KÜLTÜR MİRASIMIZIN ANAHTARI: OSMANLICA

39.sayı Mülâkâtlar
Ercan TÜRK | MEB Ortaöğretim Genel Müdürü İnsanların birbirleriyle olan iletişimlerindeki en önemli vasıta olan dil, millî hafızanın, millî hatıranın, duyguların ve düşüncelerin, bütün maddi ve manevi değerlerin ortak hazinesi,  fikir dünyasının tezahürü, kültürün ise temel taşıdır. Bir milletin fertleri arasındaki ortak duygu ve düşünce akışı dil ile sağlanmaktadır. Kültür denilince ilk akla gelen dildir. Bu sebeple dil aynı zamanda bir kültür aktarıcısı, kültür taşıyıcısıdır. Bir milletin tarihi, coğrafyası, değer ölçütleri, ilmi, folkloru, edebiyatı, müziği, her türlü ortak değerleri yüzyılların süzgecinden süzüle süzüle kelimelerde sembolleşerek, dil hazinesine akıtılarak orada saklanmaktadır. Bireyler, kendi yaşadıkları toplumun ana dilini öğrenmenin yanı sıra geçmiş kültürün özelliklerini taşıyan dile de hâkim olmalıdırlar. Çünkü dil bir milletin ruhu, özü, hatırası ve hafızasıdır. Bu birikime sahip olmak kişiye ayrı bir değer katar. Ve ayrıca bu ruhu diri tutmak, millî hafızayı korumak o milleti oluşturan fertlerin de birincil görevi olmak durumundadır. Bu nedenle, kültürel değerlerimizle yabancılaşmamak, tarihimiz ile aramızdaki irtibatın kesilmemesi bakımından Osmanlı Türkçesinin öğrenilmesi önem kazanmakta, hatta elzem görülmektedir. Türk milleti olarak kültürel değerlerimize bağlılığımız, millilik hususundaki hassasiyetimiz aşikârdır.  Bu taraftan bakıldığında, Türklerin yüzyıllar boyunca geliştirdikleri özgün bir dil olan Osmanlıca/Osmanlı Türkçesi, kültürel mirasın anlaşılmasında, gelecek nesillere aktarılmasında ve yaşatılmasında hayati bir önem taşımaktadır. “Osmanlı Devri Türkçesi” diye de ifade edebileceğimiz Osmanlı Türkçesi güneşin batmadığı topraklara sahip, üç kıtaya yayılan, yedi asır cihana hükmetmiş Osmanlı İmparatorluğu döneminde yaşayan Türkçenin Arap harfleriyle yazılmış hâlidir. Geçmişte kalan bir yazı ve konuşma dili değil, mevcut ve gelecek nesillerin tarih, kültür ve genel anlamda medeniyet tasavvurunun sağlıklı bir şekilde oluşmasında bir nevi kilit konumundadır. Zira, geçmiş ile gelecek arasında sağlam bir köprü kurabilmenin ve geleceğe güvenle bakabilmenin yolu Osmanlıca okuyup anlayabilmekten geçer dersek abartmış olmayız. Ecdadımızın bin yıllık şerefli, şanlı tarih koridorundan bizlere armağan ettiği,  millî kültürümüzün temelini oluşturan sayısız güzide eserin hemen hemen tamamı Osmanlıca yazılmış değil midir? Cihan Padişahı Kanuni’nin Muhibbî mahlasıyla yazdığı ‘Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi / Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi’ beytinde;  devlet için halkın, sağlık için aldığımız nefes kadar önemli olduğuna vurgu yaparak, devletin hayatımızdaki nefes kadar önemli olduğunu ifade ettiği mısralardaki gerçek anlam ve manayı yorumlayabilmek için Osmanlı Türkçesi bilmek gerekmektedir.  Aynı şekilde, atiyi inşa edebilmek için maziyi iyi anlayabilmek ve anlatmak gerekir. Binlerce yıllık mazimizin, kadim medeniyetimizin ve büyük kültür mirasımızın anahtarı olan Osmanlıcanın öğrenilmesi, Osmanlı döneminde yazılmış eserlerin engin içeriğinin anlaşılmasında önem arz etmektedir. Binlerce yıllık şanlı bir tarihin kültür mirasçıları olan çocuklarımızın ve gençlerimizin, atalarından miras kalmış bir kitabı veya belgeyi,  bir çeşme kitabesini, cami kubbesine işlenen bir duayı,  tarihî bir binada yazılı olan Osmanlıca bir metni vb. okuması, manasını anlaması; geçmişin ilim ve fikir dünyasını tanımasına, onda bulabileceği derinlik ve estetik zevkini yudumlamasına, toplumun dinî ve millî değerlerinin gelecek nesillere aktarılmasına, yaşatılmasına ve korunmasına katkı sağlayacağına inanıyorum. Kültürün nesilden nesile aktarımı, devamı ve yaşatılması eğitim ve öğretim yolu ile gerçekleşmektedir. Millî, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerleri benimseyen, koruyan ve geliştiren gençler yetiştirmeyi hedefleyen Millî Eğitim Bakanlığı yeni neslin, ecdadı ile olan bağlarını güçlendirmek, Osmanlıcayı öğrencilere tanıtmak ve öğretmek amacıyla 2014-2015 eğitim-öğretim yılında Osmanlı Türkçesi dersinin Sosyal Bilimler Liselerinin 10, 11 ve 12. sınıflarında ortak ders olarak, Anadolu Liseleri, Fen Liseleri, Güzel Sanatlar Liseleri ile İmam Hatip Liselerinin 9, 10, 11 ve 12. sınıflarında ise seçmeli ders olarak okutulması kararı alınmış ve uygulamaya konulmuştur.  Osmanlı Türkçesi dersi, haftada iki ders saati olarak okutulmaktadır. Osmanlı Türkçesi ders programında ise Türkçe’nin tarihî seyri içerisinde Osmanlı Türkçesinin yeri ve önemi, Osmanlıcanın birlik ve beraberliği sağlayan bir unsur olduğu, Türkçeyi doğru ve güzel kullanmadaki önemi, hat sanatı ve çeşitleri gibi konular yer almaktadır. Ayrıca program, öğrencilerin Osmanlı Türkçesi ürünlerini yerinde görmelerini sağlamak amacıyla okulların yakın çevrelerindeki arşiv, kütüphane, mezarlık, müze, cami ve çeşme gibi mekânlarda da uygulamalı eğitim yapmalarına imkân tanımaktadır. Öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği Osmanlı Türkçesi dersi; 2014-2015 eğitim-öğretim yılında; 10. sınıflarda 1.990, 11. sınıflarda 1.987,  12. sınıflarda 1.677 olmak üzere toplam 5.654 öğrenci ortak ders olarak, 9. sınıflarda 6.331,  10. sınıflarda 36.739,  11. sınıflarda 19.968 ve 12. sınıflarda 402 olmak üzere toplam 69.094 öğrenci tarafından ise seçmeli ders olarak seçilmiş ve öğrenilmiştir.  Osmanlı Türkçesi dersi; 2015-2016 eğitim-öğretim yılında ise;  10. sınıflarda 2.879, 11. sınıflarda 1.741, 12. sınıflarda 1.527 olmak üzere toplam 6.147 öğrenci tarafından ortak ders olarak; 9. sınıflarda 12.823, 10. sınıflarda 66.002,  11. sınıflarda 23.529 ve 12. sınıflarda 37.208 olmak üzere toplamda 139.562 öğrenci tarafından seçmeli ders olarak seçilmiş ve okunmuştur. Diğer yandan, Millî Eğitim Bakanlığı izni ya da işbirliği protokolleri ile Sivil Toplum Kuruluşlarının da bu konuda çalışmaları bulunmaktadır. Bir örnek olarak, 2014 yılında Millî Eğitim Bakanlığı ile Hayrat Vakfı arasında imzalanan işbirliği protokolü çerçevesinde Türkiye genelinde açılan Osmanlı Türkçesi kurslarına ilgi ve katılım yüksek olmuştur. Bu durum sevindiricidir. 2015 yılında 6.466 kurs açılmış, 175.743 kursiyer eğitim almıştır. Ayrıca, Bakanlığımızca yaygın eğitim faaliyetleri programı dâhilinde açılan Osmanlı Türkçesi kurslarına da vatandaşlarımız yoğun ilgi göstermekte ve katılım sağlamaktadır. Eğitim kurumları ve eğitimciler olarak çocuklarımızın geleceği ve ülkemizin hayrına olacak bu konuda tarihî bir sorumluluğumuz vardır. Tarihini bilen ve anlayan, kültürünü özümsemiş, millî ve manevi değerlerle donanmış, geleceğini ümitle inşa edecek bir nesil için bin yıllık geçmişimizle buluşmamızda bir köprü olan Osmanlı Türkçesinin öğrenilmesi ve öğretilmesi amacıyla var olan programları geliştirerek uygulamayı yaygınlaştırmak ve sürekliliği sağlamak için çabalarımız artarak devam edecektir. Özetle, Osmanlı Türkçesi dersi 2014-2015 eğitim-öğretim yılında 69.094 öğrenci tarafından, 2015-2016 eğitim-öğretim yılında ise % 114 artışla 145.859 öğrenci tarafından okunmuştur. Son iki öğretim yılına ait verilere bakıldığında Osmanlı Türkçesi dersini seçen öğrenci sayısında önemli bir artış olduğu görülmektedir. 2016-2017 eğitim-öğretim yılında da ortak ders olarak Osmanlı Türkçesi okuyacak öğrenci sayısı artacaktır. Anadolu Liseleri, Fen Liseleri, Güzel Sanatlar Liseleri ile İmam Hatip Liselerinde öğrenim gören öğrencilerden seçmeli ders olarak daha çok öğrencinin Osmanlı Türkçesi dersini seçmesi yönünde öğretmenlerimizin ve eğitim yöneticilerimizin bilgilendirmeleri, tavsiyeleri ve yönlendirmeleri bu bağlamdaki politikalarımızın amacına ulaşmasına katkı sağlayacaktır. Osmanlı Türkçesi dersini seçmeli olarak seçen ve okuyan öğrenci sayısının toplam ortaöğretim öğrenci sayısı içindeki oranını artırmak önemli hedeflerimizden birisidir. Osmanlı Türkçesi, bir gün ortak ders olur mu? Neden olmasın?  Bilgilendirmeye, anlatmaya, öğretmeye devam edeceğiz.  
↓↓↓ Yazının Tamamı ↓↓↓
KASIM SAYIMIZ Bu Sayıyı Satın Al