياپيلانه  ايسه  كرچك معناده  آقين دينيليردي. سردن كچديلر، دالقليچلر آقينجيلر، باشي بوزوق سرسري غلبه لگي دگللردي. كرچكلشديردكلري بتون آقينلر بر پلان چرچوه سنده  اولوردي. دشمان طوپراقلرينه  كتله لر حالنده  صالديريرلردي. آقينجي فدائيلرندن اولان سردن كچديلر، قوشاتيلمش اولان قلعه لره  كيررلر؛ دالقليچلر ايسه  دشمان ايچريسنه  دالارلردي. بو فدائيلر چوغي زمان كري دونمز و شهيد اولورلردي. آقينجيلرڭ سلاحلري، قيليچ، قالقان، پالا، مزراق و بوزطوغان ده  دينيلن طوپوزدن عبارتدي. آقينجيلره  وداع صاييلري زمان زمان آرتان، زمان زمان آزالان آقينجيلر، ١٦نجی يوز ييلده  ٤٠ بيڭ موجوده  قدر چيقمشلردر. ١٥٩٥ سنه سنده  قوجه  سنان پاشا، افلاكده  پرنس محاله  يڭيلمش، آقينجيلرڭ بيوك قسمي و آقين آتلري طونه نڭ أوته سنده  قالمشدر. بو محاربه ده  چوق صاييده  آقينجي شهيد اولمشدر. يوز بيڭه  ياقين ده  آقين آتي تلف اولمشدر. اوزون مسافه لري قيصه  زمانده  قوشابيلمه  أوزللگنه  صاحب آقين آتلرينڭ يتيشديريلمه سنڭ زمان آلمسي و چوق صاييده  آقينجينڭ شهيد اولمسي آقينجيلر اوجاغنى ضعيفلاتمشدر. أوڭجه لري كري خدمتلره  آلينان آقينجيلردن كري يه  ساده جه  سرحد قوللري قالمشدر. آقينجيلرڭ يرينه  أوڭجي برلك اولارق، قيريم خانلرينڭ معيتنده كي تاتار عسكرلرندن فائده لانيلمشدر. ١٨٢٦ سنه سنده  يڭيچري اوجاغنڭ قالديريلمسي ايله  برلكده  اوردو سيستمي دگيشديريلنجه ، آقينجيلر اوجاغي ده  قپاتيلمشدر.  Akıncılar, Osmanlı ordusunun hafif süvari birlikleri arasında, en öne çıkanıdır. Akıncı birliklerinin ilk teşkili, Osman Gazi’ye kadar gitmektedir. Osman Gazi’nin silah arkadaşı Gazi Köse Mihal’in ilk akıncı birliğini kurduğu tahmin edilmektedir. Köse Mihal, aslında Doğu Roma’nın hudut kale beylerinden biriydi. Bir muharebede Osmanlılara esir düştü. Osman Gazi, onun yiğitliğini görerek serbest bıraktı. Bundan sonra Osman Gazi ile Köse Mihal arasında başlayan dostluk, Köse Mihal’in Müslüman olması ve Abdullah adını alması ile devam etmiştir. Zamanla Osman Gazi’nin en yakın silah arkadaşı ve vefakâr dostlarından biri olmuştur. Orhan Bey zamanında ise, Köse Mihal’in akıncı birliklerinin yanı sıra daimî piyade ve süvari askerî birlikler teşkil edilmiştir. Sultan 1. Murad döneminde, Yeniçeri Ocağı kurulmuştur. Akıncıların bir ocak hâline getirilmesinde ise, Gazi Evrenos Bey’in payı büyüktür. Akınlar, Yaz Aylarında Akıncılar, devamlı ordu birlikleri değillerdi. Rumeli’de serhad boylarına yakın yerlerde ikamet ederlerdi. Ekseriyetle yaz aylarında, düşman topraklarına akınlar yaparlardı. Devletten maaş almazlardı. Teçhizatlarını ve silahlarını kendileri temin ederlerdi. Düşman topraklarına yaptıkları akınlarda elde ettikleri ganimetlerle geçinirlerdi. Akıncı olabilmek için, güçlü ve genç olmak, imam veya köy kethüdasını veya dürüst birini kefil göstermek gerekirdi. Akıncılarla ilgili bilgiler akıncı defterlerinde tutulurdu. Bu defterlerin bir örneği bağlı oldukları serhad kadılığında, bir örneği de merkezde bulunurdu. Akıncı Beyleri İstanbul’un onayıyla atanırlardı. Akıncı Beyliği uzun süre, Mihal, Evrenos, Turhan ve Malkoçoğlu ailelelerinde kalmıştır. Evrenos Bey’e bağlı olanlar Arnavutluk’ta, Turhanoğulları Mora’da, Mihaloğulları Sofya’da ve Malkoçoğulları ise Silistre dolaylarında bulunurlardı. Keşif Faaliyetleri Akıncı birliklerinin en önemli vazifeleri, savaş zamanında asıl ordudan birkaç günlük mesafede önden giderek keşif faaliyetlerinde bulunmaktı. Ordunun geçeceği yol, geçit ve köprüleri emniyete alarak, düşmana yapılacak yardıma engel olurlardı. Yakaladıkları esirlerden aldıkları bilgileri en kısa zamanda asıl orduya iletirlerdi. Akıncıların yaptığı üç çeşit akın vardı: Yüz kişiden az akıncıyla yapılana çete veya potera, yüzden fazla kişiyle yapılana haramilik, bizzat akıncı kumandanının idaresi altında yapılana ise gerçek manada akın denilirdi. Serdengeçtiler, Dalkılıçlar Akıncılar, başıbozuk serseri kalabalığı değillerdi. Gerçekleştirdikleri bütün akınlar bir plan çerçevesinde olurdu. Düşman topraklarına kitleler hâlinde saldırırlardı. Akıncı fedailerinden olan serdengeçtiler, kuşatılmış olan kalelere girerler; dalkılıçlar ise düşman içerisine dalarlardı. Bu fedailer çoğu zaman geri dönmez ve şehid olurlardı. Akıncıların silahları, kılıç, kalkan, pala, mızrak ve bozdoğan da denilen topuzdan ibaretti. Akıncılara Veda Sayıları zaman zaman artan, zaman zaman azalan akıncılar, 16. Yüzyılda 40 bin mevcuda kadar çıkmışlardır. 1595 senesinde Koca Sinan Paşa, Eflak’da Prens Mihal’e yenilmiş, akıncıların büyük kısmı ve akın atları Tuna’nın ötesinde kalmıştır. Bu muharebede çok sayıda akıncı şehid olmuştur. Yüz bine yakın da akın atı telef olmuştur. Uzun mesafeleri kısa zamanda koşabilme özelliğine sahip akın atlarının yetiştirilmesinin zaman alması ve çok sayıda akıncının şehid olması Akıncılar Ocağını zayıflatmıştır. Önceleri geri hizmetlere alınan akıncılardan geriye sadece serhad kulları kalmıştır. Akıncıların yerine öncü birlik olarak, Kırım Hanlarının maiyetindeki Tatar askerlerinden faydalanılmıştır. 1826 senesinde Yeniçeri Ocağının kaldırılması ile birlikte ordu sistemi değiştirilince, akıncılar ocağı da kapatılmıştır.

Ahmed SAİD 01 Ocak
Konu resmiKelimelerin Kökenlerine Yolculuk
Kelimelerin Kökenkerine Yolculuk

چوق اسكيلردن بري آت اجداديمزڭ حياتنڭ مركزنده يدي. طاشيمه جيلقده ، خبرجيلكده ، صاواشده  هپ آت قوللانيليردي. بو نه دنله  اسكيدن همن همن هر أوده  بر آت بولونوردي. آتڭ حياتڭ ايچنده  بو قدر ير آلمسي، آتله  علاقه لي دييم و آتاسوزلرينڭ ده  لسانمزده  ير بولمه سنه  نه دن اولدي. حالبوكه  بوكون أولريمزده  آتلريمز يوق اما لسانمزده  آتلرله  ايلكيلي پك چوق كلمه  و دييم و آتاسوزيمز حالا موجود. ايشته  بز ده  بو صاييده  بو قونويله  ايلكيلي كلمه لريمزڭ كوكنلرينه  بر يولجيلق ياپالم ايسته دك. اوت، افنديم هايدي! ايلك كلمه مز ”اگر“ Çok eskilerden beri at ecdadımızın hayatının merkezindeydi. Taşımacılıkta, habercilikte, savaşta hep at kullanılırdı. Bu nedenle eskiden hemen hemen her evde bir at bulunurdu. Atın hayatın içinde bu kadar yer alması, atla alakalı deyim ve atasözlerinin de lisanımızda yer bulmasına neden oldu. Hâlbuki bugün evlerimizde atlarımız yok ama lisanımızda atlarla ilgili pek çok kelime ve deyim ve atasözümüz hala mevcut. İşte biz de bu sayıda bu konuyla ilgili kelimelerimizin kökenlerine bir yolculuk yapalım istedik. Evet, Efendim haydi! İlk kelimemiz “eyer” EYER: Aslı “eder” olan bu kelime eski Türkçedir. Binicinin, üzerine oturması için binek hayvanlarının sırtına konulan nesnedir. Yanlış olmakla beraber “eğer” şeklinde de söylenir. “Eyer takımı” ise, ata binerken kullanılan eyer, dizgin, üzengi, başlık vb. parçaların hepsine verilen isimdir. Osmanlıda binicisi ölen kişi için “Eyeri boş kalmak” deyimi söylenirdi. Binicisi ölen ata matem işareti olarak da eyer ters çevrilir. “eyeri tersine koymak” deyimi kullanılırdı. GEM: Bu kelime Anadolu kökenli bir kelimedir. Bulgarca ve Sırpça gibi Balkan dillerine de dilimizden geçmiştir. “Gem” demirden yapılma bir alettir. Atı zapt etmek veya istenilen tarafa çevirmek için atın ağzına takılan sert demir bir alettir. Halk dilinde hala bu kelime yaygın olarak kullanılır. Bir kişinin taşkınlığına engel olmak için üzerindeki baskıyı arttırmayı ifade ederken “Gem vurmak” deyimini kullanırız. “Köpeğe gem vurma, kendisini at zanneder” deyimi bir kişiye hak ettiği daha fazla değer verilmemesini bize öğütler. Yine hiç kimseye aldırmadan başına buyruk davranan, azgın duruma gelip söz dinlemez olan insanlar için “gemi azıya aldı” deyimi tercih edilir. ÜZENGİ: Bu kelime Türkçe kökenlidir. “üz-mek” “kesmek, ayırmak, koparmak”tan türetilmiş bir kelimedir. Üzengi “biniciyi yerden ayıran, kaldıran” bir âlettir.  Ata binebilmek için ayakla üzerine basılan, bir kayışla eyerin yanına asılmış, altı düz madenî halka şeklinde bir koşum aletidir. Ağaçtan direklere tırmanmak, ağaç budarken kolayca çıkıp tutunmak için işçilerin ayak bileklerine taktıkları kancalı bileziğe de üzengi denir. Ayrıca orta kulakta bulunan ve dış kulaktan kulak zarına ulaşan ses titreşimlerini iç kulağa ileten, birbiriyle irtibatlı üç küçük kemikten biri de üzengi diye isimlendirilir. Osmanlı padişahlarının o kadar ihtişamlı bir halleri vardı ki, bunun küçük bir göstergesi olarak Osmanlı sarayındaki “Üzengi ağası” diye ifade edilen bir makamdan bahsedebiliriz. Bu vazifeli ağa Padişahın atının üzengisini tutarak yanında yürüyen bir saray memuruydu. Mehmet Akif’in o haşmetli devirleri anlatan şu mısraları ne kadar anlamlıdır: Donanma, orduları yürürken muzafferen ileri,Üzengi öpmeye hasretti garbın elçileri!O ihtişamı elinden niçin bıraktın da,Bugün yatıp duruyorsun ayaklar altında? MAHMUZ: Bu kelimenin Arapçadan dilimize geçmiş bir kelimedir. Aslı “mihmaz” veya “mihmez” olan bu kelime değişerek “mahmuz” şeklini almıştır. Ata binenlerin, hayvanı dürterek hızlandırmak için çizme ökçelerinin arkasına taktıkları sivri demir parçaya veya ufak dişli çelik çarka bu isim verilmektedir. Usta biniciler arasında “Ata mahmuz vurmak” veya “atı mahmuzlamak” diye deyimler günümüzde de kullanılmaktadır. CANBAZ: Bu kelime farsça kökenlidir. Farsçadaki oynayan anlamındaki “baz” eki canla birleşince canıyla oynayan manasına gelir. Osmanlı döneminde canbazlar savaşta en ileride avcı hattında bulunarak canlarını hiçe sayan binekli askerlerdi. Zamanla bu kelime sirklerde at üstünde, ip üstünde canını tehlikeye atarak gösteri yapan insanlar için de kullanıldı. Yine aynı mantıkla sirklerde ateş ile oynayan ateşbazlar vardı. Ayrıca kumar oynayan kumarbaz, düzenle oynayan düzenbaz, küfürbaz, hokkabaz, kelimeleri de aynı esas ile yazılır. DİZGİN: Eski Türkçe kökenli olan bu kelime “tizgin”dir. Aslı “tizmek” “dizmek”  türeyen bu kelime dilimizden Balkan dillerine ve Arapçaya da geçmiştir. Dizgin hayvanı yolda düzenli bir şekilde idare etmek maksadıyla atı yola dizmek ve atı yolda tutmak için gemin uçlarına bağlanan kayış manasına gelir. Her ne kadar bugün evlerimizde atlarımız yoksa da “Dizgin vurmak” “Dizginini kısmak” “Dizginleri ele almak” “Dizginleri ele vermek (teslim etmek, “Dizginleri koyuvermek (salıvermek)” deyimleri hala bütün canlılığı ile dilimizde yaşamaktadır. NAL: Arapça kökenli olan bu kelimenin aslı ayın harfi ile yazılan “na‘l”dir. At, eşek gibi binek ve yük hayvanlarının tırnaklarının aşınmasını önlemek için ayaklarına çakılan demir parçasına bu isim verilir. Bu kelime dilimizde pek çok deyimle hala yaşamaktadır. Osmanlıda dediğinden vazgeçmeyen inatla direnen insanlar hakkında  “Nal deyip mıh dememek” deyimi kullanılırdı. Yarışta sonlarda olanlara “Nal toplamak”  deyimini hala söyleriz. Tasavvufta ise “Nalla mıh arasında” diye insanın duygu durumunu harika bir şekilde ifade eden bir benzetme vardır. Zira sûfiler, müridin gönlünün daralmasını, iç sıkıntısını, yaşadığı kabz hâlini “Nalla mıh arasındayım, nalla mıh arasında kalmıştım” diye anlatırlar. Yine Osmanlıda halk arasında kötü bir insanın öldüğünü anlatmak için “Nalları dikmek” deyimi tercih edilirdi. Keza “Bir mıh bir nal kurtarır, bir nal bir at kurtarır. Bir at bir savaş kurtarır”  atasözümüz ise “nal” kelimesinin geçtiği en güzel yerlerden biridir. Gerçekten şu hayatta küçük görünen şeylerin bazen çok büyük önemi olabilir. Öyle olur ki, küçük görünen işler büyük sonuçlar doğurabilir. Bir mıh (çivi) eksikliğinden bir nal düşer, bir nal eksikliğinden bir at koşamaz olur; bir atın koşamaması, bir habercinin komutana haberin ulaşmamasına sebep olabilir. Neticede bir haberin ulaşmamasıyla da bir harb kaybedilebilir. Böylece bir çivi yüzünden bir ordu yenilgiye uğramış olur.

Mirza Ayhan İNAK 01 Ocak
Konu resmiSelçuklulardan Kalan Mirasa, Osmanlıda Nasıl Sahip Çıkılıyordu?
Biliyor muydunuz?

Selçuklular Anadolu’nun kapılarını Türk-İslâm medeniyetine açan Selçuklular, Anadolu’nun neredeyse her şehrinde ve beldesinde nice kalıcı eserler bırakmışlardır. Ayrıca Selçuklu Sultanı 1. Alaeddin Keykubat, Kayı Boyuna Söğüt ve Domaniç’i tahsis ederek, bir manada Osmanlı Devletinin kuruluşuna öncülük edenler arasında yer almıştır. Osmanlılar, Selçuklu eserlerini orijinal hallerini bozmadan korumuş ve bugünlere gelmelerini sağlamışlardır. Selçuklu medreseleri, aslî işlevleri olan ilim tahsil edilen kurumlar olma özelliklerini, Osmanlılar döneminde de aynen devam ettirmişlerdir. Yine Selçuklulardan kalma camiler, kervansaraylar, hanlar, kaplıcalar ve daha nice eserler günümüze kadar ulaşmıştır. سلچوقليلردن قالان ميراثه، عثمانليده  ناصل صاحب چيقيلييوردي؟ سلچوقليلر آناطولينڭ قاپيلرينى ترك اسلام مدنيتنه  آچان سلچوقليلر، آناطولينڭ نره ده يسه  هر شهرنده  و بلده سنده  نيجه  قاليجي اثرلر بيراقمشلردر. آيريجه  سلچوقلي سلطاني ١نجی علاء الدين كيقباد، قايي بوينه  سوگوت و طومانيجي تخصيص ايدرك، بر معناده  عثمانلي دولتنڭ قورولوشنه  أوڭجيلك ايدنلر آراسنده  ير آلمشدر. عثمانليلر، سلچوقلي اثرلريني اوريژينال حاللرينى بوزمادن قورومش و بوكونلره  كلمه لرينى صاغلامشلردر. سلچوقلي مدرسه لري، اصلي ايشلولري اولان علم تحصيل ايديلن قوروملر اولمه  أوزللكلريني، عثمانليلر دونمنده  ده  عينًا دوام ايتديرمشلردر. يينه  سلچوقليلردن قالمه  جامعلر، كروانسرايلر، خانلر، قاپليجه لر و داها نيجه  اثرلر كونمزه  قدر اولاشمشدر. Bir Selçuklu Eseri: Günyüzü (Çardak) Kaplıcası Bir Selçuklu eseri olan Eskişehir’in Günyüzü ilçesindeki kaplıca, Osmanlılar tarafından da orijinal hâli korunarak belli aralıklarla tamir edilmiş ve kullanılmaya devam edilmiştir. Çardak Kaplıcası olarak da isimlendirilen kaplıca, günümüzde bakımsız halde olup, restore edileceği günleri beklemektedir. Osmanlı zamanında Günyüzü Kaplıcası’nın tamir edildiği ile alâkalı 18 Temmuz 1896 tarihli vesikada (BOA, MF.MKT, 336/16-1), kaplıcaya gelenlerin istifadesi için dört oda eklendiği de ayrıca belirtiliyor: بر سلچوقلي اثري: كون يوزي (چارطاق) قاپليجه سي بر سلچوقلي اثري اولان اسكيشهرڭ كون يوزي ايلچه سنده كي قاپليجه ، عثمانليلر طرفندن ده  اوريژينال حالي قورونارق بللي آرالقلرله  تعمير ايديلمش و قوللانيلمه يه  دوام ايديلمشدر. چارطاق قاپليجه سي اولارق ده  اسملنديريلن قاپليجه ، كونمزده  باقيمسز حالده  اولوب، رستوره  ايديله جگي كونلري بكله مكده در. عثمانلي زماننده  كون يوزي قاپليجه سنڭ تعمير ايديلديگي ايله  علاقه لي ١٨ تمّوز ١٨٩٦ تاريخلي وثيقه ده  (٣٣٦/١٦-١)، قاپليجه يه  كلنلرڭ استفاده سي ايچون درت اوطه  اكلنديگي ده  آيريجه  بليرتيلييور: Tarih: 7 Safer Sene: 1314 (18 Temmuz 1896) (1) Maârif-i Umûmiye Nezâret-i Celîlesi Cânib-i Sâmîsine (2) Numara 64 (3) Devletlû Efendim Hazretleri (4) Merkez-i Vilâyete mülhak Sivrihisar Kazâsının Günyüzü Nâhiyesinde Âsâr-ı Selçukiyeden olan iki aded kaplıca ta’mîr ve ihyâ ve züvvâr için dört oda te’sîs (5) ve inşâ olunarak mahallî mekâtib-i ibtidâiyesiçün senevî bin beş yüz kuruş tedârik edildiği ve bu misillü tedâbir-i hasene ile maârif-i ibtidâiyenin te’mîn-i terakkîsi esbâbı (6) lâzımgelen kazâ ve elviye me’mûruna vilâyet-i celîle ma’rifetiyle ta’mîm ve iş’âr olunduğu berâ-yı ma’lûmât arz olunur ol-bâbda emr u fermân hazret-i men leh’ül-emrindir (7) Fî 7 Safer Sene: 1314 ve fî 6 Temmuz Sene 1312 (8) Ankara Maârif Müdürü Selçuklulardan Kalan Gümüş Sikkeler 24 Haziran 1887 tarihli vesikada (BOA, Y.MTV, 27/1), Seyyid Bilal Hazretlerinin (Sinop’ta medfûn bir şehîd komutandır. Peygamber Efendimizin soyundan geldiği rivayet edilmektedir) türbesinin tamiri esnasında, hafriyatta Selçuklulardan kalma 93 aded gümüş sikkenin bulunduğu belirtilerek, birinin teberrüken alıkonulduğu ve 92 adedinin Sultan 2. Abdülhamid’e sunulmak üzere saraya gönderildiği ifade edilmektedir: سلچوقليلردن قالان كوموش سكّه لر ٢٤ حزيران ١٨٨٧ تاريخلي وثيقه ده  (٢٧/١)، سيّد بلال حضرتلرينڭ (سينوپده  مدفون بر شهيد قوموتاندر. پيغمبر افنديمزڭ صويوندن كلديگي روايت ايديلمكده در) تربه سنڭ تعميري اثناسنده ، حفرياتده  سلچوقليلردن قالمه  ٩٣ عدد كوموش سكّه نڭ بولونديغي بليرتيله رك، برينڭ تبرّكًا آليقونولديغي و ٩٢ عددينڭ سلطان ٢نجی عبدالحميده  صونولمق أوزره  سرايه  كوندريلديگي افاده  ايديلمكده در: Tarih: 2 Şevval 1304 (24 Haziran 1887) (1) Hû (2) Vilâyet-i Kastamonu (3) Mâbeyn-i Hümâyûn Başkitâbet-i Celîlesine (x) Devletlû Efendim Hazretleri (x) Sinob’da defîn-i hâk-i ıtırnâk olan Seyyid Bilâl Hazretlerinin şeref-sünûh eden irâde-i isâbet-âde-i cenâb-ı zılullâhî üzerine ta’mîrâtı icrâ kılınmakta bulunan türbe-i şerîfeleri dâhilinde esnâ-yı hafriyâtta (x) doksan üç eded sîm-i meskûkât-ı atîka zuhûr eylediği mahallî mutasarrıflığından bâ-telgraf iş’âr olunmaktan nâşî meskûkât-ı mezbûre celble bi’l-muâyene beşinci ve altıncı asr-ı Hicrî’de Anadolu cihetinden icrâ-yı hükûmet (7) eden selâtîn-i Selçukiyyeden Melik Gıyaseddîn Keyhüsrev bin Kılıçarslan ve Mesûd İzzeddîn bin Keykâvus’un meskûkâtından olup her ne kadar antika nev’inden ma’dûd olamaz ise de (8) zât-ı kudsiyet-simât-ı hazret-i hilâfetpenâhînin inâyât ve ihsânât-ı İslâm-pesendânesiyle ez-ser-nev i’mâr ve ihyâ kılınmakta olan türbe-i şerîfe-i mezkûrenin hîn-i termîminde ol-mahall-i mübârekten (9) zuhûr etmesi hasebiyle teyemmünen huzûr-ı maâlî-nüşûr-ı cenâb-ı pâdişâhîye takdîmi ve teberrük maksadıyla bir dânesinin de nezd-i âcizîde alıkonulması tensîb ve arzu edilerek meskûkât-ı mezkûre doksan iki (10) adedden ibâret olduğu hâlde postaya bi’t-teslîm alınan ilm ü haberle ol-bâbda mahallî meclis idâresinden mevrûd mazbata leffen irsâl kılınmakla arz ve takdîmiyle keyfiyet-i vüsûlüne iş’âr buyurulması bâbında emr ve irâde hazret-i men leh’ül-emrindir (11) Fî 2 Şevvâl Sene: 1304 ve fî 11 Haziran 1303 (12) Vâlî-i Vilâyet-i Kastamonu (13) Es-seyyid Abdurrahman Nureddin (14) İneboludan

Arif Emre GÜNDÜZ 01 Ocak
Konu resmiÇorba İsimleri
Osmanlıca İmlâ

Süleymaniye Çorbası  سليمانيه  چوربه سي  Ezogelin Çorbası ازو كلين چوربه سي Arapaşı Çorbası  عرب آشي چوربه سي  Helle Çorbası هلّه  چوربه سي Balkan Çorbası  بالقان چوربه سي  Kıymalı Tarhana Çorbası قييمه لي ترخانه  چوربه سي Düğün Çorbası  دوگون چوربه سي  Kızılcıklı Tarhana Çorbası قيزيلجقلي ترخانه  چوربه سي Sütlü Badem Çorbası  سوتلي بادم چوربه سي  Mengen Çorbası منگن چوربه سي Türk Çorbası  تورك چوربه سي  Mercimek Çorbası مرجمك چوربه سي İşkembe Çorbası  اشكنبه  چوربه سي  Nohut Özü Çorbası نخود أوزي چوربه سي Ezme Kuru Fasulye Çorbası  ازمه  قورو فاصوليه  چوربه سي  Patates Çorbası پاتاتس چوربه سي Süzme Mercimek Çorbası سوزمه  مرجمك چوربه سي Sebze Ezme Çorbası سبزه  ازمه  چوربه سي Tarhana Çorbası ترخانه  چوربه سي Tatar Çorbası تاتار چوربه سي Soğan Çorbası صوغان چوربه سي Tavuk Çorbası طاووق چوربه سي Sebze Çorbası سبزه  چوربه سي Tavuklu Sebze Çorbası طاووقلي سبزه  چوربه سي Mantar Çorbası مانطار چوربه سي Tavuklu Şehriye Çorbası طاووقلي شعريه  چوربه سي Bakla Çorbası باقلا چوربه سي Taze Fasulye Çorbası تازه  فاصوليه  چوربه سي Barbunya Çorbası باربونيه  چوربه سي Tutmaç Çorbası طوتماچ چوربه سي Bezelye Çorbası بزليه  چوربه سي Yayla Çorbası يايلا چوربه سي Domates Çorbası طوماتس چوربه سي Yoğurtlu Dövme Çorbası يوغورتلي دوگمه  چوربه سي  

Osmanlıca DERGİ 01 Ocak
Konu resmiZulm İle Âbâd Olanın âkıbeti Berbâd Olur
Okuma Metinleri

Yunus Emre ظلم ايله  آباد اولانڭ عاقبتي برباد اولور عقل، عدل ايصسي (صاحبي) بر اولو كيشيدر. مدد ايتمك سڭا اونڭ ايشيدر. عقل بر كيشيدر، اللّٰهه  باقار. اويارسه ڭ عقله  اوي، اول بخلي (جمريلگي) ياقار. آنا رحمندن كلدك پازاره ، بر كفن آلدق دوندك مزاره . عشق عاشقي شیر ايدر، آسلاني زنجير ايدر، قاتي طاشي موم ايدر. عاشق اولامايان آدم بڭزر يمشسز آغاجه . عاشقلر ئولمز، ئولن حيوان ايمش. آز سوز ایرڭ يوكيدر، چوق سوز حيوان يوكيدر. بن كلمدم دعوا ايچون. بنم ايشم سوكي ايچون. عشقڭ يري كوڭللردر، كوڭللر ياپمه يه  كلدم. بن سوديگمي ديمز ايسه م، سومك دردي بوغار بني. بنلك دعواسني بيراق محبّتدن اولما ايراق، سوكي ايله  طولسون يورك خوش كورولي اولمه يه  باق. بر آووچ طوپراق، براز ده  سويم بن، نه يمله  أوگونه يم، ايشته  بويم بن. بر باغچه يه  كيره مزسه ڭ، طوروب سيران ايله مه . بر كوڭل ياپامازسه ڭ، ييقوب ويران ايله مه . بر كز كوڭل ييقدڭ ايسه ، بو قيلديغڭ نماز دگل. يتمش ايكي ملّت دخي الڭ ’يزڭ‘ يوماز دگل. بو دنيايه  اينانما، وفاسن بولام صانما . عمرڭ ويرن زيانه ، چوغي پشيمان ايچنده . جنّت جنّت ديدكلري، ٣ كوشكله  برقاچ حوري. ايسته ينه  وير اونلري، بڭا سني كرك سني... جمله لر طوغريدر سن طوغري ايسه ڭ، طوغريلق بولونماز سن اگري ايسه ڭ. چوق مال حرامسز، چوق سوز يالانسز اولماز. طاغه  دوشر كول أيلر، كوڭللره  يول أيلر، سلطانلري قول أيلر، حكمتلي نسنه در عشق. طاغلر نيجه  يوكسك ايسه  يول اونڭ أوستندن كچر. دردي دنيا اولانڭ، دنيا قدر دردي اولورمش. درويش يونس سڭا سويله مه  ديرلر، يا بن ئوله يممي سويله مه ينجه . درويشلك باشده در، تاجده  دگل. قيزديرمق اودده در، صاجده  دگل. درويشلك ديدكلري، خرقه  ايله  تاج دگل. كوڭلڭ درويش ايله ين خرقه يه  محتاج دگل. دورت كتابڭ معناسني اوقودم تحصيل ايتدم. عشقه  كلنجه  كوردم، بر اوزون هجا ايمش. اگر عشقي سَور ايسه ڭ جان اولاسڭ. قامو دردينه  هم درمان اولاسڭ. اگر بر مؤمنڭ قلبن قيرارسه ڭ حقّه  أيله ديگڭ سجده  دگلدر. اگر، ايلرده  بر كون ”كاشكه “ ديمك ايسته مييورسه ڭ، ٣ شيئي طوغري سچ؛ اشڭي، ايشڭي، آرقداشڭى. اي حيات ايرماغندن صو ايچنلر! كلڭ صورالم جانلره كه  كوزللگي نه  اولدي ده  كيدييور. بن هپ سنڭم دييوردي، شيمدي نه يي بولدي ده  كيدييور؟ كلڭ طانيش اولالم، ايشي قولاي قيلالم. هيچ خطا ياپمايان انسان، هيچ بر شي ياپمايان انساندر؛ و حياتده  اڭ بيوك خطا، كنديني خطاسز صانمقدر. خوشدر بڭا سندن كلن. يا غنجه  گل، ياخود ديكن. يا حياتدر، ياخود كفن. نارڭ ده  خوش، نورڭ ده  خوش. قهرڭ ده  خوش، لطفڭ ده  خوش. علم علم بيلمكدر، علم كنديڭ بيلمكدر، سن كنديڭ بيلمز ايسه ڭ، يا نيجه  اوقومقدر. مال صاحبي ملك صاحبي، هاني بونڭ ايلك صاحبي، مال ده  يالان ملك ده  يالان، وار كل براز ده  سن اويالان. مؤمن اولانلرڭ چوقدر جفاسي، آخرتده  اولور ذوق صفاسي، اون سكز بيڭ عالمين مصطفيسي، آدي كوزل، كندي كوزل محمّد نظر ايله  ايتيري، پازار ايله  كوتوري، ياراديلاني خوش كور، ياراداندن أوتوري اولسون به  آلديرما يارادان ياردر. صانماكه  ظالمڭ ايتديگي كاردر. مظلومڭ آهي اينديرير شاهي. هر شيئڭ بر وقتي واردر. ئولور ايسه  تن ئولور، جانلر ئوله سي دگل. ئولومدن نه  قورقارسڭ، قورقما ابدي وارسڭ. صباح مزارلغه  واردم، باقدم هركس ئولمش ياتار، هر بري چاره سز اولوب، عمريني ييتيرمش ياتار. صبر سعادتي ابدي قالير، صبر كيمده  ايسه  او نصيب آلير. سن طوغري اول ده  وارسين صانان اگري صانسين. لكن صاقين اونوتماكه ؛ سن كنديڭي بر شي صانمدیغڭ سورجه  طوغري انسانسڭ. سوه لم سويله لم، دنيا كيمسه يه  قالماز. سوزي بيلن كيشينڭ يوزيني آق ايده  بر سوز. سوزي پيشيروب ديينڭ ايشني صاغ ايده  بر سوز سوز اولا بيتيره  صاواشي، سوز اولا كسديره  باشي سوز اولا اغولي آشي، ياغ ايله  بال ايده  بر سوز. صولر هپ آقدي كچدي، قورودي وقتي كچدي، نيجه  خان نيجه  سلطان تختي بيراقدي كچدي، دنيا بر پنجره در، هر كلن باقدي كچدي... تورلي تورلي جفانڭ آدينى عشق قويمشلر. عشقه  منكر آدمي بو ميداندن سورمشلر. يا ربّنا خير أيله ، محمّده  يار أيله ، قبريمزي نور أيله ، قبره  وارديغم كيجه . يالانجي دنيايه  قونوب كوچنلر. نه  سويلرلر نه  بر خبر ويررلر ياراديلاني خوش كور، ياراداندن أوتوري. يونس سوزي عالمدن، زنهار اولما ظالمدن، قورقا طورڭ ئولومدن، جمله  طوغان ئولمشدر. ظلم ايله  آباد اولانڭ عاقبتي برباد اولور. Zulm İle Âbâd Olanın âkıbeti Berbâd Olur Akıl, adl ıssı (sahibi) bir ulu kişidir. Medet etmek sana onun işidir. Akıl bir kişidir, Allah'a bakar. Uyarsan akla uy, ol buhl'ı (cimriliği) yakar. Ana rahminden geldik pazara, bir kefen aldık döndük mezara. Aşk aşıkı şir eder, aslanı zencir eder, katı taşı mum eder. Aşık olamayan adem benzer yemişsiz ağaca. Aşıklar ölmez, ölen hayvan imiş. Az söz erin yüküdür, çok söz hayvan yüküdür. Ben gelmedim dava için. Benim işim sevgi için. Aşkın yeri gönüllerdir, Gönüller yapmaya geldim. Ben sevdiğimi demez isem, sevmek derdi boğar beni. Benlik davasını bırak muhabbetten olma ırak, sevgi ile dolsun yürek hoşgörülü olmaya bak. Bir avuç toprak, biraz da su'yum ben, neyimle övüneyim, işte buyum ben. Bir bahçeye giremezsen, durup seyran eyleme. Bir gönül yapamazsan, yıkıp viran eyleme. Bir kez gönül yıktın ise, Bu kıldığın namaz değil. Yetmiş iki millet dahi Elin ‘yüzün’ yumaz değil. Bu dünyaya inanma, vefasın bulam sanma. Ömrün veren ziyana, çoğu pişman içinde. Cennet cennet dedikleri, 3 köşkle birkaç huri. İsteyene ver onları, bana seni gerek seni... Cümleler doğrudur sen doğru isen, Doğruluk bulunmaz sen eğri isen. Çok mal haramsız, çok söz yalansız olmaz. Dağa düşer kül eyler, gönüllere yol eyler, sultanları kul eyler, hikmetli nesnedir aşk. Dağlar nice yüksek ise yol onun üstünden geçer. Derdi dünya olanın, dünya kadar derdi olurmuş. Derviş Yunus sana söyleme derler, Ya ben öleyim mi söylemeyince. Dervişlik baştadır, tacda değil. Kızdırmak oddadır, sacda değil. Dervişlik dedikleri, hırka ile taç değil. Gönlün derviş eyleyen hırkaya muhtaç değil. Dört kitabın manasını okudum tahsil ettim. Aşka gelince gördüm, bir uzun hece imiş. Eğer aşkı sever isen can olasın. Kamu derdine hem derman olasın. Eğer bir Mümin’in kalbin kırarsan hakka eylediğin secde değildir. Eğer, ilerde bir gün “keşke” demek istemiyorsan, 3 şeyi doğru seç; eşini, işini, arkadaşını. Ey hayat ırmağından su içenler! Gelin soralım canlara ki güzelliği ne oldu da gidiyor. Ben hep seninim diyordu, şimdi neyi buldu da gidiyor? Gelin taniş olalım, işi kolay kılalım. Hiç hata yapmayan insan, hiçbir şey yapmayan insandır; ve hayatta en büyük hata, kendini hatasız sanmaktır. Hoştur bana senden gelen. Ya gonca gül, yahut diken. Ya hayattır, yahut kefen. Nârın da hoş, nurun da hoş. Kahrın da hoş, lütfun da hoş. İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, sen kendin bilmez isen, ya nice okumaktır. Mal sahibi mülk sahibi, Hani bunun ilk sahibi, Mal da yalan mülk de yalan, Var gel biraz da sen oyalan. Mümin olanların çoktur cefâsı, Ahirette olur zevk-u sefâsı, On sekiz bin âlemin Mustafa’sı, Adı güzel, kendi güzel Muhammed Nazar eyle itiri, Pazar eyle götürü, Yaradılanı hoş gör, Yaradandan ötürü Olsun be aldırma Yaradan yardır. Sanma ki zalimin ettiği kârdır. Mazlumun ahı indirir şâhı. Her şeyin bir vakti vardır. Ölür ise ten ölür, canlar ölesi değil. Ölümden ne korkarsın, korkma ebedi varsın. Sabah mezarlığa vardım, baktım herkes ölmüş yatar, her biri çaresiz olup, ömrünü yitirmiş yatar. Sabır saadeti ebedi kalır, sabır kimde ise o nasib alır. Sen doğru ol da varsın sanan eğri sansın. Lâkin sakın unutma ki; Sen kendini bir şey sanmadığın sürece doğru insansın. Sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz.. Sözü bilen kişinin yüzünü ak ede bir söz. Sözü pişirip diyenin işini sağ ede bir söz Söz ola bitire savaşı, söz ola kestire başı Söz ola ağulu aşı, Yağ ile bal ede bir söz. Sular hep aktı geçti, kurudu vakti geçti, Nice han nice sultan tahtı bıraktı geçti, Dünya bir penceredir, her gelen baktı geçti... Türlü türlü cefanın adını aşk koymuşlar. Aşka münkir ademi bu meydandan sürmüşler. Ya Rabbena hayreyle, Muhammed'e yâr eyle, Kabrimizi nur eyle, Kabre vardığım gece. Yalancı dünyaya konup göçenler. Ne söylerler ne bir haber verirler Yaratılanı hoş gör, Yaradan'dan ötürü. Yunus sözi alimden, zinhar olma zalimden, korkadurın ölümden, cümle doğan ölmüştür. Zulum ile abad olanın akıbeti berbad olur.

Osmanlıca DERGİ 01 Ocak
Konu resmiMusul Meselesi
Belge Okumaları

ABDUSSAMED MİRZEHANLI / h. Halit Atlı Belgenin Transkripsiyonu LondrTürkiye CumhriyetiKeşîdesi: 24 Teşrîn-i sânî [1]34Hâriciye VekâletiVürûdu: 26 Teşrîn-i sânî [1]341Kalem-i Mahsûs Şifre MüdüriyetiNumrosu: 565  Adet 3519 (Musul Dosyası) Hâriciye Vekâleti Gâyet mahremdir Mahrem ve zâtî şifre arîza-i cevâbiyesidir Musul Mes’elesinde İngiltere Hükûmetinin müstakillen taʻkîb edeceği katʻî hatt-ı hareketi tahmîni müşkildir. Çünkü siyâsetlerinin hâssa-i fârikası lastik cebhe gibi hâdisâta tevfîk-i hareket etmektir. Bu güne kadar cârî vukûʻâttan istidlâl olunan şudur ki, fıtratı betâ’et olan halkın temâyülâtına rağmen hükûmet İmparatorluk müdâfa‘ası nâmına Musul şimâl hudûdunu muhâfaza niyetindedir. Bu gâyesini harb etmeden yalnız menfî mukâvemet ile istimsâl edeceğine kâni‘dir. Zîrâ Musul ellerindedir. İşgâl içün harbe ihtiyâc yoktur ancak biz ta‘arruz edersek çıkacaktır. Fakat İngilizler gâlibâ Rusların şu esnâda harb-cû olmadıklarını zannettiklerinden diger taraftan İtalyan hırsına ve Fransız itâ‘atine güvenerek bizim Musul için harb çıkaracağımıza ihtimâl vermemektedirler. Binâen-aleyh hükümet Cenevre ve Lahey karârlarıyla hukûkî, dâhilî ve hâricî vaz‘iyyetlerini tahkîme çalışmaktadır. İsveç Hâriciye Nâzırının Zab-ı Sağîr tarafdârı ve mu‘annid bulunduğu söyleniyor. Hâriciye müsteşârı İsveç sefâretine gelmiş ve bunun en fenâ tarz-ı hâl olduğunu söyleyerek tebdîl-i fikir ettirmeye çalışmıştır. Geçen ictimâ‘da İsveç nâzırına yardım eden Japon murahhası imiş. Bunlara rağmen Fransızları ellerinde gören Londra’nın yeni ictimâʻda ortaya Brüksel hattı civârında bir ittifâk çıkarması çok muhtemeldir. Buna karşı mes’elenin Cenevre karârıyla da hallolunamayacağını ileri sürerek müzâkereden evvel İngilizlerle temâs etmek, müzâkerât esnâsında i’tilâf karârı istihsâline gayret etmek kâbildir. Fakat kanâʻat-i âcizânemce netîcesi meşkûk olan İngilizlerle temâsdan ve cem‘iyetteki fa‘âliyetimizden de netîce çıkmadığı hâlde dahi da‘vânın cereyânı değişmiş ve mes’ele hallolunmuş değildir. Lâhey karârını kabûl etmediğimiz gibi Cenevre ictimâ‘ında red hakkımızı isti‘mâl ve da‘vâ-yı meşrû‘amızı muhâfaza etmekle vaz‘iyyeti alâ-hâlihî bırakıp çekilmek ve münâsib zaman beklemek elimizdedir. O zaman mes’elenin intâcı ancak bize meşrû‘iyyet karârını cebren tasdîk ettirmeğe kalkışmalarıyla kâbil olabilir ki, buna da şerâit-i hâzıra dâhilinde İngiltere hükümetinin teşebbüs edemeyeceği kuvvetle iddiʻâ olunabilir efendim. Ferid BELGE FONU: HR_SYS__02664_00006_002 / 004 / 006 BELGENİN ÖZETİ: İngiltere’nin amacı olan Musul için, Fransa ve İtalya ile birlikte hareket ettiğini ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Musul’u kaybetmemek için uluslararası kararı kabul etmeyerek beklemede olduğunu ifade eden Ferid imzalı, Londra’dan Hâriciye Vekâletine gönderilen ariza (24 Kasım 1925). Belgede Geçen Bazı Kelimelerin Yazılış Şekilleri Müstakillen: Yalnız, kendi başına Hatt-ı Hareket: Hareket edilen yerMüşkil: Zorluk, güçlükHâssa-i Fârika: Ayırıcı özellik Tevfîk: Uygun düşürme, Cenab-ı Hakkın kuluna yardım etmesiİstidlâl: Delil ile anlama Fıtrat: Yaradılış, hilkatTemâyülât: Meyiller, muhabbetlerŞimâl: KuzeyMenfî: Müsbet olmayan, olumsuz, sürgünMukâvemet: Karşı durma, dayanmakİstihsal: Elde etmeBinâen-aleyh: Bunun üzerine, bundan dolayıMu‘annid: İnatçı, kimseye uymayan.Sefâret: Sefirlik, elçilikMurahhas: Ruhsatlı, izinli, bir yere vazifeli olarak gönderilen kimse Müzâkerât: Müzakereler, karşılıklı görüşmelerCereyân: Gidiş, hareket, oluşCebren: Zorla, kuvvet kullanarakCârî vukû‘ât: Gerçekleşen olay Kâbil: OlabilirMeşkûk: Şüpheliİntâc: Neticelenme, meydana getirme

H. Halit ATLI 01 Ocak
Konu resmiÇok Yaşa Ertuğrul!
Baş Muharrir

چوق ياشا ارطوغرول! قدیم بر مدنيتڭ بقيه سي اولارق ير يوزنده  حيات سورن بز عثمانلي طورونلري ايچون، البته  عثمانليجه يي أوگرنمك و بو قدیم مدنيت بريكيمي ايله  باغلانتي قناللريمزي آچمه مز الزمدر. خيزله  دوام ايدن بو سرونده  عثمانليجه  دركيسي اولارق بزلر ده  چاليشمه لريمزه  عين خيزده  دوام ايدييورز. ”يتر“ ديمك يا خزينه يي بيلمه مكدن يا ده  قابمزڭ كوچكلگندندر. اونڭ ايچون بزه  دوشن ”دوام“ ديمكدر. زيرا نه  دڭز كوچك، نه  ده  قابمز! و ايشته  ”دوام“ چيزكيسنده  يڭی بر صايي ايله  سزلرله  برلكده يز. اسكيشهره  دوشدي يولمز بو آي. محمد طوپال خواجه  ايله  سويلشدك، دردلشدك، حاللشدك. ”نه دن عثمانليجه ؟“ ديدك. قيصه جه  بورايه  آلديغمز جواب شو اولدي: ”عثمانليجه  أوگرنن آز شي ويرر، چوق شي قازانير.“ ”قوراجغڭز خياللريڭز بيله  قوراجغيڭز كلمه  صاييڭزله  اورانتيليدر. طولاييسيله  بر مدنيت پروژه ڭز وارسه ، بو مدنيت پروژه ڭزي بو متنلر أوزرينه  انشا ايده جكسڭز. متنلريڭزڭ صاغلام اولمسي لازم. قاوراملريڭزڭ صاغلام اولمسي لازم. كچمشله  باريشيق اولمه ڭز لازم. كچمشڭ بيلگي، دڭه يم و بريكيملرندن فائده لانييور اولمه ڭز لازم. يعني عثمانليجه يي ايي بيلن بريسي، ايي أوگرنن بريسي بر كره  تاريخي ادبي متنلر اوقوياجق. اجدادڭ استتيك دگرلريله  طانيشاجق. اجدادينڭ موسيقي متنلريله  بولوشاجق. اجدادينڭ معماريسيله  بولوشاجق. اجدادينڭ هر تورلي كونده لك حياته  ايليشكين توصيه لريله  بر آرايه  گله جك. بو نه  ديمك؟ داها زنگين نيته لكلي بيرَيلر يتيشديرمك ديمك. خلاصه ، عثمانليجه  أوگرنن آز شي ويرر، چوق شي قازانير.“ اوت، جغرافيه مز انساننڭ كچمشه  عائد صاغلام تمللري و كله جگه  عائد بيوك امللري وار. بوني فرق ايتمك و كليشديروب نتيجه  آلمق ايچون ياپيلان هر فعاليت قيمتلي اولديغي محقّق. بو فعاليتلرڭ ايچريسنده  قارينجه  قرارنجه  بر شيلر أورته بيلمك ده  قيمته  حائز، چوق شكر. چوق شكر، درگيمز ده  بو قيمتلي فعاليتلر ايچريسنده  –هيچ اولمازسه عمّانده  بر قطره  اولارق أورتيم ياپييور. دنيانڭ درت بر طرفنده كي انسانه  اولاشارق كچمش و كله جك اورته سنده  كوپرو وظيفه سي اجرا ايدييور. بو يڭي سنه ده  ده  اڭ بسيطندن آقاده ميك متنلره  قدر، بولمه جه سندن حكايه سنه  قدر، مطبوع خطّندن فرقلي تاريخي خطلره قدر پك چوق چاليشمه يله  سزلرله  اولمه يه  دوام ايدييورز. أولر اوقول اولويور، اوقوللر حيات بولويور. ليسه لرده  عثمانليجه  درسي زورونلي اولسه  اولورمي، صوريلري چرچوه سنده  ذهنلر كل كيتلر ياشاركن عثمانليجه  دركي بو سنه  چيقارمه يه  باشلادىغي ارطوغرول اكي ايله  اوقوله  باشلامش يا ده  باشلامه  عرفه سنده  اولان ياورولريمزي عثمانليجه  ايله  بولوشديریيور. يينه  شكركه ، كوزللكلر بليرلي بر صنفه ، بيليم دالنه ، ديوارلر آرقه سنه  مخصوص و محبوس قالمقدن قورتولوب أوگرنمه  حيات بوينه ، مزاردن بشيگه  طاشينييور. سز قيمتلي اوقورلريمزدن آلديغمز بو سوينچلي خبرلرله  بزلر ده  مسرور اولويورز. اميد ايدييورزكه  بو چاليشمه لر داها ده  آرتارق دوام ايدر و بشيكدن مزاره  هر انسان/انسانمز تاريخ، كولتور و مدنيتي ايله  باغني ايسته ديگي ياش و شرطده  قورابيلير طورومه  كلير. ”چوق ياشا ارطوغرول!“ ندالريله  يوله  چيقان دولت عليه نڭ بقيه سي اولان چوجقلريمز، ارطوغرول اكيمز ايله  داها نيجه  ياشاناجق كوزللكلره  صاحب و وسيله  اولورلر. Kadim bir medeniyetin bakiyesi olarak yeryüzünde hayat süren biz Osmanlı torunları için, elbette Osmanlıcayı öğrenmek ve bu kadim medeniyet birikimi ile bağlantı kanallarımızı açmamız elzemdir. Hızla devam eden bu serüvende Osmanlıca Dergisi olarak bizler de çalışmalarımıza aynı hızda devam ediyoruz. “Yeter” demek ya hazineyi bilmemekten ya da kabımızın küçüklüğündendir. Onun için bize düşen “devam” demektir. Zira ne deniz küçük, ne de kabımız! Ve işte “devam” çizgisinde yen bir sayı ile sizlerle birlikteyiz. Eskişehir’e düştü yolumuz bu ay. Mehmet Topal Hoca ile söyleştik, dertleştik, halleştik. “Neden Osmanlıca?” dedik. Kısaca buraya aldığımız cevap şu oldu: “Osmanlıca öğrenen az şey verir, çok şey kazanır.” “Kuracağınız hayalleriniz bile kuracağınız kelime sayınızla orantılıdır. Dolayısıyla bir medeniyet projeniz varsa, bu medeniyet projenizi bu metinler üzerine inşa edeceksiniz. Metinlerinizin sağlam olması lazım. Kavramlarınızın sağlam olması lazım. Geçmişle barışık olmanız lazım.  Geçmişin bilgi, deneyim ve birikimlerinden faydalanıyor olmanız lazım. Yani Osmanlıcayı iyi bilen birisi, iyi öğrenen birisi bir kere tarihi-edebi metinler okuyacak. Ecdadın estetik değerleriyle tanışacak. Ecdadının musiki metinleriyle buluşacak. Ecdadının mimarisiyle buluşacak. Ecdadının her türlü gündelik hayata ilişkin tavsiyeleriyle bir araya gelecek. Bu ne demek? Daha zengin nitelikli bireyler yetiştirmek demek. Hulasa, Osmanlıca öğrenen az şey verir, çok şey kazanır.” Evet, coğrafyamız insanının geçmişe ait sağlam temelleri ve geleceğe ait büyük emelleri var. Bunu fark etmek ve geliştirip netice almak için yapılan her faaliyet kıymetli olduğu muhakkak. Bu faaliyetlerin içerisinde karınca kararınca bir şeyler üretebilmek de kıymete haiz, çok şükür. Çok şükür, dergimiz de bu kıymetli faaliyetler içerisinde –hiç olmazsa- ummanda bir katre olarak üretim yapıyor. Dünyanın dört bir tarafındaki insana ulaşarak geçmiş ve gelecek ortasında köprü vazifesi icra ediyor. Bu yeni senede de en basitinden akademik metinlere kadar, bulmacasından hikâyesine kadar, matbu hattından farklı tarihi hatlara kadar pek çok çalışmayla sizlerle olmaya devam ediyoruz. Evler okul oluyor, okullar hayat buluyor. Liselerde Osmanlıca dersi zorunlu olsa olur mu, soruları çerçevesinde zihinler gelgitler yaşarken Osmanlıca Dergi bu sene çıkarmaya başladığı Ertuğrul eki ile okula başlamış ya da başlama arifesinde olan yavrularımızı Osmanlıca ile buluşturuyor. Yine şükür ki, güzellikler belirli bir sınıfa, bilim dalına, duvarlar arkasına mahsus ve mahpus kalmaktan kurtulup öğrenme hayat boyuna, mezardan beşiğe taşınıyor. Siz kıymetli okurlarımızdan aldığımız bu sevinçli haberlerle bizler de mesrur oluyoruz. Ümit ediyoruz ki bu çalışmalar daha da artarak devam eder ve beşikten mezara her insan/insanımız tarih, kültür ve medeniyeti ile bağını istediği yaş ve şartta kurabilir duruma gelir. “Çok yaşa Ertuğrul!” nidalarıyla yola çıkan Devet-i Aliyenin bakıyesi olan çocuklarımız, Ertuğrul ekimiz ile daha nice yaşanacak güzelliklere sahip ve vesile olurlar.

Metin UÇAR 01 Ocak
Konu resmiOsmanlıca Öğrenen Az Şey Verir, Çok Şey Kazanır
Mülâkâtlar

Mülakat: Doç. Dr. Mehmet TOPAL Mülakatı Yapan: Ömer Faruk ALTIPARMAK عثمانليجه  أوگرنن آز شي ويرر، چوق شي قازانير خواجه م سزي قيصه جه  طانييا بيليرمي يز؟ بنده ڭز محمد طوپال ١٩٦٤ ييلنده  اسكيشهرده  دنيايه  كلدم. تحصيل حياتمزي اسكيشهرده  اكمال ايتدكدن صوڭره  استانبول أونيورسيته سي ادبيات فاكولته سي تاريخ بولومني اوقودم. داها صوڭره  ٢ ييل قدر ملّي اگيتيم باقانلغنده  أوگرتمنلك كورويمز اولدي. عقبنده  دولت آرشيولري كنل مديرلگنده  ٦ ييل تصنيف پرسونلي اولارق چاليشدم. اسكيشهر عثمان غازي أونيورسيته سنده  ياقلاشيق ٢١ ييل خدمت ويردكدن صوڭره  ده  آناطولي أونيورسيته سنه  كچيش ياپدم. ١ آرالقدن اعتبارًا آناطولي أونيورسيته سي تاريخ بولومنده  أوگرتيم أويه سي اولارق كورويمه  دوام ايتمكده يم. عثمانلي تركجه سي دينيلنجه  نه  آڭلامه مز كركييور؟ بن عثمانلي تركجه سني شو شكلده  افاده  ايدييورم. خزينه يه  آچيلان قاپي، خزينه نڭ آناختاري. يعني تركجه مزڭ بر پرييودي. ايمپراطورلق ديلي اولارق ده  تقديم ايديلير. بوني كنللكله  انسانلر شويله  آڭلارلر. عثمانليجه  أوگرنييورم دينديگي زمان صانكه  يڭي بر لسان أوگرنييورمش طادي ويرر انسانه . آنجق أويله  دگل، عثمانلي تركجه سي، تركجه نڭ بر پرييوديدر. عثمانلي تركجه سنڭ كوندممزه  بو قدر يوغون بر شكلده  كيرمسي نه  آڭلامه  كلييور؟ اصلنده  بوني، كچمشمزله  قوجاقلاشمه  اولارق تلقّي ايده بيليرز.  ردِّ ميراث بزم بو زمانه  قدر چوق صيق قارشيلاشديغمز بر حادثه  ايدي. يعني انسانلرڭ قورومه ، قوللامه  رفلكسي ديديگمز بر رفلكس ايچريسنده  اولديغني بن مسلك حياتمڭ اڭ باشندن بري كورويورم.  نه يه  قارشي قورومه  بو پكي؟ طبیعیكه  جمهوريت دگرلرينڭ عثمانلي يه  قارشي قورونمسي. شيمدي آرتيق بونڭ كركسز بر پارانويه  اولديغي، كركسز بر طوروم اولديغي، جمهوريتي بسله يه جك دگرلرڭ ده  اصلنده  عثمانليدن انتقال ايتديگي مسئله سي ادراك ايديلمه يه  باشلانديكه  عثمانليجه يه  ايلگي آرتدي. بوني نورماللشمه  اولارق دگرلنديرمك لازم. دنيانڭ هيچ بر يرنده ، هيچ بر صاغلقلي جغرافيه ده ، كچمشله  بو شكلده  محاسبه  ياپيلديغنه  شاهد دگلز. مثلا اورته لامه  بر فرانسز وطنداشي مونارشي آرزو ايتمز. البته  قزانيملرينه  صاحب چيقار، اما مونارشي دونمي بنم دونمم دگل، بو دونمي تاريخدن يوق صايالم ديمز. يا ده  چارلق روسيه سي ديديگمز روسيه ، سيستم دگيشديرديگي زمان يعني چارلق سيستمنى ترك ايتدكلري زمان عين رفلكسي، بلكه  ١٥ ييل كوسترديلر. يعني يڭي سيستم چارلق روسيه سنه  قارشي كنديسني قوريمق قوللامق كوروي حسّ ايتدي اما بوكونڭ اورته لامه  بر روس وطنداشي چارلق روسيه سي دونمي بنم دونمم دگل طولاييسيله  بن بوني قبول ايتمييورم بونڭ أوزرينه  بر شال أورتمك لازم دييه  دوشونمز. بن ده  انسانلرڭ، كچمشله  قوجاقلاشمق ايستكلريني و عثمانليجه يه  اولان ايلگي و علاقه لريني آرتديرديغني دوشونويورم. ياپيلان چاليشمه لر خصوصنده  اكسيك ويا فضله  يوڭلر كورويورميسڭز؟ بنم مشاهده  ايتديگم اڭ بيوك اكسيكلك شو: عثمانليجه  كلدي بزم كوندممزه  كيردي؛ آنجق بوني چوق صاغلقلي بر زمينده  ياپابيلديگمزي دوشونمييورم. سياسي اراده نڭ بو آلانڭ اوزمانلريني دستكله مسي كركير. ايشڭ ماهيتنى، كركليلگنى و عثمانلينڭ نيچون بو ملّتڭ كوندمنه  كيرمسي كركديگني ايضاح ايتمه سي كركن، بوني آچيقلامسي كركن آلانڭ اوزمانلري اولملي. يعني مخالفلر ده  بوني صاوونانلر ده  يترنجه  طونانيملي دگللر. بو ايشه  مخالف اولانلر ظنّ ايدييورلركه  عثمانليجه  أوگرنيلديگي زمان سيستم تهديد آلتنه  كيره جك. نتيجه ده  تركجه نڭ دگيشيك بر پرييوديني، دگيشيك بر زمان ديليمنى أوگرنمش اولويورسڭ. يعني تاريخي تجربه نڭ، تاريخي بريكيمڭ سزه  ويرمش اولديغي ميراثي دگرلنديرمش اولويورسڭز. بونڭ يڭيدن سيستم اقامه  ايتمكله  يا ده  كونمز دگرلريني يوق صايمقله  بر علاقه سي يوق. عثمانليجه  أوگرتيمنى ياپانلر يا ده  بو ايشڭ ايچنده  اولانلر أوگرتيم كوروليلري، آقاده ميسينلر باصين يوليله  يا ده  دگيشيك پلاتفورملرده  بو ايشڭ نيچون لزوملي اولديغني ايضاح ايتمليدرلر. بن بو آڭلامده  اكسيكلك حسّ ايدييورم. بر ده  بو ايش كوندمه  كيرديگي آنده  هنوز حاضرلقلي دگلدك. يعني عثمانليجه  مفرداتنى ياپاجق كرك ملّي اگيتيمده  كركسه  ديگر پلاتفورملرده  بو ايشي حقّيله  يرينه  كتيره جك انسان صاييسي مع الاسف صينيرليدي. أوڭجه لكله  بو آلت ياپيلر خيزله  اكمال ايديلملي. عثمانلي تركجه سي ايله  يازيلمش متنلري اوقومه يه  غيرت ايدن اوقويابيلن بريسنڭ اڭ أونملي قزانجي نه در؟ بر كره  ديله  وقوفيت، كلمه  خزينه سني زنكينلشديرييور. يعني بزم شو آن اڭ چوق شكايت ايتديگمز قونولردن بريسي، اسلوب قونوسنده  موجود نسلڭ يترنجه  طونانيملي اولماديغيدر. يعني اسلوب قزانمق، داها ادبي متنلر يازمق كلمه  خزنه سيله  علاقه لي بر شيدر. عثمانلي تركجه سي ديديگمز تركجه ده كي كلمه  صاييسيله ، كونمز تركجه سنده كي كلمه  صاييسي بر دگل.  يعني ادبياتجي آرقداشلريمز بر ايلري كيدرلر و شويله  سويلرلر: قوراجغڭز خياللريڭز بيله  قوراجغڭز كلمه  صاييڭزله  اورانتيليدر. طولاييسيله  بر مدنيت پروژه ڭز وارسه ، بو مدنيه  پروژه ڭزي بو متنلر أوزرينه  انشا ايده جكسڭز. متنلريڭزڭ صاغلام اولمسي لازم. قاوراملريڭزڭ صاغلام اولمسي لازم. كچمشله  باريشيق اولمه ڭز لازم.  كچمشڭ بيلكي، دڭه يم و بريكيملرندن فائده لانييور اولمه ڭز لازم. يعني عثمانليجه يي ايي بيلن بريسي، ايي أوگرنن بريسي بر كره  تاريخي-ادبي متنلر اوقوياجق. اجدادڭ استتيك دگرلريله  طانيشاجق. اجدادينڭ موسيقي متنلريله  بولوشاجق. اجدادينڭ معماريسيله  بولوشاجق. اجدادينڭ هر تورلي كونده لك حياته  ايليشكين توصيه لريله  بر آرايه  كله جك. بو نه  ديمك؟ داها زنكين نيته لكلي بيريلر يتيشديرمك ديمك. خلاصه ، عثمانليجه  أوگرنن آز شي ويرر، چوق شي قازانير. تاريخ بولومندن مأذون اولان بر أوگرنجي عثمانليجه يي نه  قدر أوگرنه بيلييور؟ نه دن؟ كرچكدن چوق ايلگينچ بر صوري، چونكه  بزم اڭ بيوك صيقينتيمز بو يوڭده . عثمانلي تركجه سني اڭ ايي بيلمسي كركن بولوملر تاريخ بولوملريدر. چونكه  آتا ميراثي اولان دده  يادكاري اولان باش باقانلق عثمانلي آرشيونده ، وقفلر كنل مديرلگي آرشيونده ، عسكري تاريخ و ستراتژيك آرشيونده  و مختلف كتبخانه لرده   برچوق قايناقلريمز موجود. بونلري دگرلنديره جك اولان شبهه سز ايلك آقاده ميك صنف تاريخ مأذونلريدر. بو آرقداشلريمزڭ بو معناده  يترنجه  طونانيملي يتيشدكلريني سويله يه مه يز. بونڭ ٢ أونملي سببي وار: ١) تاريخ بولومندن مأذون اولان آرقداشلريمزڭ استخدام صيقينتيلري وار. بو طورومده  آرقداشلريمزڭ موتيواسيونلريني اتكيلييور. ٢) أوگرتيجيلرڭ أوگرنجيلري بو ايشه  ايصينديرمه  آشامه سنده  أوگرنجيلره  يترنجه  معلومات ويرمدكلريني دوشونويورم. يعني قيصه جه  بز ايسته دیگمز سويه ده  دگلز دييه بيليرز. طبیعی بر خصوصي بوراده  اونوتمامق لازم: عثمانلي تركجه سي ديديگمز تركجه نڭ أوزللكله  تاريخ بولوملرنده  صيقينتيلي بر فصلي واردر. بو ده  بزم متنلريمزڭ كنديلرينه  مخصوص ترمينولوژيسيدر. يعني دگيشيك يازي تورلري ايله  قلمه  آلينان عثمانلي اوراقي. عثمانلي دولتنڭ قورومسال كيملگنه  اهمّيت ويرن بر دولت ياپيسي واردر. أورنگڭ؛ ديوان همايون ديديگمز دولتڭ تپه  يونتيمي، ديواني يازي يي قوللانييور. شيخ الاسلاملق و اوڭا باغلي بريملر تعليق يازي يي قوللانييور. مالي قوروملر دفتردارلغمز سياقت يازي يي قوللانييورلر. نظارتلر دونمنده  يايغين اولارق قوللانيلان يازي توري ايسه  رقعه در. حال بويله  اولنجه  أوگرنجي بتون بو يازي تورلريني أوگرنمك زورنده  قالييور. هر قورومڭ كندينه  مخصوص ديل أوزللكلري وار. يعني كيريش و بيتيش جمله لري فرقلي اولابيلييور. بلگه لرڭ دوزنلنيش بيچيملري، ركنلري، شرطلري فرقلي اولابيلييور. ايشته  بو فرقليلق بر پارچه  اختصاص كركديرن ايشلر. اونڭ ايچون كونده لك متنلري اوقومه يله  تاريخ متنلري اوقومه يي آيري طوتمق ايجاب ايدييور. اورته لامه  هر تاريخ أوگرنجيسي مطبوع يازي يي اوقويور، ال يازيسني ده  قسمي اوقويور. اما بو چشيتليلگي و زنكينلگي قازانامييور. او نقطه ده  بر صيقينتي وار. بيلييورسڭزكه  بز خيرات وقفي اولارق عثمانليجه  دركي چيقارييورز. بزه  بو دركي ايله  ايلگيلي نه لر توصيه  ايدرسڭز؟ بو حقيقتًا زور بر صوري. چونكه  بو ايشي چوق كوزل ياپديغڭز قناعتنده يم. هم أوگرتيجيلك نقطه سنده  هم بو ايشڭ كركليلگي قونوسنده  سويلنمسي كركن هر شي بو دركيده  وار. بن ده  آبونه يم و دركيڭزي تعقيب ايدييورم. بلكه  اوفاق بر روتوش آڭلامنده  شونلر سويلنه بيلير. دركيلرله  برابر كوچك حكايه  كتابلري، هديه  اولارق تقديم ايديله بيلير. بونلر انسانلرڭ اوقومه  آليشقانلقلريني براز داها زنكينلشديره بيلير. يعني ساده جه  دركي يه  باغلي قالمامش اولورلر. شبهه سز دركيده  غرامر خصوصنده  كوزل متنلر وار، اوقومه  پارچه لري وار. آنجق تك باشنه  بر حكايه  كتابي اوقومق باشقه  بر شيدر. يعني بو هيجاني ده  اوقويوجي يه  قزانديرابيليرز. اونڭ طيشنده  بنم بو دركي يه  سويله يه بيله جگم بر خصوص يوق. عثمانليجه  أوگرنمه  غيرتنده  اولان هركسه  نه لر سويله مك ايسترسڭز؟ انسانلر بو ايشي ساده جه  عثمانلي تركجه سي أوگرنمك دييه  دوشونمه سينلر. عثمانلي تركجه سنڭ قزانيملريني ايي ادراك ايتمك لازم. يعني ٨٠ ييللق بريكيمله  بو ئولكه ده  انته لكتوئل انسان يتيشديره مزسڭز. مطلقا تاريخي كچمشدن، أوزللكله  ده  عثمانلي چينارندن استفاده  ايتمك لازم. هم انسانلر يڭي بر مسلگه  قاپي آرالايابيليرلر، هم ده  تاريخ شعوري و بيلينجي نقطه سنده  چوق أونملي آديملر آتابيليرلر بو سايه ده . بويله لكله  بريكيملري آرتان آرزولادیغمز آيدين پروفيلي اورته يه  چيقمش اولور. عثمانلي ديديگمز ياپي بو دنيا ايچون نه  قدر أونمليدر. بوني اڭ كوزل افاده  ايدنلردن بريسي خليل اينالجقدر. خليل اينالجق ديركه : ”عثمانلي تاريخي آڭلاشيلمادن دنيا تاريخي آڭلاشيلماز.“ اگر بزم ده  كچمشده  اولديغي كبي بر كولتور و مدنيت حوضه سي اولوشديرمه  دوشونجه مز وارسه ، بوني كچمشدن باغيمسز اولارق پلانلايامايز. مطلقا كچمشڭ دگرلري ايله  همحال اولمه مز لازمكه  بو مدنيت پروژه سني، بو كولتور حوضه سني داها زنكينلشديره بيله لم، داها استه تيك حاله  يعني دنيانڭ دقّتنى چكه جك بيريلري داها ايي يتيشديره جك بر حاله  كتيره لم. Osmanlıca Öğrenen Az Şey Verir, Çok Şey Kazanır Hocam sizi kısaca tanıyabilir miyiz? Bendeniz Mehmet Topal 1964 yılında Eskişehir’de dünyaya geldim. Tahsil hayatımızı Eskişehir’de ikmal ettikten sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünü okudum. Daha sonra 2 yıl kadar Milli Eğitim Bakanlığında öğretmenlik görevimiz oldu. Akabinde Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğünde 6 yıl tasnif personeli olarak çalıştım. Eskişehir Osmangazi Üniversitesinde yaklaşık 21 yıl hizmet verdikten sonra da Anadolu Üniversitesine geçiş yaptım. 1 Aralıktan itibaren Anadolu Üniversitesi Tarih Bölümünde öğretim üyesi olarak görevime devam etmekteyim. Osmanlı Türkçesi denilince ne anlamamız gerekiyor? Ben Osmanlı Türkçesini şu şekilde ifade ediyorum. Hazineye açılan kapı, hazinenin anahtarı. Yani Türkçemizin bir periyodu. İmparatorluk dili olarak da takdim edilir. Bunu genellikle insanlar şöyle anlarlar. Osmanlıca öğreniyorum dendiği zaman sanki yeni bir lisan öğreniyormuş tadı verir insana. Ancak öyle değil, Osmanlı Türkçesi, Türkçenin bir periyodudur. Osmanlı Türkçesinin gündemimize bu kadar yoğun bir şekilde girmesi ne anlama geliyor? Aslında bunu, geçmişimizle kucaklaşma olarak telakki edebiliriz.  Reddi miras bizim bu zamana kadar çok sık karşılaştığımız bir hadise idi. Yani insanların koruma, kollama refleksi dediğimiz bir refleks içerisinde olduğunu ben meslek hayatımın en başından beri görüyorum.  Neye karşı koruma bu peki? Tabi ki Cumhuriyet değerlerinin Osmanlıya karşı korunması. Şimdi artık bunun gereksiz bir paranoya olduğu, gereksiz bir durum olduğu, Cumhuriyeti besleyecek değerlerin de aslında Osmanlıdan intikal ettiği meselesi idrak edilmeye başlandı ki Osmanlıcaya ilgi arttı. Bunu normalleşme olarak değerlendirmek lazım. Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir sağlıklı coğrafyada, geçmişle bu şekilde muhasebe yapıldığına şahit değiliz. Mesela ortalama bir Fransız vatandaşı monarşi arzu etmez. Elbette kazanımlarına sahip çıkar, ama monarşi dönemi benim dönemim değil, bu dönemi tarihten yok sayalım demez. Ya da çarlık Rusya’sı dediğimiz Rusya, sistem değiştirdiği zaman yani çarlık sistemini terk ettikleri zaman aynı refleksi, belki 15 yıl gösterdiler. Yani yeni sistem çarlık Rusya’sına karşı kendisini korumak kollamak görevi hissetti ama bugünün ortalama bir Rus vatandaşı Çarlık Rusya’sı dönemi benim dönemim değil dolayısıyla ben bunu kabul etmiyorum bunun üzerine bir şal örtmek lazım diye düşünmez. Ben de insanların, geçmişle kucaklaşmak isteklerini ve Osmanlıcaya olan ilgi ve alakalarını arttırdığını düşünüyorum. Yapılan çalışmalar hususunda eksik veya fazla yönler görüyor musunuz? Benim müşahede ettiğim en büyük eksiklik şu: Osmanlıca geldi bizim gündemimize girdi; ancak bunu çok sağlıklı bir zeminde yapabildiğimizi düşünmüyorum. Siyasi iradenin bu alanın uzmanlarını desteklemesi gerekir. İşin mahiyetini, gerekliliğini ve Osmanlının niçin bu milletin gündemine girmesi gerektiğini izah etmesi gereken, bunu açıklaması gereken alanın uzmanları olmalı. Yani muhalifler de bunu savunanlar da yeterince donanımlı değiller. Bu işe muhalif olanlar zannediyorlar ki Osmanlıca öğrenildiği zaman sistem tehdit altına girecek. Neticede Türkçenin değişik bir periyodunu, değişik bir zaman dilimini öğrenmiş oluyorsun. Yani tarihi tecrübenin, tarihi birikimin size vermiş olduğu mirası değerlendirmiş oluyorsunuz. Bunun yeniden sistem ikame etmekle ya da günümüz değerlerini yok saymakla bir alakası yok. Osmanlıca öğretimini yapanlar ya da bu işin içinde olanlar öğretim görevlileri, akademisyenler basın yoluyla ya da değişik platformlarda bu işin niçin lüzumlu olduğunu izah etmelidirler. Ben bu anlamda eksiklik hissediyorum. Bir de bu iş gündeme girdiği anda henüz hazırlıklı değildik. Yani Osmanlıca müfredatını yapacak gerek milli eğitimde gerekse diğer platformlarda bu işi hakkıyla yerine getirecek insan sayısı maalesef sınırlıydı. Öncelikle bu altyapılar hızla ikmal edilmeli. Osmanlı Türkçesi ile yazılmış metinleri okumaya gayret eden okuyabilen birisinin en önemli kazancı nedir? Bir kere dile vukufiyet, kelime hazinesini zenginleştiriyor. Yani bizim şu an en çok şikâyet ettiğimiz konulardan birisi, üslup konusunda mevcut neslin yeterince donanımlı olmadığıdır. Yani üslup kazanmak, daha edebi metinler yazmak kelime haznesiyle alakalı bir şeydir. Osmanlı Türkçesi dediğimiz Türkçedeki kelime sayısıyla, günümüz Türkçesindeki kelime sayısı bir değil.  Yani edebiyatçı arkadaşlarımız bir ileri giderler ve şöyle söylerler: Kuracağınız hayalleriniz bile kuracağınız kelime sayınızla orantılıdır. Dolayısıyla bir medeniyet projeniz varsa, bu medeniye projenizi bu metinler üzerine inşa edeceksiniz. Metinlerinizin sağlam olması lazım. Kavramlarınızın sağlam olması lazım. Geçmişle barışık olmanız lazım.  Geçmişin bilgi, deneyim ve birikimlerinden faydalanıyor olmanız lazım. Yani Osmanlıcayı iyi bilen birisi, iyi öğrenen birisi bir kere tarihi-edebi metinler okuyacak. Ecdadın estetik değerleriyle tanışacak. Ecdadının musiki metinleriyle buluşacak. Ecdadının mimarisiyle buluşacak. Ecdadının her türlü gündelik hayata ilişkin tavsiyeleriyle bir araya gelecek. Bu ne demek? Daha zengin nitelikli bireyler yetiştirmek demek. Hulasa, Osmanlıca öğrenen az şey verir, çok şey kazanır. Tarih bölümünden mezun olan bir öğrenci Osmanlıcayı ne kadar öğrenebiliyor? Neden? Gerçekten çok ilginç bir soru, çünkü bizim en büyük sıkıntımız bu yönde. Osmanlı Türkçesini en iyi bilmesi gereken bölümler Tarih Bölümleridir. Çünkü ata mirası olan dede yadigârı olan Başbakanlık Osmanlı Arşivinde, Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivinde, askeri tarih ve stratejik arşivinde ve muhtelif kütüphanelerde birçok kaynaklarımız mevcut. Bunları değerlendirecek olan şüphesiz ilk akademik sınıf tarih mezunlarıdır. Bu arkadaşlarımızın bu manada yeterince donanımlı yetiştiklerini söyleyemeyiz. Bunun 2 önemli sebebi var: 1) Tarih Bölümünden mezun olan arkadaşlarımızın istihdam sıkıntıları var. Bu durumda arkadaşlarımızın motivasyonlarını etkiliyor. 2) Öğreticilerin öğrencileri bu işe ısındırma aşamasında öğrencilere yeterince malumat vermediklerini düşünüyorum. Yani kısaca biz istediğimiz seviyede değiliz diyebiliriz. Tabi bir hususu burada unutmamak lazım: Osmanlı Türkçesi dediğimiz Türkçenin özellikle tarih bölümlerinde sıkıntılı bir faslı vardır. Bu da bizim metinlerimizin kendilerine mahsus terminolojisidir. Yani değişik yazı türleri ile kaleme alınan Osmanlı evrakı. Osmanlı devletinin kurumsal kimliğine ehemmiyet veren bir devlet yapısı vardır. Örneğin; Divan-ı Hümayun dediğimiz devletin tepe yönetimi, divani yazıyı kullanıyor. Şeyhülislamlık ve ona bağlı birimler ta’lik yazıyı kullanıyor. Mali kurumlar defterdarlığımız siyakat yazıyı kullanıyorlar. Nezaretler döneminde yaygın olarak kullanılan yazı türü ise rikadır. Hal böyle olunca öğrenci bütün bu yazı türlerini öğrenmek zorunda kalıyor. Her kurumun kendine mahsus dil özellikleri var. Yani giriş ve bitiş cümleleri farklı olabiliyor. Belgelerin düzenleniş biçimleri rükünleri şartları farklı olabiliyor. İşte bu farklılık bir parça ihtisas gerektiren işler. Onun için gündelik metinleri okumayla tarih metinleri okumayı ayrı tutmak icap ediyor. Ortalama her tarih öğrencisi matbu yazıyı okuyor, el yazısını da kısmi okuyor. Ama bu çeşitliliği ve zenginliği kazanamıyor. O noktada bir sıkıntı var. Biliyorsunuz ki biz Hayrat Vakfı olarak Osmanlıca Dergi çıkarıyoruz. Bize bu dergi ile ilgili neler tavsiye edersiniz? Bu hakikaten zor bir soru. Çünkü bu işi çok güzel yaptığınız kanaatindeyim. Hem öğreticilik noktasında hem bu işin gerekliliği konusunda söylenmesi gereken her şey bu dergide var. Ben de aboneyim ve derginizi takip ediyorum. Belki ufak bir rötuş anlamında şunlar söylenebilir. Dergilerle beraber küçük hikâye kitapları, hediye olarak takdim edilebilir. Bunlar insanların okuma alışkanlıklarını biraz daha zenginleştirebilir. Yani sadece dergiye bağlı kalmamış olurlar. Şüphesiz dergide gramer hususunda güzel metinler var, okuma parçaları var. Ancak tek başına bir hikâye kitabı okumak başka bir şeydir. Yani bu heyecanı da okuyucuya kazandırabiliriz. Onun dışında benim bu dergiye söyleyebileceğim bir husus yok. Osmanlıca öğrenme gayretinde olan herkese neler söylemek istersiniz? İnsanlar bu işi sadece Osmanlı Türkçesi öğrenmek diye düşünmesinler. Osmanlı Türkçesinin kazanımlarını iyi idrak etmek lazım. Yani 80 yıllık birikimle bu ülkede entelektüel insan yetiştiremezsiniz. Mutlaka tarihi geçmişten, özellikle de Osmanlı çınarından istifade etmek lazım. Hem insanlar yeni bir mesleğe kapı aralayabilirler, hem de tarih şuuru ve bilinci noktasında çok önemli adımlar atabilirler bu sayede. Böylelikle birikimleri artan arzuladığımız aydın profili ortaya çıkmış olur. Osmanlı dediğimiz yapı bu dünya için ne kadar önemlidir. Bunu en güzel ifade edenlerden birisi Halil İnalcık’tır. Halil İnalcık der ki: “Osmanlı tarihi anlaşılmadan dünya tarihi anlaşılmaz.” Eğer bizim de geçmişte olduğu gibi bir kültür ve medeniyet havzası oluşturma düşüncemiz varsa, bunu geçmişten bağımsız olarak planlayamayız. Mutlaka geçmişin değerleri ile hemhal olmamız lazım ki bu medeniyet projesini, bu kültür havzasını daha zenginleştirebilelim, daha estetik hale yani dünyanın dikkatini çekecek bireyleri daha iyi yetiştirecek bir hale getirelim.

Mülakatlar * 01 Ocak
Konu resmiBir Fincan Kahvenin Kırk Yıl Hatırı Var
Deyimlerimiz ve Hikayeleri

Bir Fincan Kahvenin Kırk Yıl Hatırı Var “Bir fincanın kahvenin kırk yıl hatırı var” sözü, yaygın bir rivayete göre; Üsküdarlı bir kahve satıcısının, Rum gemi kaptanına kahve ikram etmesiyle başlar. Aradan 40 yıl geçer ve Üsküdarlı kahveci, savaşta esir düşer. Kahveciyi tanıyan Rum kaptan, kendisine 40 yıl önce kahve ikram eden adamı unutmaz ve ona yardım eder. Kahve Osmanlı’ya nasıl geldi? 1517 yılında Yemen Valisi Özdemir Paşa, lezzetine hayran kaldığı kahveyi İstanbul’a getirmiştir. Türkler tarafından bulunan yeni bir hazırlama metodu sayesinde kahve, güğüm ve cezvelerde pişirilerek “Türk kahvesi” adını almıştır. İlk olarak Tahtakale’de açılan ve bütün şehre hızla yayılan kahvehaneler sayesinde halk, kahveyle tanışmıştır. Günün her saati kitap ve güzel yazıların okunduğu, şiir ve edebiyat sohbetlerinin edildiği kahvehaneler ve kahve kültürü, dönemin sosyal hayatına damgasını vurmuştur. Türk kahvesinin yanında muhakkak bir bardak su ile reçel ya da lokum ikram edilirdi. Kahveden önce içilen su ile ağızdaki yemek tadı temizlenir, kahvenin tadı daha iyi alınırdı. Eskiden şeker olmadığından sade pişirilen kahveleri tatlandırmak amacıyla kahve yanında lokum ya da kaşıkla reçel yenirdi. Saray mutfağında ve evlerde yerini alan kahve, çok miktarda tüketilmeye başlanmıştır. Çiğ kahve çekirdekleri tavalarda kavrulduktan sonra dibeklerde dövülerek cezvelerde pişirilmek suretiyle içilmiş ve en itibarlı dostlara büyük bir özenle ikram edilmiştir. Kısa sürede gerek İstanbul’a yolu düşen tüccarlar ve seyyahlar, gerekse Osmanlı elçileri sayesinde Türk kahvesinin lezzeti ve şöhreti, önce Avrupa’ya, oradan da bütün dünyaya yayılmıştır. بر فنجان قهوه نڭ قرق ييل خاطري وار ”بر فنجان قهوه نڭ قرق ييل خاطري وار“ سوزي، يايغين بر روايته  كوره ؛ اسكدارلي بر قهوه  صاتيجيسنڭ، روم كمي قاپتاننه  قهوه  اكرام ايتمه سيله  باشلار. آرادن ٤٠ ييل كچر و اسكدارلي قهوه جي، صاواشده  اسير دوشر. قهوه جي يي طانييان روم قاپتان، كنديسنه  ٤٠ ييل أوڭجه  قهوه  اكرام ايدن آدمي اونوتماز و اوڭا يارديم ايدر. قهوه  عثمانلي يه  ناصل كلدي؟ ١٥١٧ ييلنده  يمن واليسي أوز دمير پاشا، لذتنه  حيران قالديغي قهوه يي استانبوله  كتيرمشدر. تركلر طرفندن بولونان يڭي بر حاضرلامه  متودي سايه سنده  قهوه ، كوگوم و جزوه لرده  پيشيريله رك ”تورك قهوه سي“ آدينى آلمشدر. ايلك اولارق تخته قلعه ده  آچيلان و بتون شهره  خيزله  ياييلان قهوه خانه لر سايه سنده  خلق، قهوه يله  طانيشمشدر. كونڭ هر ساعتي كتاب و كوزل يازيلرڭ اوقونديغي، شعر و ادبيات صحبتلرينڭ ايديلديگي قهوه خانه لر و قهوه  كولتوري، دونمڭ صوسيال حياتنه  طامغه سني اورمشدر. تورك قهوه سنڭ ياننده  محقّق بر بارداق صو ايله  رچل ياده  لقوم اكرام ايديليردي. قهوه دن أوڭجه  ايچيلن صو ايله  آغزده كي ييمك طادي تميزلنير، قهوه نڭ طادي داها ايي آلينيردي. اسكيدن شكر اولماديغندن ساده  پيشيريلن قهوه لري طاتلانديرمق آماجيله  قهوه  ياننده  لقوم يا ده  قاشيقله  رچل يینيردي. سراي مطبخنده  و أولرده  يريني آلان قهوه ، چوق مقدارده  توكتيلمه يه  باشلانمشدر. چيگ قهوه  چكردكلري تاوه لرده  قاورولدقدن صوڭره  ديبكلرده  دوگوله رك جزوه لرده  پيشيريلمك صورتيله  ايچيلمش و اڭ اعتبارلي دوستلره  بيوك بر أوزنله  اكرام ايديلمشدر. قيصه  سوره ده  كرك استانبوله  يولي دوشن تجّارلر و سيّاحلر، كركسه  عثمانلي ايلچيلري سايه سنده  تورك قهوه سنڭ لذتي و شهرتي، أوڭجه  آوروپه يه ، اورادن ده  بتون دنيايه  ياييلمشدر.

Osmanlıca DERGİ 01 Ocak
Konu resmiTarihimize, Dilimize Sahip Çıkalım
Okuma Metinleri

Taner Kimil / Hamburg تاريخمزه ، ديلمزه  صاحب چيقالم بسم اللّٰه الرحمن الرحیم. ”باشاريم آنجق اللّٰهدندر، اوڭا كوگندم؛ اوڭا يوڭلييورم.“ (١١/٨٨) أونيورسيته  تربيه مي (اگيتيممي) تماملادقدن صوڭره  اولنمه يه  قرار ويردم. اوليلگمڭ ايلك ييللرنده  تاريخ ايله  ايلگيلنمه يه  باشلادم. بو علاقه م طلبه لك (أوگرنجي) ييللرمده  و حتّی داها ده  أوّله  (أوڭجه يه ) طايانييوردي. بو سفركي علاقه م، باتي باقيش آچيسندن يعني مكتبده  (اوقول) آلينان (أوگرتيلن) تاريخ تحصيلي دگل ده  (آلمانيه ده  تربيه  (اگيتيم) سيستمنده ) اسلام باقيش آچيسندن تاريخي كليشمه  و وقعه لردندي. عثمانلي و جمهوريت تاريخي ايله  طانيشدم. بوندن داها أوّل (أوڭجه ) ساده جه  قولاقدن دويدقلرمله  يتينديگم اما بونڭ بڭا يتمديگني و بوندن عبارت اولماديغني چابوق آڭلادم. جمهوريت تاريخي متنلري لاتين حرفلري ايله  يازيلديغي ايچون و طوغري مؤلّفلرڭ (يازارلر) كتابلريني اوقوينجه  بر اكسيكلك، ترسلك و بونڭ بويله  اولماديغني، اولاماياجغني چابوق آڭلييور انسان و بونڭ داها أوّل (أوڭجه كي) ناصلدي عجبا دييور. قفامده  صوري اشارتلري تشكّل ايتمه يه  باشلادى. چونكه  مسئله  (صورون) شويدي. بو كتابلر اوريژينال دگلدي. يعني عثمانلي تركجه سي ايله  يازيلمش دگلدي. لاتين حرفلري ايله  يازيلمش اوريژينالندن قوپيه لانمش، بلكه  ياڭليش آڭلاتيلمش و حتّی مؤلّفڭ (يازارڭ) ايده ئولوژيسنه  كوره  باشقه  باقيش آچيسي ايله  آڭلاتيلمش و كندي تاريخنى كوتو كوسترمش كتابلر ايدي. كذا بو بنده  عثمانلي تركجه سي ايله  اوقومه  سوداسني قامچيلادى. طبيعيكه  آوروپه ده  بوني كرچكلشديرمك چوق كوچ... نره دن و ناصل ياپاجغم دييه  چوق دوشوندم. بو عثمانليجه  تدريسنڭ (درس ويرمه ) داها يايغين اولماديغي بر زماندي. داها تركيه ده  دولت بازنده  عثمانليجه نڭ طارتيشيلمديغي بر زماندي. يعني ايشم چوق زوردي. بتون غيرتم ايله  آراشديردم. اينترنتدن بولديغم يايينلر ايله  ياواش ياواش باشلادم عثمانلي تركجه سنه . طبيعي قولاي بر ايش دگلدي. بابا اولمه  صورومليلغي، قوجه  اولمه  صورومليلغي، آننه - بابا صورومليلغي، ايش حياتي، آرقداشلق صورومليلغي، اجتماعي (صوسيال) صورومليقلر وسائره … زمان بنم ايچون چوق اهمّيتليدي (أونمليدي) . ”بسم اللّٰه!“ دييوب باشلادم. ايلك باشده  چوق زورلاندم. قرآن اوقومه سني بيلديگم ايچون چابوق ايلرله مه يه  باشلادم. داها صوڭره لري خيرات وقفنڭ -اللّٰه راضي اولسون- چيقارتديغي مجموعه  (عثمانليجه  اگيتيم و كولتور دركيسي) ايله  طانيشدم. همن آبونه لگمي ياپدم و تركيه دن مجموعه لرم هر آي منتظم كلمه يه  باشلادى. كندي اساس (أوز) ديلني أوگرنمك او قدر چوق كوزل بر دويغوكه . صانكه  شيمدي يه  قدر بڭا يبانجي اولان بر ديل ايله  كنديمي افاده  ايتمه يه  چاليشمشم. عثمانليجه  اوقوينجه  صانكه  ييللرجه  آراديغم بر اكسيك پارچه يي بولمش كبي اولدم. صانكه  كنديمي يڭي كشف ايتدم. سيمدي تاريخمزي اوريژينال قايناقلردن اوقومه  سوينجي ايچنده يم. اللّٰه بوني هركسه  نصيب ايتسين. ساده جه  عثمانليجه اوقومسي دگل، اساس (أوز) كلمه لر ايله  قارشيلاشدم. جمهوريت ييللرنده  غائب كيتمش، قصدًا قوللانيلمامش، دولت أليله  دگيشديريلمش كلمه لر ايله  طانيشدم و بونلري كرچك حياتده  ده  قوللانمه يه  اعتنا (أوزن) كوسترمه يه  چاليشييورم. عثمانليجه يي اوقودقجه  اسلاميتڭ، دينمزڭ نه  قدر قدرتلي، عظمتلي درين علمي محتواسي (ايچريگي) اولديغني أوگرنييورسڭز. عثمانلي تركجه سنڭ بر علم ديلي، بر ادبيات ديلي، بر دنيا ديلي اولديغني أوگرنييورسڭز. بورادن هركسه  ويره جگم مساژ شودر: تاريخمزه ، ديلمزه  صاحب چيقالم. بو صاحبلنمه  آنجق و آنجق عثمانلي تركجه سي ايله  اولور. چوجقلريمزه  ده  مطلقا أوگرته لم. و بوكون خيرات وقفنڭ خامبورغ/آلمانيه  عثمانلي تركجه سي قورسلرنده  صيناويمي يازدم. ان شاء اللّٰه سرتيفيقه مي ده  آلاجغم. اللّٰه راضي اولسون.  والسلام… Bismillahrrahmanirrahim. “Başarım ancak Allah'tandır, ona güvendim; ona yöneliyorum.” (11/88) Üniversite terbiyemi (eğitimimi) tamamladıktan sonra evlenmeye karar verdim. Evliliğimin ilk yıllarında tarih ile ilgilenmeye başladım. Bu alâkam talebelik (öğrenci) yıllarımda ve hatta daha da evvele (önceye) dayanıyordu. Bu seferki alâkam, Batı bakış açısından yani mektepte (okul) alınan (öğretilen) tarih tahsili değil de (Almanya’da terbiye (eğitim) sisteminde) İslam bakış açısından tarihi gelişme ve vakalardandı. Osmanlı ve Cumhuriyet tarihi ile tanıştım. Bundan daha evvel (önce) sadece kulaktan duyduklarımla yetindiğim ama bunun bana yetmediğini ve bundan ibaret olmadığını çabuk anladım. Cumhuriyet tarihi metinleri Latin harfleri ile yazıldığı için ve doğru müelliflerin (yazarlar) kitaplarını okuyunca bir eksiklik, terslik ve bunun böyle olmadığını, olamayacağını çabuk anlıyor insan ve bunun daha evvel (önceki) nasıldı acaba diyor. Kafamda soru işaretleri teşekkül etmeye başladı. Çünkü mesele (sorun) şuydu. Bu kitaplar orijinal değildi. Yani Osmanlı Türkçesi ile yazılmış değildi. Latin harfleri ile yazılmış orijinalinden kopyalanmış, belki yanlış anlatılmış ve hatta müellifin (yazarın) ideolojisine göre başka bakış açısı ile anlatılmış ve kendi tarihini kötü göstermiş kitaplar idi. Keza bu bende Osmanlı Türkçesi ile okuma sevdasını kamçıladı. Tabii ki Avrupa’da bunu gerçekleştirmek çok güç... Nereden ve nasıl yapacağım diye çok düşündüm. Bu Osmanlıca tedrisinin (ders verme) daha yaygın olmadığı bir zamandı. Daha Türkiye’de devlet bazında Osmanlıcanın tartışılmadığı bir zamandı. Yani işim çok zordu. Bütün gayretim ile araştırdım. İnternetten bulduğum yayınlar ile yavaş yavaş başladım Osmanlı Türkçesine. Tabii kolay bir iş değildi. Baba olma sorumluluğu, koca olma sorumluluğu, anne-baba sorumluluğu, iş hayatı, arkadaşlık sorumluluğu, içtimai (sosyal) sorumluklar vesaire… Zaman benim için çok ehemmiyetliydi (önemliydi). “Bismillah!” deyip başladım. İlk başta çok zorlandım. Kur’an okumasını bildiğim için çabuk ilerlemeye başladım. Daha sonraları Hayrat Vakfının -Allah razı olsun- çıkarttığı mecmua (Osmanlıca Eğitim ve Kültür Dergisi) ile tanıştım. Hemen aboneliğimi yaptım ve Türkiye’den mecmualarım her ay muntazam gelmeye başladı. Kendi esas (öz) dilini öğrenmek o kadar çok güzel bir duygu ki. Sanki şimdiye kadar bana yabancı olan bir dil ile kendimi ifade etmeye çalışmışım. Osmanlıca okuyunca sanki yıllarca aradığım bir eksik parçayı bulmuş gibi oldum. Sanki kendimi yeni keşfettim. Simdi tarihimizi orijinal kaynaklardan okuma sevinci içindeyim. Allah bunu herkese nasip etsin. Sadece Osmanlıca okuması değil, esas (öz) kelimeler ile karşılaştım. Cumhuriyet yıllarında kayıp gitmiş, kasten kullanılmamış, devlet eliyle değiştirilmiş kelimeler ile tanıştım ve bunları gerçek hayatta da kullanmaya itina (özen) göstermeye çalışıyorum. Osmanlıcayı okudukça İslamiyet’in, dinimizin ne kadar kudretli, azametli derin ilmî muhtevası (içeriği) olduğunu öğreniyorsunuz. Osmanlı Türkçesinin bir ilim dili, bir edebiyat dili, bir dünya dili olduğunu öğreniyorsunuz. Buradan herkese vereceğim mesaj şudur: Tarihimize, dilimize sahip çıkalım. Bu sahiplenme ancak ve ancak Osmanlı Türkçesi ile olur. Çocuklarımıza da mutlaka öğretelim. Ve bugün Hayrat Vakfının Hamburg/Almanya Osmanlı Türkçesi kurslarında sınavımı yazdım. İnşallah sertifikamı da alacağım. Allah razı olsun.  Vesselam…

Osmanlıca DERGİ 01 Ocak
Konu resmiBulmaca
Bulmaca

Aşağıdaki suallerin cevaplarını bulduktan sonra kutulara rakamlara göre yerleştiriniz. Kırmızı dairelere denk gelen harfleri rakam sırasına göre aşağıdaki kutuya yerleştirdikten sonra çıkan cümleyi Latin harfleri ile yazarak anahtar cümleyi bulunuz. Sayfanın fotoğrafını çektikten sonra cevaplarınızı en geç 25 Şubata kadar mektup@osmanlicadergi.com adresine gönderiniz. Gelen doğru cevaplar arasından yapılacak kur’a ile 5 okuyucumuza Yüksek Ruhlar kitabı hediye edilecektir. Neticeler sosyal medya hesaplarımızdan duyurulacaktır.             C E V A P      

Osmanlıca DERGİ 01 Ocak