Konu resmiHüsn-i Hat Çalışmaları
Hüsn-i Hat Çalışmaları

Bu sayımızda öğrendiğimiz harflerden “ س ” (Sin)’in diğer harflerle birlikte nasıl yazılacağını göreceğiz. Harfleri yazarken, daha önce öğrendiğimiz başlama ve bitiş şekillerini unutmayalım.

Mesut HIZARCI 01 Ocak
Konu resmiOsmanlıca Yazabiliyorum
Osmanlıca Yazabiliyorum

Osmanlıca yazabilme konusunda güzel bir mesafe kaydettik. Şimdi size bir metin paylaşacağız ve bu metni yazmanızı isteyeceğiz. Daha sonra da bu metnin Osmanlıca yazılışını sizlerle paylaşacağız. Aşağıdaki cümleleri Osmanlıca olarak yazınız: Çözümde görev almayanlar problemin bir parçası olurlar. Boşlukları dolduran değil, yeri doldurulamayan ol! İnsanlar kendilerine fısıldanarak söylenen her şeye inanırlar. Öyle konuş ki sözünden ibret alsınlar. Söz bilmiyorsan sus ki seni insan sansınlar. Yalnız kalmak, olgunlaşmamış insanlarla oturmaktan daha iyidir. Ne kadar konuşursan konuş, söylediklerin karşındakinin anlayabildiği kadardır. Birçok şeyi yarım bileceğine, bir şeyi tam bil. En yükseğe erişmek isterseniz, en aşağıdan başlayın. Bir küçük kandil yakmak, karanlığa beddua etmekten iyidir. Yargılamak için bilmek, bilmek için anlamak, anlamak için dinlemek gerekir. Küçük insanlar kişileri, normal insanlar olayları, büyük insanlar fikirleri tartışırlar. İnsan ilişkilerinde dinlemek konuşmaktan önemlidir. Önce dinle ve anla, daha sonra anlaşılmayı bekle ilkesi etkili iletişimin en önemli anahtarıdır. İlkeleri olan kimse kendini ve gerçekleri bilir, çevresindeki kişilerin düşünce ve tutumlarının olumsuz etkisi altında kalmaz. Gerçekler değişmez. Değişen o insanların onları anlayış ve kavrayış şeklidir.                             Ç Ö Z Ü M              چوزومده  گورو آلمايانلر پروبلمڭ بر پارچه سي اولورلر. بوشلقلري طولديران دگل، يري طولديرولامايان اول! انسانلر كنديلرينه  فيصيلدانارق سويلنن هر شيئه  اينانيرلر. أويله  قونوشكه  سوزندن عبرت آلسينلر. سوز بيلمييورسه ڭ صوصكه  سني انسان صانسينلر. يالڭز قالمق، اولغونلاشمامش انسانلرله  اوتورمقدن داها اييدر. نه  قدر قونوشورسه ڭ قونوش، سويله دكلرڭ قارشينده كنڭ آڭلايابيلديگي قدردر. برچوق شي ياريم بيله جگڭه ، بر شيي تام بيل. اڭ يوكسگه  ايريشمك ايسترسه ڭز، اڭ آشاغيدن باشلاين. بر كوچك قنديل ياقمق، قراڭلغه  بد دعا ايتمكدن اييدر. يارغيلامق ايچون بيلمك، بيلمك ايچون آڭلامق، آڭلامق ايچون ديڭله مك كركير. كوچك انسانلر كيشيلري، نورمال انسانلر اولايلري، بيوك انسانلر فكرلري طارتيشيرلر. انسان ايليشكيلرنده  ديڭله مك قونوشمقدن أونمليدر. أوڭجه  ديڭله  و آڭلا، داها صوڭره  آڭلاشيلمه يي بكله  ايلكه سي ايتكيلي ايلتيشيمڭ اڭ أونملي آناختاريدر. ايلكه لري اولان كيمسه  كنديني و كرچكلري بيلير، چوره سنده كي كيشيلرڭ دوشونجه  و طوتوملرينڭ اولومسز ايتكيسي آلتنده  قالماز. كرچكلر دگيشمز. دگيشن او انسانلرڭ اونلري آڭلايش و قاوراييش شكليدر.

Osmanlıca DERGİ 01 Ocak
Konu resmiKitabe Okumaları
Kitâbe Okumaları

Tevkîfhâne Kitabesi, Üsküdar / İstanbul درسعادت جنايت توقيفخانه سي Dersaâdet Cinayet Tevkîfhânesi Mekteb-i Âlî Kitabesi, Sultanahmed / İstanbul  Mezartaşları, Sokullu Mehmed Paşa Camii, Kadırga / İstanbul يا هو بو خانقاهده  قدم پيشتو ايكن آخرته  انتقال ايدن مرحوم و مغفور الی رحمة ربّه الغفور السيّد الشيخ عثمان افندي روحيچون الفاتحه  Yâ Hû Bu hankâhda kadem piştu İken ahirete intikal Eden merhum ve mağfur İlâ rahmeti Rabbihi’l- ğafûr Es-seyyid eş-şeyh Osman Efendi rûhîçün el-Fatiha Sene 1253 يا هو بو درگاهده  سجّاده  نشين ايكن دار اخرا اولان الشيخ الحاج مصطفي خلوصي افندي زاده  الشيخ الحاج محمّد خير الله افندينڭ روحيچون الفاتحه Yâ Hû Bu dergahda seccade nişin İken dâr-ı uhrâ olan eşşeyh El-hâc Mustafa Hulusi Efendi Zâde eş-şeyh el-hâc Muhammed Hayrullah Efendinin rûhîçün el-Fatiha Fi 8 Zilhicce sene 1299 Ta‘lik Levha, Hulûsi Efendi بوزولمش بزم ياران چاشنئ مي دگشمشدر طربگاه جهانده  نغمۀ هي هي دگشمشدر  خلاصه  بنجه شمدی قبلۀ روحم محمّدله  خداي  لم يزلدن ماعه دا هرشي دگشمشدر Bozulmuş bezm-i yârân çaşni-i mey değişmişdir Tarab-gâh-ı cihânda nağme-i hey hey değişmişdir Hulâsa bence şimdi kıble-i ruhum Muhammed’le Hüdâ-yı Lem-Yezelden ma’âda herşey değişmişdir Hulusi 1341 Kelimeler: Bezm: Eğlence meclisi.Yârân çaşni-i mey: İçki dostları.Tarab-gâh: Neşelenme yeri, eğlence yeri.Hüdâ-yı Lem-Yezel: Yok olmayan, Allah.Ma’âda: Başka.Hankâh: Tekke

Osmanlıca DERGİ 01 Ocak
Konu resmiTarihten Notlar
Tarihten Notlar

بزم اوه  ده  بويورسون! بر ذات رمضانده  هيچ أوينه  گلمز، بويونه  دعوتلي دعوتسز افطارلره  گيدرمش. بر آقشام بريسي أوينه  گله رك: - بو آقشام سزڭ افندي يي فلان يرده  افطاره  دعوت ايدييورز، بويورسونلر،ديينجه ، أوڭ خانمي: - رمضان نره ده يسه  بيته جك، افندي يي گورن يوق. سز گوره بيليرسه ڭز سويله يڭ. بر گيجه  ده  كندي اونده  افطاره  بويورسون! Bizim Eve de Buyursun! Bir zat Ramazan’da hiç evine gelmez, boyuna davetli davetsiz iftarlara gidermiş. Bir akşam birisi evine gelerek: -Bu akşam sizin efendiyi filan yerde iftara davet ediyoruz, buyursunlar, deyince, evin hanımı: -Ramazan neredeyse bitecek, efendiyi gören yok. Siz görebilirseniz söyleyin. Bir gece de kendi evinde iftara buyursun! بونلري رمضانه  ويرڭ وقتيله  آدمڭ بريسي هر شيئڭ اڭ گوزلنى بر يانه  آييرير، ”خانم بوني رمضانه  صاقلا“ ديرمش. گل زمان گيت زمان رمضان آيي گلمش، گوزل گوزل ييمكلر پيشمه يه ، افطار سفره لري طولوب طاشمه يه  باشلامش. گونلردن بر گون قاپي يه  بر ديلنجي گلمش و اللّٰه ايچون بر يارديم ايسته مش. قادين: ”آدڭ نه  سنڭ؟“ ديمش. ”رمضان“ ”رمضانمي؟ طور أويله  ايسه . . .“ أوده  نه  قدر آيريلمش گوزل ييه جك، ايچه جكلر وارسه  قاپلره  طولديرمش. ”آل گيت بونلري، بزم بك سڭا صاقلييوردي“ ديمش Bunları Ramazana Verin Vaktiyle adamın birisi her şeyin en güzelini bir yana ayırır, “Hanım bunu Ramazan'a sakla” dermiş. Gel zaman git zaman Ramazan ayı gelmiş, güzel güzel yemekler pişmeye, iftar sofraları dolup taşmaya başlamış. Günlerden bir gün kapıya bir dilenci gelmiş ve Allah için bir yardım istemiş. Kadın: “Adın ne senin?” demiş. “Ramazan” “Ramazan mı? Dur öyle ise...” Evde ne kadar ayrılmış güzel yiyecek, içecekler varsa kaplara doldurmuş. “Al git bunları, bizim bey sana saklıyordu” demiş. چوملك حسابي رمضان گونلريني حسابلامق ايچون بر چوملگڭ ايچنه  هر گون بر طاش آتار، خواجه . بر آووچ طاش طولديرور چوملگڭ ايچنه  خواجه نڭ ياراماز اوغلي، معذبلك اولسون دييه . بر زمان صوڭره  آرقداشلري: - بوگون رمضانڭ قاچي عجبا؟ دييه  صورارلر خواجه يه . خواجه ده : - شيمدي اوه  گيدر أوگرنيرم، دير و أوينڭ يولني طوتار. چوملگي بوشالتير؛ بر صايار، ايكي، أوچ صايار. . . طاشلرڭ يوز يگرمي بش دانه  اولديغني گورور. شاشقين بر حالده  دونر آرقداشلرينڭ ياننه  خواجه . - آرقداشلر، بوگون، رمضانڭ قرقبشي دير. خواجه نڭ بو جوابنه  گولوشور و آرالرندن بري: - آمان خواجه م، بر آي اوتوز گوندر. هيچ رمضانڭ قرقبشي اولورمي؟ دييه  اعتراض ايدر. خواجه ، براز شاشقينلق براز ده  قيزغين بر افاده يله : - بن يينه  انصافلي داوراندم. بنم چوملك حسابنه  باقاجق اولورسه ق؛ بوگون رمضانڭ يوز يگرمي بشي! دير. Çömlek Hesabı Ramazan günlerini hesaplamak için bir çömleğin içine her gün bir taş atar, Hoca. Bir avuç taş doldurur çömleğin içine Hoca'nın yaramaz oğlu, muziplik olsun diye. Bir zaman sonra arkadaşları: -Bugün Ramazan'ın kaçı acaba? diye sorarlar Hoca'ya. Hoca da: -Şimdi eve gider öğrenirim, der ve evinin yolunu tutar. Çömleği boşaltır; bir sayar, iki, üç sayar... Taşların yüz yirmi beş tane olduğunu görür. Şaşkın bir halde döner arkadaşlarının yanına Hoca. - Arkadaşlar, bugün, Ramazan'ın kırkbeşi, der. Hoca'nın bu cevabına gülüşür ve aralarından biri:-Aman Hocam, bir ay otuz gündür. Hiç Ramazan'ın kırkbeşi olur mu? diye itiraz eder. Hoca, biraz şaşkınlık biraz da kızgın bir ifadeyle: -Ben yine insaflı davrandım. Benim çömlek hesabına bakacak olursak; bugün Ramazan'ın yüz yirmi beşi, der. گوكده  مسافر ايديلن نه  یير؟ نصرالدّين خواجه ، رمضان آيي بوينجه  وعظلر ايتمك، نمازلري، تراويحلري قيلديرمق أوزره  أوينه  اوزاق بر كويده  ايشه  باشلامش. خواجه يه  كويده  بر اوطه  تخصيص ايتمشلر. گوروي قيصه  سوره لي اولديغندن خواجه  عائله سني گتيرمه مش، اوطه سنده  تك باشنه  قالييورمش. كويده  وعظ ايدركن بر آرا حضرت عيسی نڭ گوگه  چكيلديگندن سوز ايتمش. جامعدن چيقنجه ياشلي بر قادين ياننه  ياقلاشوب: - خواجه  افندي، حضرت عيسي گوگه  چكيلدي ديدڭ، اما اوراده  نه  يييوب نه  ايچديگني آڭلاتمدڭ! خواجه : - بره  قادين، گونلردر بو كويڭ مسافري يم. بر گون اولسون مسافريمز نه  یير نه  ايچر ديمه ديڭز ده ، گوكده  مسافر ايديلن پيغمبرڭ نه  يييوب نه  ايچديگني صورييورسڭ ! ديمش Gökte Misafir Edilen Ne Yer? Nasreddin Hoca, Ramazan ayı boyunca vaazlar etmek, namazları, teravihleri kıldırmak üzere evine uzak bir köyde işe başlamış. Hoca’ya köyde bir oda tahsis etmişler. Görevi kısa süreli olduğundan Hoca ailesini getirmemiş, odasında tek başına kalıyormuş. Köyde vaaz ederken bir ara Hz. İsa’nın göğe çekildiğinden söz etmiş. Camiden çıkınca yaşlı bir kadın yanına yaklaşıp: - Hoca efendi, Hz. İsa göğe çekildi dedin, ama orada ne yiyip ne içtiğini anlatmadın!Hoca: - Bre kadın, günlerdir bu köyün misafiriyim. Bir gün olsun misafirimiz ne yer ne içer demediniz de, gökte misafir edilen Peygamberin ne yeyip ne içtiğini soruyorsun, demiş. ناصل يتيشه جكسڭ؟ سلطان ایكنجی محمود خان زماننده  بر ذات، رمضانده  بعض احباب و طانيدقلريني افطاره  دعوت ايتمش. مشهور شاعر عزّت ملّا ده  دعوتليلر آراسنده يمش. ياتسي اذاني اوقونمش، جماعتله  نمازه  باشلامشلر. اماملق ايدن ذات، نمازي نره ده يسه  ايكي سجده يي بر ايده جك قدر عجله  قيلديرييورمش. چوق قيصه  زمانده  صوڭنجي ركعتڭ تحياتنه  گلمشلر. او آرالق طيشاريدن بر آدم گلوب نماز قيلدقلريني گورنجه : - حاضر آبدستم واركن بن ده  جماعته  يتيشه يم، دييه  دوشونوب صافه داخل اولاجغي صيره ده  جماعت سلام ويرمش. عزّت ملّا دونوب آدمه  شويله  ديمش: - به  آدم! بز ايچنده  ايكن يتيشه مييورز، سن طيشاريدن گلوب ناصل يتيشه جكسڭ؟ Nasıl Yetişeceksin? Sultan 2. Mahmud Han zamanında bir zât, Ramazanda bazı ahbab ve tanıdıklarını iftara davet etmiş. Meşhur şair İzzet Molla da davetliler arasındaymış. Yatsı ezanı okunmuş, cemaatle namaza başlamışlar. İmamlık eden zât, namazı neredeyse iki secdeyi bir edecek kadar acele kıldırıyormuş. Çok kısa zamanda sonuncu rekatın tahıyyatına gelmişler. O aralık dışarıdan bir adam gelip namaz kıldıklarını görünce: -Hazır abdestim varken ben de cemaate yetişeyim, diye düşünüp safa dahil olacağı sırada cemaat selam vermiş.  İzzet Molla dönüp adama şöyle demiş: -Be adam! Biz içinde iken yetişemiyoruz, sen dışarıdan gelip nasıl yetişeceksin? رمضان شريفي ممنون ايتمك بر چوق رمضاني برلكده  گچيرمش اولان بر خانمله  بگي قونوشويورلرمش. بك، خانمنه : - خانم، بونجه  سنه در اوروج طوتويورز. عجبا رمضان شريفي هيچ ممنون ايده بيلدكمي؟ دييه  صورمش. خانم: - آ افندي! دوشونديگڭ شيئه  باق، او مبارك هيچ ممنون اولماسه يدي، هر سنه  ١٠ گون أوڭجه دن گليرميدي؟ ديمش. . . Ramazan-ı Şerifi Memnun Etmek Bir çok Ramazanı birlikte geçirmiş olan bir hanımla beyi konuşuyorlarmış.  Bey, hanımına: -Hanım, bunca senedir oruç tutuyoruz. Acaba Ramazan-ı Şerif’i hiç memnun edebildik mi, diye sormuş. Hanım: -A efendi! Düşündüğün şeye bak, o mübarek hiç memnun olmasaydı, her sene 10 gün önceden gelir miydi? demiş...

Osmanlıca DERGİ 01 Ocak
Konu resmiBulmaca
Bulmaca

Merhaba arkadaşlar!Aşağıdaki kelimeler Osmanlıca olarak harf tablosunda sağdan sola, yukarıdan aşağı ve çapraz olarak yerleştirilmiştir. Latin harfleri ile verilen kelimelerin Osmanlıca yazılışlarını altlarındaki boşluklara yazınız ve harf tablosu içerisinde bularak işaretleyiniz.                        Ç Ö Z Ü M       

Osmanlıca DERGİ 01 Ocak
Konu resmiBarbaros Hayreddin Paşa
Tarihte Bu Ay

بارباروس خيرالدّين پاشا اصلاً واردار يڭيجه سندن اولان و ١٤٦١ سنه سنده  مدللينڭ فتحي صيره سنده  فاتح سلطان محمدڭ اوردوسنده  بولونمش، يعقوب آغا آدلي بر عثمانلي سپاهيسنڭ اوغلي اولان بارباروس خيرالدّين پاشا، ١٤٧٨ ييلي جوارنده  مدلليده  دنيايه  گلدي. اصل آدي خضر اولديغي حالده  بارباروس لقبيله  طانينان بارباروس خيرالدّينڭ بو لقبي، باتیليلرڭ هاوج رنگنه  چالان قرمزي صقالندن طولايي، آغابگي اوروجه  ويردكلري "بارباروسسه " آدينى داها صوڭره  كنديسي ايچون ده  قوللانمه لرندن گلير. بارباروس لقبيله  طانينان خضره ، خيرالدّين لقبنى ده  داها صوڭره ، ياووز سلطان سليم طاقمشدر. بارباروس خيرالدّين پاشا، قرداشلري الياس و اوروج ايله  برابر برچوق دڭز صاواشنده  بولونوركن، ديگر قرداشي اسحق ايسه  مدللي آطه سنده  قالدي. اوروج رئيس ايله  برلكده  چيقديغي جزاير سفرنده ، جزايرڭ فتح ايديلمه سنڭ آردندن اوروج رئيس، جزايره  بك اولدي. اسحق و اوروج رئيسلرڭ شهيد اولمه لرينڭ آردندن جزاير بگلگنه آتانان بارباروس خيرالدّين، داها صوڭره  بگلربگي عنواننى ده  آلدي و ١٥٣٤ ييلنده  استانبوله  گلوب قپودان دريا اولدي. برچوق ظفر قازانارق، آوروپه ده  أوڭ ياپان بارباروس خيرالدّين، ٥ تمّوز ١٥٤٦ تاريخنده  حياتنى غائب ايتمه سنڭ آردندن، صاغلغنده  بشيك طاشده  ياپديرديغي مدرسه نڭ ياننده كي تربه يه  دفن ايديلدي. بارباروس خيرالدّين زماننده ، عثمانلي دڭزجيلگي گوجنڭ ذروه سنه  اولاشيركن، آردندن ده ، اونڭ مكتبنده  يتيشن دگرلي دڭزجيلر و تشكيلاتلي ترسانه  سايه سنده  بو گوچ وارلغنى اوزونجه  بر سوره  داها دوام ايتديردي. بيلگيلي و جسور بر قوموتان اولارق طانينان و عمري دڭزلرده  گچديگندن رومجه ، عربجه ، ايسپانيولجه ، ايتاليانجه  و فرانسزجه  گبي آق دڭز ديللريني چوق ايي بيلن بارباروس خيرالدّين پاشانڭ، محمد پاشا، حسن پاشا و والي پاشا آدنده  أوچ اوغلي واردي. Aslen Vardar yenicesinden olan ve 1461 senesinde Midilli'nin fethi sırasında Fatih Sultan Mehmed’in ordusunda bulunmuş, Yakup Ağa adlı bir Osmanlı sipahisinin oğlu olan Barbaros Hayreddin Paşa, 1478 yılı civarında Midilli'de dünyaya geldi. Asıl adı Hızır olduğu halde Barbaros lakabıyla tanınan Barbaros Hayrettin’in bu lakabı, batılıların havuç rengine çalan kırmızı sakalından dolayı, ağabeyi Oruç'a verdikleri "Barbarossa" adını daha sonra kendisi için de kullanmalarından gelir. Barbaros lakabıyla tanınan Hızır’a, Hayreddin lakabını da daha sonra, Yavuz Sultan Selim takmıştır. Barbaros Hayreddin Paşa, kardeşleri İlyas ve Oruç ile beraber birçok deniz savaşında bulunurken, diğer kardeşi İshak ise Midilli Adası’nda kaldı. Oruç Reis ile birlikte çıktığı Cezayir seferinde, Cezayir'in fethedilmesinin ardından Oruç Reis, Cezayir'e Bey oldu. İshak ve Oruç Reislerin şehit olmalarının ardından Cezayir Beyliği'ne atanan Barbaros Hayreddin, daha sonra Beylerbeyi unvanını da aldı ve 1534 yılında İstanbul'a gelip Kaptan-ı Derya oldu. Birçok zafer kazanarak, Avrupa'da ün yapan Barbaros Hayreddin, 5 Temmuz 1546 tarihinde hayatını kaybetmesinin ardından, sağlığında Beşiktaş'ta yaptırdığı medresenin yanındaki türbeye defnedildi. Barbaros Hayreddin zamanında, Osmanlı denizciliği gücünün zirvesine ulaşırken, ardından da, onun mektebinde yetişen değerli denizciler ve teşkilatlı tersane sayesinde bu güç varlığını uzunca bir süre daha devam ettirdi. Bilgili ve cesur bir komutan olarak tanınan ve ömrü denizlerde geçtiğinden Rumca, Arapça, İspanyolca, İtalyanca ve Fransızca gibi Akdeniz dillerini çok iyi bilen Barbaros Hayreddin Paşa’nın, Mehmed Paşa, Hasan Paşa ve Vali Paşa adında üç oğlu vardı.

Osmanlıca DERGİ 01 Ocak
Konu resmiHatt-ı Hümayun ve Takrîr
Belge Okumaları

Padişahın kendi el yazısı ile yazmış olduğu emirlere denir. III. Murad devrinden itibaren çoğalan hatt-ı hümâyûnlar, Babıali’de herkesin önünde okunurdu. II. Mahmut döneminden (1832) itibaren ise hatt-ı hümâyûn yerine sadrazam arzının altına padişah sözünün başkâtip tarafından yazılması usulü kabul edilmiştir. Üzerinde genellikle tarihin bulunmadığı hatt-ı hümâyûnların aşağıdaki örneği, takrir üzerine yazılan hatt-ı hümâyûndur. Takrîr ise, bir konunun ayrıntılı şekilde ele alındığı ve genellikle alt makamdan üst makama doğru yazılan yazıdır. Belgenin Özeti Ramazan-ı şerifte ezan sesi işitilmeyen Boğaziçi’nde, iftar ve sahur vakitlerinde kalelerden atıldığı gibi Yedikule’de de top atılması hususunda sadrazam tarafından padişaha yazılan takrîr ve padişahın onayını içeren hatt-ı hümâyûn. Belgenin Transkripsiyonu Benim vezîrim, İşbu takrîrin manzûr-ı hümâyûnum olmuşdur. Vâkı‘â Boğaziçi’nde mukaddemlerde ezân sadâsı işitilmeyen mahallerde ahâlîsi muztarr olduklarından zamanımızda kal‘alardan imsâk ve sahûr vakitlerinde birer top endâht olunması tenbîh olunmuş idi. Bunlara kıyâsen Yedikule’de dahi ikişer vakitde birer top endâht olunması münâsib olmağla takrîrin üzere Yedikule dizdârına buyuruldu ısdâr ile tenbîh oluna. Şevketlü kerâmetlü mehâbetlü kudretlü veliyy-i ni‘metim efendim pâdişâhım, Leyâlî-i Ramazân-ı şerîfde Boğaziçi’nde ezân sadâsı işitilmeyen ba‘zı mahâlde olan ümmet-i Muhammed’in vakt-i iftâr ve imsâk ma‘lûmları olmak içün kal‘alardan evkât-ı mezkûrede birer top endâhtı mu‘tâd olup, buna kıyâsen İstanbul Baruthâne-i âmireleri civârında olan ba‘zı kurâ ve çiftlikâtda ve husûsuyla Yedikule ve sâîr ol havâlîlerde ezân sadâsı işitilmez vâfir mahâl olduğundan başka, ol havâlî ahâlîsi fukarâ ve aceze makûlelerinden olarak ekserîsinin sâati dahi olmadığından, evkât-ı mezkûreyi lâyıkıyla bilemeyüp akşamları ezândan evvelce iftâr etmek ve sahûrlarda dahi vakit geçerek imsâk eylemek misillü hâlâtlara muztarr oldukları istihbâr olunmuş olduğuna binâen, bunlar dahi evkât-ı mezkûreyi bilüp farîza-i sıyâmı tamâmıyla edâya ve taraf-ı eşref-i şâhâneleriçün beher vakit iftâr ve sahûrda isticlâb-ı da‘vât-ı hayriyyeye vesîle olmak içün Boğaziçi’nde olan kal‘alar misillü Yedikule’den dahi leyâlî-i sıyâmda beher akşam ve sahûr vakti birer top endâht olunması husûsuna müsâ‘ade-i seniyye-i cihânbânîleri erzânî buyurulur ise Yedikule dizdârı kullarına bâ-buyuruldu tenbîh olunacağı muhât-ı ilm-i âlîleri buyuruldukda emr ü fermân şevketlü kerâmetlü mehâbetlü kudretlü veliyy-i ni‘metim efendim pâdişâhım hazretlerinindir. Tarih: H.1242/M.1827 Belgede Geçen Bazı Kelimelerin Yazılış Şekilleri “Elif” harfinin “Şın” harfi ile birleşen bu yapısını artık öğrendik zannediyorum. Burada da “Vav”, “Lam” ve “Mim” harfleri ahenkli birbirleşme göstermiş. “Sin” harfinden sonra sağa geriye doğru dönen çizgi “Ye” harfi değil mi? “Kal’a” kelimesindeki “Lam” harfini fark edebiliyor musunuz? “Sahur” kelimesinde ise, “Elif” harfi alışılmışın dışında “Ha” harfi ile birleşmiş. Bazen de harfler bu şekilde iç içelik gösteriyor. “Şın” harfinden sonraki “Ra” harfini ilk etapta farketmek zor, fakat kelimeden anlaşılıyor “Bazı” kelimesi yazılırken biraz ölçülerin dışına çıkmış, dikkat edilmezse farklı okumalara sebep olabilir. Satır önemli değil, yukarı doğru da akabilir :) “Olan” kelimesindeki “Nun” harfinin birleşimi farklı ve güzel. Buradaki iki üst üste noktanın “hemze” olduğunu biliyoruz değil mi? “Sin” harfi biraz küçük olmuş. İşte harika bir birleşme daha; “Ayın”, “Cim”, “Ze” ve “He” harfleri. “Rı” harfinin hangi kelimeye ait olduğunu fark edemiyorsanız, kelimeyi okuyamamışsınızdır. Burada da “Nun” harfinin farklı bir yazılış ve yerleşimini görüyoruz. Sondaki “Sad”, “Nun” ve “He” harflerini farkedebildiniz mi? Burada da ilginç bir “Lam”, “Rı” ve “Ye” harflerini görüyoruz. Ramazan-ı Şerifin Hilali ile İlgili Takrir ve Hatt-ı Hümâyûn Belgenin Özeti Ramazan-ı şerifin Kütahya ve Yenişehir-i Fener’de Pazartesi günü sabit olduğu, fakat İstanbul’daki bazı söylentilere göre Salı gününün doğru olduğunun padişaha arzedilip ne yapılacağının sorulmasına ilişkin sadrazamın yazdığı takrîr ve padişahın, bu konudaki son sözün İstanbul Kadısı’na ait olduğunu belirten hatt-ı hümâyûnu. Belgenin Transkripsiyonu (1) Benim vezîrim, (2) Bu husûs şer‘-i şerîfin (3) bileceği ve hükmedeceği şeydir. Benim müdâhale (4) edeceğim şey değil. Ne zaman İstanbul Kadısı (5) hükm ve i‘lâm eder ise ol zaman ben dahi şöyledir (6) derim. Lâkin isbât geldiğini cihân duymuş, ben telhîs (7) olunmadan işitdim. Muktezâ-yı şer‘-i şerîf ne ise (8) icrâ oluna. (9) Şevketlü kerâmetlü mehâbetlü kudretlü veliyy-i ni‘metim efendim (10) pâdişâhım, (11) Ramazân-ı şerîfin gurresini Kütahya’da Pazartesi’nden i‘tibâriyle sıyâma yevm-i mezkûrdan bed’ etmiş oldukları istihbâr olunmuş olup, (12) lâkin ihticâca sâlih i‘lâm veyahud âher bir sened olmadığından isti‘lâm-ı hakîkat-ı hâli evâmir-i şerîfe ısdâr ve iktizâ eden mahallere tesyâr (13) olunmuş idi. Evvelki gün Yenişehir-i Fener tarafından avdet eden Dergâh-ı Âlî Kapucubaşılarından İsmail Ağa kulları Bâb-ı Âlî’ye gelüp Yenişehir-i Fener Kazâsı’nda (14) hilâl-i Ramazân isneyn gecesi müşâhede olunduğundan gurre-i mâh-ı Ramazân Pazartesi’nden müsbet olmağla ol havâlîde sıyâma yevm-i mezkûrdan (15) bed’ olunmuş idüğünü beyân ve takrîr-i meşrûhunu mübeyyin bir kıt‘a hüccet-i şer‘iyye dahi ibrâz ve ityân etmekle hüccet-i mezkûre İstanbul Kadısı efendi (16) dâ‘îlerine tesyâr ve mazmûn-ı hücceti isbâta şâhidler dahi der-dest idüğü iş‘âr olundukda istimâ‘a cesâret edemeyüp semâhatlü Şeyhülislâm (17) efendi dâ‘îlerine irsâl ve onlar dahi Ramazân-ı şerîfin Salı’dan sübûtunda ba‘zı kîl ü kâl olmuş iken, “Şimdi Pazartesi’nden sübûtu nasıl (18) olur, rikâb-ı hümâyûn-ı hazret-i cihândârîye arz olunmalıdır” deyü hüccet-i mezkûreyi taraf-ı çâkerîye ib‘âs etmeleriyle manzûr-ı şâhâneleri (19) buyurulmak içüm hüccet-i mezkûre merfû‘-ı pîşgâh-ı serîr-i hilâfet-masîr-i mülûkâneleri kılındığı ma‘lûm-ı âlîleri buyuruldukda fermân şevketlü kerâmetlü mehâbetlü (20) kudretlü veliyy-i ni‘metim efendim pâdişâhım hazretlerinindir. (Tarih: H.1204/M.1790) Bir Ramazan Tebrik Mektubu Belgenin Transkripsiyonu (1) Ramazân Tebrîki (2) Bütün cihân nazarında irfân ve kemâl ve medâr-ı i‘tilâ-yı insâniyet olacak uluvv-i hısâl (3) ile mümtâz-ı akrân olan zât-ı dâder-i ekremîlerine her vakit takdîm-i arîza-i (4) muhâlasat ve bu sûretle tecdîd-i râbıta-i muhabbet eylemek ümniyyesinde bulunduğum bu kere (5) münevver-sâz-ı uyûn-ı ibtihâc olan Ramazân-ı gufrân-nişân vesîle-i hasene ittihâz ve takdîm-i (6) tebrîknâmeye ictisâr kılınmışdır. Cenâb-ı tertîb-i fermâ-yı eyyâm, şehr-i sıyâm-ı (7) gufrân-ittisâmı hakk-ı âlîlerinde müteyemmin ve mes‘ûd ve müşâhede-i emsâliyle ömr-i âlîlerini (8) memdûd buyursun. Bâkî: bekâ-yı teveccühât mûrisetü’l-füyûzât-ı kirâmîleri (9) temenniyât-ı mahsûsasıyla hatm-i kelâm eylerim efendim. (10) Abdurrahman Kelimeler: Manzûr-ı hümâyûn: Padişahın bakıp incelemesiVâkı‘â: Var olmuş bir hadiseMukaddem: ÖnceMuztarr: Çaresiz kalmış, zorlanmışEndâht: Atmak (silah)Dizdâr: Kale muhafızıŞevketlü: Haşmetli, büyükMehâbetlü: HeybetliVeliyy-i ni‘met: Nimet sahibiLeyâlî: GecelerEvkât-ı mezkûre: Zikredilen vakitlerMu‘tâd: Adet olmuşBaruthâne-i âmire: Ordu ve donanmanın ihtiyacı için barut hazırlanan yerler. Son zamanlarda Bakırköy ve Küçükçekmece taraflarında Azadlı baruthaneleri kurulmuştur.Kurâ: KöylerÇiftlikât: ÇiftliklerHavâlî: Çevre, civarVâfir: Pek çokMahâl: YerlerAceze: Acizler, düşkünlerMakûle: Takım, çeşitHâlât: Durumlarİstihbâr: Haber almakFarîza-i sıyâm: Oruç vazifesiTaraf-ı eşref-i şâhâne: Padişahın en şerefli tarafı, yeriBeher: Her, her birİsticlâb-ı da‘vât-ı hayriyye: Hayırlı duaları alma, celbetmeMüsâ‘ade-i seniyye-i cihânbânî: Cihanı bina eden padişahın yüce izniErzânî: Layık, uygunBâ-buyuruldu: Buyuruldu ileBuyuruldu: Genelde sadrazam veya diğer üst düzey devlet görevlilerinin alt konumda olan memurlara gönderdikleri yazılı emirlerMuhât-ı ilm-i âlî: Kapsayıcı yüce bilgiŞer‘-i şerîf: Şerefli kanunİ‘lâm: BildirmekTelhîs: Genelde alt kademedeki bir görevlinin kendinden üst kademede bulunan görevliye, özelde de sadrazamın padişaha yazdığı özet yazıMuktezâ: Gerekli olanŞevketlü: Haşmetli, büyükMehâbetlü: HeybetliVeliyy-i ni‘met: Nimet sahibiGurre: Hicrî ayın ilk günüSıyâm: OruçlarYevm-i mezkûr: Adı geçen günBed’: Başlamaİstihbâr: Haber almakİhticâc: Delil, şahit göstermekÂher: Başka, diğerİsti‘lâm-ı hakîkat-i hâl: İşin gerçeğini öğrenmek için bilgi istemeEvâmir: Emirlerİktizâ: Gerekli olmaTesyâr: GöndermeYenişehir-i Fener: Bugün Yunanistan sınırları içinde kalan Tırhala eyaletinin merkeziAvdet: DönmekDergâh-ı Âlî Kapucubaşısı: Osmanlı sarayında kapı hizmetinde bulunanların âmiriBâb-ı Âlî: Resmî devlet işlerinin yürütüldüğü yer, aynı zamanda sadrazamın resmî makamı olan Paşakapısı’na I. Abdülhamit devrinden itibaren verilen isim.İsneyn: İki, ikinci gün (Pazartesi)Gurre-i mâh-ı Ramazân: Ramazan ayının ilk günüMüsbet: Açık ve sabit olan, delilliHavâlî: Çevre, civarTakrîr-i meşrûh: İzah olunmuş bildiriMübeyyin: AçıklayanHüccet-i şer‘iyye: Kadı tarafından verilen resmî belgeİtyân: Delil getirmekDâ‘î: Dua eden, duacıMazmûn: ManaDer-dest: Elde etmek, tutmakİş‘âr: Yazı ile bildirmekİstimâ‘: DinlemekSemâhatlü: Cömertİrsâl: GöndermekSübût: Sabit olmak, kesinleşmekKîl ü kâl: DedikoduRikâb-ı hümâyûn-ı hazret-i cihândârî: Cihanı tutan padişahın huzuruÇâker: Kul, köleİb‘âs: GöndermekManzûr-ı şâhâne: Padişahın bakıp incelemesiMerfû‘-ı pîşgâh-ı serîr-i hilâfet-masîr-i mülûkâne: Padişahlara layık olan hilafet merkezinin tahtına yükseltilmiş, sunulmuşMa‘lûm-ı âlî: Yüce bilgiMedâr-ı i‘tilâ-yı insâniyet: İnsanlığın yücelmesine vesile olanUluvv-i hısâl: Yüce hasletler, huylarMümtâz-ı akrân: Yaşıtlarından üstünZât-ı dâder-i ekremî: En kerim, cömert kardeşMuhâlasat: İyi dostluk kurma Tecdîd-i râbıta-i muhabbet: Sevgi bağını kuvvetlendirmekÜmniyye: İstek, arzuMünevver-sâz-ı uyûn-ı ibtihâc: Sevinçli gözlere aydınlık verenRamazân-ı gufrân-nişân: Alameti bağışlanma olan Ramazan ayıVesîle-i hasene ittihâz: İyiliğe vesile edinmekİctisâr: Cesaret göstermekCenâb-ı tertîb-i fermâ-yı eyyâm: Emriyle günleri düzene koyan AllahŞehr-i sıyâm-ı gufrân-ittisâm: Bağışlanmayı damgalayan, kesinleştiren oruç ayıHakk-ı âlî: Yüce şahsınız içinMüteyemmin: BereketliMüşâhede-i emsâl: Benzerlerinin, yaşıtlarının şahitliğiyleÖmr-i âlî: Yüce ömürMemdûd: UzatılmışBekâ-yı teveccühât: Sevgi ve hürmetin arta kalanıMûrisetü’l-füyûzât-ı kirâmîleri: Keremli feyizleri kazandıranTemenniyât-ı mahsûsa: Özel temenniler, dileklerHatm-i kelâm: Konuşmayı bitirmek

H. Halit ATLI 01 Ocak
Konu resmiKahve Taneleri Gibi Olabilmek /
Okuma Metinleri

قهوه  دانه لري گبي اولابيلمك بابا، اوغلنه ؛ "صوڭ توصيه مي موطفاقده  آڭلاتمق ايستييورم" ديمش، موطفاغي و ييمك ياپمه يي بيلمه ين دليقانلي "اولور" ديمش چكينه  چكينه . بابا، اوجاغه  عين بيوكلكده  أوچ قاپ قويمش، هپسني صويله  طولديروب أوچنڭ ده  آلتني ياقمش. "شيمدي، ايسته ديگم هر شيدن ايكي دانه  ويره جكسڭ بڭا" ديمش اوغلنه . صيره سيله  هاوج، يومورطه  و قاورولمامش قهوه  چكردگي ايسته مش. . . اوغلي هپسندن ايكيشر دانه  ويرمش باباسنه . آدم ايكي هاوجي برنجي قابه، ايكي يومورطه يي ايكنجي قابه و ايكي قاورولمامش قهوه  چكردگنى أوچنجي قابه قويمش. هر أوچني ده  يگرمي دقيقه  سوره يله  قايناتمش. داها صوڭره  قاپلري اينديروب ييمك ماصاسنه  بويور ايتمش اوغلني. ييمك ماصاسنده  أوچ طبق طورويورمش. قاپلرده  قاينايان هاوجلري، يومورطه لري و قهوه  چكردكلريني بيوك بر أوزنله  طبقلره  يرلشديرمش. صوڭره  اوغلنه  دونوب صورمش: "نه  گورويورسڭ؟" اوغلي دوشونوركن آچيقلامه يه  باشلامش. "هاوجلر خاشلاندقجه  اصلنى غائب ايدوب يوموشامش. يومورطه لر گورونوشده  باشده كي گبي سرت طورويورلر اما ايچلري قاتيلاشمش. قهوه  دانه لري ايسه  اولديغي گبي طورويور، باشده  نه يسه لر صوڭنده  ده  أويله لر. " صوڭره  اصل توصيه سنه  صيره  گلمش: "اوليلكده  عشق و شفقت برلكده  اولمليدر. عشقسز بر اوليلكده  هر ايكي أش ده  شو گورديگڭ هاوجلر گبي بربرلريني توكتيرلر، أسكيتيرلر، پورسودیرلر. شفقتسز بر اوليلكده  ايسه  أشلر بربرلرينه  نه  قدر تحمّل ايتسه لر ده ، شو گورديگڭ يومورطه لر گبي ايچدن ايچه  قاتيلاشيرلر، بربرلرندن اوزاقلاشيرلر. عشقڭ ده  شفقتڭ ده  اولديغي بر اوليلكده  ايسه ، شرطلر نه  اولورسه  اولسون، أشلر طبقي شو قهوه  دانه لري گبي، بربرلرينڭ ياننده  قاليرلر، كندي كيشيلكلريني ييتيرمزلر. قهوه  دانه لرينڭ تكرار قايناتيلمه يه  حاضر اولمه لري گبي، اونلر ده  بربرلريله  باش باشه  اوزون ييللر گچيرمه يه  ايستكليدرلر. اوغلي آلديغي بو درسدن تطمين اولمشه  بڭزييوردي. "اصل درس بو دگل!" ديدي بابا. اوغلنڭ ألندن طوتدي، اوجاغڭ أوزرنده  بيراقديغي قاپلرڭ ايچنده  قالان صولري گوستردي. "هاوجلردن و يومورطه لردن آرته  قالان صويه  باق. . . ايكيسنده  ده  بر طات يوق " قهوه  چكردكلريني چيقارديغي قاپده كي صويي ياواشجه  بر فنجانه  بوشالتدي. مسك گبي تازه  قهوه  قوقويوردي. فنجاني اوغلنه  اوزاتدي. "ايچمك ايسترسڭ هر حالده " ديدي. اوغلي قهوه سني يودوملركن قونوشمه سني سورديردي. "قهوه  چكردكلري گبي بربرلريني توكتمه ين أشلرڭ پايلاشديغي يووه  ده  ايشته  بويله  اولور. مسك گبي، تميز و حضور ويريجي. باشقه  هركسڭ فنجاننه  قويوب يودوملاياجغي تازه  قهوه  گبي. . . چونكه  اونلر بربرلريني خرجامايارق، بربرلرينه  عشقله  و شفقتله  داورانارق حياته  كندي طاتلريني، قوقولريني و رنكلريني قاتمه يي باشاريرلر." Baba, oğluna; "Son tavsiyemi mutfakta anlatmak istiyorum" demiş, mutfağı ve yemek yapmayı bilmeyen delikanlı "Olur" demiş çekine çekine. Baba, ocağa aynı büyüklükte üç kap koymuş, hepsini suyla doldurup üçünün de altını yakmış. "Şimdi, istediğim her şeyden iki tane vereceksin bana" demiş oğluna. Sırasıyla havuç, yumurta ve kavrulmamış kahve çekirdeği istemiş... Oğlu hepsinden ikişer tane vermiş babasına. Adam iki havucu birinci kaba, iki yumurtayı ikinci kaba ve iki kavrulmamış kahve çekirdeğini üçüncü kaba koymuş. Her üçünü de yirmi dakika süreyle kaynatmış. Daha sonra kapları indirip yemek masasına buyur etmiş oğlunu. Yemek masasında üç tabak duruyormuş. Kaplarda kaynayan havuçları, yumurtaları ve kahve çekirdeklerini büyük bir özenle tabaklara yerleştirmiş. Sonra oğluna dönüp sormuş: "Ne görüyorsun?" Oğlu düşünürken açıklamaya başlamış. "Havuçlar haşlandıkça aslını kaybedip yumuşamış. Yumurtalar görünüşte baştaki gibi sert duruyorlar ama içleri katılaşmış. Kahve taneleri ise olduğu gibi duruyor, başta neyseler sonunda da öyleler. " Sonra asıl tavsiyesine sıra gelmiş: "Evlilikte aşk ve şefkat birlikte olmalıdır. Aşksız bir evlilikte her iki eş de şu gördüğün havuçlar gibi birbirlerini tüketirler, eskitirler, pörsütürler. Şefkatsiz bir evlilikte ise eşler birbirlerine ne kadar tahammül etseler de, şu gördüğün yumurtalar gibi içten içe katılaşırlar, birbirlerinden uzaklaşırlar. Aşkın da şefkatin de olduğu bir evlilikte ise, şartlar ne olursa olsun, eşler tıpkı şu kahve taneleri gibi, birbirlerinin yanında kalırlar, kendi kişiliklerini yitirmezler. Kahve tanelerinin tekrar kaynatılmaya hazır olmaları gibi, onlar da birbirleriyle baş başa uzun yıllar geçirmeye isteklidirler. Oğlu aldığı bu dersten tatmin olmuşa benziyordu. "Asıl ders bu değil!" dedi baba. Oğlunun elinden tuttu, ocağın üzerinde bıraktığı kapların içinde kalan suları gösterdi. "Havuçlardan ve yumurtalardan arta kalan suya bak... İkisinde de bir tat yok " Kahve çekirdeklerini çıkardığı kaptaki suyu yavaşça bir fincana boşalttı. Mis gibi taze kahve kokuyordu. Fincanı oğluna uzattı. "İçmek istersin herhalde" dedi. Oğlu kahvesini yudumlarken konuşmasını sürdürdü. "Kahve çekirdekleri gibi birbirlerini tüketmeyen eşlerin paylaştığı yuva da işte böyle olur. Mis gibi, temiz ve huzur verici. Başka herkesin fincanına koyup yudumlayacağı taze kahve gibi... Çünkü onlar birbirlerini harcamayarak, birbirlerine aşkla ve şefkatle davranarak hayata kendi tatlarını, kokularını ve renklerini katmayı başarırlar."

Osmanlıca DERGİ 01 Ocak
Konu resmiUtansın
Okuma Metinleri

اوتانسين تخوم صاچ، بيتمزسه  طوپراق اوتانسين! هدفه  وارمايان مزراق اوتانسين!   هي گيدي كحيلان، قوشمه ڭه باق سن! چاتلارسه ڭ، طوغوران قيصراق اوتانسين!   اسكي چنار شيمدي نوئل آغاجي؛ داللرده  ايگرتي ياپراق اوتانسين!   اوسته ده  قاليرسه  بو أوكسز ياپي، اوني سورديرمه ين چيراق اوتانسين!   ئولومدن ايلرده  واريش ديديگڭ، گريده  نه  وارسه  بيراق اوتانسين!   اي بيڭ بر دانه ده  صولمايان تك رنك؛ بايراقلاشامييورسه ڭ بايراق اوتانسين!   نجيب فاضل قيصه كورك   Tohum saç, bitmezse toprak utansın! Hedefe varmayan mızrak utansın!   Hey gidi Küheylan, koşmana bak sen! Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!   Eski çınar şimdi Noel ağacı; Dallarda iğreti yaprak utansın!   Ustada kalırsa bu öksüz yapı, Onu sürdürmeyen çırak utansın!   Ölümden ilerde varış dediğin, Geride ne varsa bırak utansın!   Ey binbir tanede solmayan tek renk; Bayraklaşamıyorsan bayrak utansın!   Necip Fazıl Kısakürek

Osmanlıca DERGİ 01 Ocak
Konu resmiDünya Tarihi Osmanlı Tarihi Bilinmeden Yazılamaz
Baş Muharrir

دنيا تاريخي عثمانلي تاريخي بيلينمدن يازيلاماز عثمانليجه  أوگرنمه نڭ پك چوق فائده لري و مصلحتلري اولديغنه  هپمز همفكرزدر. فقط تاريخجي يازار قدیر مصر اوغلنڭ افاده  ايتديگي ”ذكا يازيسي“ اولمه سني بلكه  هيچ گوندم ياپمامشزدر. بعض كلمه لرڭ يازيليشي فرقلي اوقومه لري برابرنده  گتيرمسي، نورمالده  بر زورلق گبي گوزوكسه  ده ، اصلنده  قفا يورمه يي، هانگي طرزده  اوقوناجغني سياق و سباقدن چيقارمه يه  امكان طانيمه سي، عثمانليجه نڭ ذكايي قوللانمه يه  قاتقي صاغلاديغني گوسترمكده در. اوت، بو آي قدیر مصر اوغلنی متخصّص كوشه مزده  مسافر ايدييورز. بو آلانده  قفا يورمش، اثر ويرمش بيوكلريمزڭ بر يكيمي بزه  قاتقي صاغلامقله  برلكده ، يوڭ و خيز ويرمكده در. آيريجه  بو چاليشمه لر، اونلرڭ ديللرندن تاريخه  دوشن نوطلر اولارق درگيمز طرفندن قيد آلتنه  آلينمقده در. قيمتلي اوقويوجيلريمز، عثمانليجه  چاليشمه لري ئولكه مزده  خيز كسمه دن دوام ايتمكده در. صوڭ زمانلرده  مودرن تعبيريله  دگرلر اگيتيمنه  اڭ قولاي و مجرّب مالزمه لر أوزرندن قاپي آرالايان عثمانليجه  اثرلر، عثمانليجه  اوقويابيلن سز قيمتلي تعقيبجيلريمزه  بيوك بر خزينه  صونمقده در. عثمانليجه  آناختاري ايله  بو قاپيدن گيرن انسانمز، بيوك بر مدنيت انشاسنڭ تمللرنده  ياتان أوز دگرلره  اولاشمقده ، مودرنيته  ايله  ترسدن گمي يوزديرمه يه  چاليشانلره  نسبتله  برقاچ آديم أوڭده  گيتمكده درلر. نره يه  باقاجغني بيلمك شرطيله ، بعضًا آتيلاجق بر آديم چوق و گوزل نتيجه لري قولايجه  ألده  ايتمه يه  امكان طانيمقده در. عثمانليجه  أوگرنمك ده  بونلرڭ أوڭده  گلنلرندندر. بوندن طولاييدركه  بو آلانده  ياپيلان چاليشمه لر، بزلري هم اوموتلانديرييور هم ده  چاليشمه لريمزه  غيرت ويرييور. گچديگمز حزيران آينده  دولت آرشيولرنده  ياپيلان عثمانليجه  سرتيفيقه  تورننده ، آرشيو يتكيليلري شوني سويله ديلر. بو بناده  ساده جه  عثمانلينڭ دگل، آفريقه ، آسيه ، قفقاسيه ، باتي آوروپه  گبي گنيش بر آلانڭ بر يكيمي بولونمقده در. باشقه  بر تاريخجيمزڭ سويله ديگي أوزره ، دنيا تاريخي عثمانلي تاريخي بيلينمدن يازيلاماز. أويله دركه ، دنيانڭ پك چوق ئولكه سندن پك چوق تاريخجي عثمانلي تركجه سي أوگرنمكده  و آرشيولريمزده  آراشديرمه لر ياپمقده در. ايلری يه  دونوك پك چوق پروبلمڭ چوزومنده  ده  آرشيولريمز تاريخجيلر طرفندن زيارت ايديله جك، آراشديرمه لر ياپيلاجقدر. بو آراده  آرشيو ساده جه  تاريخجيلره  دگل، عثمانليجه  بيلن هركسه  آچيق اولديغني ده  لطفًا بر كناره  يازيڭز. هم محقّق آرشيوي بر كز ده  اولسه  زيارت ايديڭز. قولاقدن دويديغڭز پك چوق بلگه  گوزل بر موزه ده  سرگيلنييور و سزلرڭ زيارتنى بكلييور. بز ده  درگي اولارق چاليشمه لريمزه  دوام ايدييورز. قارشيلاشديغمز تعقيبجيلريمزڭ عثمانليجه  درگي حقّنده كي حسن ظنلرينه  لايق اولمه يه  چاليشييور، أوگرنمه يه  صاغلاديغمز قاتقيدن طولايي ممنون اولويورز. بو آي ده  يينه  فرقلي بلگه  و چاليشمه لرله  سزلرله  برلكده يز. سزلرڭ ده  قاتقيسني بكلييورز. آتاڭزدن، دده ڭزدن قالان بر بلگه نڭ چوزومي اولور، بر كتابه  فوطوغرافيله  برابر چوزوب بزه  گوندره بيليرسڭز، يا ده  كندي أل يازيڭزله  يازديغڭز اوزون اولمايان بر چاليشمه  سزلرڭ ده  قاتقي صاغلامه سنه  وسيله  اولابيلير. نهايتنده  آرتيق سزلر ده  عثمانليجه  اوقور هم ده  يازار اولدیڭز. اڭ أونمليسي، عثمانليجه  اوقويوب يازمه نڭ ممكن و چوق ده  زور اولماديغني وارلغڭزله  اثبات ايتديڭز. ايچريسنده  بولونديغمز شهر رمضانڭزي تبريك ايدر، چاليشمه لريڭزده  موفّقيتلر ديلرم. يڭيدن بولوشنجه يه  قدر قالڭ صاغليجاقله ! متین اوچار Osmanlıca öğrenmenin pek çok faydaları ve maslahatları olduğuna hepimiz hemfikirizdir. Fakat tarihçi yazar Kadir Mısıroğlu’nun ifade ettiği “zekâ yazısı” olmasını belki hiç gündem yapmamışızdır. Bazı kelimelerin yazılışı farklı okumaları beraberinde getirmesi, normalde bir zorluk gibi gözükse de, aslında kafa yormayı, hangi tarzda okunacağını siyak ve sibaktan çıkarmaya imkân tanıması, Osmanlıcanın zekâyı kullanmaya katkı sağladığını göstermektedir. Evet, bu ay Kadir Mısıroğlu’nu mütehassıs köşemizde misafir ediyoruz. Bu alanda kafa yormuş, eser vermiş büyüklerimizin birikimi bize katkı sağlamakla birlikte, yön ve hız vermektedir. Ayrıca bu çalışmalar, onların dillerinden tarihe düşen notlar olarak dergimiz tarafından kayıt altına alınmaktadır. Kıymetli okuyucularımız, Osmanlıca çalışmaları ülkemizde hız kesmeden devam etmektedir. Son zamanlarda modern tabiriyle değerler eğitimine en kolay ve mücerrep malzemeler üzerinden kapı aralayan Osmanlıca eserler, Osmanlıca okuyabilen siz kıymetli takipçilerimize büyük bir hazine sunmaktadır. Osmanlıca anahtarı ile bu kapıdan giren insanımız, büyük bir medeniyet inşasının temellerinde yatan öz değerlere ulaşmakta, modernite ile tersten gemi yüzdürmeye çalışanlara nispetle birkaç adım önde gitmektedirler. Nereye bakacağını bilmek şartıyla, bazen atılacak bir adım çok ve güzel neticeleri kolayca elde etmeye imkan tanımaktadır. Osmanlıca öğrenmek de bunların önde gelenlerindendir. Bundan dolayıdır ki bu alanda yapılan çalışmalar, bizleri hem umutlandırıyor hem de çalışmalarımıza gayret veriyor. Geçtiğimiz Haziran ayında Devlet Arşivlerinde yapılan Osmanlıca Sertifika Töreninde, arşiv yetkilileri şunu söylediler. Bu binada sadece Osmanlının değil, Afrika, Asya, Kafkasya, Batı Avrupa gibi geniş bir alanın birikimi bulunmaktadır. Başka bir tarihçimizin söylediği üzere, dünya tarihi Osmanlı Tarihi bilinmeden yazılamaz. Öyledir ki, dünyanın pek çok ülkesinden pek çok tarihçi Osmanlı Türkçesi öğrenmekte ve arşivlerimizde araştırmalar yapmaktadır. İleriye dönük pek çok problemin çözümünde de arşivlerimiz tarihçiler tarafından ziyaret edilecek, araştırmalar yapılacaktır. Bu arada arşiv sadece tarihçilere değil, Osmanlıca bilen herkese açık olduğunu da lütfen bir kenara yazınız. Hem muhakkak arşivi bir kez de olsa ziyaret ediniz. Kulaktan duyduğunuz pek çok belge güzel bir müzede sergileniyor ve sizlerin ziyaretini bekliyor. Biz de dergi olarak çalışmalarımıza devam ediyoruz. Karşılaştığımız takipçilerimizin Osmanlıca Dergi hakkındaki hüsn-i zanlarına layık olmaya çalışıyor, öğrenmeye sağladığımız katkıdan dolayı memnun oluyoruz. Bu ay da yine farklı belge ve çalışmalarla sizlerle birlikteyiz. Sizlerin de katkısını bekliyoruz. Atanızdan, dedenizden kalan bir belgenin çözümü olur, bir kitabe fotoğrafıyla beraber çözüp bize gönderebilirsiniz, ya da kendi el yazınızla yazdığınız uzun olmayan bir çalışma sizlerin de katkı sağlamasına vesile olabilir. Nihayetinde artık sizler de Osmanlıca okur hem de yazar oldunuz. En önemlisi, Osmanlıca okuyup yazmanın mümkün ve çok da zor olmadığını varlığınızla ispat ettiniz. İçerisinde bulunduğumuz şehr-i Ramazanınızı tebrik eder, çalışmalarınızda muvaffakıyetler dilerim. Yeniden buluşuncaya kadar kalın sağlıcakla!

Metin UÇAR 01 Ocak
Konu resmiOsmanlıca Zeka Yazısıdır
Mülâkâtlar

mülâkat: ARAŞTIRMACI YAZAR Kadir MISIROĞLUmülâkatı Yapan: MUHAMMED SEMİZ عثمانليجه نڭ آلفابه  و لسان قسمي بر بتون اولارقمي دگرلنديريلمليدر؟ عثمانليجه  ديديگمزده  نه  آڭلاملي يز؟ عثمانليجه يي ناصل تعريف ايدرسڭز؟ حرف قسمي و لسان قسمي ايكيسي ده  بربرينه  باغليدر. حرف انقلابي ايله  ايشله دكلري اهانتي اتمامه  مدار اولمق أوزره  لسانده كي تخريباتي ياپييورلر. بن بو سبيلده  هر هفته  يازدم. تركجه يه  سوء قصد اسلامه  سوء قصدڭ بر جزؤيدر دييه . محافظه كار باش باقان بيله  يارغيچ دييور. خلق حاكم دييور. لسان ده ، بو يازي يه  باغلي بر مسئله در. بربريني تماملايان ايكي دعوادر. عثمانليجه  ديديگڭده  لسان عقله  گلير. يازي ديمك ايچون عثمانليجه  يازي دييه جكسڭ. يازي ديمزسه ڭ لسان آڭلاشيلير. عثمانليجه  ديديگمز زمان عثمانلي تاريخنده  قوللانيلان تركجه  عقله  گلير. وهلةً بويله  آڭلاشيلير. يازي يي آڭلامايز. لسانڭ آديدر عثمانليجه . عثمانليجه نڭ عربجه ، فارسجه ، تركجه دن يوغرولمش بر ياپيسي وار. عثمانلي، لسانده  بويله  بر ياپي يي اولوشديرمقله  نه يي هدفله دى؟  بوندن شو آڭلاشيلير؛ اسلام دنياسنڭ ليدري اولان بر ملّت، مسلمان عناصرڭ هپسنڭ مشتركًا قوللانديغي كلمه لري لساننه  آقتارارق، لسانده  اصغري بر اشتراك ميدانه  گتيرير. عثمانليجه  بويله  بر لساندر. عربجه نڭ، فارسجه نڭ و تركجه نڭ امكانلري برلشديريله رك وجوده  گلمش بر لساندر. حقيقتًا عثمانليجه  أوچ ديلڭ امكانلريني برلشديرمشدر. و تركيه يه  گلن بر عرب صيقينتي چكمزدي فضله . بر تركجه  كتابه  باقديغي زمان املا محافظه  ايديلديگي ايچون آشاغي يوقاري آڭلاردي. ساده  طاقيلر، أكلر. . . عثمانليجه ؛ عثمانلي يازيسي، عثمانلي لساني بو برلگي، بو اتحادي صاغلييوردى. ديمككه  بو انقلابڭ غايه لرندن بري، اسلام دنياسنڭ اصغري آڭلاشمه  امكاننى برطرف ايتمكدر. اما تك غايه  بو دگلدر. اصل غايه  ديندن نشئت ايتمش اولان، دين ايله  ايچ ايچه ، مزج اولمش ادبياتي، تاريخي، ملّي كولتوري ملّتنه ، اجدادڭ طورونلرينه  يبانجيلاشديرمقدر. بوگون أونيورسيته نڭ قاپيسنده  دائرۀ امور عسكريه  يازييور. آلتندن او يازي يي يازانلرڭ، قوللانانلرڭ طورونلري توريست گبي گچييور. رسم گبي گورويور. يازي يي أوگرنسه   اموری بيلمديگي ايچون امور عسكريه  نه  ديمك يينه  آڭلاماز. ديمككه : ايكي غايه سي وار بو لسانده كي تخريباتڭ. بريسي اسلام دنياسي ايله  ارتباطي ضعفه  اوغراتمق ئوبوري ده  اجدادڭ تمامًا ديڭله ، اسلامله  مزج اولمش بولونان ملّي كولتوري و بو كولتورڭ ملّي حافظه ده كي بقيه لريني كنديسنه  يبانجيلاشديرمق. عثمانليجه  دينيلديگنده  عموميتله  اسلام حرفلري، قرآن حرفلري آڭلاشيلييور. بو آلغينڭ تملنده  ناصل بر تاريخي سورچ ياتييور؟ بر ملّتڭ مقدّس كتابنڭ يازيلامدیغي بر يازي او ملّتڭ ملّي يازيسي اولاماز. باشقه  بر گركچه يه  حاجت يوقدر. عثمانلي زماننده  قرآن قورسي دييه  بر مفهوم يوقدر. چونكه  احتياج يوقدر. چونكه  تحصيل قرآن أوگرنمكله  باشلار. بنم باباآننه م هيچ مكتبه  گيتمه مشدي. اوقومامشدي. فقط قرآن بيلديگي ايچون حركه لي يازيلري؛ يونس امره  ديواننى اوقوردي. مولدي اوقوردي. حركه لي يازيلمق شرطيله  ساده جه  قرآن بيلن مكتب بيتيرمش آدم گبي اوقور يازاردي. ايشته  بو امكاني ملّتڭ الندن آلديلر. قرآنله  آرايه  بر ارتباط صوقمق. . . بوگون نيه  بو قدر قرآن قورسي وار؟ چونكه  مكتبڭ أوگرتديگي يازي ايله  قرآن أوگرنيلمييور. ”ايكنجي بر يازي أوگرنمك احتياجي گوچلگي اورته يه  چيقسين“ هدفلردن بري ده  بودر. توم خرستيانلق عالمنده  مشترك يازي لاتين اصللي آلفابه دن چيقمشدر. بتون مسلمان عنصرلرده  ده  اسلام يازيسي مشتركًا قوللانيلمشدر. بو ديمكدركه  بو ايكي بربرندن فرقلي مدنيتڭ. يازيلر علامت فارقه سيدر. بوني عصمت پاشا ١٩٦٨ سنه سنده  اولوس غزته سنده  يايينلادیغي خاطره لرده  آڭلاتدي. كندي اعتراف ايتدي. طبیعی ١٩٦٨ دموقراسي يه  گچيلمش بر گون اولديغي ايچون بونلر اساس ضميرلريني آچيقجه  سويله يه مييورلر؛ ”بز اسكي يازي يي گوچ اولديغي ايچون ترك ايدوب يڭي يازي يي ده  قولاي اولماديغي ايچون قبوللنمدك. او يازي بزي عرب كولتورينه  باغلييوردي.“ شعورلي هر مسلمانڭ بو موضوعده  مقاومت صاحبي اولمسي لازمدر. شعورلي هر مسلمان، بن مسلمان منوّري يم ديين بر آدم صاغدن صوله  اوقور يازار اولمليدر. صاغدن صوله  اوقور يازار اولمادن كنديني منوّر صايمامليدر. اهمّيتي آڭلاشيلمديغي ايچون بوڭا همّت ايدن آز. سز بوڭا أوڭجيلك ايدييورسڭز. فرائضه  رعايت شرطيله ، بو خصوصده كي غيرتڭز قدر سزڭ مقبول بر باشقه  عمل ايتمه ڭزه  امكان يوق. بو يازي دعواسنده  بللي أولچوده  نتيجه  آلابيلمك، مسلمانلرڭ أوزرينه  گلن بر اوردويي يڭمكدن داها مهمدر. چونكه  حربڭ نتيجه سي گچيجيدر. يازي متأثّردر. ابديدر. تركجه  بو لاتين حرفلري يوزندن رذيلانه  بر ماهيت قازانمشدر. بر ده  قبول ايديلن حرفلرڭ اكسيكلگي طولاييسيله  بونڭ مضرّتلري صايمقله  بيتمز. لاتين آلفابه سي بزم لسانمزي قارشيلاياجق بر ياپي يه  صاحبميدر؟ لاتين حرفلري حافظه يه  طايانير، بزم يازي ذكايه  طايانير. بوگون اگيتيمده  بر آمريقه لي صوسيولوغڭ اورته يه  قويديغي ”گنجدال“ نظريه سي قبول گورمشدر.  ”چيچك“ يازار، ”ياپراق“ يازار. كلمه لري رسم گبي أوگرتير. اما نه  يازيقكه  لاتين آلفابه سنده  كلمه لر حرف حرف يازيلير. حالبوكه  اسلام حرفلري بيتيشيك يازيلير. آيري آيري يازيلماز. بيلييورسڭز بو اهانتڭ باشلانغيجنده  انور پاشا حروف مفصّله  دييه  تك تك يازمه يه  تشبّث ايتمشدر. صوڭره  واز گچيلمشدر. تك تك كلمه لري قاورامق حافظه يه  يوكدر. اسلام حرفلري ذكايه  باقار.  ”سن“ ديركن ”نون“ی قوللانيرز، ”صوڭ“ ديركن صاغير كافي قوللانيرز. ايكي سس عين دگلدر. تلفّظ خطالري صايمقله  بيتمز. بو، يازينڭ، آلفابه نڭ وباليدر. تلفّظ خطالري ايله  قونوشويور انسانلر. نره ده  اوزاتاجق، نره ده  قيصالتاجق. . . تركيه ده  ”حيات“ كلمه سني بيلمه ين بر چوبانمي وار؟ سن نيه  بوڭا ”ياشام“ دييورسڭ. چونكه  حيات كلمه سنڭ منشأي قرآن. ”حاكم“ كلمه سني بيلمه ين بر جاهلمي وار؟ عصرلرڭ ايشي. بوڭا ”يارغيچ“  دييورسڭ. عدالتي بيلمييورميسڭ كه  يارغي دييورسڭ؟ محافظه كار انسانلر بيله  بو سله  قاپديرمش كنديني.  بر كاغدڭ أوزرينه  دمير توزلريني گليشي گوزل دوكر، آلتدن بر مقناطيس طوتارسڭ. مقناطيس او كاغدڭ أوزرنده كي دمير توزلريني صيره لره  ديزه ر. هيچ بر دمير توزي اوراده  سركش، باشنه  بيوروق، مقناطيسڭ تأثيرندن آزاده  حركت ايده مز. بر مسلمانڭ بتون فكرلري و بتون داورانيشلري قارشيسنده  ده  اسلامڭ تمل عمده لري عين رول اوينامليدر. سن هم مسلمانلق ادّعا ايدييورسڭ هم ده  اويديرمه  ديل قوللانييورسڭ. بر ده  بهانه لري وار ”گنجلر آڭلامييور“! گنجلرڭ آڭلامامسي، كلمه لري طانيمامه سي لسانده كي بو دگيشيلك ايچون بر سبب تشكيل ايدرمي؟ دنيانڭ هانگي مملكتنده  علم جاهلڭ سويه سني اساس آلير! انگليزلرڭ وَبْسْتیر لغاتنده  ١٢٠٠٠٠٠ كلمه  وار. انگليز كويليسي ايكي بيڭ كلمه  بيلمز. كويلي بيلمييور دييه  بو كلمه لري آتمازلر. دنيانڭ هيچ بر يرنده  عوامڭ لسان بيلگيسي ايله  منوّري او بيلگيله  اكتفا ايتديرمك، اجبار ايتمك گبي بر قبول يوقدر. بو احمقلق بزم ملّته  مخصوص مع الاسف. علم ده  لسانڭ زنگينلگي درجه سنده  الده  ايديلير. لساني فقيرلشديرمك جاهللگه  طوغري آديم آتمقدر. بوني سويله يه بيليرمكه  دنيا تاريخنده  يوكسلمه ده  ده  رقور بزده در، آلچالمه ده  ده  بزده در. بو آلچالمه ده كي رقورڭ برنجي گوسترگه سي؛ حرف انقلابنه  بديع الزمان طيشنده  كيمسه  اعتراض ايتمه مش، چوق حزيندر. اسلام حرفلري مسئله سنده  بديع الزمان يوز آقيدر. عثمانليجه  ساده جه  بر آلفابه  دگل، عين زمانده  عصرلرڭ بريكديرديگي بر لسان تجربه سني ده  ايچرييور. عثمانليجه  اوقور- يازار اولمقله  گونمزده  لاتين حرفلري ايله  اوقور- يازارلق آراسنده  ناصل بر فرق واردر؟ عثمانليجه  ذكا يازيسيدر. بو يازي؛ لاتين آلفابه سي حافظه يه  يوكدر.  عثمانليجه يي بيلن بر آدم لسانڭ تاريخي تكاملني ده  بيلير. ”تزگاه“ تلفّظ ايتديگي كلمه يي ”دستگاه“ يازمه سني بيلير. ”دستگاه“ يازار، ”تزگاه“ اوقور. كلمه نڭ اتيمولوژيسني بيلير. شيمديكي چوجق نه  بيلير؛ بو كلمه  نره دن توره مشدر. أوسته لك اسكي لسانده كي كلمه لر منطقي بر ارتباطله  بر سلسله در. تحرير، محرِر، محرَر، محرّرات. . . شيمدي لاتين آلفابه سنده  كلمه لر قوپون قماش گبي تكدر. ”اولاي“ كلمه سندن بر كلمه  توره ت باقايم. بر تك ”اولايلر“ ياپارسڭ. ”حادثه “ كلمه سندن بن سڭا اون دانه  كلمه  يازايم. لاتين آلفابه سنڭ حافظه يه  يوك اولمه سنڭ بر سببي ده  بودر. هيچ بر ملّتڭ باشنه  بويله  بر بلا گلمه مشدر. لسان و مدنيت آراسنده  ناصل بر باغلانتي واردر؟ بر عثمانلي منوّرينڭ كلمه  خزينه سي ايله  گونمزده  بر آيدينڭ كلمه  خزينه سي آراسنده  چوق فرق وار. مدنيتمز آچيسندن بو دگيشمه نڭ نه  گبي نتيجه لري اولدي؟ ديپلومه لي جاهللر اوردوسي چيقدي اورته يه . أونيورسيته  طلبه سنه  دييورمكه  ”سن چوق محترصسڭ“. محترص نه  ديمك، دييور بڭا. نه لر گورويورم بوراده ، سؤال صورمه سني بيلمييورلر. ناصل افلاس ايتديگني نسلڭ، سؤال صورمه سندن آڭلييورسڭ. انسانلر، ادراكلرنده كي مفهوم زنگينلگي قدر درين بر تفكّر صاحبي اولابيليرلر. تفكّر و تحسس. . . اگر مفهوملري آز طانييورسه  قبا شكل ادراكي ايچنده  فكرلره  انتقال ايدرسڭ. عينًا لسان أوگرتيركن بر آدمڭ رسمنى طوپ گبي بر يووارلاق چيزرلر قفا بر چيزگي بويون، ايكي چيزگي قول، ايكي دانه  باجاق آل سڭا آدم. گرچك آدمله  بو آدم آراسنده كي فرق صوڭسز. مفهوملري ضعيف اولان آدمڭ بر انساني بو شكلده  افاده  ايتمه سي قبیلندندر. بوگونڭ نسللري لاتين حرفلري و لسانده كي تحريفات سببيله  ايكي يوز كلمه  بيلييور. ايكي يوز كلمه  ايله  تفكّر آنجق وحشي آفريقه  قبيله لرنده ؛ دنيادن خبري اولمايان قبيله لرده كي تفكّر سويه سنده  اولور. بو كلمه لرله  اسلامي نه  آڭلامق ممكندر نه  ده  آڭلاتمق.  بڭا نه  أوڭريرسڭ دييور؟ ”توصيه “یي ده  أوڭرمك دييور. ”تكليفه “ ده  أوڭرمك دييور. تبدّلات، تحوّلات، انقلاب، اختلال، اون دانه  كلمه يي قالديرييور. يرينه  بر دوريم كلمه سني گتيرييور. مفهوملري آزالتمه يي معرفت صانييور. يعني تفكّرده  جاهلڭ سويه سني اساس آلييور. تاريخمز بوينجه  قيد ايديلن فكري و حسّي ترقّياتي ردّ ايتمك معناسنه  گلير. انسانلغي حيوانه  ياقلاشديرمقدر. دنياده  هيچ بر ملّت بوني ياپمامشدر و ياپماز. فرانسزجه دن انگليزجه دن لاتينجه  ويا غركجه  كلمه لري چيقاريرسه ڭ، او ديل بوگونكي زنگينلگنى غائب ايدر. هيچ بر فرانسز، هيچ بر انگليز بوني دوشونمز. انگلتره يه  اڭ صوڭ گيدن آڭغيللردر. آڭغيللرڭ اون يدي كوك كلمه سي واردر. دقّت ايت اون يدي.  يگرمي بيله  دگل. بوندن توره سين توره سين ٢٠٠ كلمه  توره سين. انگليزڭ وبستیر لغاتنڭ ١٨٧٨ باصقيسي وار بنده . ٥٠٠ بيڭ كلمه  احتوا ايدييور. بوگون ١٢٠٠٠٠٠’ه  چيقمش. وبستیر لغاتنڭ أوڭ سوزنده  نه  دييور بيلييورميسڭ؟ بو لغاتده  ٥٠ بيڭ يعني يوزده  اون عربي الاصل كلمه  وار. ١٠ بيڭ ده  تركجه  كلمه  وار. انگليز لسانده  عرقجيلق ياپمديغي ايچون لساني بوگون بين الملل بر حاله  گلمشدر. او تركجه  دگلدر. بو تركجه  دگلدر. اوني آت، بوني آت. آزالتمه يي معرفت صايدي. مشهور ردخوسڭ ايلك باصقيسنده  يوز اللي بيڭ كلمه  واردر. اونڭ أوڭسوزنده  يازار؛ ديركه ؛ بو لغات دنيانڭ ايكي زنگين ديلنڭ لغاتيدر. انگليزجه  و عثمانليجه .  تركجه  كلمه  گنجلرڭ قفاسنده  ٢٠٠، ٣٠٠ كلمه يه  دوشدي. ايل اوغلي نه  ياپييور، بز نه  ياپييورز. نسللره  بوندن داها بيوك بر اهانت اولاماز. يازي دگيشيكلگي تخريباتڭ اڭ بيوگي، لسانده كي تخريبات اوني اكماله  مدار اولان ايكنجي حمله در. بونڭ ايكيسنه  ده  قارشي چيقمايان آدم اسلامي شعور باقيمندن كفايتسزدر. بيلمييورلر دييور. أوگرنسين.  هنوز اونوتولمايان كلمه لري باري دعوا ايده لم. دمييورم كه  صاوجي يرينه  مدعی عمومي دييه لم.  كاشكه  دييه بيلسه ك. يهودي اونوتولمش بر لساني ايكي بيڭ ييل صوڭره  احيا ايتدي. بز ده  هيچ اولمازسه  اونوتولماياني قوللانارق دوام ايتديره لم. لكن نسللره  باطل فكرلر برر نارقوز گبي ويريلمشدر. بدنڭ سرخوشلغي چابوق زائل اولور. اما روحًا سرخوش اولان آدم قولاي آييلماز. بو ملّتڭ گنجلريني، باطل فكرلرله  روحًا سرخوش ايتمشلردر. آنجق رسمي ايده ئولوژينڭ خارجنده  سزڭ گبي غيرت صاحبي اولان انسانلرله  تماسده  اولانلر زهرلي غاز آتيلان يرده  ماسكه  طاقمش انسان گبي كنديلريني قورتاريرلر. بويله  بختيار انسانلر ده  چوغالييور. بوندن طولايي بن چوق اميدوارم. حرف انقلابنڭ چاغداشلاشمقله  ناصل بر مناسبتي واردر؟ دنياده  بزده كي حرف انقلابنه  بڭزر مثاللر وارميدر؟ حرف انقلابنڭ چاغداشلاشمقله  هيچ بر علاقه سي يوقدر. باقڭ سزه  بونڭ بر مثالنى ويره يم: فخرالدين كريمڭ بر قيز قرداشي واردي، مشكوره  خانم. ادبيات فاكولته سنده  كتبخانه  مأموره سي ايدي. بو قادين اوليا چلبي سياحتنامه سي أوزرينه  دوقتوره  ياپمشدي. اوليا چلبي سياحتنامه سنڭ احمد جودت پاشا طرفندن باصيلمش اولان نسخه سي، عثمانليجه  نسخه سي چوق اكسيلتيلمش، اوني آتمش، بوني آتمش، بوني بگنمه مش فلان. بو قادين بو تحريفاتي دوقتوره سنده  گوسترمشدي. اوليا چلبي سياحتنامه سنڭ أوچ نسخه سني اينجه له يه رك يايينه  حاضرلادى. بڭا آڭلاتديغني سويله يه يم سزه : بر مستشرقلر قونغره سنده  اوليا چلبي سياحتنامه سي أوزرينه  بو دوقتوره سنده كي فكرلري بر تبليغ اولارق صونمش.  بوڭا ديمشلركه : الله عشقنه  بوني باصاجقميسڭ؟ - اوت.      - صاقين لاتين حرفلري ايله  باصما! بز اوقويامييورز. چونكه  مستشرق ايستر ايسته مز عربجه  أوگرنييور، فارسجه  أوگرنييور، تركجه  أوگرنييور اما طوغري تركجه  أوگرنييور، اويديريق تركجه  أوگرنمييور. كلمه  احتياجلردن طوغار. كلمه يي معشر وجدان قبول ايدرسه  او يرلشير. بونڭ تيپيك بر مثالنى سزه  ويره يم: علي فؤاد باشگيلڭ تركجه  مسئله سي دييه  بر كتابي واردي. بسيط، كوچك بر كتاب. اما اوراده  بر مثال وار دهشتدر. سزار بر گون سناتوده  قونوشوركن لاتينجه  اولمايان بر كلمه  قوللانمش. سناتورڭ بري ماصايه  اورمش. سزار: نيچون سوزيمي كسييورسڭ؟ سناتور: بو كلمه يي قوللانمقدن سني منع ايدرم. سزار: نيچون؟ سناتور: بو كلمه  لاتينجه  دگلدر. سزار: بن ايسته ديگمه  روما وطنداشلغنى ويرييور، ايسته ديگمي ده  روما وطنداشلغندن عزل ايدييورمي يم؟ سناتور: اوت. سزار. أويله يسه  بو كلمه يي ده  قوللانيرم و او لاتينجه  اولور. سناتور: خير سزار! ايسته ديگڭي روما وطنداشي ياپمق يا ده  عزل ايتمك سڭا قانونلرڭ ويرديگي بر سلاحيتدر. لاتينجه  اولمايان بر كلمه يي لاتينجه  ياپمق سلاحيتنى سڭا هيچ بر قانون ويرمز. بوني آنجق لاتين ملّتي ياپار. آلير، بنمسه ر و قبول ايدرسه  او لاتينجه  اولور. بڭا ديسه لركه ؛ ييقيلان اسلامي مؤسّسه لردن، اساسلردن سڭا بر حقّ طانييورز. هانگيسني گري گتيرمك ايسترسڭ؟ يازي يي گتيريرم! خلافت ايسته مم يازي يي ايسترم. يازي گليرسه  لسان گلير، شعور گلير. شعور باشقه  شيلري ده  گتيرير. همّتڭز وار اولسون. يازي يه  و لسانه  گوسترديگڭز غيرت سببيله  الله سزدن راضي اولسون. ملّت جاهل اولورسه  اداره سي قولاي اولور. بونلرڭ ياپدقلري بودر. دوشونن، تفكّر ايدن، محاكمه سي گنيش اولان آدمي اداره  ايتمك قولاي دگلدر. يازيمز و لسانمز أونيفورمه  گبيدر. مسلمانلغڭ بر أونيفورمه سي گبيدر. أتيكت ماهيتنه  حائز اولمسي گبي. پوليسي قيافتندن طانيرسڭ. صوبايي قيافتندن طانيرسڭ. مسلماني ده  قوللانديغي يازيدن، لساندن طانيرسڭ.

Mülakatlar * 01 Ocak
Konu resmiOsmanlıca Öğreniyorum
Osmanlıca Öğreniyorum

Merhaba Arkadaşlar! Geçtiğimiz ay Osmanlıcada Arapça Unsurlara kısa bir giriş yapmıştık. Burada önemli bir konuya dikkat çekmiş, harflerin benzemesi kafamızı karıştırmasın demiştik. Yani biz bu bölümde kesinlikle Arapça öğrenmiyoruz. Sadece Osmanlıcaya geçen Arapça kelimelerin kendi içerisindeki yapısını anlamaya çalışacağız. Kelimeler Arapça olabilir, fakat cümlelerin Türkçe olduğunu unutmayalım. Arapça kelimelerin kendine ait manaları var. Bununla birlikte Arapça bir kelime, türetme amaçlı olarak farklı kalıplara girdiğinde, o kalıbın binasına ait manayla asıl manasını da kaybetmeden yeni manalar kazanabilir. Mesela: Gördüğünüz gibi, en sağdaki ilm mastarından farklı kalıplarla esas mana baki kalmakla birlikte yeni kelimeler elde ettik. Burada esas olan, asli olan harfleri türetme için kullanılan zaid harflerden ayırabilmektir Asli ve zaid harfleri tekrar hatırlayalım. Zaid harfler on adet olup, الیوم تنساه cümlesiyle kodlanmıştır. Bu cümle içerisinde bulunan harflerden bir veya birkaçı sülasi mücerred / herhangi bir ilave almamış üçlü kelime üzerine gelerek kelimeyi şeklen ve mana itibariyle değişikliğe uğratacaktır. İşe kolaylık sağlaması açısından sülasi mücerred mastarlar فعل harfleriyle kodlanmışlardır. Zaid harfler de bu kod üzerinden yeni kalıplar üretilmesine ve asli harften ayrıştırma ve çözümleme yani asli harfleri bulma buna göre yapılmaktadır. Asli Harfler: Zaid Harfler: Yukarıda bahsedilen kodlama işini aklımızda sıkıca tutalım. Zira bundan sonraki bütün işlemler bu kod üzerinden ilerleyecek. Asli harfler temsil eden فعل kharfleri üzerine gelecek her zaid harfe göre, elimizdeki harf üzerinde eklenen zaid harfleri ve dolayısıyla girdiği kalıbı tanıyabiliriz. Buna göre manasını çıkarabiliriz. Ya da türemiş kelimeden asli harflere ulaşabilir, asıl mana üzerinden şimdiki manayı kavrayabiliriz. O zaman Sülasi Mücerred Mastarlardan başlayarak kalıpları öğrenelim. İşin ne kadar zevkli ve güzel olduğunu beraberce görelim. Evet, arkadaşlar! Bu tabloda Sülasi Mücerred yani herhangi zaid bir harf eklenmemiş mastarları ve kelime örneklerini görüyorsunuz. Bu kelimeler nasıl bu kalıpta geldiği konusu tamamen lügat ve duymaya dayalıdır. Bu kelimelerin bu kalıplarda geldiğini öğrenmeniz, işitmeniz, ezberlemeniz gerekiyor. Ezber meselesi sizi korkutmasın, zira bu kelimeleri duyagelmekten dolayı zaten ezberinizde var birçoğu. Buraya kadar gördüğümüz temel konu, Sülasi Mücerred Mastar kalıpları ve bu kalıplarda gelen kelimelere örnekler. Bundan sonra farklı kalıplara girmekle nasıl bir değişikliğe uğradıklarını ve yeni manalarını nasıl kazandıklarını göreceğiz. Sizden ricamız, lütfen diğer konu gelinceye kadar, yukarıda bahsi geçen bu kelimeleri üç beş defa okuyarak hafızanıza almaya çalışınız. Asıl eğlence bundan sonra başlıyor.

Osmanlıca DERGİ 01 Ocak
Konu resmiKelimelerin Kökenlerine Yolculuk
Kelimelerin Kökenkerine Yolculuk

ديل، ياشايان و گليشن جانلي بر حقيقت اولديغندن طولايي، قوللانديغمز كلمه لرڭ اصلي ياپيلريني بيلمك، ديلي داها ايي آڭلامه مزه  و طانيمه مزه  قاپي آچار. أوزللكله  گچمشنى بيلديگمز هر كلمه ، ديلمزي زنگينلشديره رك داها بيلينچلي قونوشمه مزي صاغلار. Dil, yaşayan ve gelişen canlı bir hakikat olduğundan dolayı, kullandığımız kelimelerin asli yapılarını bilmek, dili daha iyi anlamamıza ve tanımamıza kapı açar. Özellikle geçmişini bildiğimiz her kelime, dilimizi zenginleştirerek daha bilinçli konuşmamızı sağlar. ÇİLEKEŞ: Çeken anlamındaki, farsça bir ek olan “keş” eki sonuna geldiği kelimeleri özne haline getirir. Mesela “çilekeş” çile çeken, “serkeş” baş çeken, “esrarkeş” esrar çeken, “peşkeş” öne çeken örneklerinde olduğu gibi, özneler yapar. DİLAVER: Farsça gönül anlamındaki “dil” kelimesi “alan” anlamındaki “âver” ekiyle birleşince “gönül alan” gibi güzel bir mana ortaya çıkıyor. CANAVAR: Bu kelimenin aslı “canâver”dir. Can kelimesi “alan” anlamındaki “âver” ekiyle birleşince can alan, cana kasteden gibi bir mana ortaya çıkıyor. EMRAH: Bu kelime dilimize Farsçadan geçmiştir. Farsçadaki aynı yolda giden anlamındaki “hemrah” kelimesi zamanla emrah şeklini almıştır. HEMŞİRE–HEMŞEHRİ: Bu iki kelime karıştırılan kelimelerdendir. Farsça süt anlamındaki “şir”     kelimesi hem ile birleşerek aynı anneden süt emen kız kardeş için kullanılır. Hemşehri ise, aynı şehirden olanlar için kullanılır. CEBEL-CEDEL: Bu iki kelime de bazen karıştırılır. “Cebelleşmek” şeklinde yanlış kullanılır. Halbuki, “cebel” dağ demektir. “Cedel” ise kavga, çatışma anlamına gelmektedir. Doğru ifade “cedelleşmek” şeklinde olacaktır. CANBAZ: Farsçadaki oynayan anlamındaki “baz” eki canla birleşince “canıyla oynayan” manasına gelir. Osmanlı döneminde canbazlar, savaşta en ileride, avcı hattında bulunarak canlarını hiçe sayan binekli askerlerdi. Zamanla bu kelime sirklerde at üstünde, ip üstünde canını tehlikeye atarak gösteri yapan insanlar için de kullanıldı. Yine aynı mantıkla, sirklerde ateş ile oynayan ateşbazlar vardı. Ayrıca kumar oynayan kumarbaz, düzenle oynayan düzenbaz, küfürbaz, hokkabaz, kelimeleri de aynı esas ile yazılır. KARDEŞ: Kardeş kelimesi Türkçedir. Aynı annenin karnını paylaşan anlamındaki “karındaş” kelimesinden değişerek önce kardaş, zamanla kardeş şekline dönüşerek günümüze gelmiştir. ŞEMSİYE: Arapça güneş kelimesinden türetilen bu kelime, sıcak memleketlerde güneşten korunmak için kullanılan eşyanın adıdır. Ne kadar aciptir ki; bugün bizler şemsiyeyi, yağmur yağdırılırken, hiç de güneş yokken kullanıyoruz. BENDENİZ: Bu sözcüğün ne "ben" sözcüğüyle, ne de "deniz"le bir alakası yoktur. Sadece sondaki "-niz" eki Türkçedir. Asıl kelime olan "Bende", Farsçada, "kul, köle” anlamına gelmektedir. Yani, eskiden nazik, kibar özellikle mütevazı bir Osmanlı beyefendisi, kendisinden bahsederken nezaketle “bendeniz” dediği zaman "Ben kulunuz, köleniz falan" demeyi kastederdi.

Mirza Ayhan İNAK 01 Ocak
Konu resmiSene 1913: Sinop’da Petrol Bulundu
Biliyor muydunuz?

سنه  ١٩١٣: سينوپده  پترول بولوندي ٢٠ نجی يوز ييلڭ اڭ أونملي انرژي قايناقلرندن بري اولان پترول، گونمزده  ده  اهمّيتنى قورومه يه  دوام ايتمكده در. كيمي زمان صواشلره  بيله  سبب اولابيله جك درجه ده  دگر عطف ايديلن بو انرژي قايناغنڭ چيقاريلاجغي قويولرڭ بولونمسي چاليشمه لري، توم دنياده  اولديغي گبي ئولكه مزده  ده  هر زمان گوندمده  اولمشدر. پترولڭ أونمنڭ آڭلاشيلمه سنڭ آردندن، عثمانلي دولتنده  ده  پترول آرامه  چاليشمه لري ياپيلمه يه  باشلانمشدي. فقط آردي آردينه  پاتلايان صواشلر سببيله ، بو قونويه  گركن أونمڭ ويريله مدیگي ده  آشكاردر. عثمانلي دولتنده  پترول معدني بولونان يرلردن بريسي ده  سينوپڭ بوي آباد ايلچه سي. عثمانلي آرشيولري اينجه لنديگنده ، بوي آبادڭ اكين ويران (اكين اورن)، ياغليجه  و يازيلي كويلرنده  پترول بولونديغنه  دائر وثيقه لر قارشمزه  چيقمقده در. بو كويلردن اكين ويران (اكين اورن) كوينده كي پترول معدننى بولان آلتون اوغلي يوان افندي، تجارت و زراعت نظارتنه  پترولي چيقارتمق ايچون اذن باش اوريسنده  بولونمشدر. مجلس مخصوصڭ اونايندن صوڭره  ١٩١٦ سنه سنده  آلتون اوغلي يوان افندي يه  بو معدنڭ ايشلتمه  مضبطه سي تجارت و زراعت نظارتي طرفندن ويريلمشدر. بر مدّت صوڭره  آلتون اوغلي يوان افندي، بو معدنڭ أوچده  بر حصّه سني احمد زاده  حاجي علي شكري افندي يه  صاتمشدر.   بو قونو ايله  ايلگيلي يايينلاياجغمز ايلك وثيقه ، ٢٧.١٢.١٩١٦ تاريخلي اولوب؛ اكين ويران (اكين اورن) كوينده كي پترول معدننڭ آلتون اوغلي يوان افندي يه  احاله  ايديلمه سنڭ اويغون گورولديگنه  دائر مجلس مخصوص يازيسيدر: 20. Yüzyılın en önemli enerji kaynaklarından biri olan petrol, günümüzde de ehemmiyetini korumaya devam etmektedir. Kimi zaman savaşlara bile sebep olabilecek derecede değer atfedilen bu enerji kaynağının çıkarılacağı kuyuların bulunması çalışmaları, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de her zaman gündemde olmuştur. Petrolün öneminin anlaşılmasının ardından, Osmanlı Devletinde de petrol arama çalışmaları yapılmaya başlanmıştı. Fakat ardı ardına patlayan savaşlar sebebiyle, bu konuya gereken önemin verilemediği de âşikârdır. Osmanlı Devletinde petrol madeni bulunan yerlerden birisi de Sinop’un Boyabat İlçesi. Osmanlı Arşivleri incelendiğinde, Boyabat’ın Ekinviran (Ekinören), Yağluca ve Yazılı Köylerinde petrol bulunduğuna dair vesikalar karşımıza çıkmaktadır. Bu köylerden Ekinviran (Ekinören) Köyündeki petrol madenini bulan Altunoğlu Yuvan Efendi, Ticâret ve Zirâat Nezâretine petrolü çıkartmak için izin başvurusunda bulunmuştur. Meclis-i Mahsûs’un onayından sonra 1916 senesinde Altunoğlu Yuvan Efendi’ye bu madenin işletme mazbatası Ticâret ve Zirâat Nezâreti tarafından verilmiştir. Bir müddet sonra Altunoğlu Yuvan Efendi, bu madenin üçte bir hissesini Ahmedzâde Hacı Ali Şükrü Efendi’ye satmıştır. Bu konu ile ilgili yayınlayacağımız ilk vesika (BOA, İ..DUİT, 24/13), 27.12.1916 tarihli olup; Ekinviran (Ekinören) Köyündeki petrol madeninin Altunoğlu Yuvan Efendi’ye ihale edilmesinin uygun görüldüğüne dâir Meclis-i Mahsûs yazısıdır: Milâdî: 27.12.1916 Çarşamba Bâb-ı Âlî Meclis-i Mahsûs 252 Şûrây-ı Devlet Mâliye ve Nâfia Dâiresinden tanzîm ve hey’et-i umûmiyesinden tezyîl edilip melfûflarıyla miyâne-i bendegânemizde mütâlaa olunan 14 Cemâziye’l-evvel 1331 – 8 Mayıs 1329 (Milâdî: 21 Mayıs 1913) ve 400 rakamlı mazbatada beyân olunduğu vecihle Kastamonu Vilâyeti dâhilinde Sinop Sancağının Boyâbâd Kazâsında bi’t-taharri zâhire çıkarılan petrol madeninin îcâb eden resm ve harçları verilmek şartı ve şerâit-i mukarrere-i sâire ve doksan dokuz sene müddet ile Teb’a-i Devlet-i Aliyyeden Altunoğlu Yuvan Efendi uhdesine ihâlesi zımnında Dîvân-ı Hümâyûn kaleminden fermân-ı âlî isdâr olunarak Ticâret ve Zirâat Nezâretine irsâli ve alınacak rüsûmdan dolayı devâir-i müteallikaya ma’lûmât i’tâsı bi’t-tezekkür sâlif’ül-beyân mazbata ve mukâvele ve şartnâme lâyihalarının nüsha-i matbûa-i musahhahaları bu bâbda kaleme alınan irâde-i seniyye lâyihası ile arz ve takdîm kılınmakla kâtıbe-i ahvâlde emr u fermân hazret-i veliyyü’l-emir efendimizindir. Fî 2 Rebî’ül-evvel Sene: 1335 – Fî 14 Kânûn-u Evvel Sene: 1332 Sadrazam Saîd Mehmed (Saîd Halim) Şeyh’ül-islâm Mûsâ Kâzım Efendi ayn-ı imzâda bulunmadı Harbiye Nâzırı ve Bahriye Nâzırı Vekîli Enver Dâhiliye Nâzırı ve Mâliye Nâzırı Vekîli Talat Hâriciye Nâzırı Adliye Nâzırı Vekîli Halîl Bey ayn-ı imzâda bulunmadı Nâfia Nâzırı ve Evkâf-ı Hümâyûn Nâzırı Vekîli Abbas Maârif Nâzırı ve Posta ve Telgraf ve Telefon Nâzır Vekîli Ahmed Şükrü Ticâret ve Zirâat Nâzırı ve Şûrây-ı Devlet Reîsi Vekîli Ahmed Nesimî يايينلاياجغمز ايكنجي وثيقه ، ٠١.٠١.١٩١٧ تاريخلي اولوب؛ پترول معدننڭ آلتون اوغلي يوان افندي يه  احاله سنڭ شورای دولت و مجلس وكلاجه  ده  اويغون گورولديگي حقّنده كي دائرۀ صدارت عظمانڭ يازيسيدر: Yayınlayacağımız ikinci vesika (BOA, İ..DUİT, 24/13), 01.01.1917 tarihli olup; petrol madeninin Altunoğlu Yuvan Efendi’ye ihalesinin Şûrây-ı Devlet ve Meclis-i Vükelâ’ca da uygun görüldüğü hakkındaki Dâire-i Sadâret-i Uzmâ’nın yazısıdır: (BOA, İ..DUİT, 24/13) Milâdî: 01.01.1917 Pazartesi Bâb-ı Âlî Dâire-i Sadâret-i Uzmâ Âmedi-i Dîvân-ı Hümâyûn: 252 İrâde-i Seniyye Kastamonu Vilâyeti dâhilinde Sinop Sancağının Boyâbâd Kazâsında bi’t-taharri zâhire çıkarılan petrol madeninin şerâit-i mukarrere ve doksan dokuz sene müddet ile Teb’a-i Devlet-i Aliyye’den Altunoğlu Yuvan Efendi uhdesine ihâlesi Şûrây-ı Devlet ve Meclis-i Vükelâ karârları ile tasvîb edilmiştir. Bu irâde-i seniyyenin icrâsına Ticâret ve Zirâat Nezâreti me’mûrdur. Fî 7 Rebî’ul-evvel Sene: 1335 – Fî 19 Kânûn-u Evvel Sene: 1332 Sadrazam Saîd Mehmed (Halim) Şeyh’ül-islâm Harbiye Nâzırı ve Bahriye Nâzırı Vekîli Enver Dâhiliye Nâzırı ve Mâliye Nâzırı Vekîli Talat Hâriciye Nâzırı Adliye Nâzırı Vekîli Nâfia Nâzırı ve Evkâf-ı Hümâyûn Nâzırı Vekîli Abbas Maârif Nâzırı ve Posta ve Telgraf ve Telefon Nâzır Vekîli Ahmed Şükrü Ticâret ve Zirâat Nâzırı ve Şûrây-ı Devlet Reîsi Vekîli Ahmed Nesimî يايينلاياجغمز أوچنجي وثيقه، ١٩ آغستوس ١٩١٧ تاريخلي اولوب؛ آلتون اوغلي يوان افندي يه  احاله سي ياپيلان پترول معدننڭ أوچده  بر حصّه سنڭ احمد زاده  حاجي علي شكري افندي يه  دور ايديلديگنه  دائر مجلس وكلا ضبطنامه سيدر: Yayınlayacağımız üçüncü vesika (BOA, MV., 209/22), 19 Ağustos 1917 tarihli olup; Altunoğlu Yuvan Efendi’ye ihalesi yapılan petrol madeninin üçte bir hissesinin Ahmedzâde Hacı Ali Şükrü Efendi’ye devredildiğine dâir Meclis-i Vükelâ Zabıtnâmesidir: (BOA, MV., 209/22) Milâdî: 19 Ağustos 1917 Pazar Meclis-i Vükelâ Müzâkerâtına Mahsûs Zabıtnâme Sıra Numarası: 267 Tarihi: 30 Şevval 1335 - 19 Ağustos 1333 Teblîğ olunduğu devâir: Ticâret ve Zirâat Tarih-i teblîği: 23 Hulâsa-i Meâli Şûrây-ı Devlet Mâliye ve Nâfia Dâiresinin 312 numaralı ve 8 Ağustos 1333 tarihli mazbatası okundu Karârı Mezkûr mazbatada muharrer olunduğu vech ile Kastamonu Vilâyeti Sinop Sancağının Boyâbâd Kazası muzâfâtından Ekinviran (Ekinören) Karyesinde kâin ve imtiyâzı Teb’a-i Devlet-i Aliyye’den Altunoğlu Yuvan uhdesinde bulunan petrol madeninin sülüs hissesinin bervech-i istid’â Teb’a-i Osmâniye’den Ahmedzâde Hâcı Ali Şükrü Efendi’ye ferâğında mahzûr olmadığı anlaşıldığından îfây-i muktezâsı husûsunun Ticâret ve Zirâat Nezâretine havâlesi tezekkür kılındı. Mûsâ Kâzım,Enver, Talat, Ahmed Nesimî, Ali Fethi ?, Ahmed Şükrü, Mustafa Şeref, Halim?

Arif Emre GÜNDÜZ 01 Ocak